22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

rr Yusuf Atılgan çok sevdiği yazarlardan olmalı. Anayurt Oteli'ni sanınm çok sevmiştir. Faulkner'in romanlannı da. Karamazof Kardeşler isc başucu kitaplanndan biri olmalı. Romanın temel kahramanı; eli torbah adam, yÜ2eyde nesnel karşüığı olmayan bir biçimde aşağılanmaktadır. Aşağılanmak için elinden ne geliyorsa yapmaktadır. Bunun nesnel karşılığı oldukça derinlcrde görünüyor. Eli torbalı adam, kitapta iki kez görünen psikoterapiste sorsa terapist kim bilir neler söyleyecekti? Belki diyecekti ki I lüseyin Peker'in bu kitabı ve öncekilerdeki temel erkek kahramanı; oral, anal saplantıları olan bir adamdır. Belki aşın sevgi (ya da sevgi yoksunu) ortamında büyümüş, bulunmuş, o nedenle çocuk kalmıştır. Benliği zedelenmiş, büyüyememiş ya da büyümeyi göze alamamıştır. O, 50 yaşlannda bile olsa, "yaşlı bir adam" bile olsa hâlâ çocuktur. Hep çocukluğun saf ve sorunsuz ortamını özfemekte, belki de bütün yol arkadaşlarında; Ergün'de vb. sevecen babasını aramaktaaır. Evin haylaz oğlu olarak, oğlunu babası rolüne itmiş, eşini eli maşalı bir anneye çevirmiştir. Annesi belki çok katıydı, sertri, cezalandıncıydı. Hep evden kovuyordu, sürekli eleştiriyordu vb. vb. Obsesif (saplantılı, temizlik hastası vb.) bir ebeveyni vardı ve ETA obsesyonu nedenıyle torbasına kola kutularını doldurarak dünyayı temizlemeye çalışıyordu. Ama dünya temizlenmiyordu bir türlu. Insanlar dünyayı kirletmek için gelmişlerdi. Neyse ki öyleydi ve ona da iş çıkıyordu. Sonsuzca "özgür" bir iş. Oysa bunlan yapmadan da yaşayabilirdi. Hayır. Ek bir yarar; entelektüel berduşumuz kola kutularıyla birlikte günün önemli edebiyat dergilerini de eve taşıyacak. Peki aynı kişi yularca bu dergilerden nasıl bu kadar uzak kalabilmişti? Ilk çıkışındaki onurlandırmalar onun narsisizmini yeterince doyuramamış mıydı? Yoksa yetmiş miydi? C. Süreya vb. abilerinin yazdıklanyla egosu yeterince şişmiş, oturduğu kolruklana birlikte, idare etmiş miydi? Koltuktan inince narsisistik açbkla, yeniden onurlandınlmaya, övülmeye mi gereksinim duymuştu? Vazın dünyasındaki çok sayıda insanın böyle girişimlerinin oluşu böylesi bir gereksinimden mi doğmaktaydı? Bütün sanatçılann böylesi bir gereksinimlerinin olduğu düşünülebilir miydi? Tabii ki bu tüm sanatçıları bağlayacak bir durum olamazdı. Büinçdışı durtülerini yücelterek sanat yaptıklarını Freud ve takipçileri söylüyordu ama onların da boyunu aşan durumlar vardı. Ayrıca tüm ayyaşça ve berduşca yaşam kesitleri de kaçışın göstergesi. O bakımdan Peker'in kanramanlan tipik kacaklardır. Izmirli'de Nihat Behram'm yol arkadaşlığından da korkup kaçmıştı. Dürüstçe ve içtenlikle kaçtıgını yazabilmektedir. Herkesin her şeyi göze alması beklenemez. Tercihler ve dünyaya bakış belirleyicidir. Doğan bir bebeğin getirdiği genetik kumaş, büyüyen bir çocuğun yakın çevreyle etkileşimi (nesne ilişkileri) benlığini, kişiliğini belirler. Psikodinamikten diyalektiğe birçok etkileşim söz konusudur. Sonuçta bazı insanlar daha çok savaşmayı bazı insanlar da kaçmayı seçerler. Bazı insanlar bunu kabuılenir bazılan da yıllarca; yaşam boyu onun suçluluğunu yaşarlar. O suçluluğu basurmalc için durmaksızın içerler. Tüm Peker kahramanlan gibi. Peker'in kahramanlanndaki temel sorunlardan biri de narsisizmdir. Bütün olup bitenlerde, kendisini sevdiğini, onayladığını görürüz kahramanların. Kahramanlarhemcinsleri üzerinden kendilerine hayrandırlar. Üç kitapta sevilen, âşık olunan, yüceltilen herhangi bir kadın yoktur. Kadınlar sanki iğrenç yaratıklardır. izmırlfâeki kadın mı erkek mi olduğu belirsiz gibi çizilen sevdiği kadın arkadaşını, çirkın ve pasaklı göstenneyi ihmal etmemiştir. Doğrudan yanbş yaptığı ve suçlu olduğu dile getirilmez. O haldu, diğerleri; eşi, çocuklan haksızdır. O iyi, diğerleri kötüdür. O bunlan hak etmemiştir. Roman baştan sona bunu ispata çalışır. Roman biter, takıntı bitmez. İki bölüm daha eklenecektir. Oğluyla ilişkisini derin bir hüzünle anlattığı bütün kitabın en etkileyici, çarpıcı bölümlerinden biridir ama son ek olmasa da olurdu bence. Bunu belki modernizm, postmodernizm adına yapmış Peker ama bence gereksiz. Romana oir şey katnıamış. Ayrıca, ilk romanda da kuılanılmış. Bir romanı Dostoyevski gibi bitirmek de bir iştir. Yazmak daha büyük bir iştir. Hem de çok büyük bir iş. Bütün bunlan neden yazdığım tartışılabilir. Otobiyografi yazdığım söylemeyen bir romancıyı sanki öyleymiş gibi değerlendirdiğim düsünülebilir. O bunu yapmamız için bizleri sürekli kışkırttı. Otobiyografık ögeler sıkıştırarak bunu sağlamaya çalıştı. Sonuç olarak ben de onun tuzağına düşmeyeceğimi söyleyeceğim. Ben, eli torbalı adam ve önceki roman kahramanlan için yazdım bütün bunlan. Psikodinamik yorumlar da "psikoterapist bey"den alıntıdır. I îüseyin Peker mi? O, beni bir kahraman olarak hiç ilgilendirmiyor. Ama şıirsel, yalın anlatımıyla, insanın karanlık köşelerinden yeryüzüne taşıdığı şeylerle, benim için önemli, bundan sonra da dikkatle izleyeceğim bir yazardır. Yaşı elli küsur olabilir ama telasa gerek yok, o genç bile değil henüz. Önünde çok uzun yıllar var. Büyüyüp genç olacak, sevdiği kızın elinden tutup parklarda dolaşacak, yeşil gözlerine balcarak ne kadar güzel olduğunu söyleyecek. Sevişecek, evlenecek, mutlu bir yuva kuracak. Komşular evlerine gelip giderken kitaplanna öykünecekler. Yazdığı şiir, öykü, roman, inceleme vb. boyunu geçecek. Enis Batur'dan bile çok yazacak. Enis, Cemal, Edip, Turgut hatta Dostoyevski, Kafka ve Borges bile onıı çok beğenecek, sevecekler. Ataol "şeytan gibi çocuk"un arkasını övgüylebitirecek. Nihat attedecek. Refik boşlukta bıraktığı soru işaretinin karşılığını büyük harflerle, övgüyle verecek. Telaşa gerek yok. Sabırla bekleyelim, görelim... • C) Yazıa ya da Bir Yol Romanı: YKY, htanbul, 1996. C) trısan Arkadaşmmdtr: YKY îst. 1997. (*") hmırli: Tclos Yay., îst., 1998. f"*9 Elı Torbalı Adam: Telos Yay, îst., 1999. Mısrı dildc şâh olur yüzün görüb csir olan •1. ğ TEOMAN ERGÜL nsanm karanfek köşatari Roman / 3S2 S.ıyta lcomaıı Kru,ül, " N u r b a ı u ı " adlı romaııında II. Sclim'in ^.clı/adclik u,iinlcrindc tiözdcsi Nıırbanıı ilc ya!?adıkları büyük aşki anlarırkcn, Osmaıılı İmparatorlıığırnıın 16. yü/yıldaki konıımuna da ı^ık iııtııyordıı.Hrgül, "Selim İlc N u r b a n u " d a bıı kez, Osmanlı tahtıııa pcş pcşc çıkan, ordıılannm haijinda sava^a gilnıcdiklcıi lıaldc impar.uoıiııü,tm sınırlannı gcnişlctnıc ha^ansını göstcrcn babaoğul iki padişalıın; II. Sclim İlc III. Mıırad'ın saltanat dc)ncmlcrini anlatıyor. \'c clbcrtc romanın iki .\n,\ kahramanı daha var: Nıırbanıı Sııltan \c Satiyc Sııltan!.. Hıı romanı <\A okıırken; yiııc, Osmanlı'nın kazandığı zafcrlcrin \anı sıra iktidar kavgalanna, lıarcmdc dınıcn cntrikalara, aşkm \c cinsclliğin l'arklı boyııtlarına ı.mık olacaksınız... Ö l ü n ı s ü / . b i r a ş k ı n vc İ s t a n b u P u n romanı EvHk ve eş kavramtan Sanat denince düz psikodinamik yaklaşımla bir yerlere varmak çoğu kez olanaksızdı. Terapist onun, orâl ve anal dönem takıntılannı bulmasını sağlayabilirdi. Ama ödipal döneminin sanki niç gelmediğini yaşatabilirdi. Evlilik ve eş kavramları onun için işkence sözcükleri gibi. Ayşe Arman, o nedenle köşesini açıvermişti ona. Kadınlaryeryüzünde olmasalar (sadece yol arkadaşlan olsa) dünya güllük gülistanlık olurdu sanki. Anne kadın sayılmazdı. Yakınmalannın yaşantısında nesnel karşılığı olabilir ancak romanlarında yeterince aynntılı çizmiyor. Sürekli sidik yarıştıran, eşini adam yerine koymayan, evliliği cehenneme çeviren kadınlar vardır. Erkekler, sanki gereksinimleri varmış gibi o kadınların yaptıklannı çekerler. Ne büyuk bir suç islenmiştir ki bu bitmez eziyet, romanlarboyu sürmektedir. Terapist mutlaka o alanda da çalışır, bilinçdışı suçluluk duygusunun kaynağını gösterirdi. Peker'in kahramanlan terapist için çok zengin malzeme banndıran kahramanlarcu. Dünyayla savaşmak yerine kacmak ve düş kurmak onun için dünyayı kaldırabilmenin bir yolu. "lörmızı kayık" fantezisini tipik bir kaçış aracı olarak kullanmış. CUMHURİYET KİTAP SAYI 608 WELLIAM S'fEARNS DAVIS Kom.uı / 464 Sayfa İsaııiralı bir cobankcn Bi/.ans vsclcn Icon ilc biiviik aşkı A ı m ı z a ' n m u ı . ı.con oiaraK / 1 7 yılmda rahta cıkuğmda l>izans'ı clc gcs'irmck için ü,clcn Arap ordıılan \c donanmasını Ü,Ü<;IÜ kişiliyi \c zckâsıyla bozgıma ııgratan imparator, tarilıc u,ccccck bir /afcr kazanmıştı. lUı zalcrdc cıı büyük pay, ku.şkıısLiz, 'rıını atcşi"ni u\u cdip ilk kc/ bu sa\aşia kııllanılnıasını sağlayan Kallınikos''tu. Ama Kallinikos'ım kı/ı Antıı/a'\a dııyduğıı dcrin aşk olmasa, I.con icin nc zafcrin anlamı \ardı, nc dc yaşamanm... Kitapsc\crlcr "Kru,ıı\an Cuizcli"ndc gcı\ck bir aşka tanık olııılarkcn, dcnicmin İsianbıırıınıı sokak sokak g c z c ı c k \c bııgiiııkü İsfanbıırıı ycnidcıı kcştedcccklcr!.. ;r IISIKILÂP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear