25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

iniyor. Sanki giderek yeralttna iniyormuş gibi. Aslında, giderek yoksulluğun dibine iniyor. Surların aşağısına indiğinde hayat biraz daha soluyor. Uçurumdan inince biraz daha... Hatta, orada artık giderek vahşi bir hal alıyor. Radyoevindeki adamın okuduğu kitaplar hakkında neler söylemek istersiniz? Alçaklığın Evrensel Taribi Borges'ın kitabı. Ya diğerleri? Fiyakalı Intihar Teşebbüsleri, Peygamber Dublörlüğü, Basit Bilgilerin Gizli Dehşeti, Büyük Cami Yangınları, Melek Yüzlü Şeytanlann Şeceresi, Yeryüzündeki Kuyuların Esrarı ve Uzak Felaketlerin Kardeşliği gibi kitaplar benim uydurduğum kitaplar. Uydurulmuş bunca kitabın arasında Borges'in kitabının bulunması, Borges'e bir çeşit teşekkür selamı. Çünkü romanın o bölümündeki küçük bir sahne Borges'in Düşsel Varlıklar kitabındaki bazı bilgilere dayanılarak yazıldı. üretilen bir yermiş gibi görünüyor. Bir bakıma, gerçek yer değiştirmekle kalmıyor; üçe bölünüyor... "HERKESİN BİR HAYDARIVAR" lkincisi de, sizin de pencerenize ara sıra uğrayıp sohbet eden bir Haydarınız var mı? Varsa ilbam kaynağınızo mu? Herkesin bir Haydar'ı var aslında. Ama kimse kimsenin Haydar'ını göremiyor. Şunu da sormadan geçemeyeceğim; yoksa zamanla kötiiye giden insanlık balleri için Horoz Dede gibi biz de bağtracak mtyız: "Kalktn ey gafiller"? Bağırıyoruz zaten. Uykuların Doğusu aynı zamanda 'Kalkın ey gafiller!" cümlesidir. Romanda silik de olsa darbe yıllart gürülüyor desem? Öyle bir yer var romanda. Dede aradığı kuşun peşinden koşarken öyle bir zamanın içinden geçiyor. Ve romanın sonuna damgastnt vuran dayıfigürü!.. Anlatıamn idolü! Ne güzel bir tanım yapıyor eniştesiyle kız kardeşinin aşkı için: "Ezeli hastalıklarımızın baştnda gelen aşk aklın terazhinde tarltlamayacak kadar ağır, ag"ır oldug'u kadar da hafiftır ve bu yüzden hem bütün kitapların ortasında, hem de Tandtrname'nin ilk sayfasında yer alacak bir konudur..." (s. 197) Dayının romandaki yeri öteki kahramanlarla hemen hemen aynı. Ama ağırlığı bir hayli fazla. Roman onun yüzünden var. Başka bir deyişle, romanı var eden sebeplerin başında geliyor. Zaten anlatıcı da, onun hikâyesini anlatmak için başlıyor yazmaya. Gene de bütün olarak baktığımızda, roman dayının hikâyesi değil. Bir bakıma, anlatıcı da derin uykuda, o da bir geniş dalgınlığın içinde. Yazdıldarı yaşadıklarından, yaşadıkları yazdıklarından ibaret. Dayı, romanın eleştirel bakış açısına sahip olan tek kahramanı neredeyse. Dediğiniz gibi, aşka, hayata ve hikâye anlatma teknigine dair birtakım fikirleri var. Final diyeceğim amafinal her defasında aynı şekilde, bitmeden devam ediyor... Başta ncden yarım cümleyle başlamış bu roman derken, sonda bırleştiğinin ayırdına vanyorum. Sonda anlatılan bu acıklı hikâyeyi niye devir dayim yaptınp bıtirmediniz de okuru (henil) gö'zya$lartna boğdunuz? Biliyorsunuz, bu sorunun karşılığı yok. Romanın içinde oluşan akla göre romanın böyle bitmesi (aynı zamanda bitmemesi) gerekiyordu. Keyifli söyleşi için teşekkürler... Ben teşekkür ederim. • KEMAL TAHÎR Kemal Tahir'in. sağlığında tefrika olarak yayımladığı ya da hıç yayımlamadığı öykü. roman ve cevırilerı sonunda okurlarıyla buluşuyor... ASK CETESl R&man Yayımlandu DUTLAR YETISMEDİ Öykü (Yayımiaadı, ZEHRA'NIN OEFTERİ Öykü (Yayımlandu MAYKHAMMER DI2İSİ fOCAK 2006) Yayımlanmamıs öykü ve romanlarıyla İthaki'de... "ADSIZ KUŞ" Cebrail dedenin aradıg'ı kusa gelelim. Daha dogrusu, o büyüleyici kuş hikâyesinc. Bu kuş berrak sulara burun kıvırıyor. llla kı bulanık su içiyor. Bulanık su bulamadıg'ında da berrak suları gaga darbesıyle bulandınp öyle içiyor. Gerçekte böyle bir kuş var mı? Gerçekte böyle bir kuşun var olııp olmaması romanın gerçekliği açısından önemli değil bence. Olmayabilirdi ama var. Ben bu kuşun adına, yıllar önce Katherine Mansfield'ın Bir Hüzün Güncesi'nde rastlamıştım. Romanın o bölümünü yazarken kuşun özelliklerini hatırladım ama adını bir türlü hatırlayamadım. Üstelik, bu kuşla hangi kitapta karşılaştığımı da hatırlayamadım. Günlerce o kitaptı, şu kitaptı diye aradım ama bulamadım. Sonunda işte böyle adsız bir kuş olarak yer aldı romanda. O bölümü yazdıktan sonra, Katherine Mansfield'in kitabını hatırladım ama hikâyeyi değiştirmedim. Dedenin, peşine düştüğü kuşun adını bilmiyor olıışu daha güzel dedim kendi kendime. Adı bilinseydi ne kadar küçük bir kuş haline gelirdi diye düşündüm. îki tatıe merak ettiğim şey var! Birıncisi, neresi şu ata yadigârı denen o netametli yer? Bunu tam olarak ben de bilmiyorum. Ata yadigârı, romana göre neresiyse orası. At arabalarına, yeraltına sarkıtılan küfelerc, siyah gürültülcre, çavuşlara, makara gıcırtılanna bakılırsa ata yadigârı bir çeşit maden ocağı. Belki de kömür çıkarılıyor ve kullanılan teknik yüzünden ha bire çalışanlar ölüyor. Bitişiğindeki mezarlığa, ata yadigârındaki gasilhaneden her gün tabut taşınıyor. Köklü bir *eoztop@aof.anadolu.edu.tr gcçmişi de var ata yadigârının, dededen oğula devredilip gelmiş. Ayrıca Uykuların Doğusu/ Hasan Alı şiddet de oradan fışkırıyor, bulunduToptas/ Dogan Kitap/ 230 s. ğu bölge oradaki kuvvet tarafından şekillendiriliyor. Işık adamlar sürgün ediliyor sözgelimi, kırımdan geçiriliyor. Romanda yer alan bütün bu veriler nereyi işaret ediyorsa ata yadigârı orayı simgeliyor. Aynı zamanda, romanın sonraki sayfalarında bu gerçek değişiyor tabii. Başka bir noktadan bakıldığında ata yadigârı bu kez de kâh sakız, kâh hap, kâh gaz Soldan sağa: Erdem Oztop ve Hasan All Topta$. C U M H U R İ Y E T K İ T A P MÇetesi c YAYIMLANAN DİĞER KİTAPLAR: ESİR ŞEHRİN İNSANLARI • ESİR ŞEHRİN MAHPUSU YOL AYRIMI • KARILAR KOĞUŞU • YORGUN SAVASÇI DEVLET ANA • KURT KA^iJMU r^pr* 1 Kutu içinde set satışı Koçak Pazarlama eliyle yapılmaktadır. Iı h oki S A Y I 8 17 SAYFA 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear