Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, Pink Floyd'un, "The Wall" albümündeki bir şarkının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şarkının sözlerinin Türkçe çevirisinden bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat: "Y/10", "Y/23", "1/69" harfleri ipucu olarak yerk yerine konmuştur. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. "Sen gel benim canımı al, sonra da cennete ilet/ Sen onu cinlere vadet, cansız cennet?" (B. R. Eyuboğlu). 56 65 27 5 21 11 43 55 3 İLKBFIMUMCU0ĞLU Utanç Gömleği E arklı dinlerin ve ırklann bir arada yüzyıllar boyunca yaşadıkl'arı topraklara baktığımızda, bir nebze olsun, birlikte yaşamış olmaktan kaynaklanan bir hoşgörü olmasını umut ederiz, halbuki kültürel farklılıklar geçen yıllar içinde ortak anlaşma noktaları yerine, her iki (bazen üç, natta dört) tarafı sofu, daha bağnaz bir hale getirmiştir. Bugünün coğrafyasında, Filistin ve Yugoslavya aklımıza gelen ilk örnekler, fakat Isanya tarihi de hem ortaçağ boyunca em de yeni çağ başlarında bu soruluğa örnek gösterİlebilir. Ispanya topraklarında yaşayan Katolikler, Müslümanlar ve Museviler bunlara BaskJar, Katalanlar, Protestanlar eklenebilir çağlar boyunca birlikte yaşamış olmalarına rağmen insanlık tariinin en utanç verici din ve ırk bağnazlıklarına şahit olmuşlardır. Ispanya, 20. yüzyıl başına kadar Katolik kilisesinin en sofu kalelerinden biri konumundadır. Halbuki müzikte, edebiyatta ve mimaride kültürler arası etkileşim çok fazlaydı, bunların hiçbir şekilde dine yansımaması, özel olarak uygulanan katı politikalar sonucunda aranabilir. Anne tarafından îspanyol, baba tarafından Fransız olan yazar Michel del Castillo, " "Utanç Gömleği" (çev.: Aykut Derman, Can Yayınları, 2002) adlı, 1600'lerin başında Ispanya'daki engizisyon mahkemelerini anlattığı romanında bu dönemin tarihini yazıyor. Tarihi roman tarzına kendince getirdiği bir yenilik de, tarihi başkahramanı, kendi vicdanı (bazen onu içindeki hayalet, bazen de gölge diye adlandmyor) olarak tanıtıyor okura. Böylece yazar bugünde kalırken, romanın diğer kahramanı engizisyon mahkemeleri döneminde yaşıyor; bu iki karakter bir benliin ikiye bölünmüş yanları gibi birbirlerini tamamlıyor. Birbirlerini acımasızca eleştirebilme gücünü de aynı benliğin parçaları olmalarından alıyorlar. Bu durumda elestiri "öteki" olarak görülen birine değil, vicdanla yapılan diyaloglar şekline dönüşüyor. Ve sonunda birbirlerini yargılama yollarından geçerek, anlamaya başlıyorlar. F rafından heretik sayılan inançlara başkalarını yöneltme çabasında bulunduklarında engizisyon karşısına çıkarılırken, daha sonra Âvrupa'nın birçok yerinde olduğu gibi Ispanya'da da din değiştirmiş tüm Yahudiler ve Mağribiler engizisyon tehdidi altında yaşamaya başladılar. Soylarında bir Yahudi olması yargılanmalarına yeterli neden olarak görülüyordu adeta; tabii uydurulan kılıfa göre şevtana tapmaları neden gösteriliyordu fakat altında yatan gerçekler başkaydı. Utanç gömleği deyimi de buradan kaynaklanıyordu: Yahudilerin adları, kilisede saklanan utanç gömlekleri üzerine yazıldı ki, yıllar geçse de o insanların torunlarının Yahudi olduğu bilinsin. Tüm halk böylece kolay karalanabilir geçmişleriyle korku içinde yaşamaya itilmişti. Ünlü yazar Cervantes'in bıle bir dönem soyunun temiz olduğuna dairbir belgeye gereksinim duyduğu bilinir, bu belgeleri de kilise rüşvet karşılığı hazırladığı için, bu gelirine sıkıca bağlıdır. "Utanç Gömleği" romanının kahramanı 17. yüzyılda yaşayan bir engizisyon yargıcıdır. Yaşamını bizzat cellatlık yaparak geçirmese de, Yahudileri işkenceyle sorgulamış ve din değiştirmeyi kabul etmeyenleri, halka ibret olmaları için yakdmaya mahkum etmiş biridir. Romanın başında tiksintiyle karışık duygular besleyerek tanıdığımız bu karakter, daha sonra çocukluğu, eğitimi ve acıları sayesinde okura farklı görünmeye başlar. Yazar onu affetmemizi beklemez, çünkü kendi de onu affetmez, hatta engizisyoncunun da kendini affetmediğini görürüz. "Üzerinden zaman geçtikçe, edimlerim ve yargılarım bana da anlaşılmaz geliyor. Böylesi bir şiddeti kendimizle nastl bağdaştırabildik bilemiyoder(s.l74). rum Yazar da kendi ağzından yazdığı bir bölümde (s.155) "îçimiz rahat etsin diye, cellatlara kara çalmaktan hoşlanırız. Bu kişileri sıradan insan saymayınca, bir yükten kurtulmuş gibi oluruz. Böylelikle vebanın artık bize bulaşmayacağını sanırız. Cîerçek şu ki, cellatlar bizim kardeşimizdir, onlar da bizim gibi sever ve acı çeker. Kimi zaman şiirle uğraşır, müziği sever, kitap okur ve derin düşüncelere dalarlar. Onları bizden ayıran yalnızca meslekleridir." Roman, bir başka konuyu daha gündeme getiriyor belki farkında olmadan, yazar ve dolayısıyla okur roman boyunca tanıdığı engizisyon yargıcına bir şekilde anlayı^ gösteriyor çünkü artık geçmişte kalan bir tarihin cellatlığını yapıor, aradan geçen üç yüz yıl ondan artık k orkmamız için bir neden bırakmıyor. > Halbuki romanın yazıldığı sıralar arka planda olan Franco'nun îspanya'sına (ya da herhangi bir diktatöre) aynı hoşgöriiyle bakmaya yeltenmiyoruz bile, bunıın tek nedeni yarattığı acıların halen içimizde veçevremizdeolması. Belki de hoşgörüyü başkalarının yaşadığı acılara kolaylıkla verebilirken, kendi acılarımız söz konusu olduğunda diğerinin gözünden bakabilme, açık görüşlü olabilme ya da hoşgörülü davranma olanaksız 26 30 82 68 G. Kim Korkar ... Kurttan" (Edward Albee'nin bir oyunu). 35 53 45 44 H. Kalıtsal özelliklerin yalnız dişi gamette bulunduğuna ilişkin, terkedilmiş bir biyolojik kavram. 29 16 2 61 8 Blr engizisyon yargıcı I. Uygar. 46 72 38 15 75 76 B. Başrollerinde Gregory Peck ve Lee Remick'in oynadıkları korku filmi. 6 59 18 32 J. Kardinaller mecÜsinde, bir katolik gücün sözcüsü olan kardinal tarafından papa adayına karşı kullanılan veto hak C. Bizim olan. 19 20 28 74 81 1 40 51 41 12 71 31 83 62 50 34 4 D. Arif Damar'ın bir şiir kitabı. 24 37 79 49 84 39 70 36 77 66 22 64 14 67 42 80 654. saymın çözümü A. Içerdekiler, B. Lennon, C. Halkalı Köle, D. Akan Zaman Duran Zaman, E. Nur, F. Bluz, G. Erdur, H. Ren Geyiği, I. Kuşku ve Korku. "Kardeşler! Deniz geçen ahali! Erken kalkalım Köroğlunun koynundan biraz Kalender ilk vapurumu^dur" ŞİİR E. Refi Cevad Ulunay'ın bir romanı. 17 52 53 25 63 48 58 7 13 57 73 Her halkın tarihinde acımasızca eleştirilmeyi bekleyen kara delikler olduğunu göz önüne alırsak, yazarın bu tarihsel yaklaşımı doğru geliyor. Sadece bugünün değer yargılarıyla bakarak yargılanan tarih, yerini, şartları kabul eden, insanların içinde bulundukları çıkmazları anlaşılır kılan yeni bir tarih okuması getiriyor. Engizisyon mahkemeleri, ortaçağda katolik kilisesinin kendini, heretik akımlardan, simya, büyücülük ve cadıhkgibi etkinliklere karşı koruma amacıyla KUrulmuştu. tlk başlarda araştırma sonucunda kilisenin suçlu bulduklarını devletin sivil mahkemelerine teslim edip cezalandırılmalannı sağlaması, daha sonraki yıllarda kilisenin kendi mahkemelerini kıırııp cezayı bizzat vermesine kadar gider. Yine ilk başlurda Yahudiler, Müslümanlar ve putperestler1 ancak kilise taCUMHURİYET KİTAP SAYI'656 Kara deliklep F. Çocuk kitaplarıyla tanınan yazar (Miço dergisini de çıkarıyor). 78 60 33 47 9 54 laşıyor. Olanaksızlaşması da gerekiyor büyük olasılıkla. Aksi takdirde kendi dünya görüşümüzü savunacak temeller sarsılıyor. O dünya görüşünün içinde ırkçılık voksa örneğin, bunu hoş görmemiz de beklenmiyor. "Utanç Gömleği" 350 yıl mesafeden birbirlerine seslenen iki karakterin diyaloğu olduğu için, bizi de tartışmanın içine sürüklüyor. Tartıştığı konuların başında hoşgörünün sınırları var: Tarih konusunda düşünmeye itiyor bizi. Bir başka tartışma konusu da dini inançları yitirme ve belki yitirdikten sonra yeniden bulma. Görülen o ki, en içten ve gerçek inançlar mutlaka sorgulanmış olmayı gerektirivor, hiç şüphe duyulmayan kör inançlar insanın gelişmesine engel oluşturduğu gibi, beraberinde bağnazlığı da getiriyor. • www.yazinsanati.cjb.net g/A YFA 23 te savunmayı hak eden lcaç kişi var