25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 B T E M U Z 1 8 8 8 • A. Endem'in "Kısaöykü ve Dilbilimsel Eleştiri" kitabını Ü. Özünlü veÇ. özbayrak Değerlendirdiler 3.sayfada • Bilal Şimşir "Ankara'da Bir Ingiliz Kadını"nıdeğerlendirdi . lO.sayfada • Metin Fındıkçı, Turgut Uyar'ın "Bir Şiirden" krtabını irdeledi ll.say/ada ü Üstün Alsaç, Karikatür Vakfı'nın albümlerini değeriendindi D.say/ada Cumhuriyet I Z E K Kiiçük insanın manevl zenginliğini anlattı hep... KITAP Naim Tirali ARSLAN KILIC Naim Tirali, Türk öykücülüğünde kendine özgü sağlam bir yer edinmiş bir öykücümüz. Tirali Öykülerini çoğunlukla yaşadıklarından, gözlemlerinden çıkarıyor. Bir anlamda çağına tanıklık ediyor. Yazarlığının 55. yılında, Naim Tirali'nin yapıtları topluca yayımlanmaya başladı. Tirali ile yazarlığı üzerine konuştuk. "Sıradan, 'kiiçük' insanlann da oykü konusu olabilecek manevi zenginlikte bir yaşamları vardır..." Naim Tirali aim Tirali'nin kitaplannı yayına hazırlarken, öykülerini oldıığu gıbi, tek rek öyküleri, öykü kitaplan ve genel olarak öykücülüğü üzerine yazılmış, söylenmiş bütün eleştiri ve değerlendirmeleri de okudum. Yine, aynı konularda bugüne kadar kendisiyle yapılmış bütün söyleşileri de okudum. Ve sonuç olarak, Tirali'nin, bütün o eleştiri, değerlendirme ve söyleşilerde ortaya çıkarılmamış, ama önemli olduklan tartışma götürmeyecek kimi özelliklerinin olduğunu gözlemledim. Bugüne kadar yapılmış olanları tekrar etmemeyi ve Tirali öykücüliiğündeki ya da öykücü Tirali'deki gün ışığına çıkarılmamış, yönleri kazımayı amaçlayan aşağıdaki söyleşi bu temelde oluştu. "Yirmıbeş Kuruşa Amerika" adlı öykünüzle, Türkiye'nin İkinciDünya Savası sonrasında sokulduğu vc DP iktıdarıyla hız kazanan "Küçiik Amerika olma" sürecine girişinin bir karelik, ama anlamlı bir fotoğrafım çektinız. O "fntoğraf", yem dönemdekı TürkıyeAmerika ilişkilcrindc Türkiye'ye düşecek rolü net olarak yansıtıyordu Bildiğinizgibi, bu süreçdaha sonra (zaman zaman 27 Mayıs ve 1 %0'ların atıltmı ile kısa uirelikeüntılere uğrasa da) doludizgin ilcrledi ve günümüze kadar siirdü. Bugün görüyoruz kı, 50 ydlık "Kiiçük Amerika olma" serüveninin Türkiye'ye ekonomik, siyasi, sosyal faturası çok ag'ır oldu. O öykünüzde, daha sonra kendinizin de helirttig'iniz gibi, bu sürece, toplumda eUırilen Amerikan hayranlığtna, Amerikancılık rü'zgânna, "alaycı ve küskiin bırkarşı koyuf var. "Kiiçük Amerika olma" süreanin Amerika ilifkileri, külliirümüzü, edebıyatımtzı ve öykücidüg'iimüzü nasıl etkıledi? Sorunıızun boyutlan, "Bir karelik anlamlı bir fotoğraf" olarak nitelendirdiöiniz "Yirmibcş Kuruşa Amerika" adlı öykümden beklenebilecek işlcvi çok aşmaktadır. N Benimki, başka bir konuşmamda da bchrttığım gibi, bir 7.amanlar toplumda estirilen Amerika hayranlığına, Amerikancılık rüzgârına, alaycı ve küskün bir karşı koyuştan başka bir şey değildi. Yarım yüzyılhk, "Küçük Amerika olma" serüveninin, Türkiye'ye ekonomik, siyasal ve sosyal yönden çok ağır patlamasını irdelerken, Müıntaz Soysal, Sunav Akın, Tansu Bele, Serpil Gülgun gibi yazar ve gazeteciler °Yirmibeş Kuruşa Amerika" adlı öykümdeki alaycı ve küskün karşı koyuşa dikkati çekmişlerdi. Oykiideki bu karşı koyuş, o günler için bilinçli bir siyasal davranış olmaktan çok, karşılaşacağımız sonuçlara ilişkin bir sanatçı sezgisinin tepkisi niteliğini taşımaktadır. Aynı tutum, badece benim öykümle de sınırlı kalmamıştır. Pazıl 1 lüsnü Dağlarca'nın bir şiirinde, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun çerçevelerindcn taşan Missouri tablularında, Amerikan askeri gücünün dünyanın üzerine abanmasını simgeleyisleriyle, "Yirmibeş Kuruşa Amerika"nın küskün karşı koyması arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. "Küçük Amerika olma" sürecinin kültürümüzü, edebiyatımızı ve öykücülügümüzü nasıl etkilediği sorusu isc, burada yanıtlanılamayacak ölçüde geniş bir konu dur. Belki bir doktora tezi olarak ele alınabilır. Siz öykülerinizde hep, kentliorta sınıfinsanlarını; onların da, okumuş yazmış olanları da dahii yaşamlannda büyük serüvenlere, olağanüstü olaylara yer olmayan ortalarna Hplerini yazdınız. Bu insanlann gündelik yaşamlanndaki, geneltoplumsalyaşamın "basit", "küçük" sıradan diyebneceğimiz unsurlart olan olayları yazdınız. Ama siz, siyasetin, isdünyastntn, bastnın, bürokrasınin "kodamanları" olan insanlan da epeyce ve yaktndan tanımtş; toplumumuzun bu kesiminin bireylerı ile çesıtli biçimlerde "ünsiyeti" olmuş bir yazarsıntz Niçin unları (ya da onları da) değil de, o ortalama insanlan ve onlann "kiiçük" yasam serüvcnlerini tercih ettiniz? llk kitabım Park'ın ilk öykülerine bakalım: "Konuk", "Kahvede Kavga", "Taburcu". llk ikisi Piraziz öyküsü. Galatasaray Lisesi'nde öğren ciyken, yaz tatilini geçirmek üzere gittig'im Piraziz'de yazmıştım. 1943 yılında, "Konuk"ta, Piraziz'e benimle birlikte konuk olarak gelen sınıf arkadaşımın Piraziz'i yadırgayışı anlatılır. Yıllar sonra, Galatasaray Lisesi'nde Edebiyat öğretmenüği yapan Sermet Sami Uysal sormuştur: "Ben sizin sınıf arkadaşlarınızdan çouunu tanırım. 'Konuk' adlı öykünüzde anlattığınız arkadaşınızı bir Devamı 4. sayfada. CUMHURİYET KİTAP SAYI 4 91
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear