Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ya da bilerek izin verdim odann bürümesine. Bırakmadım usumun dolaşmasım ve beklemesini bu büyük aralıklarda arasında dağlann ve bahkçılann bir ay gibi, ya da bir istiridye gibi, devinen suların altındaki. Tutmadım soluğumu Tann'nın solumasını duyabileyim diye ya da yatıştırmadım yüreğimin atışını antrenmanla, ya da yoksıın kalmadım yanılsamalardan. Onu sık sık incelememe karşın balıkçıl olmadım gövdemi kıyıda bırakarak, ya da ışıltılı alabalık olmadım navada bırakarak gövdemi. Tapmmadım yaralara ve kutsal emanedere ya da demirden taraklara, ya da sanlmış ve rulolar içinde yanmış gövdelere. Mutsuz değildım on bin yıldır. Gündüzleyin gülerim ve uyurum geceleyin. En beğendiğim aşçılar hazırlar yemeklerimi, gövdem temizler ve onarır kendini, ve iyi gider bütün işlerim. SEVGÎLÎLERtN VAR Sevgililerin var, adsızdırlar, yalnızca birbirleri için tarihleri olan, ve oda var, yatak ve pencereler. Rituelmiş gibi yap. Aç yatağı, göm sevgilileri, pencereleri karart, o evde bir, iki kuşak yaşat. ünları rahatsız etmeyi göze alamaz hiç kimse. Koridordaki ziyaretçiler, parmaklan üzerinde geçer, uzun zamandır kapalı kapının önünden, sesleri dinlerler, bir iniltiyi, bir şarkıyi: duyulmaz hiçbir şey, bir soluma bile. Biliyorsun onlann ölmediğini, duyumsayabilirsin yoğun sevgilerinin varlığını. Çocuklann büyür, seni bırakırlar, asker, binici olurlar. Eşin ölür, bir yaşamlık hizmetinden sonra. Kim bilir seni? Kim anımsar? Ama evinde sürer bir rituel: bitmemiştir: gereksinimi var daha çok insana. Bir gün, açıbr kapı sevgılilerinin yatak odasına. Yoğun bir bahçe olmuştur oda hiç bilmediğin renkler, kokular ve seslerle dolu. Gün ısığının aylası gibi, pürüzsüzdür yatağın durur Dahçenin ortasında tek başına. Yatakta sevgililer, yavaş yavaş, tasarlıyarak ve sessizce, oynarlar sevgi oyununu. Gözleri kapalıdır, sımsıkı, üzerlerine ağır, etten yuvarlaklar konmuş gibi. Berelidir dudaklan, eski ve yeni çürüklerle. Kızm saçlan ve erkeğin sakalı dağınıktır umutsuzca. Erkek ağzını dayadığında kızın omzuna Kararsızdır kız, omzunun öpücüğü verdiğine ya da aldığına. Bir ağız gibidir kızın teni. Erkek dolaştınr parmaklarını kızın belinde % ve duyumsar kendi belinin okşandığını. Kız daha yakınına çeker erkeğı ve erkek kendi kollarıyla sıkıca sarar kızı. Kız öper ağzının yanındaki eli. Kızın eli ya da erkeğin elidir bu, pek önemi olmayan, daha fazladan çok öpücük var. Durursun yanında yataiın, mutluluktan ağlayarak, dikkatle soyarsın çarşafları yavaşça devinen gövaelerden. Vaşla doludur gözlerin, zorlukla fark edersin sevgilileri. Şarkı söylersin soyunurken, ve benzersizdir sesin çünkü şimdi inanıyorsun ki, ilk insan sesidir o bu odada duyulan. Dü^mesine izin verdiğin giysiler, büyüyüp bağ olur. Yatağa tırmanır ve iyüeştirirsin teni. Kaparsın gözlerini ve izin verirsin onlann birleştirilipkapanmasına. Bir kucaklama yaratır ve içine düşersin onun. Yalnızca bir anlık acı ve kuşku vardır sen şaşarken gövdenin yanında ne kadar kalabalık olduğuna, ama bir ağız öper ve bir el dindirip uzaklaştırır an'ı. StS YARA tZÎ BIRAKMAZ ARKASTNDA Sis yara izı bırakmaz arkasında Üzerinde karanlık yeşil tepenin, Şöyle ki benim gövdem de yara izi bırakmaz Şimdi üzerinde senin, ne de gelecekte. SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP Sis yara izi bırakmaz arkasında Kanadak besteci, şarkıcı ve şair Leonard Cohen, varlıklı bir ailenin oğlu olarak 1934'te Montreal'de doğdu. McGill Universitesi'ni bitirdikten sonra çok kısa oir süre Columbia Üniversitesi'nde lisansüstü programına katıldıysa da, bunu yanm bırakarak Montreal'e döndü ve gece kulüplerinde şiir okumaya başlaaı ve roman yazmayı denedi. Bir süre sonra aldığı bir bursla Ingiltere'ye giden Conen yayımlanan ilk romanı The Favourite Game'\ yazmaya başladı. Ingiltere'den Yunanistan'a gidip tdra adasına yerleşen genç sanatçı, şiir ve düzyazı yapıtlarını orada yazdı. Daha sonra Montreal'e dönaü, orada ve New York'ta besteci ve şarkıcı olarak çalışmaya başladı. Çıkardığı albümlerle yaygın bir üne kavuşan Cohen, îngiltere ve Avrupa'da verdiği konserlerle ününü pekiştiroi. Selected Poems (Seçme Şiirler) kitabına önemli bir ödül verildiğinde kendisinin bu ödülü almaya istekli olmasına karşın, şiirlerinin böyle bir ödülü hak etmediğini açıkladı. AĞIT Aramayın onu '• , Duyarsız dağ derelerinde: * •> .. ^ ÇOK soğuk gelir onlar herhangi bir tannya; Ve arastırmayın öfkeli ırmaklan Bulmak için yumuşak gövdesinin parçalannı Ya da kanına rastlamak için kıyıdaki taşlan çevinneyin; Ama sıcak tuzlu okyanusta Yavas yeşil suyun ' • Kayalıklardan çekiliyor Ve uçan, alacalı balık Öpüyor karda yaralanmış gövdesini "* Ve kuruyor gizli yuvalarını Onun ürperen kefeninde. ' , •x* • ; Leonard Cohen/Şiirler/Çeviren:NiceDamar Tabii ki, inanmıyorum ona. Kendisi yaptı evini, astı portakallar ve renkli boncuklar odalann girişlerine, çiçekler çizdi duvarlara. Kâğıttan cisimler yaptı rüzgâr için, eğri taşlar dikti, güneşte golge olsun diye, san ve kara balonlar taktı çatıya. Her ziyaret ettiğimde onu yineliyor çocuğun ölümünü bana, asla sorgulamıyorum onu. Önemlidir anlamak bir ersanede birinin rolünü. Yerimi alıyorum kâğıt balıklar ve taklit saatlerin arasında, ad vererek çizdiği çiçeklere, gülerek, başımı büyük toprak tabaklarda boyanıasına, ve kibarca sevişirken onunla kendisi düjünüyor trafîkte öleceğini. FAZLA KALMADIM AVRUPA'NIN MANASTIRLARINDA Fazla kalmadım Avrupa'nın manastırlannda ve uzun çimenlerin arasında buldum şövalyelerin gömütlerini türkülerin anlattığı gibi guzel ölenleri, çimenleri aralamadım OYKU Evini bir çocuğun yaptığını söyledi bana bir bahar öğlesi, ama öldürülmüş o çocuk karşıdan karşıya geçerken. Söyledi gazetede okuduğunu, bu ve bu bahçenin köşesinde ezdiğini bir arabanın çocuğu. J SAYI 608