Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
açısının izlcklc arasında oluşturduğu doğrultıı kadar düz ve kurmacaya paru lcl. Yolculuk mckânlarının gerçekliği ile gezi yazısının gerçekçiliği arasındaki ilişki hiç kuşkusu/ gezi yazarında zamaıımckân kavramı bakınıından önemli ölçıidc bir belirlcyicilik yaratıyor. Zamanmekân bakımından aynı yerlemi payla san bir öyküyle bir gczi vazısı arasındaki gözlemc dönük olan kaçınılmaz rark Nedim Gürsel'in gezi yazılarında kişiscl iç gözlemlerin ve zamanın herevresinde gözlenerek kavranan bir özel geçmişin işbirliğinde yumuşuyor. Gcrçckçi gözlemir» kurmacayla yumuşatılması Nedim (îürs^l'in gczi yazarhğı uğraşının ncredeyse kaçınılmaz bir evresi. Somut gözlem metinlerinin mekân vc zamanla dar bir anlatrna kalıbına stkışurılması durıımu Nedim Gürsel'in kaçındığı değil adcta üstünc gidcrek, içinde yolcuiuk ol gusunun perspektiflerinı zorladığı soyut bir dış gözleme dönüşüyor. Venedik gczisinde bir stüdyonun ince mekân betimlemelerini vcrirken Nedim Gürsel'i izlcyen okur, kendini birdenbire gerçck yaşamdan alınmış bir gezıdışı metin parçasının kurmacaya yaslanan edasıyla başbaşa buluyor: "(...) Geriye dönüp masaya oturunca ev sahibinin bıraktığı kâğıt ilişti gözüme. Lambayı yakıp okumaya başladım: 'Venedik'e hoş geldin. Umarım efsane aşkların kentinde iyi vakit geçirirsin. Kirayı, ilişikteki kâğıdı doldurduktan sonra, hesabıma yatırıver lütfen. Telefonu kapattım. Gerekirse postaneye başvurup açtırabilirsin. Giriş kapısındakı tahta perdeyi kaldırmaya çalışma. Kanalın düzeyinde olduğumuz için su basmasına karşı bir önfem. Duşun naylon perdeyle ayrılmış bölümündeki motor da öylc. Kendiliginden çalışmaya başlarsa saın şaşırma. Yükselen suyu anında kanalapompalar. Çiçekleıi üç giinde bir sulamayı da unutma. Bir ay sonra Paris'te görüşmek üzere selamlar.' (...)" Ncdim Gürsel sadece öyküylc gezi ya zısını birbirinden ayıran sınırda dıırmuyor; bu konumu daha da öteye götüre rek sınırın iizcrınde, iki karşır çizgi arasında kalan alanı adcta enlcmesine gcniş letiyor. Bu uğraş Nedim Gürsel'de, gezi yazarlıgının ycryüzünü arşınlayan çeh resi içinde; gezi yazısının ycrle eşdoğrultulu olarak zaman da değiştiren coğıaf ya ijçiliğine öykünün iç yolculuğunu yapıştıran bir olgu olarak ortaya çıkıyor. Yaıatılan tablo, toplam olarak bir haritanın bütün iç malzemelerinin üzerinc çıkan bir görünümdeki yolculuk bilgisinin derınliklcrinc tcslim ediyor kendini. Her kcntin bir öyküsü olduğu kadar o öyküyü okumak için kcntc gelcnlcrin dc bir kcntc geliş üykülcrinin olması kaçınılmazdir. Venedik'te nhtımın taşlarına fotoğraflara belki Seliyor bana. Sankisıradanlaştırılığı göe Paris turizminin Partş Kltabı, bir kent monograflslnden cok, çağımız yazarının cok çehrell dünyasının sadece bir yüzünü oluşturan sehlryazar ill$klsinln sonucu olarak bizimle bulusuyor. oturan Nedim Gürsel'e o kente geliş amacını unutturan da güniin birinde kimbilir hangi yazı mcnzilinde yeniden hatırlayacağı kentin ta kcndisidir: "Rıhtıma oturup ayaklarımı kanala sarkıtınca yeni bir yaşamın eşiğindc oludugum sanısına kapıldım. Gökyüzü ayaklarımın altından başlıyordu artık. Geçmiş ardımda kalmıştı, soğukluğunu yüreğimde hissettiğim rıhtım taşları kadar gerçck ama uzak bir zamanda." Kuebiyatın kentleri vc coğratyanın kcntleri arasındaki zihinsel dalgalanma, kayma ve sapmalarda gözonünc alınması gereken önemli bir nusus da cdebiyatın kentlerinin, gezilerin ve kcşiflcrin \i\rer kesiti olarak yaşamalarıdır. Vcnedik dcnize doğru kayarken, edebiyatın eoğrafyasinda sürgün olarak ya^ayan Vcne dik cdebiyatı da zihinsel bir kenr tasanmının kişisel geçmişlcr, ycryurtmcmle ket saplantıları ve uzamsal yabar.cılaşmalarla çalkandığı bir düzlemde ycni bir kent önerisinc dogru kayarken yeniden kurulmaktadır: "Bu kcntin gerçekte bir liman, daha önceden bana söylendiği gibi büyük, çok büyük tonajlı gcmilcrin yapıldığı bir tcrsanekent olduğunu trenden iner inmez anladım." Kilabın adını da üstlenen Cîeıtnlcr dc (iı/tı bolumıı, yazarların davct edildigi bir tcrsanekent olan SaintNazairc'in aynı zamanda bir günlükler kenti olarak yeniden inşa cdildiği yüzlercc sayfanm ortasından seçilmiş sayfalardan olu^u yor. Ncdim Gürsel'in 1993 Aralık ve 1994 Ocak aylarını geçirdiği bu keııtte yazdıftı günlükler, Yabanci Yazarlar vc Çevirmenler Evi'nin (M.E.E.T. yayını olarak Journal de SaintNazaire (Saint Nazaire Günlüğü, Çcvircn: Zühâl Türkkan adıyla 1995'te yayımlanmıştı. Nedim Gürsel'in bu tersanelcr kentinde duyduğu iç sıkıntısı kendi yalnız lığının kentin yafnızlığı olduğu noktada açığa çıkıyor: "Derin bir iç sıkıntısı duydum. Ikinci Dünya Savaşı'nda bombalandıktan sonra yeniden kurulan bir kentin beyaz duvarlı, kişiliksiz, modern yapılarıyla karşılaşmanın, birbirini dikey kesen cadde ve sokaklarda serserice dolaştıktan sonra boş bir otelde geceleme olasılığının getirdıgi bir sıkıntı." Gittiği her yere, yolculuklara ve valizlcrin biçimsizleştirmc tehditlerine karşı koyan tek yol arkadaşı olarak kendi dılinı göturcn Ncdim Gürsel, bir yerden bir yere taşınırken yalnızhğını kalabalıklaştıran dizeleri gezilerinin bir parçası haline. getirmeyi asla ihmal etmiyor: " 'Ben hangi şehirdeysem/ Yalnızlığın baskenti orası'. Uzun süre Cemal Süreya nın bu dizeleriyle dolaştım kentleri; göçebeliğim Türkçe'ye kar gibi yağan, duru, saydam sözcüklerin şairi Cemal Süreya'nın 'Göçebe'siyle yeni bir anlam kazandı. Ama şimdi yalnızlık duymuyorum. Ne yolculukta, ne evimde. (...) En yakın yoldaşımız, gerçekte bizi hiç terk etmeyen en sadık dostumuzdur yalnızlık. Ve yabancı bir kentin garında trenden inip kalabalığa karışmak bu dostluğu daha da perçinler." Bir kente gidildiğinde birlikte götürülen cşyalardan birisi de döniilen kentin ki o daima bir tanedir gidilen kente uzattığı bağdıı. Nedim Gürsel'in her ne kadar artık gittiği bir kent olduğunu önc sürsc dc dimıacn kenti istanbul da bir köprü aracılığıyla oraya uzanmaktadır: "SaintNazaire'le tstanbul'u birbirine bağlayan bir gemi işte, bir yüzer köprü. Nedir kentleri birbirine baölayan? Elbette uçaklar, trenler, gemfler. Ve mektuplar. Telefon hatları da bağlar kentleri birbirine, karşı taraf ısrarla çalan telefonu açmasa da. Oykülerimde kentleri düş gücümle birbirine bağlamayı denedim. Oysa bir işaret yeterli DU imgesel bağı kurmak için, örneğin metrodaki afışler ya da Paris'teki Türk kahvelerinin duvar halıları." Nedim CJürsel'in yolculuk evreninde liman kcntlcriylc kadınlar arasında vazgeçilmezbenzerliklerkurulur. Kentlerin gcrçek kurgusu ve kadınların diişsel yakınfığı bir biitün içinde yolculuk ve menzil sözcüklerini tamamlarlar. Kent, giinün birinde uyanıp kendini bir başka yerdc bulmayı işaret ediyorsa Kadın uykunun ta kendisidir. SaintNazaire'de ırmağın bitip okyanusun başladığı yerin belirsizliği, Nedim (jürsel'in gezi dünyasında kentlerin ve kadınların bir araya geldiği gerçek mevkiyi gösterir. Kadın ve kent arasındaki tek kırılma noktası, ilkinin gitmcsi vc sonrakine de gidilmesiylc (dönülmesiyle) gerçckleşir. Şu cümlenin yazarı için de bu böyledir: "Gemiler de teker teker gittiler, kadınlar gibi." Paris'i yazmak daha çok resimsiz, fotoğrafsız kitaplarda mümkünmüş gibi rüntüler yüzünden Paris'in taşıdıgı düşünsel yük sığmıybr; görüntüler Paris'i laşımıyor. Paris'in her bakımdan birçok imgcye taşıntlıüını; üstelik birçok imgenin de metaforlar yardımıyla Paris'e yüklendiğini unutmamak gerek. Nedim Gürsel'in Paris Kitabı Paris'i Yazmak olgusunu daha içtcnlikli vc sıcak bir konuma sokuyor. Paris'in üzerine çevrilmiş bir yazarlar turi/.mi olduğu, (Burada 'turizm'i bir gezginlik pratiği olarak alıyorum) bu turizmden geriye, büyük oranda edebiyatın kapsamına giren bir yapıt toplamı bulunduğu apayrı bir gerçck. Bunun ötesinde Paris'i, edebiyatın ve diişünsel kıvraklıgın izin verdiği ölçülerdc kcşretmek, yazarlık serüveninin kentlcre dönük yüzünde önemli bir çaba. Nedim Gürsel, kişisel coğrafyasında bir keşif alanı olarak var ettiği Paris dünyasına neredeyse en açık yaklaşan dünya yazarlarından birisi. Yaşamtnın büyük bölümünü geçirdiği Paris, onun ya şamsal konularının arasında adcta bir ikon durumunda. Kent ve kadın Nedim Gürsel'in yaşamının önemli gcrçeklik ikonları arasın da neredeyse birbirini sürükleycrck ilcrleyen olguiar. Nedim Gürsel, Paris de yince yirmibeş yıldır oturduğu kentten çok, güzel Helen'i kaçırdıgı için Troya Savaşı'na yol açan yakışıklı delikanlıyı düşünürken bile sehir Paris'in hamurunda çekici, güzcl bir kadın gövdcsinden izler buluyor. Hatta daha da ötcyc gidcrck. Boğazkesen'de lstanbul için yazdı ğını Paris için de tekrarlama cüretini gös' teriyor: "Kentin harcına bir kadın gövdesi karıştığından, iklimi yumuşak, suyu saydam, gü.neşi göz kamaştırıcı, ırmağı yeşildir. Ozlemi atesten daha yakıcıdır, vuslatı en derin uykudan daha tatlı. Ve yokluğu, paslı bir hançer gibi saplanır gövdeye." Bir şehirde kadınsı izler bulma çabası aslında o sjehirde yaşayan ölümlü ama çok güzelkadınlar bulma çabasından asla uzak düşmüyor. Paris Kitabı gerçekte Nedim Gürsel'in Paris'i olarak adlandırabilecegimiz bir kitap. Bu h.ıkımdan bir kent monograHsinden çok, çağımız yazarının çok çeh reli dünyasının sadece bir yüzunü oluşturan şeniryazar ilişkisinin bonucu olarak bizimle bulusuyor. Mimarların, şchir planlamacılarının, belediyecilerin, pos tacıların ve memurların Paris'in de ortak yönler, daha doğrusu ortak ve anoııim bir Paris bıılmak üç aşağı beş yukarı mümkun. Ancak Ncdim Curscl'ın Pa rıs'ı yapılarm, çizimlerin, hizmetlcrın, mektup adreslerinin ve mesailerin cok ötesinde bir vçrdc; örncgin Paris öykülerinde temu îzlek olaraK kullandığı ve tasarladığı nice kitabın yazıya dönüştüğü mekân olan 1 lötel de Sens'ın avlusunda... Paris Kitabı bu soruya bir yanıt arama çabasının ortasında durmamasına karşın kendi varlık nedeninden ötürü yanıtlardan biri konumuna geliyor: Çciğul Pam Paris çok değil, çoğulıiur. Bir şehir bazen içinde birden çok kent barındırır. Şehir kent ayrımının uçlarında dıırulduğunda, bir şchrin mekân boyutu dendiğinde kent adını aldığı; insanlarına (özellikle de kadınlarına) ve yaşama kültürüne girildiğinde şehir adına yerleştiği söylcneccktir. Bu ayrımdan hareketle Ncdim Gürsel'in şehri ve kenti Paris'tir. Paris onun için öyküleri, çatı odaları, üniversite kitaplıkları vc yazarlığın kendisi demeklir. Kırk yıl önce sadece bir sözcükren ibaret olan Paris. "Güzel Paris... Yalnızca bir başkent gibi değil, yabancı bir kadın gövdesi gibi hâlâ keşfedilmeyi bekleyen..." • Paris kimimflr? Paris Kitabı Cerçekci gözlemln kurmacayla yumuşatılması Nedim Cürsel'in gezl yazarlıOı ugraşının neredeyse kaçınılmaz bir evresi. SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 428