05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

' lendirmeleri bölüm sonundaki ayrıntılı dökümlere baktığımızda çok farklı alanlarla karşılaşıyoruz: Göçebelik, Bağışıklık Bilimi, Yiyeceğin Tarihi, Korkunun Tarihi, Vikingler, Dünya Müziği, Acı Karşısındaki Tutumlar, Tüketim Toplumu gibı daha birçok konu başlığının, nasıl olupta bir parçamn bütününii oluşturabılecek bir çercevesi olduğunu ancak Theodore Zeldin in perspektifinden bakarak görebiliriz. Tarih bu noktada ne okunarak, ne anlatılarak ne de onu farklı bir alana büründürerek anlarulaştırabiliriz. Evet hayat tatlıdır ve görünmek istenildiği gibidir. Hatta hayat tadı bir mağaza gibidir. Bakın bunu da, Zeldin şu şekildeaçıklıyor; "... bir şcyi sâtın alacak paranız olmasa bile içeriye girip 'sa dcce bakıyorum' diyerek kıyafetler deneyebileceğiniz bir mağazaya" (s. 187) Işte hayatın bu mağaza tarafı insanlığın tarihini değil de onun görüntüsünün ya da bir şeklinin hikâyesini anlatacak gibı. Çünkü hayat çok tatlı! Sanki hiç savaş yok, sürgünler hiç yaşanmıyor, kapitalizm hiç canımıza okumuyor, namus yüzünden kimse kimseyi öldürmüyor, herkes onurlu, herkes değerli. Hayat çok güzel değil mi? Üstelik çok da değerli! Bu nasıl değer, onur ve bilgelikse! Gelin size değeruen, onurdan ve bilgelikten söz eden bir duruştan bahsedeyim: Fransa'da ölüm cezası tartışılırken lean Genet'ye görüşü sorulduğunda bakın ne söylüyor: "Beyazların içişleri beni ilgilendirmez, ben onların Cezayir'de ne yaptıklarına bakarım." Vukanda Zeldin'in verdiği örnekte göze çarpan en önemli olgu yine kendi deyişiyle, "merak, eninde sonunda özgürlüğünü yitirmeye yazgılı değildir.' (s. 195) Zeldin bunu söylerken yine aynı sayfada bir dönem cğitimini Iskenderiye'de tamamladıktan sonra Anadolu'daki bir gladyatör okulunda hekimlik yapan Galenos'tan (MS 130200) şu alıntıyı yapar: "... kendimi bildim bileli çoğunluğun görüşünden nefret etmiş, gerçeği ve bilgiyi özlemiş, dünyada bir insanın bundan daha asil ve daha ilahi bir şeye sahip olamayacağına inanmışımdır... Cesur olmak ve Hakikat'ı aramak zorundayız; onu ele geçirmeyi başaramasak bile en azından ona biraz daha yaklaşmış oluruz." (s. 195) Birbirinden çok farklı örneklerin birbirine bu kadar yakınlaştırılması bu metinlerin farklı düzeylerde okunmasını gerektirir. Gerek çapraz okumalarla, gerekse tatlı gündelik hayat ölçeğini hayatımızın keşredilmemiş ta raflanna doğru itelemeyle, en önemlisi de çocukluğumuzla birlikte yitirdiğimiz kayıp hafızalarımıza doğru yeniden bir yolculuğa çıkmak artık bıze bir tck gücü hatırlatır: Yorumun gücünü. Bu güç bizeartık Zeldin'in deyişiyle, "...Hayatın uyumlu cephelerini keşretmek trajedileri telafi ediyordu..." (s. 198) derken aslında hayatımızı da çok kişisel bir halc getirirken kendi hikâyelerimizin ne kadar da önemli olduğuna işaret eder. Kitabın genelindeki anİatılan hayat hikâye lerine eğilmek neredeyse ayrı bir değerlendırme konusu olacak kadar uzun ve keyifli bir yol. Sevmcdiğim bir şairin sevdiğim bir sözü vardır: "Insan için öniine çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise o insan artık kaybolmuştur" diye. Işte bu kitap özü itibariyle "önüne çıkan bütün yolları" yürümemiş insanların hikâyesini anlatıyor. "Nefret, kutsaldır." E. Zola Kısaca, Theodore Zeldin yaşadığımız hayatı okurken tarihin nasıl yazılması gerektiğini ve buradan çıkarılacak sonuçlarla "bulunduğumuz yol'un, içinde bulunduğumuz bu olağanüstü yüzyılda ne kadar doğru, ne kadar etik, ne kadar anlaşılabilir ve ne kadarı yeniden üretilebilecek kadar doğru(! )dur. Tarihin ne meydanlardaki savaşlarla, ne masa başlarındaki göstermelik imzalarla ne de meydan okumalarla gerçeldeşen bir eylem olmadığını biliyoruz. Zeldin, kitabında bize zininlerimizi şekillendiren gündelik hayat bilgisinin kölderine doğru bir yolcu luk yapmaya çağırıyor. Tartışmadan ama tartışarak, anlatmadan ama anlayarak, göstermeden ama görerek... Tarih bilincini ve tarihin anlamını yeniden keşfetmek isteyen herkes için içinde çok şey bulabüeceği bu kitap, günümüzde tarihin nasıl yazılabileceğine çok iyi bir katkı. Yazınm başlığına dönersek, bu kitap aynı zamanda nepimizin yalnızlı.k tarihi. Bu arada kitabın çevirmeni Elif Özsayar'ın kullandığı dilin akıcılığı, okuyuculanna hoş ve keyifli bir katkının ötesinde kitabın bütünlüğüne geniş bir perspektiften bakarak "okumalanmızr kolaylaştırdığını söyleyelim. • (*) Edepsizlik, Arnırşi ve Gerçeklik, Crıspın Sortıvell, Çev :Abdullah Yılmaz, Ayrıntı Yayınlan Tarihe umutla bakmak PETER GAY T heodore Zeldin, sosyal tarihçile rin en gayretlisi. Akademik hayal gücünü uzun süre modern Fransa'ya yöneltti; en çok tanınan kitabı "Fransa: 18481945" Bu ülkenin ansiklopedik bir dökümuydü hem göz korkutucu, hem inanılmaz derecede bilgilendirici, hem de zaman içinde yaptığı sıçramalarla biraz havai bir kitap. Zeldin bu iki ciltlik çalışmada romanlardan, kamuoyu yoklamalanndan, anketlerden, otobiyografilerden, tıp metinlerinden ve kültüreltarihin tanıkiarından yararlanarak Fransız karakterinin eksiksiz bir portresini çizmeyi deniyordu: aşkta, işte, çocuklarla olan ilişkİlerinde, sanatta ve politikada. Oxford Üniversitesi tarihçisi Zeldin, yeni kitabında, şimdiye kadarkinden çok daha geniş bir alana kulaç açtığını ilan ediyor. Ama bu kitaba "tnsanlığın Mahrem Tarihi" demek, yanıltıcı tanıtım suçlamasına davetiye çıkarmak demek. Insanlıktan kasıt Fransız insanlığı bölüm başlarında yer alan hayat hikâyelertnin tümü Fransız kadınlarına ait. 2eldin de bunun farkında ve bu durumu açıldamak için Freud'a başvuruyor; Freud'un "insanlık tarihi üzerine yazarken büyük ölçüde aynı ülke insanlarından oluşan bir hasta kitlesiyle yaptığı görüşmeleri temel aldığını" söylüyor (ki bu pek de doğru sayılmaz). Zeldin'e göre Fransa, "temel ihtiyaçları karşılandığında ve özgürlüğünü kazandığında insanlığı başka hangi sorunların beklediğini" keşfetmek için ideaJ bir laboratuvar. Zengin, özgüb turistlerin gözdesi ve aynı zamanda kullanışlı. Fransa, Zeldın'in yülar boyunca üzerinde uzmanlaştığı ülke. Her bölümün sonuna eklenen uzun, hatta bazen gereğinden fazla uzatılmış kavnakçalarda biriki istisna dışında sadece Ingilizce ve Fransızca metinler sıralanmış. Kitabın adındaki" tarih "egelince, Zeldin, gevşekçe bağlantılandınlmış ama birbiriyle ilişkili olgulardan, yerküreyi İnsanlığın Mahrem Tarihi/ Theodore ve yüzyılları bir uçtan bir uca arşınlayan Zeldin/ Çevıren • Elıf özsayar/ Ayrıntı etkileyicibirıkincilkaynaklarmönüsünYaytnları/ 'Ağır' Kıtaplar Dizisi den alınmış, anekdotlar ve düşüncelerden oluşan bir derleme sunuyor. Bu yazılarda, bulabildiği her türlü malzeme"Kendine den yararlanıyor. henzemeyen biÖrneğin, yalnızlıktan söz ederken, onrine elini yedinci yüzvılda yaşamış belagat sahibi uzatmak, ona bir din adamından, Piskopos Bouskulak vermek, set'ten alıntı yapıyor; cinsel hayattaki gedünyanın şefkat lişmelerden bansederken gerçekten Don Juan'ın eşcinsel olduğu yolunda bir tahve insanlık stomin yürütüyor; eski Korkulann yok olkuna küçücük masıyla yenilerinin ortaya çıktığı tezini de olsa bir desteklemek üzere, sekizinci yüzyılla on katkıda bulunikinci yüzyıl arasında vaşamış Vikingler'e mak, bir parça üç sayfa ayırıyor. Zeldin'in geçmişe bakışı, büyüleyici şeylerle dolu bir tavan cesareti olan arasında dolaşmaya benziyor. herkes in gücü Kitabın mahrem bir tona sahip oldudabilindedir" ğu kesin. Zeldin'in stratejisi, ondan bekdiye yazıyor leneceği gibi, son derece özgün bir straZeldin. Başkalateji. Yıllar içinde Fransız kadınlarıyla rını etkileme aryaptığı konuşmaları naklediyor, bu tanıkların yaşamlarını ayrıntılarıyla anlatızıısundan yor ve sonra bu hikâyelere bir açıklama sıynlmış içten getiriyor. bir digerkâmlıKarşımızda, tarihten çok, son derece ğın hayatı gübilgili bir tarihçinin hayat hakkındaki düşünce egzersizleri var. Böyle yenilikçi zelleştirebüeöteye giceğine inanıyor. bir yaklaşımın eksantriklikten argümanı dip gitmeyeceği, genel bir Buna rağmen ayakta tutmaya yetip yetmeyeceği, bu naif stfatıyla bilgeliğin niteliğine bağlı olsa gerek. Fransa bısanhğı sizliği, hayat deneyiminin en temel unsurlarını yakalama peşinde olduğunu gösteriyor: Umut ve karamsarlık, dostluk ve yalnızlık, seks ve aşk, bağnazlık ve hoşgörü, iş hayatının ve çağdaş evliliklerin mutlu ve mutsuz yanları. Bölüm başlıklarından biri şöyle: "Köklerini araştıran insanların, yeterince derinlere bakmaya ancak başlaması." Başka bir bölüm başlığı, yine Zeldin'in karakteristik tarzıyla, varoluşun iki tcmel unsurunu bir araya getiriyor: Mutfak sanatındaki ilerlemenin seksteki ilerlemeyi geride bırakmasının nedenleri. "Bir üçüncüsü, biraz şaşırtıcı biçimde, Michel Foucault gibi modern guruların hükümlerine ters düsüyor: "Saygı görmenin, kudretli ol maktan daha arzulanır hale gelişi." Zeldin'e yüreklerini açan kadınların çoğu, kendi hayatlarına son derece karamsar baktıklannı itiraf ediyor. "Hayatım bir hiçten ibaret" diyor Zeldin'in ilk görüşmecisi, 51 yaşındaki bir gündelikçi kadın. "Başansızlık yakamı bırakmıyor" diyor bir terzi. Diğerleri de aşağı yukarı aynı sözcüklerle nemen hemen aynı şeyi söylüyorlar. Zeldin bölümlerinden birine şu başlığı koymuş: "Tüketim toplumunun sunduğu her şeyi elde edebilmelerine, hem de cinsel özgürleşmeye rağmen imtiyazlı kişilerin bile nayata bir ölçüde karamsar bakmasının nedenleri." Zeldin'in geçit alayında galipler bile mağlupların ağzıyla konuşuyor. Yine de Zeldin, topladığı onca kanıta rağmen insanlık macerasına temkinli bir iyimserlikle bakmamız için nedenler buluyor ya da bulmaya çalışıyor. Görüştüğü kişilerin bir bölümü Freud'u okumuş ve sakatlayıcı yanılsamalarından kurtulmakta onun yardımını görmüşler. Zeldin de Freud'un düşüncelerinden yararlanmanın yolunu bulmuş görünüyor: Bu düşünceler, Zeldin'in ütopyacı özlemlerini dizginlemekte kullanılmış. Çünkü Zeldin'in vermeye çalıştığı mesaj bir güven mesajı, üzüntüleri bastıran bir güven: Kadınlar ve erkekler, diyor Zeldin, birbirleriyle doğru dürüst konuşmayı daha yeni öğreniyorlar. Gerçek eşitlik, kendimize benzemeyeni hoş görmenin yeterli olmadığmı anlamakla naşlar ve bu anlayış yavaş yavaş oluşmakta. Topladığı malzemenin bir özeti niteliğındeki son bölümde, "Keşifler çağının daha en başındayız," diye yazıyor Zeldin. Kitabın son sayfalarmda Zeldin röportaj formatını bırakıp kendi sesiyle yazmaya başlıyor. Bir katilin bile insan olmayı öğrenebileceğini ve insan olmanın başkalarınayardımetmekanlamınageldiğii söylüyor bunu kendi tahminimiz için nıso1 değil, gerçekten onlar için yapmamız koşufuyla. "Kendine bcnzemeyen birine elini uzatmak, ona kulak vermek, dünyanın şefkat ve insanlık stokuna küçücük de olsa bir katkıda bulunmak, bir parça cesareti olan herkesin gücü dahilindedir" diye yazıyor Zeldin. Başkalarını etkileme arzusundan sıynlmış içten bir diğerkâmlığın hayatı güzelleştirebileccğine inanıyor. Buna rağmen naif sıfatıyla damgalanmaya niyeti yok. "Yeryüzüne konup göçenlerin oluşturduğu sonu gelmez geçit alayıyla ve büyük oranda kaçırılmış fırsatlardan ibaret olan karşılaşmalarıyla tarih, bugüne dek ziyan edilmiş olasılıkların kaydını içcrenbirvakayinameolmuştur. Ama iki insan arasında gerçekleşecek bir sonraki karşılaşmanın sonııcu başka türlü ola bilir. Karşılaşmaların akıbeti kaygının çıkış noktasıdır, ama umut da aynı noktadan harekete geçer ve umut, insanlığın çıkış noktasıdır." SAYFA S nssniığın çıkış noktssı damgalanmaya niyeti yok. AVt* Zeldin'in bölüm ba^lıklarının teklif CUMHURİYET KİTAP SAYI 492
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear