25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Yörünge/Tm Gemtsen/Çevıren: Eltf Ikızler Akyüz/Bilge Yaytnlart/349 s. Parlak bir araştırmaa olan Dr. Emma Watson, yaşamı boyunca düşlediği bir göreve seçilmiştir. Ağırlıksız ortamın farklı canlı türleri üzerindeki etkilerini incelemek için Uluslararası Uzay Istasyonu'na gönderilir. Fakat organizmalann, yer çekimi engelinin ortadan kalkmasıyla kontrolden çıkabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Deney, çok geçmeden ölümcül bir savaşa dönüşür ve zaman hızla tükenirken, mürettebat bu benzersiz düşmana karşı koymanın yollannı arar. Genetik bilimin gizemli derinliklerinden uzayın büyüleyici sonsuzluğuna uzanan baş döndürücü bir yolculuk başlamıştır. " Yörünge "de, inandmaz tehlikelere göğüs gererek insanlığın en büyük düşlerinden birini gerçekleştirmiş astronotlann şaşırtıa deneyimlerine tanık olacaksınız. Beynim Yüteföm/Aydtn Hatipoğlu/Çınar Yaytnlart/l 11 s. 1960 kuşağı ozanlanndan Aydın I latipoğlu ilk şiirlerini 1958'de yayımlamaya başladı. 1966'da Çömce Gelin, 1968'deGebe, 1971'de Hoyrat, daha sonra Beynim Yüreğim, Ben Size Konuk Gelende ve Son Değil adlı şür kitaplan yavımlanmıştır. Ozanın aynca, Hz îbrahim (oyun), Saç (roman), Köroğlu (çocuk romanı), Kuşçu (çocuk öyküleri) adlı yapıtlan bulunuyor. Elimizdeki kitap, ozanın son üç kitabından derlenen şiirleri içeriyor. Seslerimiz Opüşürken/£Wf r Macun/Çınar Yayınlart/182 s "Bay Kenan, peşine kattığı insanlarla sıradışı bir maceraya atılırken, o ınsanlann hayatlarını da değiştiriyor. Güncelerden, mektuplardan, hikâyelerden, yaşanmış ya da yaşanmamış anlardan hareket ederek içiçe geçmiş bir kurgu ile ulaşıyor kitap okuruna. Kahramanlann hepsi bir tutku ile bağlı bir şeylere. Yine onlar umutsuzluklardan, çarcsizliklerden kurtulmayı başarabiliyorlar belki de. Amaç edindikleri seslerini koruyabilmek... Sadece seslerini..." diyor Ender Macun. Varoşta Kadın Oltnak/Nalan Türkelt/Gendaş Yayınları/176 s "Ben eğitimsiz, öğretimsiz, çok şeyden mahrum yaşantımla, gecekonduluyum. Şu var ki, bu saydıklanm hiçbir organımı susturmaya neden olmuyor. Onca zaman konuşuyordum, duyuyordum, hissediyordum da kimseler bilmiyordu. Yazmaya karar verdim ben de, biz gecekondululann sesini duyururum ümidiyle cesaretimi korkulanmdan aldım. Oysa gereksiz korkulanmdan hep nefret ettim. Hâlâ devam eden korkularımsa yaşantım gibi, tamamlanmamış inançlanm yüzünden!" diyor Nalan Türkeli. Düjiincderin Dana/Mehmet Ali Sulutaş/Güldıkeni Yaymlan/94 s. Toroslann'ın bir dağ köyünde doğdu. Ilk ve orta öğrenimini Akdeniz'de tamamlandı. Ege'de başladığı lise öğrenimini de Trakya'da... Istanbul Üniversitesi îktisat Fakültesi'ni bitirdi. Istanbul "Iîcaret Odası'nda çalıştı. Anadolu'yu ve pek çok ülkeyi dolaştı. Profesyonel düzeyde lngilizce, orta derecede Fransızca, biraz da Japonca biliyor. Dillerle ve düşüncelerle dans etmeyi seviyor... Kanada federal devlet kadrosunda. Kızılderili ve Eskimo yerli halklann sosyal, ekonomik, kültürel kalkınmasında; Kanada sanayisinin ve ticaretinin geliştirilmesinde hizmet etti. Türkiye ile kültürel ve sosyal köprü oluşturdu. Kültür, sanat, ileüşim derneklerinde etkin görevler aldı. Radyo ve televizyonda kültür programlan üretip sundu. TRT'nin Kanada fahri muhabirliğini yapa. Ottawa Üniversitesi îşletme Yüksek Lisans (MBA) programını tamamladı. Şımdi Mersin'de yaşıyor. Kanada Büyükelçiliği onur temsildliğini de omuzlayan Sulutaş, kültür, sanat, edebiyat, dayanışma derneklerinin etkin; Japonya'daki Türk Kültür Vaku'nın onur üyesi. Yerel, ulusal, dış basında yayımlanan çeviri ve araştırma yazılannı içeren iki kitabı hazırlanmaktadır. TRT Ankara Radyosu'nun, üç yıl süren "Dinamik" adlı müzikdüşün programı yayını sırasında üreterek kelimelere ve kavramlara yüklediği anlamlardan oluşan kendi düşüncelerini, "Düşüncelerin Dansı" kitabıyla okura sunuyor Sulutaş. Elimizdeki kitap, "Dinamik Dostlan" adı altında örgütlenen program katılımcılarının ve diğer düşünenlerin düşüncelerini de kapsıyor. Kelimelerin çağnştırdıklanna dikkat çekerek okuru düşünmeye ve yeni düşünce üretmeyi yönlendiren "Düşüncelerin Dansı" yazarın ilk yapıtıdır. Kapan/Vüs'at O. Bener/îlettştm Yaytnlan/81 s. "Anlatabilmeliydim. Şimdi neye yarar. Duyamayacaksın. Senin adına söyleyebileceğim: "Yaz. Kalacak mı sorusunu sorma. Kalmayacak orası kesin. Kim, ne kalmış ki!" Sağım hâlâ. Kendim için öyle mi? Avunamayacakmışım, olsun mu? Okunamayacaksın bir gün. Ansiklopedilerde üç beş sözcük aynlır sana da belki. Yüz yılları aşabilen yazın dehâlan bile unutulmaya hükümlüdür sonuçta. Sen necisin a zevzek dost. Ama yaşanmadı mı? Yaşandığına inanarak ölüm beklenebilir, dayanmanın sınırlan zorlanabilir aldataalığı. tnanma kapanına bsurabilsem bilincimi. Yaşarken tek sığınak mı bellekr' Durmadan ust üste yiğılaııanlar tükenmezi. Silinebilenler ne kadar azınlıkta. Eklenebilenler ne kadar uydurma, gerçek dışı. Tümünün yok olduğunu algılayamamak korkusu delirtebilir insanı. Robert Schumann bu yüzden mi yitirmek istedi aklını? Bir genç kadın, "Duygu eksik yazdıklannızda," dedi, acıyarak kuşkusuz. Oysa duygu, acınası zavallı. Yenilmeye lâyık! Deşmeyegör, altı korkunç yüzsüz" diyor Vüs'at O. Bener. Kesin OİMyt/Ümit Ktvanç/Jlettşım Yayınlart/290 s. Futbol yorumculuğu, nicedir, en gözde halk felsefesi tahtında oturuyor. Milyonlar televizyondaki "futbol geyiklerinin" esiri. Futbol medyasının klişelerle, dargörüslülükle, basbayağı palavrayla yüklü budalaştıtıcı söyleminin, bu ülkedeki kollektif mantık ve muhakeme yetmezliğinin, "zihniyet bozukluklanmızın" kocaman bir aynası olduğunu söylemek abartma sayılır mı? Elimizdeki kitap, bu dev lunapark aynasına, futbol medyasına bakıyor. Futbolu anlamlandırma ve sevme biçimlerinin nasıl deforme olduğunu, tek boyutlulaşağını, çirkinleştiğini gösteriyor. Insanın içindeki çocuğu daha ziyade oğlan çocuğu! hep yaşar kılan eşsiz bir oyun, zevki paylaşüdıkça çıkan engin bir tutku olan futbolun, endüstri haline geldikçe nasıl kirlendiğini bir defa daha hatırlatıyor, aslında. Türkçe edebiyatta ironinin hakkını veren nadir isimlerden birinin, Ümit Kıvanç'ın, yazarlığının bir başka cephesi olan eleştirel siyasi denemeleriyle de birÜkte düşünülebilecek bir "hâli pür melâlimiz" tasviriyle karşı karşıyayız. Ama dikkat: Ofsayta düşmeyin! Bu bir "futbol reddiyesi", futbola uzaktan, dışardan bir bakış değil! Hâlâ "amatörce" top tepen ve bizzat pazargecesi programlan kurbanı olan biri tarafından, futbol sevgisiyle, futbolun içinden yazılmış bir risale. Suskunun Gölgesinde/Suzan Samancı/lletişim Yayınlart/104 s. Güneydoğu... Diyarbakır... "Kimlik"..."Olağanüstühal"...''Savaş"... "Gerilla"... "Terör"... "Itirafçı"... "Nevruz/Newroz"... Bunlar hakkında, "orası" hakkında birçok şey yazıldı; belgesel yanıyla, siyasîyanıyla... Ya edebiyat? Büyük gerçekliklerin basıncı altındaki küçük yaşantılar, "dil ve tarihcoğrafya"nın perdesi ardındaki insan halleri, "olağanüstü hal" ruhlan? Suzan Samancı, "içerden" bakıyor ve edebiyaun gözüyle görüyor. Onca acının, kıyımın. yoksulluğun, yoksunluğun yarattığı gürültü ve kaos içinde, kimsenin görmediği, sesini duymadığı tek tek insanları görüp gösteriyor Suzan Samancı, onlan dillendiriyor. Uzaktan haberdar olunamayacak hayat parçalannı hikâye ediyor. Gıyaben hissedilemeyecek ruh hallerini anlatıyor. Hayatla baş etme çabasının özel ve ağır vakalannı, çatıştıklannı, ikilemlerini işliyor. Suzan Samancı, Diyarbakır yazıyor. Diyarbakır deyince ne geliyorsa akla ve o akla gelenler aslında neyi eksik bıraİuyorsa, onu yazıyor. SUSKUNUN I GOtGESINDt! Sanat ve Edebiyat Üzerine/Manc Engels/Çevtren Murat Belge/Btrikim Yayınlart/144 s MarxEngels genel bir estetik teorisi ortaya koymadıklan gibi sanat ve edebiyatın herhangi bir sistematik incelenmesine de girişmediler. \ııı;U \r Bu konudaki katkılan, çoğunlukla mektuplannda ortaya çıkan düşünceleri, kanılan ve güncel olaylara değinmelerinden ibarettir. Franz Mehring, Marx'ın edebiyatla ilişkisi hakkında şunlan der: "Edcbi yargdarında bütün politik ve toplumsal önyargılardan uzaktı. Shakespeare'i ve Walter Scott'u çok sevmesi de bunu gösterir. Ama, çoğu kere politik kayıtsızhklarla hattâ uşaklıkla yan yana giden 'sanat için sanat'ın 'katıksız estetikçilik' fikrine kapılmadı. Bu bakımından da aklı, hiçbir kalıplaşmış for mülle ölçülemeyecek kadar bağımsız ve diriydi. Aynı zamanda okuduğu şeyleri seçmekte hiç titiz değildi ve bilimsel estetleri denşete düşürecek şeyleri okumaktan kaçınamazdı. (...) yutarcasına roman okurdu; serüven, mizah hikhayelerine çok düşkündü. Bunlan ararken Cervantes, Balzac ve Fielding'den Paul de Kock'a ve vicdanmda Monte Kristo Kontu'nu taşıyan baba Dumas'ya dainerdi." ' Kitabevlerinin Yeni Adresi Bayilerimiz İçin, Şırnak'ta Kitabevi Yönetimi Artık İstanbul Kadar Kolay CUMHURİYET KİTAP SAYI 579 % www.yenisayfa.com SAYFA 21 Bayilik Sistemi Hakkında Bilgi için Yeni Çizgi Yayın Dağıtım Tic. San. Ltd. Şti. Tel: 0212 220 57 70 pbx Müracaat: Arzu Hanım
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear