24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Şiir serüveni elli yıla varan Nedrct Gürcan'ın beşinci şiir kitabı "Tutkun ve Kırmn", iki yıl sonra bana ulaşabildi. Kitap, ozanın eski bir dostu olan Tarık Dursun K.'nın ilgiyle okunan bir ön yazısıyla başlıyor: "Tekdüze ve insanı her dakika sıkboğaz eden bir taşra ortamının şairi. Yaşamı boyunca hep büyük kent düşlcri kurdu, büyük kentlere özlem çekti; ama şiiri oldum bitti taşralı kaldı." OZEL ARABUL Kendi tasrasında, kendi çagında kendine sürgün bir ozan: Sıra Ankara'dadır; orada oturanların coğu kez bu kenti görmediklcrini anlatır: "Kırmızı kuşak larda desteyle para/ Geceyle barlarda hürmet edilen/ Anadolu'dan gelenler için Ankara/ Gençlik Parkı'yla minyatür tren" (İki Beyaz Çizgi kitabından 1963) tzmir, ilk gençlik yıllarının kentidir. l'arık Dursun K.'yı, Ccngiz Tuncer'i, Ziya Metin'i orada tanımıştır. 1950'lerde Kervan Sanat dergi sini birlikte yayımlamışlardır. Edebiyat ve serüven onlarındır. "Üç arkadaş ba lığa çıktık sandalla/ Rakı içtik susuz/ Karşıyaka vapuru kıç vurdu geçti/ El salladık ardından/ Sonra hepinıizi bir efkar aldı/ "Bakmıyor çeşmi siyah feryade..." (Yaşadıkça Aşk kitabından1953) Şimdi aradan kırk yıldan fazla zaman geçmiştir. Ama ozan Hep o taşrakent köprüsünü sürekli olarak kullanmıştır. Nice yıllar sonra lzmir'e, Kordonboyu'na gelmiş oturmuş ve akşamüstleri sokakları boydanboya gün kırı|>ı, deniz suyu ve yascmin kokan Bu kentte, ilk aşkları yeniden söylemiştir." Sevda gibi fıer sokaktan/ Kordon'a çıkan Izmir/ Karşıyaka uzaktan/ Tşıkları uçuşur/ ilk aşkın kokusudur/ Canını alır gibi olur/ Yasemin." (Tutkun ve Kırgın'dan, 1995) tki yıldan fazla oldu, Nedret Gürcan bir deprem felaketi yaşadı. Kentle birlikte alıştıgı mekânlar, sokaklar, parklar yıkıldı; ilçesinin kimliği ve kişiliöi kayboldu; göçler oldu, dostlar, dostluklar biçim değiştirdi. Bunlardan yana çok acı çekiyor olmalı; ama o ilçesinden ayrılmadı; şiirinin başında kaldı. tştc kanıtı: Depremden sonra yayımladığı Tutkun ve Kırgın şimdi elimde, bir okyanus suyu sanki... canlı, aydınhk, betimlenemez. Ben onun; sanatıyla, şiiriyle, Dinar'ın iinlü Suçıkan'ının sularındaki aydınlığa benzeyen dostluğuyla; Tanrı Pan'ın flütündeki ölümsüz ezgiyi, tüm insanlıga aktarmayı sürdüreceğine inanıyorum. Soylu direncini, yaşama sevincini ve derin duyarlığını tanıyorum çünkü... bazlara?" \ liç kuşkum yok, bu çocuklardan biri de ozanın kendi siydi. Pehlivan güreşlerini anlatır: "Dedem bizi evdcn alır? Götürür dü gıcırdaklı bir faytonla/ Uzeri ponpon süslii, tenteli/ Küçük büyük doluşurdu çayıra/ Kaymakam hey gelirdi sişman karısıyla/ Başlardı güreş kı ran kırana." (Tutkun ve Kırgın'dan) Politikaya da bulaşmış Nedret Gürcan, uzun yıllar ilçe başkanlığı yapmış. Belde işleri, toplum, çevre.. sevdaları gibi hep yüre^inde. Meydandaki yüz yıllık çınarı kestiren belediye başkanı na şiiriyle veriştirir: "Çınar gitti meydan dan? Beton döktü yerine/ Akılsız takımın dan biri" (Bulut Indi'den) Mizah hokka sı da yanıbaşındadır. (v.ok sık kullanır onu. "Sokaga çeşme çıkardım, hayrıın olsun/ I ,ıkirfukaraçok/Hızla kirleniyorlar/ Ça maşır yıkasın kanları/ Bolkillisuyla" (Bulut îndi'den) Işçi güvenliğine yeni bir reçete yazar şiiriyle: "Işçi tulumları çürük olmalı/ Kayış kaparsa bir yerini/ Işçi ölme meli." tcıamlık eşkiyayı bir farklı görür: "Duvarda asılı durur filinta/ Ağzında mutsuzluktan bir kıymık/ Recebi oöylesine aydın görmcdik!" Çiftçisinin haklı başkaldırışı hepimiz içindir: "Ekmeyen bin aldı/ Biz ektik, ne oldu?" Mutlulukla ınuisu/luk aıasında sıkışıp kalan ozan, genişçe bir soluk istcr: "Boşver herşeye/ Ve herşeye sevin/ Ya pamadığın/ Hiç aklına gelmeycn/ Şeyleri yapmak için/ Trenler, gemiler, uçaklar kaçmadan/ Büsbütün...' Nedret Gürcan'ın şiirlerini okuduktan sonra içimde bir telaş... sanki uzun bir yola çıkacakmışım gibi, ya da yolculuktan yeni dönmüşüm de yolların du manı üstümde... Bir de ben yaz geceleri böyle olurum, başımı kaldırdığımda an sızın yıldızları ve sonsuzluğıı görunce.. Tekrarlann farklılığıyla oynayan Ravel'in Bolerosu'ndaki tad.. denizin yakamozıında gizcm.. güncşin yalazıyla kavrulan kayaya düşen ilk yağmur damlası.. aynı telaş aynı şaşkınlık dolandı içimde.. Dilerim artık ara vcrmez şiire; sevda lanyla, taşrasıyla, kentleriyle Nedrer Gürcan. Anılarını da yazmasını bcklerim ondan. Robenson yalnızlıg'ından, el dizgisi, köhnemiş pcdal matbaada, 1950'li yıllarda, ayda üç bin adet basarak dört yıl sürdürdügü Şairler Yaprağı günlerini anlatınalı. Anadolu'nun kuş uçmaz yerlerinde bir şiir bekçisi, bir şiir nöbetçisi olarak yaşadı o. Şiirle yaşadı, şiir nasıl yaşatılırmış anlattı. Binlerce ozan, sanatçı mektuplan arsivinde. 1 Ie le Cemal Süreya'nın, helc ncle Ahmcr Arif'in yüzlerce mcktubundan birkaçını anılarıyla birlikte bize aktarsa. Anlatsın; edebiyatımızın bunlara müthiş gereksinmesi var. Ve bir pencere, bir kapı ansızın açılsın, isterse başımızın üstüne çektiğimiz çatılar uçsun.. bu durgun sularda, bu sığlıkta temizlenmek için sagnak fırtınayı bckliyoruz hepimiz. Yağnıur sıkıntısı var çünkü havada. • SAYFA 11 A kdeniz'e, Ege'ye doğru akıp giden yolların üzerinde bir ilçe.. Milat öncesinin Gclcnia'sı, Apameia'sı. Küçük Asya'nın 2. büyük kenti, Marsyas Söylcnccsi'yle, Suçıkan'ın ctcklcrindc çalınan ilk Hütün ezgilcriyle vc bence, bir de "Şairler Yaprağı Dergisi"yle iinlü Dinar. Ozan Nedrct Gürcan'ın doğdugu, yaşadığı yer.. Büyük usta Aziz Nesin dc bunu şöylc yazıp yorumlamış: "Biz I Iabeşistan Savaşlan'na kadar Adisababa dcnilcn ycrin nercdc olduğunu bilmiyorduk; Şairler Yaprafiı'ndan sonra seni ve Dinar'ı öğrendik." Şiir serüveni elli yıla varan Nedrct Gürcan'ın beşinci şiir kitabı "Tutkun ve Kırgın", iki yıl sonra bana ulaşabildi. Kitap, ozanın eski bir dostu olan Tarık Dursun K.'nın ilgiyle okunan bir ön yazısıyla başlıyor: "Tekdüze ve insanı her dakika sıkboğaz eden bir taşra ortamının şairi. Yaşamı boyunca hep büyük kent düşleri kurdu, büyük kentlere özlem çekti; ama şiiri oldum bıtti taşralı kaldı." Beni bağışlarsa, Tarık Dursun K.'nın bu son yargısına katılmıyorum. Kim kullanırsakullansın, bu "taşra' sözcüğünde sanki biraz küçümseme var. Taşra, bir itilmişliğin, unutulınuşluğun, gözardı edilmişliğin tanıtnı gibi... Gerçek anlamıyla değil de, sınıflandınnanın saptaması sanki. "Taşra" dediklerı nedııv Bir bakalım çevremize, yerleşimlerdeki hızlı değişimfere, büyük kentlerin bugün geldikleri ve verdikleri görüntüye. Artık tüm kentlerin de ucundan bucağından "taşra" olduklarını görmüyor muyuz, öğrenmedik mi? Şiirin "taşralı" sı, "kentli"si mi olurınuş? Şiir evrensel deöil midir? Oyleyse, evrensel şiirin ozanı da evrenseldir. Alphonse Daudet "Değirmenimdcn Mektuplar"ı tasrada yaşayıp yazdı diye, güzelim öyküıeriyle birlikte taşralı mı sayı^ lır? Ya Lorca nerelidir? Lorca tadında siirler yazan Nedret Gürcan nereli? Belki de Dinar'a ve mitolojisine bu denli sahip çıkrığı, kendi istcdiği için ona "taşralı' dediler. Ona kendi yıırdıında, kendi çağında sürgün, kenciine sürgün bir ozan demek daha doğru olur kanısındayım. O zaman belki cle taşrada yaşayan kentli de diyebiliriz ona; üstelik şiirleri de bunca kent dokulu oltınca... Tarık Dursun K. kadar olmasa da 1970'lerden bu yana tanırım Nedret Gürcan'ı; vaşadığıilçeyi.ortamını... Kaç kez konukları oldum. Taşrada oturur ama bir ayağı hep kentlerdedir. Kentlere sanatçı dostlarını, sanat etkinliklerini görmeye gider. Ilçeye döndüğünde de oturup şiirini yazar; içinde Tarık Dursun K.'nın da bulunduğu dizelerle: "Okşarken elimden kaçırdım Beyoglu'nu/ Ne kadar Istanbul'a geldiyscm/Tarık'la, bazen Uzun Ziya'yla/ Girdik aşkevlerinin bacasından/ Çıktık isli ve paslı" (Bulut lndiŞiir kitabı, 1973) Nedret Gürcan ü Kırgın'dan) Yaşlanınca ne yapardı annelerimiz? "Annem saksıları dolaştırır dururdu/ Güneş döner, annem dönerdi/ Bir balkondan bir balkona/ Kokun aşkına senin/ Karanfil." Nedret Gürcan'ın şiirlerinde balkon bolca vardır ve bir ironidir bazcn. "Kozamın içinde saklı ipeğinı/ Bir ucundan tutan olmaz." dizeleriylc taşra yaşamındaki kırıkhğı gidermek için haftanın "perşembegünü"nü ve "balkon"u seçer. "Çiçekler büyümüş saksılarda/ Eline deöecek kadar/ Akşamın suyunıı da almış kökleri/ Şimdi sıra sendc/ .../ Bir yudum içki/ Bir yudum gökyüzü/ Ya yıldızların yanındasın artık/ Ya yıldızlar yanında." diye gönenen ozan, kentlerde balkonlarına sıkışıp kalan dostlarına da sıcak çağrılar uçurur." Dost olan çıkıp gelsin/ Mutluluk anı bu/ Ayağım çırılçıplak/ Başım da^ların başı/ Kapısız bir som yürek/ Sırtları keklik dolu/ Avcılar da gelecek" (Tutkun ve Kırgın'dan) Nedret Gürcan'ın ilk kitabının (1953) adı "Yaşadıkça Aşk"tır. Ozan bunu bir koşul ofarak kullanmış sanki. Şimdi bakıyoruz da nice yıllar sonra şiirlerinde aşk yine öne çıkmaktadır. Yüzlerce aşk şiirinden, salt iki dizeyi hiç yorum getirmeden tüm güzelli^iyle cfüşünüyorum. "Sen hep balkondasın/ Orada başlamıştı gözlerımiz." Tarık Dursun K. "Tanıdık taşranızı Nedrer Gürcan'ın şiirlerinde soluyacaksınız." diyor. Veöyleyapıyoruzbizde..." Cambazlara ne oldu, cambazlara?/ Gelmez oldular artık/ Sokaklar bayram günü yaşardı/ ttfaiye kıpkırmızı gelir gider/ Yolları sulardı/ Çocuklar takılırdı arkalarına/ (Cambazlara ne oldu, cam Robenson yalmzlığı 'Taşralı' olmak "OyunBozan" Nicedir beni sarsan kitaplar için, şiirler için, dizeler için bir şeyler yazmayı düşünürüm hep. Edip (^ansever'i, Ttırgııt Uyar'ı, Mctin Altıok'u.. Her dela sında yüreğim yetersiz kalmanın kaygısıyla sıkışır. Şiir benim yaşamımı göncndirir ve benim söyleyeceklerim de şiirin izdüşümü olabilir ancak. Çünkü hiçbir söz şiirin anlattığı kadar açık ve dürüst olamaz. Tutkun ve Kırgın'daki şiirleri okurken de bunları duydum. Ozanın renkli, coşkulu, soluk soluğa yaşamının kaynaklarından damıtarak, imbiginden süzdügü içtenlik dolu dizeler... Yaşadıklarını, yazdıklarını onunla yeniden varolup yaşamak. Çocukluğumu, annemi ve bütün anneleri "Oyun Bozan" şiirinde olduğugibi içim sızlayarakanımsamak... "Anneler/ Akşam ycmegine çağırır çocuklarını/ Parkların en çocuklu olduğu zaman/ Sarkıp pencereclen" (Tutkun ve CUMHURİYET KİTAP SAYI 440
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear