Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vıtnndekılef Budacı tyi ve Kötü Kalpli Prens Masalınm Uygurcası/Yaz:çevrim, t'ranstzca çevırı ve açıklamalan hazırlayan: lames Russell Hamiltun/Çeviren Ece Korkut hmet Birkan/320 s. "(...) Dışarıda eğlenmesi için (prensi) ata bindirmislerdi. Kentin aışında çiftçiler görüıüyordu. Onlar kuru toprağı sulayıp, nemli toprağı ckcrlerken, karga (gibi) kuşlar gclip pek çok sayıda yaratığı gagalayıp öldürüyor. Bir taraftan toprak ekilirken kuşçular, geyikçiler, balıkçılar, avcılar, torcular, tuzakçılar da sayısız canlı yaratık bulup kötü işler yapıyor ve canlıları öldürüyorlar." Birisi "tyi" ötekisi "lCötü" düşünceli olan prensten "İyi Düşünceli Prens"in saraydan çıktığında gördüğü manzara ve bıı manzara karşısındaki düşünceleri kısaca yukarıdaki gibi ifade edilir. Budacı öykü ilerleyen satırlarda gitgide daha ilgi çekici ve hüzünlü bir biçim alacaktır. Budacı Eski Uygur edebiyatının en güzel ürünlerinden birisi olan bu masal değerli Türkolog James Russell Hamilton'un yazıçevrimi, Fransızca çcvirisi ve geniş etimolojik açıklamalarıyla konuya ilgi duyanların kullanımına sunulmakta. Türkoloji Eleştirileri/Tdto Tekin/Simurg Yaytnevi/408 s. "Türkoloji Eleştirileri"nde Türk dilbiliminin çeşitli sorunları, kitap tanıtımları, cleştiri yazılan, etimolojik açıklamalarla ele alınmaktadır. îlk baslusı birkaç yıl önce yapılan kitaba, yeni yazılarla birlikte, etimolojik açıklamalara ve yapun cklcrine kolay ulaşılması amacıyla bir dizin cklenmiştir. Elimizdeki kitapta dilbilgisi, yazım, köken bilgisi konularının yanı sıra, tek bir Türk dili mi yoksa Türk dilleri mi olduğu konusu üzerinde de durulmustur. Yazara göre tek bir Türk dili olmayıp birden fazla Türk dili vardır. Tüm bunların ayrıntıları elimizdeki kitapta. Bir Ziyafet Defteri/Semih Tezcan/Sımurg Yayınevi/59 s Içindc çeşitli yemek adlarının, malzemelerinin, yemeklerle ilgili değişik bilgilerin yer aldığı "Bir Ziyaîet Defteri", Osmanlı lınparatorluğu'nun en ihtişamlı döncmindc, 1539 farihinde büyük bir şenlik olarak düzcnlenen bir sünnet düğününü anlatıyor. Türkolog Tezcan'ın bu çalışması, yalnız dilcilerin değil, kültür tarihine ilgi duyan her kcsimden araştırmacının da başvuracağı nir kaynak kitap. Bizans'tan Günümüze tstanbul Sulan//W/w/ Oguz/Sımurg Yayıncvi/304 s. Imparatorluklar başkenti Istanbul'da, Bizans sarnıçlarından tSKl'ye kadar akan suyun serüveni. Sııdan doğan uygarhk. Suyun toplanması, dağıtılması, şebckeler, çeşmeler, hamamlar, sakalar... Sufar idaresine ilişkin önemli ayrıntılar, ihalcler, mukaveleler, devletin denetimi, yolsuzluklar, çckişmeler... Kısaca su ve kanalizasyonlara dair yaşanmış nice ilginç olaylar, arşiv belgelerine dayanan tarihi saptamalar. Burnan Oğuz'un titiz kaleminden nefis bir üslupla sunulan ve kılı kırk yaran bu araştırması, Istanbul'la ilgili kaynak kitaplar kütüphanesinde derhal yerini alacak bir kitap. Türk Halk Düşüncesi ve Hareketlerinin tdeolojik Kökenleri I II III /Burban Oğuz/Sımurg Yaytne/8 Toplumun günümüzde içinde yaşadığı siyasi, ekonomik ve sosyal koşullar karsısındaki tutumu, onun ger çek yüzünü maskelemektedir. Bu gerçek yüzü belirtip rııhunda uyuklayan tüm potansiyelleri tahmin olanağı veriyor bu üç cilttcn olıışan kitap. Bunda ne Yunus'a SAYFA 22 213 95 43 No'lu telefondan isteyebilirsiniz. Osmanlı Kenti/Maurice M. Cvrası/Çeviren: Aslı Alaöv/Yapı Krcdi Yayınlart/375 s Osmanlı kenti, Osmanlı uygarlığının aynasıdır. Akdeniz, Anadolu vc Balkan kültürlerinin en iyi incelenebildiği bir tarih laboratuvarı olma niteliğini taşıyan bu kent, son yıllarda bilim adamlarının ilgi odağı haline gelmistir. Bu seçkin bilim adamları grubu içinde kendine özgü metodolojisi ile dikkati çeken Maurice M. Cerasi, on yıllık bir araştırmanın ürünü olan "Os manlı Kenti"nde, imparatorluğun insan emeği vc zekâsıyla şekillenen bu ortak yaşam alanını felsefi bir bakış açısıyla inceliyor. Cerasi nin vardığı sonuç, Osmanlı kentinin çokkültürlü bir uygarlık sentezi oldugudur. Öne sürdüğü görüş, kendinden önceki pek çok araştırmacının tersine, bu kentin temellerini, imparatorluğun geniş coğrafyası üzerindeki farklı hayat tarzlarında araması; teK merkezli bir açıklama yerinc, birbiriyle örtüşen tarihsel gerçeklilderi dile getinnesidir. Bu açıdan lcitap, kendi sanasının öncüsüdür. Cerasi, araştırmasını üç ana bölüm üzerine kurmuştur. "Kapsam" başlığmı taşıyan birinci bölümde, Osmanlı kentini meydana getiren kültürel coğrafyalar ile geleneksel siyasi sistemin kent kurumlarını şekillendirme tarzları ele alınmaktadır. "Strüktür" başlıklı ikinci bölümde kentin ana mekânları incelenmekte, sırasıyla çarşılar, külliyeler, dini yapılar ve sivil konutlar kendi tarinsel gelişimleri içinde araştırılmakta, kent ortamı na yaptıklan sosyo kültürel lcatkılan göz önüne serilmektedir. "Kuraltar" başlığını taşıyan üçüncü bölüm de ise Osmanlı kenti ile doğa arasındaki yakın ilişki ile gelcneksel mimari tarzından modcrn üsluplara doğru evrimleşen teknik inşa süreci detaylı bir biçimde araştırılmış. Ayrıca Cerasi, görüşlerini destcklcyici nitelik te pek çok mimari çizime kitabında yer vermiş, graviir ve fotoğraflarla çalışmasını zenginleştirmiştir. Bu yönüyle Osmanlı Kenti, aynı zamanda görsel bir uygarlık tarihidir. Lozan I U/M Cemil Bilsel/Sosyal Yayınlar/464 s. +704 s Devletler hukuku profesörü M. Çemil Bilsel kitabının 'Önsöz'ünde şöyle diyor: "Lozan, bir kelime ile söylenmek istenirse, istiklaldir. Ben, bunun için koca bir kitap yazdım. Kitap, bu istiklali elde edişin, hukuku düvel bakışından, hikâyesidir. ...Kurtuluş Savaşı'nda Türklüğün fiilen elde ettiği neticeyi devletler Lozanda kabul ettiler ve çok güçlükle kabul ettiler. Onun için Lozan, istiklaldir. Ben, kurtuluşun, nıilli mefahirimizden saydığım bu safhasını yazmak istedim. Ancak, gündüzün aydınlığı gecenin karanlığı görülmeden, sağlığın kadri hastalık çekilmeden ve ölüm göz önüne getirilmeden, lıürriyetin bahası hürriyetsizliğin ve köleliğin acıları duyulmadan iyi anlaşılamaz; şeyler zıtlar ile açılır. Bu sebeplc, Lo zan'a, Türklüğün ölüm ilamı olan Mondros ve Sevr ile başladım. Buna da, bunlan getiren dünya harbi ile ve bu harbe Osmanlı devlctinin karışması ile girdim. Kurtuluştan da, en çok, beynelmilel mahiyeti itibarıyla bahsettim. Birinci cilt bunlardır. ikinci cilt sırf Lozan'dır." MimesisTiyatro Çeviri Araştırma Derpsı/Boğazıçi Univcrsitesi Yayınlaril'564 s Tiyatro yayımcılığını ısrarla sürdüren Boğaziçi Üniversitesi Yayınlan'nın yayımladığı derginin bu sayısında da tiyatro alamnda referans niteliğindeki metinlere yer verme polıtikası sürdürülüyor. Derginin bu sayısı bes ana DÖliimden oluşuyor; birinci bölümde Güneş Tiyatrosu, Ariane Mnouchkine ve gruba ilişkin yazılar yer alıyor. tkinci bölümde Georgio Strehler'in çalışmalaruna yer vcriliyor. Ücüncü bölüm siyasal tiyatroya ayrılmış ve bu alanın önde gelen temsilcilerinden Âugusto Boal'a yler verilmiş. Dördüncü bölümde William Shakespeare'in "Fırtına " adlı oyununa geniş bir yer ayıran dergi, oyunun Tiyatro Boğaziçi tarafından gcrçekleştirilen versiyonunu inceliyor. Son bölüm ise geçen sayıda da olduğu gibi amatör tiyatro tarihine ışık tutmayı amaçlamış. Bu bölümde Seçkin Selvi, Yılmaz Onay, Ali Taygun, Altan Akışık ve Cüneyt Türel ile yapılnuş söyleşiler yer alıyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 491 romantik selamlar gönderiliyor ne de Bedreddin'e aslında olmayan nitelikler yakıştırılıyor. Olaylar, bütün aynntılanyla tam bir nesnellikle irdeleniyor. Vc daha önemlisi Yunus'u Yunus, Bedreddin'i Bedreddin yapan "virüs", tarih içinde geriye doğru izleniyor. Hıristiyan Anadolu'daki halkçı ve eşitlikçi harekctler, bunlardan önce gelen aynı yoldaki Helen, Roma, Önasya... dünyalarında ve Asya'da vaki büyük düşünce akımları ve harekctler, yine aynı doğrultuda büyük Kilise Pederleri'nin doktrinleri sergileniyor bu kitapta. îdareci sınıf idare edilenler, Selçuklu sarayı Türkmen, "Osmanlı" halk çelişkileri vc bunların yarattıkları hareketler derinlemesine irdeleniyor. "Ozan dolu Anadolu" adamının gerçek düşünce sistemi gün ışığına çıkarılıyor. Sazan Me\simi/Cihan Demirci/hulut Yaymları/127 s 80'li yıllarda mizah dergilcrinde olgunlaşan mizahı ve 90lı yıllarda art arda çıkardığı kitaplarıyla mizahımızın kendine özgü kalemlerinden biri haline gclen usta mizahçı Cihan Demirci köklü hiciv geleneğimizden de aldığı güçle, günümüzde artık unutulmaya yüz tutmıış olan mizah şiirimizc yepyeni bir soluk getiriyor... Cihan Demirci, "Sazan Mevsimi"nde, ince yergilerle süslediği, parıltılı bir zekâ taşıyan ve mizan yiikünü fazlasıyla almış şiirlerinde, bizi hem hınzırca gülümsetirken, hem de mizahın gizli gücü olan hüzünle de derinden sarsarak çıkıyor bu kez de karşımıza... (lilıan Demirci, kendini ansızın sazan mevsiminin ortasında bulan ve giderek sazanlaşan insanımıza bu kitaptaki 110 şiiriyle hem elini, hem yüreğini hem dekeskin hiciv dolu kalemini uzatıyor... Cepokrasi/'Mmtafa Ealbay/Ümit Yayınalık/173 s. Mustafa Balbay, 19%'da yüce Mcclis'in çatısı altında dönen milletvekillerinin döndürdükleri dolapları yazdı. Adıru "Dönekrasi" koydu... Copokrasinin evrensel ilkeleri Türkıye'de fazlasıyla geçerli olduğundan, 1997'de, Kızday'da dövülen memurdan, üniversitc kampusundan emniyete götürülen öfircncilere dek, Copokrasi"yi yazdı... Balbay, şimdi de "Cepokrasi"yi yazdı. Balbay, Cepokrasi'yi iki bölümde ele almış. Birinci bölümde tamamen bilgiye, belgeye, rapora dayaü konular işledi. Ikinci bölümde ise yine gerçeğe dayalı ccp öykülerini kaleme almış. Balbay, bu ccp öyküleri konusunda şunları söylüyor: "Bunlar da tümüyle yaşanmış olaylardan esinlenerek kaleme aldıklarımız. Kesinlikle hayal üriinü değil, cep ürünü. Burada aktardıklarımız tümüyle gerçeği yansıtmıyor. Zira, gerçeklerin tümünü aktarsak şu tepkiyi gösterirdiniz: Amma da uydurmuş..." Ay Tanıfttmdır/Uğ«r Alpözcn Ycnsem/Kendi Yaytmı/79 s, Uğur Alpözen Yenseni'nin şiirlcri, yaşamı sözcüklerle çiziyor. Şairin, imgeci yönelişlerden uzak durduğu, yalın bir söyleyişle, yaşamdaki yalınlığı ve kendini dışa vurduöu, şiiri için söylenebilecek ilk sözler. Vaşama tanıklık yetiyor ona. tkinci Kitabı "Ay Tanığımdır" derkcn, gözlem ve saptamaları için tanık aramadığını söylüyor aslında. "Ay tanığımdır/Ölkelerinizi/Bir bir yazdım/Cjecelcre/Sabahların kıyısınaA'armadan düşen/Yaşamlarımızın acısını/Olkcyle vurdum/Güne" Yetmişli yılların ezgisini bize aktarırken, bizi o yılların tanıklığında sorgulamaya götürüyor. Kitabı "Büyükdcre C^ad. No: 79/4 Mecidiyeköylstanbul" adrcsinden ya da 0212