Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Uc Avnalı Kırk Oda YILMAZ ÇONGAR Y apıtta üç uzun öykü var: Alice Harikalar Diyarında, 96 sayfa, Aynalı Pastane, 110 sayfa, Gece Elbisesi, 164 sayfa.Son uzunöykü, diğer ikisini, bir iki noktadan küçük ilmeklerle kendine bağ '" AMce (Afls) HaNkalar Dlyarında) Okumaya başlarken, ormanda tavşanlann peşinde koşan, kücücük deliklerden geçip çiçekler arasında kelebeklerle oynayan Alice'le karşılaşacağımı sanmıştım. Ama bu Alice başkaymış. Teksaslı asi kız, kaç kez kaçmıştı evinden, köyünden. Annesi Kathy, bar işleten, kovboylara viski, bira uzatan ve yüzü hiç gülmeyen, Alice Star'ın bile üveyannesi sandığı çirkin bir kadındır, köpek Kathy. Babası içki bağımlısı bir zavaflı. Alice Star, yetişme çağında kasaba oğlanlannın kendine yüz vermemesinden yakınır. Müziğe olan yeteneğini ve sesinin güzellifiini de geç aynmsar. Sanat yönlendiricisi (menajeri) Eddie d'Ascanto ya (Edi Daskonto) rastladığında, şarkı söyleyerek para kazanmanın porno film çevirmekten daha iyi bir i§ olduğunu kabul eder. 45'likleri satılmayınca tüm umudan suya düşer. Fakat " Yitirilmiş Zamanın Ardında" adlı uzunçalan onu muzik dünyasının bir numarasına yerleştirir. Ünlendığinde porno kasederini piyasadan toplaya toplaya bitiremez. Güzel bir yaz günü Alice Star, Afrika'daki açlar yararına ünlü La Stadyumu'nda görkemli bir kalabalık önünde konser verir. Bir ara gökyüzünden konser alanına süzülen portakal renkli bir cisim, coşkulu hayranların gözüne çarpar. Bu bir uçan dairedir. Konser bitmeden Alice Star uzaya kaçırılacaktır, aynı Urfa'da Harran ovasındaki kız kaçırmalar gibi. Alice'in uzaylı sevgilisi Adam, daha önce de Dünya'ya inmiş, hatta Urfa'da bir süre yaşamıştır. Uzunöykünün bundan sonrasi; gezegenler, yüdızlar, uydular, bizden çok daha gelismiş uzayldarın aşkları, tutkulan, dünyalılann cinsel kimyalanru, libidolannı öğrenme meraklan, ileri teknikle donatılrmş bil gisayar ağlannda izlenen îsa, Meryem, Jan Dark, Saba Melikesi Belkıs, Titanik'in batışı, Mona Lisa'nın gerçekte erkek olduğu savı, kızların iç çekerek beğendiklerı birçok ünlü erkek artistin aslında eşcinsel oldukları, androidler (organik olmayan üretilmiş kopya kişiler), robotlar vb. Yazar, okuru evrenin sonsuzluğuna çekerek şaşırtır, imgelemini zorlar ve ilgisini çeker. Bu yapıtı okuyup bitirdiğimde kuşkusuz mutlu oldıun. Aslında daha mutlu olurdum, eğer Sayın Murathan Mungan 1 l'inci sayfasının üstündeki giriş tümcesini "Bu hikâyede bahsi geçen şahıs ve hadiselerin hakikatle hiçbir alakası yoktur" yerine "Bu uzunöyküde anılan kişi ve olaylann gerçekle hiçbir ilgisi yoktur şeklinde yazsaydı. AÜye kasabada oturur bütün gün. Para alır verir, fiş keser. Tuslara basmaktan tırnaklan aşınır, bazen dekınlır. Karşısında eskimiş, sırları yer yer dökülmüş bir boy aynası vardır. Aynalı Pastane adını buradan alır. Halen çalıştığı bu i§i, yazar olan ama aynı zamanda fafcılık da yapan genç bir adam aracılığıyla bulabilmiştir. Falcı ondan para değil, bir top kâğıt istemiştir, öykü yazmak için. "Günün birinde yazdıklarımdan bir perde çekeceğim hayatıma. Herkes kâğıt üzerinde yazılanlan benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylece" der falcı yazar. Aliye, Aynalı Pastane'de yıllannı geçirir. Sevdalı gençlerin göz süzmelerine, varsıl kokonaların afra tarralanna, arabuluculann yapmacık kibarlıklarına tanık olur. îlk günlerin coşkusunu yitirmiş, usanmıştır çalışmaktan, tekdüzelikten ve parasızlıktan. Ayağına çorap alamamakta, eskilerini onartmaktadır. Kasada otururken kamburunu çıkanr, patronu uyardığında toparlanır. Yaşamının iyice anlamsızlaşuğı, gelecek için evlüik, için, hiç umudukalmadığı günlerden birinde Muştik'le tanışır. Onu zaman zaman pastanede görmüş, uzaktan tanımış, ilgisini de çekmiştir. O işine bağlı biridir. Işi ise pezevenkliktir. Aliye'nin tüm yaşamı değişir. Aynalı Pastane'nin kasasında oturan sessiz kız artık bir fahişedir. Muştik'in cinsellikle ilgisi yoktur. Aseksüeldir. Hiçbir kadını arzulamamış, hiçbir gövdeye cinsel ilgi duymamıştır. "Zaten, iki insanın birbirinin bu kadar çok içine girmesi hoşuma gitmiyor (sayfa 197)... Ne dört kitap, ne kırk peygamber seksle baş edemedi. Çünkü seks ne vazık ki, var oluşumuzdur. Var oluşumuz kadar anlamsız ve açıklanamazdır." (sayfa 1999) der Muştik. Yapıtı okurken Beyoğlu'nun Divan, Tokadıyan, Park Otel gibi ünlü otellerini, Karlman, Aznavur, Hacapulos gibi büyük pasajlannı, Markiz, Nisuaz gibi pastane ve kafele larla, yeni dergilerdeki öykülerini arkadaşlanna okuyan dalgın yazarlarla karşılaşırız. Aliye, Muştik aracılığıyla yeni yaşamına başlarken Aynalı Pastane'nin duvanndaki boy aynasından geçer gider, yeni dünyasında yol alır. (sayfa 176) Istiklal Caddesi'nde gezerken bir vitrinde gördüğü ve yitip giden bir kediyi, bir süre sonra ulu bir ağacın dibinde görür, kedi Aliye'ye gülümser ve kuyruğundan başlayarak yavaş yavas yitip gider. Okur, yapıtın bu ve bunun gibi birçok bölümlerinde, bilinçaltı gerçeklerini yansıtan olgulann peşinden sürüklenir. Imgelemin, çağnşımın sınır tanımaksızın özgürlük denizinde velken açmasına tanık olur ve sürekli olarak daha sonra ne olacağını öğrenme isteğindedir. Bu durum ise, yazann "Aynalı Pastane"deki başansının kanıtıdır. H. P. Lovecratt ve Botik evkülep CENGİZ ALKAN nnesi küçük HowardPhillips'i hizmetçi kızla parkta dolaşmaya gönderdiiinde gızlice onlan izlemeyi de ihmal etmezmiş: Hizmetçi kız biricik oğlunun elini tutarken yanlıslıkla kolunu koparabilirmiş çünkü. Avnca oğlunun çok çirkin olduğunu düşündüğü için 'insan içine' cıkmasına da pek razı değilmiş. O da bol bol kitap okumuş, sürekli okumuş. Sonra yazmaya başlamış ve türünün 'en iyısi' olmaya başladığında 'yazarlık işini beceremediğine kanaat getirip' yazmayı da bırakmış. 20 Âğustos 1890'da Providence, Rhode Island'da doğan Howard Phillips Lovecraft "gotik öyküler" yazmaya mahkumdu. Deli bir anne babanın tekinsiz evladan olarak büyüdü. Dört yaşında Bin Bir Gece Masalları'nı okumaya başlayan, kafayı astronomi ve mitolojiye takan, kadınlardan pek hoşlanmayan öykülerinde kadın karakterler yok denecek kadar azdu, eşcinselliğini çok geç fark eden, 18. yüzyıla hayran ve o dönemin asillerinin aksanıyla konuşan, ayak t akımından, göçmenlerden ve Yahudilerden nefret eden ama kısa süren evliliğini de bir Yahudi'yle yapan, otuz dereceoen aşağı ısıdaki yerlerde duramayan, gündüzleri uyuyup geceleri yaşayan, aralıksız yirmi beş saat konuşabilen ve deliler gibi şeker tüketen Lovecraft, gotik öyküler yazmaya mahkumdu. Kırk yedi yıllık yaşamında topu topu 51 öykü yazdı Lovecraft. Bir üslup ustası değıldi, ama karanlık dünyaların en büyük "evren kurucusu"ydu. Edebiyatı hiçbir zaman ciddiye almadı, bu vüzden öykülerini kitaplaştırma konusunda hep isteksiz davrandı. Yine de dönemin Pulp dergisi "Weird Tales"in Robert E. Howard ve Clark Ashton Smidı ile birlikte kült ismi olmaktan kaçamadı. CTHULHU'NUN ÇAĞRISI, Lovecraft'ın sekiz öyküsünün bir araya getirildiği bir derleme. Öykülerin seçiminde özellikle 'Lovecraft'ın dünyasına ve yazarlığına giriş' düşüncesi gözetilmis. Yazarın klasik temalarının yer aldığı öyküler Lovecraft'ı tanımak için oldukça iyi seçimler. Kitaba adını veren CüSulhu'nun Çağnsı ve Innsmouth Üzerindeki Gölge, Lovecraft'ın 'Cthulhu Mitosu'nu işledıği öykülerinden. Cthulhu'nun Çağnsı Amerikan gotik edebiyatının klasik mekânlanndan olan New England'da geçer. Providence şehrinin, ki Lovecraft yaşamının büyük bir kısmını geçirdiği bu şehrin sokaklanndaki geceleri dolaşmaktan büyük keyif duyarmışBrown Üniversitesi'nden bir akademisyen, insana benzeyen ahtapotumsu bir yaratıktan Cthulhu söz eder. Bu mitosun gerçekliğini araştıran öğretim üyesi, upkı araşurmalan sırasında okuduğu gemici GustafJohansen'in günlüğünde söz ettiği gibi o da öldürülme korkusuyla 'Cthulhu'nun çağnsını' bekler. Cthulhu mitosu Lovecraft'ın başta gelen teması. Ilk kez 1928 yılının Şubat ayında Weir Tales'de yayımlanan Cthulhu'nun Çağnsı'yla yazara rağmen gotik edebiyatın miUerinden biri oldu. Edebı köklerini E. A. Poe'nun Arthur Gordon Pym'in Hikâyesinde, Ambroce Bierce'ın Carcosa'Iı Bir Hemşehri'sinde ve Arthur Machen'in Beyaz Tozu nda bulduğumuz bu mit, Lovecraft'ın ardıllan tarafından geliştirilerek bugün bile mürideri olan bir dine dönüştü. Innsmouth Üzerindeki Gölge'nin kahramanı ise bu kez bir üniversite öğrencisidir. New England'da tarihi bir gezi ve kendi soyağacını saptamak için bir araştırma yapan gencin başından geçenler anlatılmaktadır. Âraştırmaları sonucunda, 1846 yılında Güney Adalan'ndan dönen Kaptan ü b e d Marsh'ın Cthulhu mezhebinin üyelerinden A GaceBbtoMi "Kesesi yırtılmadan, torba içinde, üstelik kordonu boynuna dolanmış durumda... Evdehalalar, herkes çığlık çığlığa..." Doğumu böyle olmuş Ali'nin. Ali'yi ilk ziyarete gelen kulakcinleridir. Cinler, tüm yaşamında Ali'nin yanındadır. Elini tutarlar, kulağına konuşur, saynlıktan kurtarırlar. Dede torununu çok sever, o da cinlere karışmıştır. Dede, erkek evlat bulana dek boşanmış, evlenmiş, boşanmış evlenmiş. Bu nedenle evde halalar çoğalmış, çoğu da evlenememiştir. En küçük bir olayda ortalığı birbirine katar bu halalar. Ali'nin annesi Istanbul gelinidir. Aile varsıldır, ancak anne, Mardin in iklimine de, geleneklerine de yabancıdır. Evde kimseyle geçinemez. Baba dava vekilidir. Mardin adlıyesindeki, fakültevi bitirmiş genç, zıpkın gibi avukatlar, modası gecrniş dava vekillerini küçümserler. Ali, böyle ortamda büyüyen çelimsiz bir çocuktur. Daha ilkokula başlamadığı günlerde, evde biri kendinden bir yaş büyük, diğeri bir yaş küçük, oölan ve kız olmak üzere iki çocıik vardır. Evlenmiş, fakat kocasından boşanarak baba evine dönmüş bir halanın çocuklan. Çocuklar yalnız kaldıklarında cinsellik yönlü oyunlar oynarlar. Soyunur, cinsel organlarını birbirlerine sürterler. Ali hep altta yatmak ister. Kendi cinsel organını hiç beğenmez, durmadan çekiştirir onu. Başkalarırunkini merak eder ve arzular. Yıllar geçtikçe bu isteği artar. Ruhsal bunalımlara girer, herkes ona deli gözüyle bakar. Başvurmadıklan doktor kaimaz. Annesi Ali'yi falcıya bile götürür. "Bir kadın ruhu taşıdığını" söyler falcı. Aynca aile içinde anormal cinsel ilişkiler de vardır, ağatjeykızkardeş, anneoğul vb. Yapıtın sonlannda Alice Star (Sayfa 336) ve Aynalı Pastane'deki falcı yazar (Sayfa 383) sahneye çıkarlar, böylece önceki yapıtlarla ilinti kurulur. Bu uzunöykü bir yaşam kesiti değil, yaşamın bütünüdür. Ali'nin yaşadığı bocalamanın, ikilernin, çektiği acüann, sıkıntıların yazınsal bir ustalıkla yansıtılmasıdır. Bu arada her üç uzunöykü için de dikkatimi çeken birkaç noktaya değinmek isterim: Toplumumuzda hos karşılanmayan, eskilerin müstehcen dedikleri aktöre dışı sözcükler açık açık kullanılmıştır. Böyle yapmakla yazınımızın değer kazanacağı, varsıllaşacağı veya okurun ilgisinin daha çabuk artacağı mı umulmuştur? Bu sözcüklerin yerine ömeğin, "cinsel ilişki", "erkek cinsel organı", "dişi cinsel organı", "anüs" vb. sözcükler kullanabilirdi. Karşılıldı konuşmalarda uzun çizgi () kullanılmamış, konus ma aktarımlarının başına ve sonuna tırnak imi (") konulmamış, yalnızca virgülle (,) yetinilmiştir. Bu yöntem Türkçe yazım kurallarına aykırıdır sanınm. Ayrıca, yapıtı okurken "Müteessir, tasavvur, kader, sarih, hürmetle, hafıza, hatıra, esrar, bu kabil, muhtemel, tabiat, vb." sözcüklerin yerine "üzüntülü, tasarlama, yazgı, açık, saygıyla, bellek, anı, gizler, bu gibi, otası, doğa VD." sözcüklerle karşılassaydım, güzel Türkçemizin yabancı kökenli sözcüklerden anndıgına tanık olup kıvanç duyacaktım. Yapıtlar, zaman zaman gerçeküstücü akımın izlerini tasıyan bir kurgu üzerine kurulmuş, duygusal, sürükleyici, düşündürücü ve sonuç olarak başarıiıdır. "Üç Aynalı Kırk Oda"yı tüm yazınscverlere önerir, Sayın Murathan Mungan'ı kutlanm. • Üç Aynalı Kırk Oda/ Murathan Mungan/ Metts Yaymlart/ Mayıs 1999 Aynak Pastane Murathan Munganın kltabı duygusal, sürükleylcl. düşündürücü ve sonuc olarak ba$arılı. SAYFA 16 rini Sezer>tanmzBirbi"ni çekiştiren çulsuz ozan J CUMHURİYET KİTAP SAYI 530