Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Insanluun Mahrem Tarihi Theodore Zeldin den yaşarmtmzdaki mucizeler Kapak konusunun devamı. ** Gökhan'ın bir karikatüründe hayatla iplerini koparmış bir kahraman şunu söylüyordu: "... yokoimak için yokoluyorum bitmeli bu savaş..." tnsanlığın Mahrem Tarihi, günlük vaşantımızın içerisinde birbirinden çok bağımsızmış gibi görünen anılanmızı, tutKiılarımızı, arzularımızı, arayışlarımızı, mekânları ve daha birçok büyükküçük ayrıntıları birbirlerine bağlarken, Theodore Zeldin'in vurgusuyla, "geçmişin bizimlc konuşan sesi artık berrak değil"dir (s. 58) ve "üzgür olmayı isteyen insan, kişisel duygularını ve hırslarını anlayabilmek için daha geniş bir alanı, daha derinlemesine kazmak zorundadır. (s. 58) Yaşadığımız hayatın içinde bu alanı yaratmak, tabii ki sadece kendi hayatlanmızı özgürleştirmek anlamına gelmemeli. Özgürlük, yaratılan bu alanı korumakla da ilgili bir şey". Kitabın içindeki yirmi beş bölümde de ortak bir alan olmamasının nedeni de yaratılan bu alanlann ilk defa bu kadar özgün bir bakış açısıyla yorumlanmastdır. Burada tarih okumaktan veya anlatmaktan çok onun ele alınış bıçimi ve aktarılma şeklinin çok öncmli olduğunu söylemek sanırım bu konu üzerinde biraz durmamızı gerektirecektir. "Bilginin ve gücün bir ifadesi olarak kcndimizi dünyadan koparıyoruz; dünya üzerindeki gücümüzden haz duyuyoruz, ancak bu güç öldürücü bir güç. Kısacası, hayattan nefret etmeyi öğrendik, çünkü derdi dünya üzerinde uyguladığı güçle kendisini ifade etmek olan bir hayat, hayattan nefret etmeyi öğrenmiş bir hayattır." Lldcpsizlik, Anarşi veGerçeklik Crispin Sarrvvell (*) Toplam yirmi beş bölümde anlatılan her ayrı hikâyenin farklı konseptiyle karşılaştığımızua bu alanlarla ilgili değer' Tath hayat, kayv hafaa Zeldin, kitabmda bize zihinlerimizi ^ekillenâiren gündelik hayat bilgisinin köklerine doğru bir ynlculuk yapmaya çağırıyor. Tartışmadan ama tarttsarak, anlatmadan ama anlayarak, göstermeden ama görerek... Tarihi zevkle okumak MAGGİEGEE I nsanlar kitaplardan ne beldcrler? Kitapların çok daha az az bulunur şeyler olduğu ve çok daha büyük bir otorite taşıdığı eski günlerdeki kadar çok şcy değil, beİKİ. Yine de o eski dinsel umudun, hayatımızı yaşamakta bize her nasılsa yardım edccek bir kitapla karşılaşma umudunun kalıntıları, bıkkın beyinlerimizin bir köşcsinde gizlcniyor. tnsanlığın Mahrem Tarihi tamı tamına bunu amaçlıyor. Fransızlarla ilgili çalısmalarıyla büyük övgü toplayan, MutluIuK adlı romanin yazarı vc Oxford tarihçisi Theodore Zeldin'in kitabı, on seneyi aşkın zamandır okuduğum en heyecan vcrici, en tutku dolu edebiyat dışı çalışma."Günümüz insanınm, kendi kişisel geçmişine oldugu kadar, acımasızlıktan, yanlış anlamalardan ve mutluluktan oluşan topyekunu insanlık siciline de ycpyeni bir gözle bakabilmesinin mümkün ol dıığunu göstermek" gibi cürctkâr bir amaçla yola çıkan bir kitap. tçinde yaşadığımız kültürün sevecenlikle zekâyı birbirinden ayrı tutmaya meyilliolduğu bir çağda, hem sevecen, hem de zekâ dolu bur kitap bu. Aslında Zeldin'in arnacı, fikirler ve duygular tarihi hakkındaki ansiklopedik bilgisini okuyu cuyu özgürleştirmek için kullanmak, her bölümde bize, hayatlanmızı çekilmez hale getiren duygusal ve felsefı çıkmazlara bakmakta kulıanacağımız "yeni gözlükler" sunmak. Bölüm başüklarına şöyle bir göz gezdirmek, kitabın lczzeti hakkında fikir edinmeye yetiyor. Zeldin'in bize anlatmayı vaat ettikleri arasında neler yok ki: Yeni aşk biçimlerinin icadı", "Mutfak sanatındaki ilerlemenin seksteki ilerlemeyi geridebırakmasının nedcnlcri", "însanların, korkularından kurtulmak için yeni korkular icat edişi", "Merakın özgürlüğün anahtarı halinegelişi", "Düşmanları yok etmenin giderek güçlenmesinin nedenleri", "tmtiyazh kişilerin bilehayata birölçüde karamsar bakmasının nedenleri" ve aynı ölçüde baştan çıkarıcı başka konular. Bu yüzyılın akademisycnleri sık sık dar bir uzmanlaşmaya ve sevimsiz bir dile sığındılar; Zeldin tam tersine, az rastlanır bir gözüpeklikle, el attığı insani sorunların kapsamını olabildiğince geniş tutuyor ve son derece berrak, sürüklcyici bir dil kullanıyor. Okuma yazması olan herkes Zeldin'in kitabını zevkle okuyabilir. Bilgi dağarcığı bu kadar geniş bir yazar için az rastlanır bir başarıdır bu. Her bölüm, bir ya da birkaç açmazla karşı karşıya kalmış çağdaş bir kadının rak kullanıyor. Mesela, Annette kocasının kendisiyle doğru dürüst konuşmadığından yakındığında, Zeldin konuşmanın tarihine doğru bir volculuğa çıkıyor. Bize "konuşmanın hâlâ emekTeme dönemini yaşadıgını" söylüyor, çağdaş Fransız köylülerinin ketumfuluğunu, Finlilerin ve Madagaskar ycrlilcrinin suskunluuunu örnek veriyor. Ama bu suskunlukıarı, her an mahçup olma korkusuyla yaşayan eğitimli profesyonellerin suskunluğııyla da bağlantılandırıyor. Sonra zamanın içinde geriye giderek insanların "geçmişte bugünkünden cok daha az konuştuğunu," çünkü, yanlış bilgiler vermekten ve sözlerinin kesilmesinin yarattıöı "sakatlanmışlık duygusu"ndan korktuklarını anlatıyor. Eski Yunan'da bir mola vererek, durmadan tekrarlanan nutukların yerine ilk kez karşılıklı konuşma fikrini kovan Sokrates'i selamlıyor; kraliyet salonlarının tumturaklı havasının yerini yakınlığa bıraktığı ve kadınlarla erkekler arasında platonik dostlukların filizlendiği Rönesans döne hikâyesiyle başlıyor. Bu kadının hayatı ve inançları, yorumdan çok olgulara yer vererek, birgazeteci üslubuyla aktanlıyor. Zeldin, her hayat hikâyesini, zamanda ve uzamda bize büyülü bir tur attırmak için çıkış noktası ola mi kadın salonlarını ziyarct cdiyor; 18. yüzyıl lspanya'sında ortaya çıkan fısıldama sanatı chichisveo'yu anlatıyor; Karşıt görüşlerin değerini hiçbir zaman keşfedemeyen, tngiltere'nin konuşma kralı Doktor Johnson'ı bir "çıkmaz sokak" olarak görüyor ve bizi daha pek çok büyüleyici duraktan geçirerek, konuşmanın en büyük düşmanlarının hâlâ "retorik, münazara, jargonlar, özel diller, bir de dinlenmiyor ve anlaşılmıyor olmanın yarattığı hüsran" oldugu günümüze geri getiriyor. Dinlemek duygudaşlıkla, anlayışla dinlemek (coğu zaman gündelikçi Juliette gibi ya da 17 yaşında bir genç kız annesi işsiz bir kaaın olan Francis gibilerini, scslerini hiç duymadıklarımızı) bu kitabın ve Zeluin'in felsefesinin temelini oluşturuyor. Bu olağanüstü, etkileyici kitabı okumaya ve içindeki binbir sese kulak vermeyc hazır olanlar bu deneyimden yeni tikirlerle dolu bir hazineyle çıkacaklar, ama bu kitapta bulacakları daha değerli başka bir şey de var: Umut. Zeldin kitabını şu cesur sözlerle bitiriyor: "Kendine benzemeyen birine elini uzatmak, ona kulak vermek, dünyanın şefkat ve insanlık stokuna küçücük deolsa bir katkıda bulunmak, bir parça cesareti olan herkesin gücü dahilindedir." Zeldin'in umudu körü körüne bir umut deöil: "Ama bunu yaparken, önceki çabalaruı neden başarısız olduğunu unutmak, özensizliktir. ..Ama iki insan arasında gerçekleşecek bir sonraki karşılaşmanın sonucu başta türlü olabilir... ve umut, insanlığın çıkış noktasıdır." • CUMHURİYET KİTAP SAYI 492 SAYFA 4