24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Hayat kuyruklu bır yıldızdır oysa, kul lerı rıızgâra emanet " Olumun rengı olur rau? Tum renklerı yutan beyaz de ğıl mıydı olum' Anlatıcının kodladığı " o l u m u n ' şılresı kuı^unkalemlerın "omrune" mı endekslı yoksa? Ya da "kurşun" kadar ağır mı olum? Kıtaptan bır portre Anlatıcının bu yuk babası " Neden hayatım uzun bır sı kıntıdan ıbaret dıye soıamayacak kadar tembel yaratılışlı olmalıydı kı olmek da ha kolay geldı " (s 66 a e ) "Her bılgı yalnı/lığımı artırıyor (s 71 a e ) Soz cukler ve davranışlar bdınçotesı motı vasyondur Psıkanalızın tartışılmaz ısmı Preud'dan ve bu alana nıce kavramlar, anlamlar katan Nıetzsche'den bıle çok oncc Dıderot 1780'lerde bır saptamada bulunur "Modern ınsan, uygarlığa bağ lılığı sonucu gaup bırhastalıktan ıstırap çeker, çunku uygarlık ınsandan, durtu lerınm hazlanndan çekınmesını ısrarla ıster " "Hcr bılgı"nın, her duraksama nın, her yalnızlığın bır anlamı olmalı Insan bazen psışık bırle^me (ıncorpora tıon) dedığımız yolla, bınlerce kez, ba zı anıları sındırır Sonra bır sure ıçın ka pıları ve pencerelerı kapar, rahat, temız bır faza (tabula rasa) geçer Kıtabın en uzun bolumunu "Suzan Deher" oyku su kaplaı, gunlukler ş,ekknde ılerleyen bu ıo ıce ıkı oykuden bırının ya/arı hak kında herhangı bır ıpucu yok elımızde, Tıpkı Kafka'nın Şatosu'ndakı Bay "K" gıbı, onun hakkında tek bıldığımız bu yuk abısının N A, ve kuçuk abısının Z A oluşudur, tek amacı gunluğu (def terı) bıtırmektıı, tıpkı Bay K'nın tek amacının Şato'ya ulaşmak olması gıbı KAYBETME ÖYKUSU Bu kıtabın bırıncı oykusu "Kaybetme Korkusu" bır kapı ve pencere'den soz eder Bır kapı "Hayatımda kapıyı aç maktan sevınç, duyacağım kımse yok" (s 9), etrafımızdakı kaç kışıden bu 'acı gerçeğı' duyabdırız bugunlerde'* Duy duğunuz an ılk tepkınız ne olur? Bır ka pınız var, ama ne onunde, ne ardında se vınce daır bır ız, beklentı yok, adeta ckhşet tanımına tamamen meydan oku yan bır "Agorofobı" ızını çekırdeğındc barındırıyor Boyle bır durumda "o ka pı" kolayca açılmaz, kapalı olduğu an larda bıle golgesı ona eşlık edecektır her an' lçcn ıde bırısı varsa o ıkıncı kışıyı ka pının kılıtlı ve açılmaz olduğuna ıkna edecek adeta1 epısode al) bır pencere belırıyor oku yucun karşısuıda "Nıye saklayayım kı, penceresı bu avluya bakan herkesın ko tucul bır duygu beslemeye hakkı oldu ğu gıbı tuhaf bır fıkrım var " ( s 9) epısode a2) Bır pencere "hayata" kar şı açılıyor "Penceremın açıldığı âlemde yaşadıklarımla bır vandan sığ, kolay ve duşuncesız bır hayatı tattım, bır yandan da dıbe ındım, bulanık olanda bıraz da ha kendımı aradım " (s 10) Bu oyle bır pencere kı, adeta "anlatıcının" goru nenler ve gorunmeyenler aracdığıyla na sıl bır gırdap veya med cezırler toplamı yaşadığının ıpuc,larını verıyor "Duşun cesız hayat"kadaı dertsız tasası/bırya !;am vaı mı^ Tum "varolus"unuzu (ak lın serencamsız oytınları clahü) hepten tatıle gonderıyor hem coşkulu, nem mıskın olma şansını bıı anda yakalıyor sunıız1 Bulanık olanda 'aranmak" bır pencere vasıtasıyla ustelık1 Bulunan 'ben' kım ? bılınen ben' kımr1 "Kendı mızı avutabılmek ıçın bır dıışmana sığı nabılclım " (s 10), sozıınu ettığım kapı dan bu du^man gırecek, so/unu ettığım pencereden hcrkese fark atacak olan da o kımse aslında Bırey (ındıvıdıum ındı vısıblü bolunme/ bıı butun teşkıl eder, bu butunlugu sağlayan ısc 'ozgun', tu tarlı bır hayat planı (bıçımı, tarzı)dır ve bu 'çok bılınmeyenlı' bır denklemde bır bakıma etrafımızdakı kımseler hakkın dakı total kanaatlerımıze dayanır Sart C U M H U R İ Y E T KİTAP SA Y I • Filiz Ozdem yfer Tunç'un son oy ku kıtabı Taş Kâğıt Makas, bu oyunun te kerlemesını bdmeyen ler ıçın bır anlam ıfade etmeye cek bır başlıktır belkı "Makas kâğıdı keser Kağıt taşı sarar Taş makası kırar " dongusu, Ay fer Tunç'un yalnızca ınsan ve zaaflan ustune odaklanan ede bıyat anlayışını ele vermesı açı sından bır altın şıfre saydabdır Kesmek ve kırmak gıbı kok ten eylemlere denk duşcn bu dongude, sarmak gıbı yumuşak durumlan ışaret eden bır fultn geçış oluşturması dengeyı sağlı yor fıkrı uyandırsa da, 'sar ma"nın saklama, ortme, kapat ma, koruma, hareketsız hale ge tırme sabltleme, şefkat, kolla ma, engelleme etkıleme, ışgal etme gıbı kâh olumlu kâh olumsuz ıkı uçlu yan anlam] ın goz onunde bukındurulduğun da hangı cehenneme duştuğu tnuz açıklık kazanır Bu dongu, bu cehennem tam da ınsan ru hudur Ayfcr Tunç'un bır yazar olarak kendını besledığı yegâne nokta budur Insan ruhu uzerı ne odaklanmak ve bu kor ku yuda gozlem ve reüeksıyon yapmak A Çlplak avak atese yürüyeııierın yazan: AyferTunç Takıntı, kuruntu, tutku, arzu, korku ve kaygı gıbı duygu hal lerını derın bır ıç gozleme daya narak, sağlam bır anlatıcı man tığıyla, hıçbır kurgusal boşluğa ve rasgele cumleye yer vermek sızın onemlı bır yazma dısıpknı ıçınde harmanlayan Ayfer Tunç, ınsanın korunaksızlığını, tekınsız bolgelerını çok başardl ve etkıleyıci bır atmosfer kuru cu olarak anlatan, okuru ta ıçınden kavrayan yeteneğıyle edebıyatımızın en ıyı oykucule rınden bırı Olum, yalnı/lık şıddet, ıntı har, tecavuz temalarını, ıpekten tellerle dokur gıbı ' resmeden" Ayfer Tunç, laş Kağıt Makas ta yıne unutulmaz oykuler çatmış Ayfer Junç'un oykuculuğunde kı en çarpıcı yanlardan bın de bır ıç mekân olarak serımleye rek anlattığı ınsan ruhu ıle ınsa nı konumlandırdığı ortam ola rak dış. mekân arasında kurdu ğu koşutluk, onuşme Oyle kı, okurun zıhnınde goruntuler canlanıyor ve altyazısıyla sessız bır fılm akar gıbı okuma esna sında bır mekân tasarımı edını yor, oyku yalnızca okunmakla kalmıyor, eş/amanlı bır seyırle zıhınde etlenıyor Ustelık, bu tun bu dış mekanlar kahraman ların ıç akışlarına uygun bır bu tunlukle onları bır kabukmuş çasına sarıyor Ayfer funç ınsa nın ıç kozasını ve dışındakı nes nel dunvaya aıt kozayi bırbırın den sokulup ayrdmaz bır bırlık ve bırbırını tamamlayan, anlatı mı guçlendıren oğe olarak usta llkla ışlıyor Anlattığı her oykunun hem dallarına, hem koklenne doğru sonuna dek yuruyen Ayfer Tunç, bır ya/ar olarak metınle mesaies.ını de koruyor Oyle metmler vardır kı, okuru yazar merkezlı bır okumaya çağınr ıs ter ıstemez Bır Se\ ım Bur ık bır Tezer Ozlu bıze kendı ha yadarını, kendı oluşlarını merak ettırır Okur mutecavız bır bıçımde onlarm hayatı na sumak ıster "Kendı"le rıyle, kendı oluşları ve ha yatla kurdukları ılışkıyle derdı olan bu yazarlar her neyı anlatırlarsa an latsınlar, konular, kahra manlar değışse bde oku run nezdınde metınle oz deşleşırler Kendı par çalanmışlıklan us tunden baş.arıy la edebıyat yapan bu ya zarların dışında, okuru metın mer kezlı bır okumaya ça ğıran ve as len dunya nın parça lanmısüğını sorun edı nen, kendı kiş,dığını golgede bı rakarak ya zanlar da var, kı Ayfer Tunç oküra bu noktadan edebıyatını açıyor Yme de takıntılı ruh hallennın bu kadar ısrarla ustu ne gıdcn bır yazarın kendıne aıt takintdarı yok mudur sorusu akla gelebdır Funç'un yazma seruvenındc açıkça fark edılen ıkı olgu neredeyse her oyku nun olum ustune kurulması ya da olumle bıtmesı ve neredeyse her oykude anlatıcı kahramanın erkek olması, onun ovkuıulu ğunıın lunel taşları gıbı kıpır damaksızın kıtaplanmn ıçınde oylece dururken, bu gerçeklığl atlamak mumktın mudur' Mumkun değddır lakın yazar, oyle bdınçlı bır hıçimde okuru yapıt merkezL bır okumaya ça ğırır kı perde bu sınırda kapa nır Ayfer I'unç'un her aynntısını tıtızlıkle seçtığı ve kurduğu ov kultrınde, dk cumle de ayn bır onem taşır Oykunun can da man, daha dk cumleden solu ğunu alır Taş Kâğıı Makas'takı "Fehıme" oykusunun noktala ma ışaretlerıne uyulmaksızın, buyuk hart kullanılmadan, ço cuklara vonelık bır tecavuz oy kusunu 6,5 sayfalık tek bır cumleden oluşan uzun bır çığ lık gıbı sayfalara dıştırdmesını bır kenarda tutacak olursak, "Kaybetme Korkusu" oykusu "Adını sonradan oğrendım, hı kâyesını de" "Taş Kâğıt Ma kas ' oykusu "Bu, anlatacak kımsesı kalmamış olanın hıkâ yesı, yanı benım Eskıden vardı yok ettım "jımdı gıderek kendı ıçıme doğru donuyorum, tuke nıyorum",' Suzan Deher oy kıısu "Olum, senınle bır anlaş ma yapalım" cumlelerıyle açdır Ayfer Tunç'un psıkolojık/fj/ gun gun okunmayı gerektıren bır okuma bıçımını gcrektırı yor Okur açısından dıkkatı zotlayan bır okuma bıçımı ol masına rağnıen, sonuç buna de ğıyor Hem yakan, hem yanan anlamma gelen Suzan, defterın de nıtelığmı belırbyor Adlar, adlann oluşunu dışa vuran hdcâyeler, hıkâyenm sonu olarak olum Tunç'un anahtar kavramlan Ayter Tunç bıçımle oynayan bır yazar olmamAla bırlıkte ıçerığe yapılan vurguyu guçlendırmek ıçın zaman za man ardatım bıçımınde oyunla ra başvurur "Kaybetme Korkusu" oyku sunde l'den 5'e kadar numara lanan ustbaşlıkların dkının ve sonuncusunun da "Avlu" olma sı, funç'un anlatma durtusune bır gonderme gıbıdır Çeşıdı kımlıkler ve hdcâyeler ıçuıde btr dongu ustune odaklanan tuke nış, erıme, y.mma bıtme'yı an latan yazar, o kor karanlığın ıçınde donen duran çembere bır ışdc gıbı çomağmı uzatıp durur Onun, her anlattığınm bır sona doğru gıden bır akışı değd, bır donguyu serımleye rek, olum ustunden, kendı aç mazlan ve paradoksları ıçınden ınsan ruhunu anlatmak gayesı belırgınleşır Karşıtlarm bırbırını varetüğı, Doğu'nun ym yang felsefesı ya da Batı'nm modern dıyalektdc mantığının dışında bır anlam landırma noktasmdan değd, Avrupa Ortaçağı'nın bır dongu olarak ele aldığı larıh ardayışına benzer bır ' oluş" kavrayışıyla hayalı ele alan Ayfer Tunç, me kânı, zamanı beÜı bır coğrafya dan, lam da bu zamanların bır yazan olduğunu hep bellı eden oykulerıyle zamanlanjstu olgu, duyus, ve duygulardan soz eder bı/lere Varoluşun sırlı Iabırent lerınde dolanmayı ış edınen bır yazar ıçın "hıçlık" gıbı varolus çu bu damardan beslenmesı de olağan bır sonuç Kıtaba adını veren oyku Taş Kâğıt Makas"ın ılk ust başlığmın melankolıye dahd olan ve belkı de ınsanın doğum harıtasının kara yddızı gıbı ya pışan hu/un" sozcuğunun de ğd de, hayatın çizdığı yol uya nnca ınsana sonradan eklenen acının yol açtığı bır duygu olan "Keder" olarak seçdmcsı ve * son ustbaşlığm "Son buluşma" olması da yme Ayfer lunç oy kuculuğunun belkemığıne dıkkat çeker Kıtabın ıçerığıyle olduğu ka dar, Ayfer Tunç'un butun oykuculuk hayatıyla ortuşen kıtap kapağı ıse çok anlamlı Puslu yağmurlu olduğu sandan j bır havada sokakla, grı yeşd bır atmosferde, yalnızca kalın sı yah konturlanyla sduetlerı seçı len, bunun dışında dış dunyayla bedenlerı neredeyse aynı renge sahıp msanlar Ayfer Tunç'un yaptığı da gerek gorunuşlerı gerek ağırlıkları bakı mından kurşunı denebdecek bu ınsanların hıkayelennı anlatmak, gorunmeyenı gorunur kdmak • TaşKâgıtMakas//1y>r Tunç/ YKY/164 s yolojdc anlamda bır ımhaya, bır kendını yok elmeye doğru ıs rarla, sakınımsız, pervasızca yu ruyen kahramanları, sonların en değışmezı olan olume şırk koşarfar Yıvışmadan, ydışma dan, uzlaşmadan ruhun en bal çık bolgelerıne bde ısteye bata rak, neredeyse "Yokoluşsa, ışte benım yokoluşum kendı elle rıırde kurdum'" dıyerek kafa tutarlar Bu kararlı kafa tutma ve usıune gıtme onlan tnrek, naıf kapalı halalı yardaıına rağnıen bclırsızlıkten \e sıra danlıktan kuıtarıp guçsuzlukle rmı guç kdar Çunku onlann guçsuzluğu, tarkında olunan bır durum olarak nıtelık değış tırmış ve bır guce, belkı de guç lenn en buyuğune donuşmuş tur artdc Her anlatdan bır kaybetme oykusudur Ayfer Tunç, kaybe den kahramanlarını, tam da kaybettıklerı ıçın kahraman oluşlarını sonuna dek, uçuru mun kenarma dek adım adım ızler ve sonrasuıda onlarla duş meden, onların duşuşunu nere deyse kahramanlarınm sınır uç larına kadar sızarak uçurumun kenarından ardatır Tunç'un oy kuculuğundc bu yan dıkkat çe kıcıdır Boylesıne tekınsız bol gelerde gezınmekle bırlıkte, oy ku bırıncı tekd sahıstan anlatd sa dahı, alttan alta soğukkanlı bır anlatıcının nefesı duyulur Son oyku "Suzan Defter" sol sayfadan sağa doğru alıştığımız okumayı kıran, sol sayfadan ay rı sağ savfadan ayı ı bır gunce nın aktığı ama bakışımlı sayfa lardakı ıkı tarklı gunce bır eşza manldık ıçerdığmden butunlu ğu vıtumemck ve aynntdaıı ya kalayabdmek ıçın hıç değdse re ve Lacan'ın bıtmek bılmeyen ustu ka palı atışmalarının temelınde yatan et m(.n yaratıtı ınsan poıtıesındensuzu luı Dıbe vuımak karar vermekten ozenle kaçınmak, hayata karşı larkında lıkla veya bır bılınmezlıkle bcıaber bır tur nevrotık duruş manevrasıdır So runlar karşısında aşırı gerdmek1 Bır ta 728 raftan ust ben ın olçusuz katılığı, sal dırganlığı soz konusuduı, dığer vandan bu ust ben' dunvava vansıtıldığında gerçeklıgı ıster ıstemez duşman halıne 'getırır 'Dıbevtııarak bulanık sudan temız 'damlalar'çekıp çıkarmak, gorunduğu gıbı o denlı kolay bır şey değıl Bu yazımda ben oykude sadece pencere ve kapı eksenınde hangı koordınatlar sak lı, onu çekıp çıkarmaya çalı^ıyoıum "Bu avlu bastırılmış ortak bır ılelılıgın açığa çıktığı bır ıç âlemdır Kışın daha sessız ama daha kotucul olur Penceıe ler sımsıkı kapalı olduğundan, yurek ten kulak vermek gerekır acı çığlıkla ra " Kapı aralanır SAYFA 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear