Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
"KıgkırfImaya siddetle ihtiyacımız var" Altay Öktem, son yıllarda yeraltı edebiyatı ve fanzinler üstüne yaptığı araştırmalarla clikkati çekiyor. Edebiyat dünyamızın "çok bilinmeyenli" ülkesi olan fanzinlerle ilgili gerçekleştirilen pek çok "ilk" yine Altay Oktem'e ait. Kendisiyle Ithaki Yayınları tarafından yayınlanan Şenrin Kötü Çocukları: Fanzin Şiirleri Antolojisi ve Hayat Bazen Çentiklidir adlı deneme kitabı üzerine konuştuk. KADİR AYDEMİR Şeytan Aletleri adlı ıncelemeden sonra 101 Fanzin sergisi ve kitabı, ardtndan Şehrin Kötü Çocukları... Neleroluyoryeraltında? Şehrtn Kötü Çocukları kimler? • Her ne kadar yetersiz de olsa yeraltında filizlenen bir alt edebiyat var ve bizim alıştığımız edebiyattan çok daha sahici. Şehrin Kötü Çocukları her gün sokaklarda karşılaştığımız, ama şıstemin parçası olmayı kabul etmedikleri için gözümüzden kaçan çocuklar. Onların arasında şiir yazanlara da sıkça rastlanıyor. Çünkü birçoğu hayatı da şiir gibi yaşıyor. Bir alternatif olabilecek kadar güçlü bir edebiyat var mı yeraltında? Yeraltı, Türkiye koşullarında biraz zorlama bir terim. Yerine bir şey koyamadığım için ben de kullanıyorum. Biraz da olması, hatta yeterince güçlü olması gibi bir isteği, arzuyu gösteriyor benim açımdan. Zorluyorum yani. Yoksa gerçek anlarnda bir yeraltı edebiyatından söz etmek çok zor. Bazı nüveler var yalnızca ve onları teşvik etmeye, garip ama yukanda durarak teşvik etmeye çalışıyorum. Sistemin parçası olmak istemeyen, kendilerini de edebiyatla, şiirle, müzikle ifade eden bu gençler ne yazık ki güçlü bir hareket oluşturacak kadar olgunlaşamıyorlar. Bu anlamda fanzinlerin bir kısmı da biçim olarak, mantık olarak dergileri taklit ediyor ve en küçük fırsatta dergiye dönüşmeye çalışıyorlar. Sisteme eklemlenme çabası da hüsranla bitiyor elbette. Irili ufaklı birçok derginin arkasında sıraya geçiyorlar, doğal olarak da birkaç sayı sonra kaybolup gidiyorlar. Bunların hepsini reddeden, sadece yazdıklarını değil, hayatını bir isyana dönüştüren kişiler, bunların yayınladığı fanzinler de var elbette. Ama çok az. Varolan edebiyata eklemlenen değişik bir çaba, bir renk olarak değil, tamamen farklı, ele avuca sığmayan, dizginlenemeyen, yerleşik bakışı ve dili altüst eden bir yeraltı edebiyatı olsa keşke! Şehrin Kötü Çocukları'nda sayıca az da olsa bu tür örnekler var, ama söylediğim gibi çok az. •Antolojininönsözünde"... hazırlanan her antolojı, her seçkı, fanzinleri göz ardı ettiği için eksiktir." diyorsunuz. Bunu biraz açar mısımz? Fanzinlerin yabana atdmayacak bir tarihi, alt kültürler arasında da önemli bir işlevi var. Fanzinleri küçük görmek ya da önemsememek bir yere kadar kabul edilebilir, ama bırakın edebiyatı, sosyolojiyle uğraşanların bile fanzin gerçeğinden haberi yok. Asıl trajik olan bu. Şiir antolojüeri, seçkiler hazırlanırken doğal olarak fanzinlere bakmak kimsenin aklına gelmiyor. Oysa, edebiyatın kılcal damarlarının çoğu orada toplanmış. Buzdağının görünen kısmına bakmalc daha kolay, ama yanıltıcı. O yüzden fanzinleri göz ardı ederek yayınlanan her antoloji bir ölçüde eksiktir. En azından, hazırlandığı dönemi tüm yönleriyle yansıtmıyor demektir. Yine de, Şehrin Kötü Çocukları'nın diğer antolojilerle heCUMHURİYET KİTAP SAYI 656 Altay Öktem'in denemeleri: Şehrin Kötü Çocukları ve Hayat Bazen Çentiklidir çok alışmışız. Oturup düşününcekutsal bir şey olmadığını, kutsallığın yüksek dozda uyuşturucu olduğunu anlıyor insan. Örneğin bir denememde soğuktan donarak ölen bir adamın evindeki her şeyi yaktığını, ama kitaplara dokunmadığını anlatan bir anekdottan yola çıkarak, o adamın zeka düzeyini yorumladım. Ben olsam yakardım kitapları, soğuktan donacaksam elbetteyakarım. En azından benim kitaplarım kutsal değil, kitaplığınızda varsa, hemen yakabilirsiniz diyorum. Kapağa gelince; mutlu fesaplaşmak gibi bir kaygısı yok. Çünkü tüs yoktur ki! Bence, Nilgün Marmabu antoloji de yalnızca bir noktaya, fanra'nın, yani şiirin fetüs halini yazmış olan zinlere bakıyor. lşte bunlar da var, bunmütekait şairin dediği gibi "hayatın nelar da yazılıyor, iyi ya da kötü, estetik ya resinden dönülse kârdır" diye düşünür da değil, ama varlar, görmezden gelebütün fetüsler. mezsiniz diyorum, o kadar. Kıtaptaki denemelerın bir kısmım O antolojiler yasal dergileri, kitaplart Öküz, Varlık, Uç, Kül, Ötekısiz gibi derbaz alarak hazırlanıyor. Yasal dergıyle gılerde okumuştuk Hiçbir yerae yayınfanzin amaç ve mesaj olarak karşı karşılanmamış olanlar da var... ya mıdır hep? Denemelerin büyük bir bölümü Karşı karşıya da olabilir, yan yana da. Öküz'deki "Gazlı Bez' köşesinde yayınAma bunlarınhepsi de tesadüfidir. Çünlanmıştı. O dönemde hem büyük bir ükü fanzinlerin hazırlanma amaçları da, gi, hem de büyük bir tepki çekmişti o yavermek istedikleri mesaj da temelde zılar. Fanatik r>ir gazlı bez kitlesi oluştu, farklıdır. Daha doğrusu fanzinin mesaj diğer yandan da yazılan iğrenç bulan, bu kaygısı yoktur, ama "fanzin" olduğu için dergide ne işi var, atın bu adamı buradan kendisi bir mesajdır. Fanzinlerde yayındiye bağıran çağıran bir kitle vardı. Çünlanan şiirlerin bir kısmı da epey farklı elkü alışılmamış Tkonulara el attım o yazıbette. Hayata daha ieerden, ama beklarda. Alıştığımız, kalıplaşmış sevgi anlalentisiz bakan şiirler. O yüzden cinsellik yışını sorguladım örneğin. Kiraz dudakde, ölüm de, aşk da daha sahici. Belki lardan, eLma yanaklardan öpmeyi herkes çok fazla estetize edilmemiş, ama ne yaister. Oysa yarin dudağında uçuîc çıkabişıyorsak, en kaba haliyle, olduğu gibi velir, yanağında bir apse oluşabilir... Uçurilmiş. Şiirin ham hali de diyebuiriz; o ğundan da öpün, o da sevgilinizin uçuğu yüzden özüne daha yakın, cilasız şiirler. dedim. Insanlaryüzeyel sevgiye öyle alışmış ki, derinden sevme fikri bile iğrenç Keyfflisohbeüer Yalnızca şiirler değil, şiirlerin alındığı geldi çoğu kişiye. Çünkü derinde yağ dofanzinler hakkında doyurucu açıklamalar kusu, kas, kemik falan var. Yani yoksayarak yaşadığımız şeyler var. Hatta bir yave fanzin kapaklan da varantolo/ıde Bir zımın başlığı "Bir Cesedi Sevmekle Başanlamda fanzin antolojisi olarak da okular Her şey . Ölüm hiç yokmuş gibi, ölünabılır Şehrtn Kötü Çocukları ler korkulacak, kaçılacak şeylermiş gibi Bakış açısına göre çok farklı okumaöğrettiler bize. Oysa ölüm hayata dahil. lar çıkabilir bu kitaptan. Şu ana kadar Şehrin ortasında bile bir sürü mezarlık söylediklerim; şiirle ilişkili olarak bu anvar. Bir tür terapi gibi ele aldım bu konutolojiye nasıl baktığımı gösteriyor. Oysa yu; korkuyu yenmek için üstüne gitmek fanzin antolojisi olarak da okunabilir bu kitap. Özellikle edebiyat ağırlıklı ve sayfalarında şiire yer veren fanzinlerin tanıtıldığı, toplu olarak ele alındığı bir antoloji olarak... Başka bir açıdan bakarsak, bir çeşit üginç, keyifli sohbetler, yazılar toplamı olarak da okunabilir. Ama her haliyle eğlenceli bir kitap olduğunu düşünüyorum. En azından, hazırlarken ben çok eğlendim. •Antolojinin ardından Hayat Bazen Çentiklidir adlı deneme kitabımz yayınlandt. Kitabın kapajtında da mutsuz fetüsler yeralıyor. tçeriğe çok uygun... Hayat Bazen Çentiklidir sözü, ' bazen" sözcüğünden dolayı yoğun bir umudu ve iyimserliği barındırıyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki, hayat ner zaman çentiklidir. Bu çentikleri kendimce yontmaya çalıştığım yazıların bir toplamı bu kitap. Kışkırtıcı yazılar, çünkü ğından kurtulmak için kışkırtılmaya siddetle ihtiyacımız var. Genelgeçer değer yargılarını, davranış biçimlerini, natta kavramları yeniden ele almamız, düşünmemiz, çözümlememiz gerekiyor. Sözgelimi evlilik kutsaldır, aşk kutsaldır, kitap kutsaldır gibi klişelere erekir. için önce ölümü fbaşlayın Hayatı sevmek cesedi sevmekle abullenin. Hatta bir işe. Yaşayanları sevmek çok da f ha lcolay olur o zaman. Söz ettiğiniz diğer dergilerde yazdı;ım denemeleri de aldım kitaba. Ozelikle Kül'de şiir, edebiyat ekseninde hayatı kurcaladığım yazılar yazıyorum sürekli. Varlık'ta da fanzinlerdeki yazı ve şiirleri ele aldığım "Yeraltından Notlar" adlı seri yazılarım yayınlanıyor. Bu yazılardan şu ana dek yayınlananları toparladım. Hiç yayınlanmamış olan iki uzun deneme de yer alıyor kitapta. "Kuyuya Düşme Yöntemleri" ve "Erdemli Cinayet Uzerine." Özellikle erdemli cinayet üzerine yazdığım tezler, varsa, cinayet felsefesi açısından farklı yorumlara neden olabilecek. Tabii bunu bir şaka olarak da algılayabilirsiniz. üstümüze serpilmiş ölü topra Gazlt Bez adlı bölümde fotoğraflar da var. Yazılan bütünleyen, biraz da ktstch fotoğraflar bunlar. Daha önce de hem fotoğraflar, hem yazılar için buna benzer bir yorum yapıldı. O zamana dek farkında değildim, kitabı o gözle tekrar okudum. Aslında fotoğraflar tek başına kistch değil. Belki bir kısmı ürpertici, ya da iğrenç diye yorumlanabilir. Yazılarla birukte farklı bir bütünlük oluşturuyorlar, kistch'leşiyorlar bir anlamda. Arna kitabın tamamı için kistch denir mi, bilmiyorum. Denirse de itiraz etmem, ama bilmiyorum. Hayat Bazen Çentiklidir, içınde yaşadığımtz, ama pek de farkında olmadıg'ımtz ılginç dünyalartn kapılannt da aralıyor bir hakıma Dr Hüso'yla, Kuaför Cengız'le tantşıyoruz örneğin Böyle şeyler de varmış diye ılgıyle, ama bir o kadar da hayretle okuyoruz • Dr. Hüso'nun albümü, bir kült müzik başyapıtı sayılabilir bence. Tür olarak "poprock" yazıyor kapağında, başka bir yerdeyse "bağrıçağrı' diye tanımlıyor yaptığı müziğin türünü. Çok uğraşarak, inanarak bir albüm yapmıs Hüso ve komik olduğunun farkında bile değil. Bu yüzden de çok keyifli, güzel bir albüm. lçinde "Robot" diye bir parça bile var. Acayip robot sesleri çıkarıyor ve robotlar sayesinde insanın harcadığı işgücünün azalarak dünyanın çok daha gelişeceğini, ekonominin düzeleceğini iddia ediyor. Müzik kadar sözler de Üginç. Kuaför Cengiz ise Fatihli bir grindcore topluluğu. Fatihli Bir arabesk topluluğu olsa sorun yok, ama batıda bile çok az dinleyicisi olan, çok sert bir müzik türü bu. Albümün adı "Istanbul Hatırası", piyasaya veren de "2000 özel Halk Otobüs Productions". Türkiye'nin karmaşık, bir o kadar da eğlenceli yapısını gösteren önemli örnekler bence bunlar. Peki sırada ne var? Son yıllarda inceleme ve antoloji çalışmalarına ağırlık verdiğim için, kendi ürünlerimi biraz arka plana attım. Gerçi, Hayat Bazen Çentiklidir ile denemelerimi gün ışığına çıkardım. Şimdi sırada kısa öykülerden oluşan bir kitabım var. Ardından şiirlerimi kitaplaştıracağım. Bir süre için fanzinlerle yalnızca okur olarak ilgilenmeyi düşünüyorum. • SAYFA 11 Klttdıfotoğraflar