25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ruhumuzun varaları Engin Turgut'un "Mucize Tozlarını" değerlendiriyor A. Ertan Mısırlı. A. ERTAN MISIRLI Okurun orgazmında bile kendi "iktidar" duygusunıı tatmin eden şairlerden değil Hngin Turgut. Arkadaş değil, dostolmaya çalışıyor şiiriyle. "Emnati" denilen şeyin, dünvayı okurunun baKiş açısından görebilmekten geçtiğini iyi biliyor aslında. Belli bir "eşiği var şiirinin; o "eşiğe" ıılaştıktan sonra zevk almaya başlıyorsunuz okuduklarınızdan. Yalanlar yırtılarak erir Çddtrarak ölü'r kırmızı." insan, yalan söylemeden yazıyorsa, yazdıklannın hesabını verebilir; yoksa, o kelimelerin senin celladın olduğunu hissedersin. Bu yüzden midir bilinmez ama, imge ve görüntü çok önemli Engin Turgut'un şiirinde. Biliyor ki, resim, kendi boyutları arasındaki ayrı bir muhasebedir, şiir ayn bir muhasebe... O da ressam gibi şair zaten... Zaman kendisini benimle aldatıyor!.. Bir rüzgârdır zaman, belki bir anne Belki bir sığınak, belki bir ödü'l, belki bir hıçl.." Ruh, bedene girerken bir sarsıntı geçirir ve haiızası silinirmiş Platon'a göre. Sanki, yıllarını kendi içinde geçiriyor Engin Turgut, takvim yapraklanna bağlı değil. Bir şairin ruhuna da kelimelerin ruhundan geçüerek gidilebilir zaten, takvim yapraklarını kopararak değil... Mazi böyledir, yeni hattralar yaratırsınız Rüyalar kemirir yazlart, susmamn hançeri kalmıştır!.." Genelde, geçmişten kurtulma çabası var son yıllarda şiire soyıınanlarda. "Mazi" yokmuş gibi yaşamaya ve vazmaya çalışıyorlar. Böyle de inşa edebiİrsiniz şiirinizi, ama, bu çemberi kırarak da... Sanıyorum bu, sevmekle ilgili siiri; eğer sevmiyorsanız, kelimeler size külfet" gibi gelebilir... ıt Engin Turgut'un "Mucize Tozları" A. Nihat Yılmaz Şapkasız Teğmen BSSBBKSVEll? ' Ah! Kendine mağlup, gözleri oyulmuş mânâ Seni yokluğun kuyusunda unuttuğumu sanma!.." Şapkasız Teğmen Abdullah Nihat Yılmaz A na rahminden atılan insan, bu dünyada sonsuza kadar göçebe olduğuna göre; gizli bir yolcu gibi, geri dönmeli insan kendine; düzeltme hareketini yaptığı bir yolculuğa çıkmalı kendi içindc... HepiiTiizin içinde, suskun, gizlenmiş, kavranamaz bir parçası varlığını sürdürmekte; çoğu zaman bu parçamızla yüzleşememek için kaçanz; kuma gömülü olarak yaşamayı sürdürürüz; çünkü, bu volculuk çok zahmetli, yorucu ve yolculukların en zoru... Bir yolda olma hali, sürekli yürüme, kendini tamir etmeye yönelik bir arayış bu. Neyi kaybettiğimiz, neyi kazanmak üzere yola çıktığımıza bağlı asknda. Diğerleri gibi olmamanın ağırlığını kaçımızın gövdesi taşıyabilir ki... Birisi bize "kim" olduğumuzu sorduğunda, verecek bir yanıt bulmakta zorlanınz ama her şeye rağmen kaçımız yanıtlayabiliriz: "Ben bir ölümlüyüm; ölümlü olduğunun bilincinde bir ölümlü" diye? Engin Turgut, kontrolden çıkıyor çoğu zaman sllrlerlnde. Kendine "müdahale" etmlyor. yük salınrmlı bir sarkaca benziyor ki; görünenler, anlatılmak istenenler, anlatılanlar, hepsi birbirine giriyor şiirinde. SözcüklerDİrçeşmejgibiakıyorağzından... Bu yüzden, asıl derdîne eklemlemeye çalıştığı şeyler, yapıştırma gibi duruyor yer yer; dokunsam döKÜİecek sanki... Duygusal zirveleri yakalamak, sinir krizinin eşiğindeki insanların boşalma anına benziyor galiba diEy tuhafima açtlmıyor korkunun kapısı I layatın mahcubu, yalmzca mektup yazıl ye düşündürtüyor okuruna. Âynı okur, söz gümüşse, şiir altındır düşüncesine de ulamıyor..." şabilir bir süre sonra Engin Turgut! Ptyhgoras'ın okuluna gelen öğrenci, ilk beş yıl boyunca hiç konuşmuyor, konuşan içimde bir hançer sıkıntısı var okuldan atılıyor; bu beş yıl boyunca "susher yanım delik deşik, bir köpek gıbı mayı" öğreniyormuş. Engin Turgut, havlvyorum durmadan, birbirimizi bir daPtyhgoras'ın okuluna girseydı, Beş dakika ba sonra kapının önünde oulurdu kendisini; görsek boğulacağtz, nefesini ıçime çünkü, söylenecek sözün ne olduğunu dök, basım dönüyor nazınızdan bulduysa, kimse engelleyemez onu; her ruhumu tsırtyorum!." olan şeyin arkasında oaşka bir şeyin olduBir şair için en önemli şey "otokontğunu, üstü kapalı bir şekilde anlatır bize. rol"dur sanırım. Engin Turgut, kontrolBir bakıma Doğu'ya özgü bir "ima" tekniden çıkıyor çoğu zaman şiirlerinde. Kenği kullanır şiirlerinde. Itirafları bile dine "müdahale" etmiyor. Bu yüzden, kı"ima"dır Engin Turgut'un... sa devre yapıyor onun mecazları sık sık. Kuma düşmüş balık gibi çırpınıp duruyorKibir sarhoşu kimisi, ben köşemde bezsunuz Engin Turgut'un şiirini anlamak ginim, bilirim pervancyi Gül dersinc çalıştım, geçtim suyun ma için. kamından, söndürmeyin ateşimi" Bahçemizde bir cümleydiniz bahar haBu dizeleri yazar, yazmasına ama yine de nım, kalbinize hayat karşısında alçakgönüllü değildir şabir bulut gibi girerdim, bilirsiniz aşk hep ir; bir uzaklık vardır hayata karşı içinde. kaybederdi Kendine özgü bir kalp çarpmtısıyla yazar; bir melekle yer değjstirirdi ruhumuzun iç bilir ki, siz kendinize sahip çıkmazsanız, kanaması..." kimse size sahip çıkmaz... Yine bilir ki, Patti Smith'in "Gung Ho" albümündesevmek denilen şey, insanın, içindekilerki "On voice" adlı şarkı "In the garden den dışarı çıkabilmesidir; kimi, sağsalim consciousness..." yani:" bilincin bahçıkar içinden; kimi, eşikten atlarken topal çesinde " diyebaşlar: Engin Turgut da kalır. okurdan gayret, söyleyecek bir söz bir taYalmzca korkular ve vedalar için eğitil vır bekler merakla. Şiir "kadın" gibidir onun dizelerinde: şiirinin bahçesinde gemiştik l layatla aramtzda duran sesimiz mahsur zinmekse, tıpkı sevişmek gibi bir şeydır. Onun dizelerini, altını çizerek, işaretleyekalırdı." rek, kenarlarına not düşerek okumalısınız; Bazen, dokunamadığımız şeyler, dokuhatta, çok severseniz, okşayıp öpebilir, nabildiklerimizden daha sahicidir ya; Enemip dişleyebüirsiniz de.... gin Turgut da, ayaklarının yere basmasını sevmiyor, korkuyor bastığı yerin gıcırtısıgecenin inciriaktyor ruhunuzdan, siz bunı duymaktan. Şiirindeki gürültü yanıltnu anlarsımz masın sizi; o, hem törpüleyen hem de onafazla beyaz kasıklartntz, dayanıltnaz yuran bir şiirin sahibi... muşacık kamınız Su çağtnda, akıp giden sulartn yaşındast kirpikleriniz vakitsiz birakşam, omuzlarınız ısstzlık parkı nız Su dalgın, su gurbel, su yorgun, su isyan dokunsam gölfışkıracak mahcup kuytuSanki ellerinizde suyun nefesi, suyun ıs nuzdan ah, bu eylülsehrinde arzulanmtz mırıldaitğtvar!.." nıyor..." Engin Turgut'un metaforları öyle büSAYFA 10 denetneler '63'te askeri ayaklanmaya katılan idealist bir subay... TRT'de kendi deyimiyleözerk olduğu yıllarda ilerici bir radyo programcısı... 72'de Kızıldere olaylarında devrimci bir sanık... 7 5 sonrasında sosyalist bir l ladı gelin gül kapılartnı kıralım, bülbül bile olamayaııtn Var mısınız yanmaya, iste ben gidiyorum kubbedeki sonsuza!.." Charles Danvin: "Bülbülün vekarganın ses organları benzer yapıdadır, ama, birincisinin çeşit çeşit şakımak için kullandığı bu organları; ikincisi, yalnız gagalamak için kullanmaktadır", diyor ya Engin Turgut da "bülbül" gibi "çile"dıkçe zihnimizin alanını genişletiyor imge ormanında. Yalnızca düşüncelerini paylaşmayı, duygularını paylaşmak sananlardan değil Engin; kadınlann tekelinde olduğu varsayılan duygularla da yüzleştiriyor bizi çoğu yerde... Uçlann sonsuz git git bitmiyorsun Zamam katlayıp cebime koydum...." Kendinden "öç" alan adamdır şair. Engin Turgut, kendini seviyor çünkü kendisine emek verdiğini anjıyoruz şiirinden. "IŞIĞI ARADIGIN SÜRECE SEN DE PARLARSIN!" diyordu ya Quasimodo, Esmeralda'ya; şair de şiiri aradığı sürece parlıyor... Bir yaprağın cesedi üşür şuramda Rüyanın dağılan mucize tozlan Ve akhmızın ıslığı semada kalır." F.H. Dağlarca, ülkeyi ağaca, şairi de yaprağa benzetir. Yaprağın rüzgârdan başka neyi var ki... Günbatımında yamaç paraşütü yapmak gibi bir şey "Mucize Tozlan"nı okumak. Son kulaçlar çok yorucu gelir ya insana, ben de yoruldum Engin Turgut'un mucizelerini okurken. "Tann mucizelerle ilgilenmez" ama onun uçurtmasının üzerinde "şiir Tannsı"nın resmi var, elinde yangın kovasıyla ruhumuzun yaralarına su serpiyor... • sendikacı... '80 sonrasında ise zoraki yurt dışı yaşamında hareketlilikten uzak, dingin ama asla huzurlu olmayan bir insan... Dünyada antiemperyalistlik suçuyla yargılanan tek insan Abdullah Nihat Yılmaz; kara mizah ve hüzün yüklü yaşamından kesitler paylaşıyor bizlerle. Şapkasız Teğmen'i okurken yüzünüze, içindeki "ateş"i söndürmemiş bir mücadele adamının sıcaklığı vuracak. Yayınevi: Meşrutiyel Cad 46/AYenişehlrAnkara «Tel 312434 49 99 Dağıtım: Nariıbahçe Sok 17/1 Cağaloğlu Istanbul • Tel 212522 52 01 Kitabevi: Sakarya Cad 8/A Kızılay Ankara • Tel 312434 41 06 www bllglyayınevı com tr • eposta info@bllgıyayınevi com tr CUMHURİYET KİTAP SAYI 656
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear