05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

KAAN OZKAN eçttğimtz mayıs ayı sonundan bugiine Yapt Kredi Yaytnlart'nca üç kitabımz yayımlandı Mavı Berelı, Şıır Çılıngın ve Düzyazı Ayracı Her uç kitabımz da agırhklı olarak I liirrıyet tekı koşe yazdarınızdan olusuyor Bu yuzden, dılersenız soylesımıze şıı soruyla başlayaltm Bır kıtabı w da bır kunuyıı bir köşc yaznında ele almanın guçluklerı neler ^ Bır sınırlılıktan mt söz etmek daha doğru, yoksa bır yeterlılıkten mt? Acaba buna güçlük mü demeli, yoksa bir biçim ve ıçerik disiplinine sokmak ) mi! Elbette köşe yazısının sınırlılığını söz konusıı ediyorsanız, gerçekten çok daha fazla özen göstermeniz gerekiyor. Düşüncenızı de, gerekçenizi de, yargınızı da o formatta ifade edeceksıniz. Bir şiir yazar gibi, hızlalıklardan ayıklayacaksınız. Gereksız her cümleden kaçınacaksınız. Köşe yazısını bir mıllöye benzetirim ben. Çok yapraklıdır, çok katmanlıdır, aynı zamanda nettır. Ben çok kışıye bir konuyu, bir sonınu, bir kitap uzerine düşüncemı ıletmek ıstıyorum. Zaman zaman edebiyat yapıyorum, anıa edebivyât yapmıyorum. Basitlığe düşmeden yalınlığa vannayı amaçlıyorum. Ortak bır anlatım p^ydası bulmanız zor bir yazma vöntemi. Anlattığım bıçim ve ıçerik kuraflarını bır Prusvalı disipLtni içınde uyguladığımt sanmayın. Yazılarımda edebiyat tadından ödün vermeyeceğim ıçin, dil konusıında kendimi özgur bırakıvorıım. Batı kavnaklı yabancı kelimeleri, Osmanlıca kelimeleri kullanıyorum. Ancak küçiik bır dipnotu koyma gereği duyuyorum zaman zaman. Sınırlılık olmasa da ben ya/ılqrımın örgüsünün çöziik olmamasına dikkat ederim. Uzıın cümleler, çoğıı zam.ın okurun dikkat yoğunluğunun erimesıne sebep oluyor. Kitabı vazmanın, tanıtmanın tarkını bilirsiniz. Yazı da büyüyor. tnanıyorum ki, büyük incelemeler, araştırmalar dışında edebivata ya da bır kıtaba ilişkin bir yazı istenilen satır sayibinda yazılabilir. Kitap tanıtmalarının, elcştirilerinin özelliğine gelince... Anıaç; begendığim, sevdiğim, yazmaya değer buldugum kitabın en belirgin özelliklerini, şımdıye kadar yazdanlardan rarkını ortaya koymak. Kitap yazılarının birıncı ışlevi de, o güzelliğe okuru inandırmak, dana çok okııra ulaşmasını sağlamak. ı ler kitabın içinde bir edebi mesaj vardır, en önce beni ilgilendiren bu; düşünce yüküne değinmek, siyasal mesajının altını çizmek benim için sonradan geliyor. Gene de her kitaba göre bıı kuraUarın uygulama oranının değiştiğini parantez içine koyahm. G "Benim yazma yöntemim, güncelin ardındaki birikimi ortaya kovmaktıp." Kültürsanat ve edebiyat dünyamızın va^geçilmez isimlerinden biri de Doğan Hızlan. Hızlan, Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdığı yazılardan oluşturduğu üç kitabını, 'Mavi Bereli", 'Şiir Çilingiri' ve 'Düzyazı Ayracı'nı ardı ardına yayımladı. Hızlan'la bu üç kitabı üzerine konuştuk. şunuyorsunuz? Tartışmaların bazı gerçekieri ortava çıkardığını yadsıyamam. Benim de katıldığım ya da başlattığım olmuştur. Ancak lcırıcı, hırçın üsluptan kaçınırım. Zekânın yoKsunluğu beni ranatsız eder. Polemiklerin coğunda gerekçeli, donanımlı bilgifer yerine insanların ille de kendi tezlerini kabul ettirme telaşına girmelerini anlayamam. Poleınik terazisinde her iki tarafın Dog~anHızlan, hangıadlar, hangikonu da haklılık, doğruluk lar üzenne yazacagım naul belirliyor aca payını aranm. Işte, yazının bu aşamasınba? da yan tutmak gere Güncel ve gündemde olan. Her zakir. Nesnellik kavraman yazının dar elbisesi değil. Çünkü günmını anımsamadan edemem. Eleştirmedemin peşine düşebilirsiniz, sız gündemi nin işlevlerinden biri debudur. Tekbirgüyaratıp yeni maddeler ekleyebilirsiniz. zelliğe ışıldaklannızı çevirdiğinizde, başka Edebiyat, sanat yazılannda her ikisi de yagüzellikler karanlıkta kalıyor. Oysa ben pılabilir. Çünkü bilinenin, sanılanın, yavhepsini aydınlatmayı seçtim. Okur, alanı gın iddianın aksine, çogu zaman yazdıkbir bütün halinde görebilsin. Putlan kırılarım, gündem maddelerinin yavru kayığı yoruz kampanyasından geriye ne kaldı? değildir. Gazetede kültür, sanat, edebiyat Sivri düşünceler, onlann da çoğunun zahakkında yazan biriyim, gündem yaratma manı, modası geçti. Klasik polemiklerde ya da yaratmama özgürlüğümü seviyobir Nâzım Hikmet, Necip Fazıl karşJaştırum. Ne var ki, yerli yabancı gazeteleri ta : rılması yapılırdı, ikisi de Türk şiirinde aynınm, dergileri okurum. Arkadaşlanmın nı giiçte varlıklannı sürdürüyor. Polemık düşüncelerini dinlerim, önerilerini değerayrıntıyı gözden kaçınr, savcı gibi davralendiririm, sonra da yazmaya başlarım. nırsınız, oysa eleştirmen bir yargıçtır. AyGündem, güncel olan çoğunlukla sığdır; nca polemiklere inandıncılık katmak amabenim yazma yöntemim, güncelin ardıncıyla, toptancı yargılann büyüsüne kapılırdaki birikimi ortaya koymaktır. O zaman sınız. Sözgelimi dıvan şiiri böyledir aeyip güncel sizin o konudaki bilgilere birgöıv şairleri ayn ayrı eleştiri süzgecinden geçirderme tahrikl özelliği taşır. mek zahmetinden kurtulursunuz. Şimdi Az önce saydığım üçkitaptan ilkyayım diyeceksiniz ki, Mavi Bereli'ler inançlarılanan Mayıs 200 î tarıhtnt tasıyan MaviBc nı eylem sırasında dondururlar. Belkı berelı. Kttabtn, "Kültürün 'Mavı Berelı' Ne nim de bu tavn benimsediöim yazdarım feri" başltklı gırts yazıstnda, BM Barıs Gü vardır. Bu donduruş, Ueriye dönük bir edecü askırlerine gönderme yaparak, kendıni bı tahminin tohumunu taşır mı sızce.' ÜsZİ, "kültür sanat dunyastnın mavi berelisı' telik günlük bir gazetede vazmanın bazı olarak gürdüg'ünüzü yaztyorsıtnuz. Bunıı gorevler, sorumlulııklar yütdediğini bilirbtrazaçabdırmtyiz? Orneğin, polemıklenn sınız. Sadece dar bir grubun, benim beğekatkı sağlayıct bır yanı olmadıg'ını mı düSAYFA 14 nılerimın olusjturduEdebiyat ve önyargı ğu daire içinde kalmak, Tıirkive'deki Şıır Çıliııpn ve Duzyıizı Ayracı, Kıtapedebiyatı, ecfebiyatItir Kıtabı 'ndakı yazıLmn düzyazı ve ^ıır diçıları eksik yansıtye ayrılmasıyla ortaya çktı bır de tabıı bunmak sonucunu dolara bırçok yeni yazının eklenmesıyle... Önöurabilir. Polemik, ce Şiir Çılıngırı'nt konuşacak olursak, ünkişisel atışmalara dösözde, okurun, özellikle, sevmedıği şaırlenüştüğünde tatsızlare yönelmesını ntıyorsunuz. Önyargıları şıyor. olabildiîince edebiyatın dışında tutabümek için herhalde? Tatsızlaşmakla Sevdiğimiz, bildiğimiz şiirleri, şairleri kalmıyor, sağiayacağı tekrar ede ede şiir zevkimizi küçültürüz. katkâann da önünü Yeni edebi tatlara, yeni şiir beğenisine kestyor panjurlarımızı indiririz. Sık sık okurlara • lster istemez. antoloji kanştırmalannı salık veririm. Böy Mavı Bereh'nin ılk bölümü "Edebiyat le bir karşılaştırmadan sonra, beğendikleri şairlerin tek tek kitaplarına yönelsınler. Yaztlan" adını tastÇünkü bilmedikleri, natta bir şiirinden makta Bubölümdeki hoşlanmadıkları şairlerin diğer şiirlerini ^ » ^ 1 ^ » j yaz'ların> yasamla f çok sevebilir, beğenebilirler. Ben tekrarlar>,. ^ ^ K ^ ' ^ B j edebiyatın aynlmaz \ j ^ ^ K ^ Î ^ H bir bütün olaug'u gö dan korkarım. însanm zevk çürümesine rüsünde birleştikleri sebep olur. Her gün yeni bir dize, sloganı olmalı siir okurunun. Önyargıları edebini söyleyebılır miyiz? yatın dışında tutmaya olağanüstü çaba Çok doğru bir saptama. Amacım, misgösterdim. Gerçekten de, dünya görüşü yonum bu. Hepimizin yasamını degiştiren patenti altında bir önyargı sistemini beöğeler edebiyatın içinde gizlidir. Çogumunimserseniz, onun tutsağı durumuna düzun yaşamını, kişiliğini edebiyat eserlerinin şersiniz. biçimlendirdiöini, natta bazı kahramanlann özellikleri üe kendimizinkiler arasında Yazılanmzda şairleri, 'toplumcugerçekparalellikler kurduğumuzu rahatça söyleçi' benzeri sımfîandtrmalar içine sokarak yebiliriz. Ünlü Nesnel Karşılık kuramı, yadeğerlendırmeyt bir smtrlama olarak gördüşamla edebiyatın kesiştigi noktanın önemiğünüz izlenimine kapıldım. Hep "öyledir ni belirler. Edebiyat hayatı yaratıyor, hayat ama..." der gibisiniz? da edebiyatı. Hiç kuskusuz, kitaplann Günlük yaşamda, kaçaklığı simgeledünyası bizim gercek aünyamızdır. yen 'ama'dan nefret ederim. Yazılarırnda ikinct bülüm olan "Dil Yaztları"nda ise ise bir açık kapı, bir pencere bıraktığı için severim. Öyledir ama...'ya gelince, yazınıdilin "kendi doğal yolunda deSiştiğini" bezı ne kadar ben parantezi içine alırsanız lırlıyor ve bu konuda her türlü yaptırımı, zorlamayı gerekstz buluyorsunuz. Bu "dojfal alın, karşıt düsünceye, yargılara da bir yolu" konuşabilir miyiz biraz? Ne tür çaba göndermedir. 'öyledir ama..." benim kenlar dilin gelısmest ve dil bilincinin yerles dime muhalefetimdir. Kendimi savunmamesi açısmdan haklt ve yerinde sayılabilir sız bırakma amacını da taşır içinde. Edebi kesinliklere inanmadıöımdan biraz da. sızce? Peki, ana batlartyla, aünden bugüne si Türkiye'de Türk Dili Tetkik Cemiyeirımizde neler deSisti diye soracak olsam.. ti'nden bugüne dile iyi niyetli de olsa mü Yanıtımı bir kıtapçık halinde gönderdahalelerle yeni bir dil oluşturduğumuzu mem gerekir. Ama kısaca şunlan söyleyebüyleyebilir misinizr* Evet, derseniz ben de biliriz: Şair artık bir akımın temsilcisi olmudahalevi kabul edeyim, uygulanabilirmaktan çıktı. Dolayısıyla bireysel bir edeli^inı tartışalım. Öncekı Türk Dil Kurumu, biyat öne çıktı. Son yıllarda tek tek adlar« Osmanlıca ya da yabancı dilden gelen ke• CUMHURİYET KİTAP SAYI 601 limelere karşılık birtakım kelimeler, kavramlar önerdi. Zamanın tutucu çcvreleri konuşma diline müdahale dıye kazan kaldırdılar, sonunda 12 Eylül darbesiyle kurumu kapattılar. Yeni gelenler de o yolda çahşmalannı sürdürduler, çünkü gerçekten yeni bir Türkçenin olusturulması için yapılacak tek yöntem buvuu, bu yöntemden başkası geçersizdi. Âncak bu müdahaleler yeni Bir Türkçeyı yarattı, ama kısıtlamayı da beraberinde getirdiğinden bu kez de kelime hazinesini yoksullaştırdı. Şimdi iki çekişmenin ortasmda kaldı dil. Bir, Türkçenin arılığı, hatta öz Türkce anlayışı, diöeri de edebi lezzet. Türk Dil Devrimi'ninbu iki çekişmesi arasında dil kendi doğal şelişim yoluna girdi. Şairlerin bir bölümü, DU kısıtlamaya dikkat etnıiyorlar. Çağrışım yükü zengin kelımeleri kullanıyonar. Sız kendıntzı nerede görüyorsunuz? • Ben iki fanatizm arasında edebivat dilinin doğal gelişiminden yanayım. Ya dil bnınayle kıistetttg'ımz? • Dil bilinciylegüzel, doğru yazmayı kastediyorum. Yoksa her yabancı kavrama bir Türkçe karşılık ısrarından söz etmıvorum. Önerilsin, tutulması ayrı konu. Doğal yol, dil bılgisının vardımıyla, edebiyat metinlerinin içinde i/lenen dilin serüveni. Doğnı, güzel konuşmanın, yazmanın, gramer kitaplarından degil, iyi edebivat eserlerınden oğrenıleceğmi savunurunı. Cîene de dil bilinci olmalı. Türkçe konujjulduğıı, yazıldığıgerçeğini unutnıayarak. C )neriler, kullanıla kullanıla ya kabul görür ya da unutulup gider. Sözgelimi Yargıtay, Danıştay, Sayıştay tuttu, ama üniversite kar^ılığı "Bilcü(e)tay" tutmadı. Şiirin yerini "yır", kitaoın verini "betik" alamadı. Doğal yol derken bu seçiciliği anlatmak istivorum. Dil bilinci için, insanların sozlük hazinesi genişlemeli. İyi edebiyat eserleri bu bilinci gelıştirir. Zorlamalar, dilin doğal yolunu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear