24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Bigamekibasuyake Bisikletle Giiney Amerika Yolculuğu/ Hülya Koç/ Yapı Krcdi \'a\ınları/ 2 iX \ Bisikletle dünya turu yapaıı 1 lülya Koç, Güney Amerika yolculuğunu B iga mcki b.ısu y ;i Lı Bigamekibasuyake, Bisikletle Gü ney Amerika Yolculuğu adli kitabında anlatıyor. lstanbul Üniversi tesi Vetcrinerlik Fakültesi mezunu 'İJJlğffi^' •' ^^^gİj^^jjrt.: • • olan 1 lülya Koç, Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğral böliimünde de okumuş. 1989 yılında bisiklet sporıına başladıktan sonra I ürkiye, Hindistan, lraıı, PakİMan, Nepal, I limalayalar gezilerini yaptıktan sonra 1994 yılında Fas'a giden Koc, 1995 yılında başlayan dünya turunun ilk ayağı olan (iiiney Amerika kıtasını tamamlamiştır. Tek başma yolculuk yapmanm, yabancı bir kültür ve coğrafyada yalnız olmanın olanca zorluğu, öte yandan kcşfetme nin heyecanı, zoru başarmanın getirdiği kendine güveni yorıımlayan bu günlük, okuyucuyu Güney Amerika'yla buluşturuyor. Tamamen yabancı insanlarla kurulan diyaloğu aktaran, insanın her toprak parçasmda tüm zaaflarıyla insan olmaya devam ettiğine tanıklık eden bir yolculuğun güncesi bu kitap. Lodosta Öğlen Uykusu/ Mı&nvl Dclıba/ Çcvircn Inct Kut/ Can Yayınları/ 204 \. Günümüz tspanyol edebiyatının Mıgud en saygm ve en kıdemli yazarların IJOOOSTA dan biri olan Miguel Delibes'in OCU.N UYTttMI Lodosta Oğlen Uykusu adlı kitabı, Ispanyol çağdaş öykü edebiyaünııı en giizel örneklerinden biri. Miguel Delibes'in bizlerc, etten kemik ten yapılmış insanlann, kaçamayacakları zor durumlar karşısındaki düşünce ve davranışlarını anlattığı dört öykü var bu kitapta. 'Keten' adlı öyküde, zaman sız ölen babasının çınlçıplak cesediyle başbaşa kalan ve onu nasıl giydireceğini bilemeyen küçük bir çocu ğun, ölümün gizemi karşısındaki duygularını ve çocuksu masumiyetini kaybetmesini anlatıyor. 'Deli', geçmişiyle gizemli bir bağlantısı olduğunu sezinlediği bir adamı, bir saplantı halinde kafasından atamayan bir banka memurunun öyküsü. 'Ceviz Ağaçları, kö yün en iyi ceviz toplayıcısı olan yaşlı bir köylüyle, gölgede yatıp çevreyi seyretmekten başka bir şey düşün meyen oğlu arasındaki ilişkiyi işliyor. Son olarak da 'Raylar' adlı öyküde, aynı ailenin üç ayn kuşağından üç kişinin portresi ve her birinin kendi idealine kavıışma yolunda başına gelen aksiliklerin parodisi var. Bu öyküler, alaylı bir görüşle tatlı bir lirizmin birbirini kovaladığı güçlü bir anlatım içinde gelişiyor. Ben ve Oteki/ \ah\tn Yikvl/ Can Yayınlart/ 24l) s. "Ben ve Öteki'nin ilk öykülerini yazmaya giriştiğimde.üç öykü kitabı, bir de roman yayırnlamısjtım; ama, nice yıldır, benim için gerçek yazarlık serüveninin bu kitapla başladığını düşünürüm. Onu öncekilerden ayıran özellikler, örneğin: Oykülerin değişmez anlatıcısını bütünleyen değişmez gözlemci, gözlemciyi yönlendiren bircysel açılmalar, nerdeyse kcsintisiz bir sorgulama biçiminde gelişen anlatım ve kurgu, önceden kararlaştırılmış öğeler dcğildi; bunlar, şöyle bir sezinlenmiş çocukluk evrenini, yani ötegeçeyi ve söylensel kişilerini yeniden kurmaya çalışırkcn, yolculuk sırasında oluşturmak zorunda kaldığım araçlardı. Bu bakımdan, Ben ve Oteki benim için bir okul oldu: Anlatı kişilerinin, zamanın, uzamın, kurguSAYFA 20 nun ve biçemin mantığını her şeyden çok onu yazarken kavradım. Yazınsal değerine gelincc, bu konuda sö/. söylemek bana düsmıv. Ama, öylc sanıyorum ki, ()ğuz Demiralp'in "Bupulamak"ından Rafael CarpinteroOrtega'nın Madrid Üniveısitesi'nden verdiği doktora tezinekadar, bu kitap ve öyküleri üzerine yazılmı^ bunca inceleme ve eles.ürinin niteligi en azından, kendisini getiren seriıvenin iizerinde durulmaya değer bir süreç olduf*unu gösteıiyor."diyor Tahsin Yücel kitabın arka kapagında yeralan yazısında kitabı için. Gölgeler Çekildiğinde/ C.ahıdc Bır^ül/ Mclis Yayınlart/ 141 \ Gölgeler Çekildiğinde, ("ahide Birgül'ün ilk romanı. Romanın anlatıcısının da söyledigi gibi, "gecikmiş bir yü/le^menin hikâyesi". Bir Kara Roman belki de, en azından içinde bir femme fatal olduğu kesin. Ama bir aşk roma nı aynı zamanda, aşkı başka kelimelerlc ezberlemiij olanların, karşılarına çıkan o başka dildeki, ba^ka sözdizinıindeki ai;kı tanıyumamalarının hikiV yesi. Romanda anlatılanlarla aramızda yıllar var; anlatıcı için de her şey yıllar öncesinde kalmış. Ama hiç de tanıdık olmayan bir asjk ve ihanet hikâyesini tanıdık kılmak için, /amana ihtiyaç vardır. Romanın anlatıcısı "()nca şeyi ayağıma baglı ağır bir gülle gibi sürükledim peşimden. Artık gücüm kalmadı. Durmak, soluk almak, sonra da sajçlam bir keski ile bu zinciri kesmek istiyorum," diyor. Gölgeler Çekildiftindo, zincir kesildiklen sonra ortada kalan ağır güllc değil, sağlam keskinin kendisi belki. Oidipus Yollarda/ / \cnry Hauchau/ Çcvircn: Ayscl Hora/ Mctis Yayınları/ 21)0 s. Edebiyatın yanı sıra psikanalizle de yakından ilgilenen, psikanaliz vc sanat üzerine semineıler dü zenleyen Belçikalı yazar Henry Bauchau, Oidipus Yollarda başlıklı romanında, çagdaş kültürün en çok başvurulan, en sık gönderme yapılan temalarından biri nin, Oidipus'un trajedisinin üzerine eğiliyor. Ancak, alışıldık yo ı unılardan, söylenegelmiş sözlerin tekrarından ibaret değil Bauchau'nun romanı. Aksine, bu romanda, Oi dipus'un kendi kendisini kör etmesinden sonra başına gelenler anlatılıyor, trajedinin bugüne kadar ilgile nilmeyen bir bölümü ele almıyor. Oidipus Yollarda'nın merkezinde bir yolculuk ve yaratma teması var. Kör olduktan sonra sarayda bir sığıntıya, acınan ve ne(ret edilen bir ki^iye döniişen ()idipus, tek başına, ölmek için yola çıkmak istiyor. Ancak, kızı Antigone'nin ve haydut Klios'un kendisine katılmaları, Oidipus'u ve yol arkadaşlarını bambaşka bir yöne, sanat yoluyla ayakta kalmaya itiyor. Bütün bir yabancılaşmanın ardından, bu kopuşun ve ayrışmanın trajedisi adına dikilen bir anıt, her şeye rağmcn devam etmenin, insanlık durumunda gizli olan direncin ve başkaldırının simgcsine dönüşüyor. Oidipus Yollarda, yolculuk ile sanatı, kahramanlık ile korkuyu, hastalık ile sağlığı, bağlılık ile ihaneti, insanlık durumunu niteleyen bu özellikleri bilgiçliğe kaçmadan, hazır çözümler sunmadan, bütün sıkıntısı ve yüceliği içinde anlatmayı başaran bir roman. Latin Şiiri Antolojisi/ }ean\j>ui\ Mattci Ahmet Neccict/ Papirih Yayınlart/ 112 v JeanLouis Mattei vc Ahmet Necdet'in Türkçe'ye çevirip hazırlamış olduğu, 12 Latin ^airinin; Lucretius, (.atııllus, Vergius l' < Horatius, Tibullus, Properlius, ()vidius, Ltıcanus, Martialis, lııve n ''lis, Au.sonius,(!laudianus; yer al dığı Latin Şiir Antolojisi 700 yılı aşkın bir süreyi kapsayan Latin şiiri birikimini tanıtmaya yönelik içerik taşımaktadır. Bu birikinı bir aıılam da da modeın dünya şiirine açılan ilk penceredir. Şiirlc iç içe yaşayan I.atinler için şiir günlük yaşanıa kültürle rinin, eğitimlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu seçkide yer alan şairlerin şiirlcrinde Lskiçağ dünyasına dönük kültür ve uygarlık birikiminin vansıları gürülmektcdir. Tarihe ve belleğe dönüş kitabı olarak da nitelentlııvbı leceğimiz bu seçki, okurıı motlern îjiirin kavnaklanna götüıüyor. Latin J^iirinin tarihçesini içeıen "sunıış" ya zısının yanı sıra seçkideki şairlerin yaşamöykülerine de yer veriliyor. Güz Her Şeyi Biiir/ Uulkı Ahlıoıç/Og/al: Yayınları/ /% s Kendine has öykücülüğü, kurgusu ve dili her zaman ayrıcalıklı bir yeri olan I lulki Aktunç'un bu yeni kitabı da kendi içinde sarmallanan, ayrıntılarda zenginleşen, okurıı kendi kurgusunun içindeki gerçek liğe çekcn öykülerden oluşuyor. Teşkilat/ C. M. K'ornhluth/ Çcvircn. Mctiıı Çctııı/ Mclıs Yayınları/ 179 s. Teşkilat, 1958'de, 35 yaşında ölen Cyril M. Kornbluth'un tek başına yazdığı tek bitmiş romanı. Frederik Pohl ile ortak yazdıkları Uzay Tacirleri ve Hukuk Cîladyatörü gibi romanlarda genç yaşta oldukça ünlenen Kornbluth, kendi başma fazlaca bir şey üretemeden öldüğünde, bilim kurgu dünyası büyük yasa boğulmuştu. Teşkilat, savaş ve ckonomik kriz sonrası çöken ABD düzeninin Mafya tarafından yeniden kuruluşunun ve eski ABD düzeninin temsilcilerinin bu yeni düzene karşı verdiği sözümona gerilla savaşının öyküsü. Roman boyunca kimin kanunu kimi kanunsuzluğu, kimin düzeni kimin Mafyayı temsil ettiği bir türlü ayırt edüemiyor. Sonunda iş "korsanlar" ile"gangsterler" arasındaki, kötüylekötü arasındaki bir savaşta düğümleniyor. Ancak bu savaşta özgürliiğün daha çok yanında olan, "Tcşki!at"mış gibi görünüyor. Çete düzeni altında yaşayan bizler için ina nılması biraz güç de olsa... Pısırıklar Çağı/ Frcderik Pohl/ Çcvircn: Mchmct Mura lı/Mtiii Yayınlart/ 162 s. Pısırıklar Çağı, Frederik Pohl'un tek başına ((lyril M. Kornbluth'suz) yazdığı ve 1960'lara egemen olan "Yeni Dalga"nın etkilerini taşıyan romanlarından biri dir.l95()'lcrdcKombluth'la,60'larda ise Jack Wüliamson'la ortak romanlaryazan Pohl'un ilk "solo roman" denemelerindendir Pısırıklar Çağı. Robert Sheckley'in Ölüm süzlük A.Ş. romanına doğrudan göndermeler yapan Pısırıklar Çağı, Sheckley'in fikrini bir adım öteye götürerek, "ölen bir insanı her şart altında yeniden canlandırmanın mümkün olduğu" bir toplumdaki insan iliş kilerinin alacağı biçimler üzerine bir denemedir. Daha önce Heinlein, Simak gibi bilim kurgu yazarlan tarafından işlenmiş olan bu tema, Pohl'da ölüm korkusunun olmadığı bir durumda insan psikolojisinin geçire ceği olası değişimler üzerine bir tartışmaya dönüşür. Ayvalık ve Venezis Yunan Edebiyatında Tiirk Imajı/ / lerkül Millas/ tletişim Yayınlart/ 170 t îlias Venezis Yunanistan'ın en tanınmış yazarlarındandır. Ayvalık doğumlu yazarın en ünlü yapıtları Anadolu yaşamı ve tarihiyle doğrudan ilişkilidir. Türkiye'de bugüne dek kaleme alınmamış, pek bilinmcycn ve yüzyıl CUMHURİYET KİTAP SAYI 440
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear