28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Barış Dosterden 'Atatürk, Türk Dünyası ve Mazlum Milletler' sinde meydana gelen olaylara geniş yer veriyor kitabında ama Anadolu Devrimi perspektifini gözden kaçırmıyor. lyi de ediyor bence. MUSTAFA KEMAL VE ASYA'DAKİ TÜRK DÜNYASI Anadolu'daki Türk Dünyasını ayağa kaldıran "Doğu'nun Güneşi, lslamın Kılıcı" Mustafa Kemal, Asya'daki Türk dünyasına nasıl bakmıştı? Ciünümüzde, özellikle Sovyctler Birliği'nin dağılmasından sonra karşımıza sık sık çıkan soru budur. Nutuk'ta Samsun'a çıkma gerekçesini "Ulusal egemenliğe dayalı, bağılsızkoşulsuz bağımsız bir Türk devleti kurmak" biçiminde özetleyen Mustafa Kemal, Doster'e göre "her şeyden önce ve her şeyin üstünde Türkiye'yi görür." (Doster, s. 147) Doster, Prof. Şerafettin Turan'a dayanarak, milli hâkimiyeti her şeyin üzerinde tutan Mustafa Kemal'in "Pantürkizmi, Panturanizmi ve ümmetçiliği reddettiğini" özellikle belirtir. Şu sözler Gazi'ye aittir: "Asırlardan beri Türkiye'y^ idare edenler çok şeyler düşünmüşlerdir fakat yalnız bir şey düşünmemişlerdir; Türkiye'yi." ( aktaran Doster, s. 148) Özellikle pek çok sağcı yayının girişinde, başlangıcında, kapağında yeralan ve 1933 yılında Cumhuriyet'in 10. Yılı nedeniyle düzenlenen Balo'da Mustafa Kemal tarafindan söylendiği öne sürülen söze ne buyrulur*: "Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Ösmanb gibi tıpkı Avustrya Macaristan imparatorluğu gibi parçalanabilir ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlanndan kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. Işte o zaman Türkiye nc yapacağını bilmeudir. Bugün bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. .. .Milletler buna nasıl hazırlamr? Manevi köpriilerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür... .Onlann (Dış Türkler) bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli. " Yazar Ismet Bozdağ, Mustafa Kemal'in bu sözleri hangi ortamda ve ne gerekçeyle söylediğini "Atatürk'ün Avrasya Devleti" adlı eserinde uzun uzadıya anlatmıştır. ( aktaran Doster, s. 207) Peki böyle bir şey var mu Doster'in bir paragraf yukarda Şerafettin Turan'dan aktararak açtığı görüşler, Mustafa Kemal'in bu tür spekülasyonların adamı olmadığını ortaya koyuyor. Mustafa Kemal'in Sovyetlerin yıkılması konusunda herhangi bir düşünccsi ve akıl yürütmesi olmamıştır, o dönemde olamazdı da. Türkleri sevmek başkadır, sorumluluklar başka. Hem sonra Mustafa Kemal evrensele giden yolun ulusaldan geçtiğini en iyi bilenlerin başında gelir. Doster'in kitabı Orta Asya Türki halklannın sorunlanna eğilmenin yanı sıra öteki Mazlum Milleder'in sorunlanna yer veriyor. Ancak, başta da belirttiğim gibi, kitapta Kafkasya'nın ayncalıklı yeri, öteki konulan gölgede bırakıyor. Sonuç: Doster'in "Atatürk'e ithaf ettiği" çalışması sıradan bir siyasal tarih çalışması değil; siyasal düşünceler tarihi çalışması da değil. Bunlann hepsinin iç içe geçtiği bir bütün. Devrimin düşmanlan kadar dosdan da olduğunu apaçık görüyoruz kitabı okurKen. Üstclik bu dostlar en az düşmanlan kadar kararlı, azimli, bilgili. Doster'in "Atatürk, Türk Dünyası ve Mazlum Milletler" çalışması, "Kuvayı Milliye" nıhu ile kaleme alınmış. Başka türlü olamazdı zaten. Doster'in çalışması karartılmak istenen ufkumuzu aydınlatıyor. • Atatürk, Türk Dünyası ve Mazlum Milletler/ Dr Barış Doster/ Toplumsal Dönüiüm Yayınlart/ 2004/ 288 s. K İ T A P Kafkasya Seddi'ni yıkan babayiğitler yükün altına girmiş. " Türk Dünyası ve Mazlum Milletler"e kısa yolculuk, bir kitabın serüveninin ötesinde anlamlar taşıyor; okura bilginin yanı sıra, coşku taşıyor, Türklük sevgisi taşıyor. Barış Doster'in "Atatürk'e ithaf ettiği" çalışması sıradan bir siyasal tarih çalışması değil; siyasal düşünceler tarih; çalışması da değil. Bunların hepsinin iç içe geçtiği bir bütün. Devrimin düşmanları kadar dostları da olduğunu apaçık görüyoruz kitabı okurken. Üstelikbu dostlar en az düşmanları kadar kararlı, azimli, bilgili. O cüneytAKAUN umhuriyet okurlannın gazete yazılarından ve haberlcrinden tanıdığı Barış Doster'in öteki şapkası öğretmenliktir. Bilgi Üniversitesi'nde Atatürk llkeleri dersleri veren Doster'in geçenlerde tstanbul Üniversitesi'nde kendisine Doktor unvanını kazandıran tezi Toplumsal Dönüşüm mayınları tarafindan yayımlandb. Doster tezinde Anadolu güneşiyle kimi yıldızlan bir araya getiriyor. Üzerinde yaşadığımız topraklarda (sarı saçlımavi gözlü) güneş belli ve kim ne derse desin, rakipsiz. Yddızları ise kitabın adı işaret ediyor: "Türk Dünyası", "Mazlum Milletler". Güneş parlak, yıldızlar iri ve yakın olunca, okumanın kcyfi bir başka oluyor. Doster tezinin konusunu önceleri "Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk'ün Türk Dilli Topluluklarla tlişkisi" olarak saptamış. Çalışmayı sonralan, Attilâ Dhan'ın uyarısı üzerine öteki "Mazlum Milletler"i de kapsayacak biçimde genişletmiş. Ancak hemen vurgulayalım; Türk halkları öne çıkıyor çalışmada. Kitap Birinci Dünya Savaşı yülanndan aldığı Türk Dünyası'nı Kurtuluş Savaşı'nın ateşinde tartıyor. Kurtuluş Savaşı'ndan ve Anadolu Devrimi'nden Asya'daki Türk Dünyası'na sıçrıyor; orada • bir sıçrama daha yaparak mazlum Türk/Müslüman ulusları kucaklıyor. Söylemesi kolay ama yapması o kadar kolay değil. Mazlum milletlere esin kaynağı olan Anadolu Devrimi'nin seveni olduğu kadar sevmeyeni de var, hep biliyoruz. Ama seveninin de sevmeyeni bastıracak kadar atak, bilgili, kararlı olması gerektiğini hem duyumsuyor hem biliyoruz. Ne demişler, "bir ülkede namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır". Iş başa düşünce, Doster var gücüyle C KAFKASYA SEDDİNİN GİZEMİ Anadolu başlı başına bir tarih hazinesi; Türk Dünyası, Mazlum Milletler de Anadolu'ya eklenince kocaman, dev bir tablo çıkıyor karşımıza. Ancak her denizin içinde olduğu gibi burada da adalar, kayalıklar, üzerine fener inşa edilmiş kayalıklar var. Bu fenerler uçsuz bucaksız ummana ışık tutuyor. Kars doğumlu, Kars Gazi llkokulu çıkışlı, babasırun Azeri kökeni ile övünmekten özel bir keyif alan Doster'in yaşamında Kafkasya'nın ayncalıklı bir yere sahip olduğu kolayca anlaşılıyor. Gelelim Kafkasya Seddi'ne; ülkemizde Devrim Tarihi kitaplarında anlatılan Kurtuluş Savaşı, doğal olarak Doğu Cephesi ile başlar. Işgalci düşmanın Batı'daki varkğının yokedilmesinin ancak ve öncelikle Doğu Cephesi'nin sağlama alınabilmesiyle, diğer bir deşiyle Ordu'nun arkasını güven altına alabilmesiyle sağlanabileceğinin bilincinde olan Kuvayı Milliye ve onun önderi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nı Doğu'dan başlatır. Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk Ordulan Ermenileri yener ve Doğu sının güvence altına alınır. Bütün Devrim Tarihi kitaplan, bize bunu anlatır. Açık ve seçik, değil mi? Bu kuşkusuz doğrudur ama eksiktir. Batı Cephesi'nde Ordular Polatlı'ya kadar gerilerken, nasıl olmuştur da Karabekir Paşa düşmanı ezip geçebilmiştir? Bu zafer nasıl gerçekleşti? Kafkasya'da düşman belliydi de dost kimdi acaba? Işte, bizim resmi tarih bu konularda suskun kalır. Aslında basit gibi görünen bu sorular, son elli küsur yılda, ya da daha açık bir ifadeyle Soğuk Savaş'ın gölgesinin bilimin, tarihin üzerine düştüğü yıllarda çetinleşti, sağlıklı yanıt almak iyice güçleşti. Içerdeki kötü niyetli kişilerin, karşıdevrimcilerin engellemelerine dışarıdan emperyalistlerin patmağı kanştı. Oysa, gerçek apaçık ortada idi. Mustafa Kemal ülkenin yanıbaşında meydana gelen bir başka büyük devrimi, Sovyet Devrimi'ni keşfetmiş; Sovyet Devrimi de, bazı aklı evvel yandaşlarının ısrarla uzaklarda aradığı müttefikini Avrupa'da bulamayınca, dikkatini yanıbaşındaki Anadolu'ya çevirmişti. Karabekir Paşa'nın harekâtı, sıradan bir harekât değildir, tohumlan toprağa düşcn Cumhuriyct'le, Rusya'da filizlenen ve o yıllarda "Beyazlar"a karşı savaşta güç biriktiren Şuralar Hareketi'nin (Sovyetîer) el sıkışmasıdır. Gerçekten de Kafkasya Seddi iki büyük liderin (Ata türk/Lenin) ilmek ilmek ördükleri bir ittifak sonucunda yıkıldı. ".. .Ingilizler üç Kafkas Cumhuriyeti'nde (Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan) de kendi güdümlerindeki hükümetler vasıtası ile Türkiye ve Rusya'nın arasında girme projesini yaşama geçirmişlerdir. Ancak Kafkasya Seddi olarak bilinen bu Ingiliz girişimi, KemalistBolşevik işbirliği ile Uç Kafkas Cumhuriyetinde de Bolşeviklerin işbaşına gelmesiyle noktalanacaktır. " (Doster, s. 78) Doster ekliyor: Atatürk'ün Kafkas dersinin özeti "Türkiye'nin Sovyetlerle ittifak ederek bu seddi yıkmasıdır." (Doster, s. 78) Kafkas Seddi'nin yıkılması Sovyetler'de olduğu kadar Türk tarafında da genel bir memnuniyet yaratır. Karabekir Paşa şöyle diyor: "Bolşeviklerin küçük bir kuvvetle Azerbaycan'a gelerek Azerilerle birlikte Türk sınırlanna doğru hareket etmeleri Türklerin amaçlanna hizmet eder; Azerbaycan, Dağıstan ve Gürcistan'ın Bolşe Doster'ln kitabı Orta Asya Turkl halklannın sorunlanna eflllmenin yanı sıra öteki Mazlum MHletierin sorunlanna yer verivor. vik topluluğuna katılmalan çok uygun olacaktır ( K. Karabekir, lstiklal Harbimiz'den aktaran Doster, s. 79) Kafkas seddi yıkılır, KemalistBolşevik ittifakı kurulur. Eh ne olmuş yani, diye küçümsemeye kalkışanlara tarihçi Orhan Koloğlu'dan bir anımsatma aktaralım: "Kurtuluş Savaşı'na yapılan yardımın % 83'ü Bolşeviklercc yapıldı"( Koloğlu'dan aktaran Doster, s. 113) Bu kadar büyük bir yardımın "Ölümkalım" anlamına geldiği açık değil mi? Kafkasya Anadolu Devrimi'nin tarihüıde olduğu kadar Mazlum Milletler'in tarihinde de özel bir yere sahiptir. Sovyet devrimi'nin Asya'daki meşruiyetini ve hayatiyetini tartışan ünlü Bakü Kongresi burada toplanır. Türkiye Komünist Partisi burada kurulur, TKP'nin kurucusu buralarda icrai sanat eder, Enver Paşa burada planlar maceralarını. Doster Bakü Kongresi ve TKP'li yıllara, Mustafa Suphi' nin etkinliklerine ve O'nun çevre SAYFA 22 C U M H U R İ Y E T S A Y I 7 55
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear