Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
E Ege ovalanndan Ege Adalan'na, Akdeniz'i seyredcn Akyarlar'a komşu Yunanistan'a; sonra italya'ya, Macaristan'a, Weimar'a, Berlin'e iızüm bağlarıyla donanmış Rcn kıyılarına, Isviçrc ye, Paris'e, kıızey kenti Lillc'e Avrupa'nın en giızel kitaphğı (Furct du NordVnın bulunduğu o eski madenci kentine dek her yere okurunu yanı sıra götürür. Kuşkusuz, yazarın söz ettiği başka yolculuklarda var. Şairlerimızin.öykücülerimizin, romancılarımızın haşından geçmiş hapishaneler arası yolculuklar: Hoa, Sinop, Çankırı, Malatya, Ankara, Bilccik, Bursa, lstanbul, gibı. Dip Sevgi'den An Bakıs'a derin dalıslar HÜSEYİN PEKER urgay Fişckçi, uzun süredir ilgiyle izlediğim bir ozan, deneme yazarı. Ramis Dara'nın onun hakkında: 'Fişekçi de biiyiik öykücü Sait Faik gibi insan sevgisinin temel olduğu kanısındadır: Bir insana ulaşmak içindi her şey.' dediği gibi; temelinde insan sevgisinden çıkış alan, doğayı özümlemiş, bulunduğu yöreleri, yakın komşularımızı, yaşadığı yakın çevrcyi gcrek şiirlcrinde, gerek denemelerinde konuşur gibi yalın ve bizden bir dille büyük bir alçakgönüllülükle dile getirmiş bir tatlı diller ozanı, kadife yumuşaklığında bir deneme ustası. Burada iki yönünü iç içe dile gctirmck istiyorurn. 'Karda Işıltılar' (1980), 'Kuskuluyum Yaşadığımdan' (1983), 'Yitik Bahar' (1989) adlı şiir kitaplarını 'Dip Sevgi' (1994) adh şiirkitabı izledi. 1997 yılında da; tüm bu kitaplarını Adam Yayınları'nda, tek kitap halinde toplu olarak yayımladı. 1998 basımlı deneme kitabı ise 'An Bakış' adıyla yine Adam Yayınlan'ndan çıktı. Bu kitap, her çarşamba günleri Cumhuriyet gazetesinde ilgiyle izlediğımiz 'Defne Gölgesi' başlıklı köşesindeki yazıların seçmelerinden oluşuyor. 'Diinyanın nasıl 'müthiş' bir meyve olduğunu insan bundan hcnüz habersizken Senden üg'rendim' (90. Yaşgününde Nâzım Hikmet'e, Dip Sevgi) Sözettiöi dünya; onun mevyelerden, scbzclcrucn, otlardan koku türeten, onların arasında dolaşan, bırbirlerınden sevgi koparan ilişkiler yaratan insanoglu'ndan, şairlere, yazarlara ilmik atarak, onlardan yazın ilgisi koparan bir küçük adımlı, büyük balcışlı ozanın dünyasıdır. Sonra aynı ilgi alanını şiirden denemeye Ote yandan, Fişekçi'nin yazılarının yer aldığı Cumhuriyet yalnız günlük bir gazete değil; aynı zamanda, 24 saatlik ömrü olan yazıların en çok "kitap"a dönüştüğü bir gündelik yayın organı. Onların şu birkaç yıl içindeki sayısı bile, nerdeyse bir düzineve yaklaşıyor: Memet Fuat, Tahsin Yüccl, Sclim Ilcri, Mchmct Baydur, Ahmet Cemal, Enis Batur ve Turgay Fişekçi. Bu arada, cn iyi denemccilcr de zaten şairler içinden çıkmıyor mu? Dolayısıyla, Fişekçi de, varolan kuralı bozmuyor; tersine, doğruluyor, pekiştiriyor. Belkı, her yazının içindeki birkaç damla şiir bu nedenle konmuş olabihr. Konuyu açan, düşünceyi güçlendiren bir tutam baharat gibi; yazılanlara belirli bir lezzet ekliyor, tat kazandırıyor. Kıvrak, albenili bir çekim gücü, sanki. An Bakış'ın dili, içindeki yazılara göre scçilmış: açık, anlaşılır, yalın vc öziü. Çokluk, kısa cümlelerden örülü. Biraz konıışıır gibi, bıraz sorulıı cevaplı. Ama, hepsi okurla birlikte üretilmiş yazılar. lki ucu birleştiren, köprüleyen dcnemcler. Ancak, kim kimin kalemi? Ya da, kim kimin yüreği? o belli değil! Sanırım, Turgay Fişekçi'nin başarısı, ışte bu uyumlu birliktelikte! Taptuk Emre'nin ocağına yıllar boyu taşınmış "düzgün ve dosdoğru odunlar"ın gerisinde saklı gizemdc. Kitlelere kültürün götürülmesi de bu olsa gerek! • An Baktş/Turgay Fişekçi/ Adam Yayınlan, T Uyumlu birliktolik kaydıran, şiirde başlattığı sıcak ilgi alanını, denemede sürdüren bir dünya insanının baş ağrısı, çatlayan karpuz sesi, halkına sunduöu kırmızı elma. Hayatı senden öğrendim dediği, şiirle insanm nasıl değişebileceğini, odun bilc kescbileceğini aktardığı ustası Nâzım Hikmet ise günün birinde Melih Cevdet Anday'la yer değiştirebilecektir. üktay Rıfat'tan esin tutabilecektir. Ama bu dcğisiklikler. pek büyük ayrıma gitmeden yakın kişiliklerde tııtunur. 'Yakınlığımız insanlığımızdan geliyor' 'tsteyen sabahlasın, istediği kitapla' (Karda Işıltılar) dediğinden bu yana, yıllar Turgay Fişekçi'de ne değiştirmiştir ki? O An Bakış (Sayfa 117/Karatepe) yazısında dediği gibi dört yaşından beri I3alıkesir ovasında dört dönen, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 2 liralık şiir kitabını alabilmek için sabahın onbirine kadar, Balıkesir çarşısında simit satabilen bir halk çocuğudur. Sakin, inceyaradılışlı, narin yürekıi, ama her şeyden oncc insan. Yıllar sonra Behçet Aysan'ın, Asım Bezirci'nin ve diğerferinin yandığı Sıvas çarsısında kendi yüreğini yakacak kadar içli ve içtenlikli: 'Son fotoğrafı Asım Bezirci'nin elindc bir sopayla çekilmiş kendinı savıınmaya nazırlanırken' (Son fotoğrafında, Dip Sevgi) Şairler kavgası Aynı şiirde Sıvas yangınından, Bezirci'yfe güzel bir yaşam anısına dönüş yaan Fişekçi, onun Edıp Canscver'le 'mit Yaşar'ı bir arada evine çağıracak denli hayat acemisi olduğunu anlatır. Birbirlerine rakı bardağı rrılatan bu ünlü ıki ozan; belki de yıllar sonra, şairler kavgasını sürdürmeyi pek seven genç kuşaklara düşmanlarını bile sevmeyi öğret melidir Fişekçi'ye göre. 'Dumandan boğulanlara, nefes verirken boğulmuş doktorşair Behçet Aysan'da anılır şiirin birinde. Paris'tc yaşamış, Avrupa'da bir B dönem bulunmuş ve bu olay Fişekçi'yi )ek etkilemiştir bize göre. 'Kent Yazıtarı'nda Avrupa'nın türlü kentlerini, bir belediye başkanı edasıyla biçimler, bize seyrettirir, sonra bu en başanlı Paris şiirlerini yazışını, yine 'An Bakış' adlı deneme kitabında yolculuk izlenimlerinde karşılarız. 'En güzel bağlar Ege bağlarıdır bana sorarsanız' (An Bakış, Sayfa: 54) dediği yerde Menemen ovasının uçsuz bucak sız mor dağlarla kuşatılmış zenginliğini, Alaşehir ovasının Bozdağlara dayanmış askılı üzüm bağlarıyla anlatır. Ordan okuru; turla gezmeye çağırır kolaylık olsun diye, oradan Avrupa'nın ünlü konaklama tcsislerinin, ülkcmizdc niyc gelişmediğini düşündürürbizlere. Gümüşlük Akademisi'nde; Bodrum'da bir yazarlar, sanatçılar lobisi düşletir bızlere. Arada sinemaya atlar, 'Mektup', 'Kasaba' filmlerinin izlerini yaşatır. Bir de bakarsınız Yunanistan ışıklarının yanıp söndüğü, taksilerin bile gidişini izlediği BodrumAkyarlarsahilindentutuşturur sınır acısını. Istanköy'e yaklaştınr yürek bağlarımızı. Paris'in sanat ağırlıklı gelişcn banliyösü 'Creteil' mahallcsi ile Istanbul'un 'Avcılar' semtini kıyas eder. Turgay Fişekçi'nin ölçüsü hep insanlık, insancıllık ve alçakgönüllü bir bileşimdir. Bir yürek ortalamasında birleştirir insanları hep bir yerde. Bunu küçük adımlarla, büyük yürek bakışıyla yapar. Toplumcu bir ağızdan, Nâzım Hikmet'in yanı sıra yürüyen bir şiir neferinden aluığı emirle. Yaşamdan aldığı hazla, yaşamaktan duyduğu tatla. 1 Iani hepsi bilinen, günlük konuşma diliyle yazılmış, kullanılmaktan yıpranmış sözcüklerin yeniden ele alınarak, bitiştirilerek yeni anlamlara, çağrışımlara koşturulmuş bir özdilden yaratılmış yalın bir toplamıdır Fisekçi'de. Hem şiirde, hem denemelerinae konuşur gibi, kendiliğinden, devrik bir anlama kendini yaslamadan, düz fakat yürek kabarcıklarıyla örtülmüş, insancdlıktan temini yaratmış bir anlatı destanına varırsınız. I Iani düz bir ovanın ortasında alnınızda takılan çiçeklerden bir taçtır; Fişekçi'yi okuduktan sonra alnınıza yapışan. Öüz birovada alnınıza kocaman bir çiçek tacı takılmıştır, ( S jekçi'ye vardığınızda. Ama hep küçük ımlarla, kısa bırakılan bir alın tcriyle. Bir yazısında haritasını k.ıybettiğı içın, Selanık'ten Güneydeki bir limana, feribotla inmek isterken kayboluşunu anlatır şiir diliyle Fişekçi. Bu kayboluşta, uygarlığın anayollarua ezdiği güzcllikleri yeniden bulmuştur, Yunan köylüsüyle yakın temas kurma olanağı bulmuştuı bir bakıma. C~)nları bize ne kadar yakın bulduğunu çizer durur, bir rcssanı ustalığıyla. Fişekçi'yi okumak, izlcmek ayrı bir keyif. Gerçekten diğer yazarlarımızdan ayrılan, ayrıksı bir duyarlık, doğadan kopmuş, onun esrarengiz kokusundan, birleşiminden doğmuş düz alanlar ozanı, denemecisi. Hiç keskin değil, kimseye zararvermeyen bırokuyuşudagetirıyor. Tıpkı her şey (Görüşmeciler, Yitik Bahar) şürinde olduğu gibi: 'Enginarlar bir karış, incirler toplanırken Bağlarda kaynayan şıraların kokulu dumanı havada' Fişekçi'yi kesfedin. Bir düzlükte, başınıza çiçekleruen bir taç, ensenize defnelerden bir koku buhranı, yüreklerinize al al pençeleşecck bir insancıllık dcstanı takıştırmak için. • KİTAP SAYI 454 SAYFA 6 CUMHURİYET