Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
0 K U R L A RA lurgay Fişekçi 1956 yılınaa Balıkesir'de doğdu. Bahkesir Lisesi'ni ve Istanbul Ümversitesi Hukuk Fakültesi'nibitirdi. 197'den başlayarak çeşitli yaytn kuruluşlarıNda çalıştı. îlk şiiri 1977 yılında Türkiye Yazılan" dergisinae yayımlandı. 197880 arastSanat Emeği'nde, 198183^ arası Yazko Edebiyat'ta ve 1986 yıltndan bu yaria da Adatn Sanat dergüerinde düzenli olarak şiirlerini yayımladı. îlk kitabt 'Kardalşıltıkr' 1981 tarihinitastyor ve bu kitabıyla da Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü'nü Ozan Telli ve Murathan Mungan ile paylaştı. Ardından 'Kuşkuluyum Yaşadılımdan (1983), 'Yitik Bahar' (1989), 'Dip Sevgi'(1994) ve 'SevgiBağlan'0998) adlanm taşıyan şiir kitaplarını yayımladı. Şiirlerinden bir kısmı bestelenerekyaygın bir dinleyici topluluğuna ulaştı.l990'daTRT tarafından pop müzik dalında ytlın en başartlı sözyazarıseçildi. 1996 yılından bu yana gazetemizin kültür sayJastnda çarşamba günleri 'Defne Gölgesi' başlığt altında yazılan düzenli olarak yayımlamyor. Bu yazılann 19961997 yıllanna ait olanlanm 'An Bakış' adıyla kitaplaştırdı. Dö'rt aydan bu yana da 'Radyo Cumhuriyet 'te şiir programı hazırlıyor. Dergimizin önümüzdekisayısıU.TÜYAP htanbul Kitap Fuarı özelsayısı olarak yaytmlanacak Kitap okurlanna bu maratonda yardıma olmayı amaçhyoruz. TURHAN GÜNAY Rıfat llgaz'lı Yıllar'dan sonra, işte bir yeni tür kitapla karşımızda Mehmet Saydur. Evet bu yeni tür bir günce. Anılar demeti denilemez bunlara. Bir günce denemesi, ama güncenin sahibinin değil. O'nun adına, ama onun sözleri ve yazılarını içeren bir çalışma. M. EMIN DEGER iz de Yaşadık"... Bir sitem kokusu var dcğil mi, bu iki sözcüktc. Kinıi kez, oir ya da bunun gibi iki sözcüğe bir yaşam sığar. Evet bir sitem taşıyor, felcğc bir Kafa tutuş da var mı bilemiyorum. Ama vine de yaşama küsmeyen, acılardan çıkarılacak ders vermeye yönelik bir sitem var! Yaşama, belki de yeni anlamlar kazandıracak bir sitem! Doğrusu, Saydur çok önemli bir is başarmış. Bir ünlü yazarın yaşamından kesitler dcğil climizdeki yapıt; onun kadar, bir dönemin siyasal ve sosyal yaşamından kesitler sunan ve bu kesitlerle o dönemi soruşturan bir çalışma. Hem de belgelerin kaynağına inerek. Kimi belgelerin tıpkı basımlarını sunarak. Yalnız bir yazın belgcseli değil, bir dönemin sosyal ve siyasal belgeseli gibi deyişim bundan. Rıfat Ilgaz'ın günlüğünden kesitler sunan bir yapıttan söz ediyorum. Ustanın "Biz de Yaşadık'1 sözcükleriyle yaşama bir sitem selamı yollayan, günlüğü diycbileceğimiz bir yapıttan ve onu yazan Mehmet Saydur'dan söz ediyorum. Saydur'un adını yine bir başka Rıfat Ilgaz bclgeseliyle duymuştuk: Rıfat llgaz'lı Yıllar'ı yazmıştı. Saydur, öğretmen; bir köylü çocuğu. Onu çok sevmemin nedeni, görevini devrimci bilinciyle yapması değil; yalnız iyi okuyan, özümseyen ve okunur bir kalcmi olması da değil; daha fazlası var. Bir köylü çocuğu, ama köyündcn, toprağından kopmamış olması bcnim için önemli. Belki onu değerli kılan da bu yönü bana göre. Bilir misiniz, hcryazTemmuz ayında 1015 gün ekin biçmeye gider köyüne. iki sevimli kızı ve degerli bir öğretmen olan eşiyle. Babası ve anası onunla ne denli övünseler azdır. Ve bizler dc, böylesi bir öğretmen yazarımız var diye övünmeliyiz. ( Mehmet Saydur'dan "Biz de Yaşadık" Bir Rıfat Ilgaz "B 1940'h yıllar bir yandan Atatürk sonrasının sıkı düzenine, bitmiş olsa da Ikinci Büyük Savaş'ın getirdiği sıkılığı da ekleyin. Ne düşlenir dersiniz, tam bir cendere düzenidir okur yazarlar için. Ama o sıkılığa, işkencede, cezaevindc ve sanatoryumhastanelerde geçen yaşama karşın, Ilgaz'ı yıldıramijzlar. Arkadaşfanyılmayacaktır. Sabahattin Âli ve Aziz Nesin'fe, Marko Paşa'yı çıkarırlar. Marko Paşa, hem düzenle hem de ABD emperyalizmiyle savaşır. Düzenin eli uzundur, gün gelir, bastıracak basımevi bulamazlar. Teksir makinesiyle çoğaltırlar. Bu kez kapatılır. Malum Paşa olarak çıkar. Kapatılır, Başdan olur adı. Kapatılır Ali Baba'yı çıkarırlar. Ama ödün vermezler düşüncelerinden. Ilgaz, üstelik yayının sorumlu yazıişleri müdürüdür. Bunun sonuçlarını bilir, bilir ama, o bir aydının sorumluluğundan kaçmaması gerektiğine inanır. Eşinin dayısına yazdığı bir mektupta bakın ne diyor. "Mimlenmiş bir gazetenin sorumluluğunu almakla karımın öğretmenliğine de zararL olacağını biliyorum...": Oyle bir yayın yaşamı vardır ki Marko Paşa'nın teksir makinesiyle çoğaltılan... 16'ncı sayısındaki şu notu okuyalım: "Hiçbir matbaa Marko Paşa'yı basmıyor. Munarrirleri nezaret altına alınır. Mahkemeye verilir. Tehdit edilir. Yer yer aleyhlerine nümayişler tertip edilir... günlük endişelere ve sandalye sevdaları uğruna medeni cesaret gösteremeyenler utanacaklardır. Hür (?) matbuat tarihimizin yüzü kızaracaktır." Marko Paşa'nın başlık üstündeki şu tiimcesi bile zaman üstü bir mesaj taşır. "Fırsat bulabildiği zamanlarda çıkar siyasi mizah gazetesi". Günümüzün basın erlerine, kalemlerini ve düşüncelerini, milyonlarca dolara satan lara bir tokat gibi Saydur'un çalışması ve bu çalışmanın özü olan üç kalem ustasının yaşamı. Milli Emniyetçe öldürülen Sabahattin Ali'ye Rıfat Ilgaz ustaya, anıt insan Aziz Nesin'e selamlar. ilk bakışta bir mizah dergisidir Marko Paşa ama, siyasal düzeni sarsan yazılar, şiirler, o yılların siyasal ve sosyal manzarasını seyrettirirbugün bile. Saydur, Ilgaz ustanın kaleminden,nem ustanın o mahrumiyetle, hastalıkla, polis izlencesi ve işkenceyle geçen yıllarmı, hem de Ikinci Dünya Savaşı'nın yarattığı sosyal ve siyasal sorunlarını, halktaki sorunlar dolu umarsızlığı bclgcliyor. Ve sonra Ilgaz'ın son yıİları. Oğlu Aydın'ın sahip çıktığı baba olmanın tadını yaşadığı yılları. Bir kesit daha, ama o yıllardan. Kastamonu'da bir ödül töreni ilk kez devlet görevlilerince izlenmcz. Ilgaz'a söylgnir bu uurum. Tepkisi tam Ugaz'cadır. "Oyle mii!" der. "Hiç de sevinmedim doğrusu. Desene Rıfat Ilgaz, artık çaptan düştü. Görevliler bile ilgi göstermiyorlar." Saydur'u bu çalışması nedeniyle yürekten kutluyorum. Bu çalışmayla, Rıfat Ilgaz'ın halkına olan sevgisinin eserini ve dünya görüşünü öğrenmek, hem de hemşehrimiz olan Rıfat Hgaz'ın günlüğünden, cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze uzanan, o çileli yıllann, insanımıza nasıl bir yaşam sunduğunu, ama halkını seven bir yazın ustasının, halkına olan inancından vc halkından kopmadığını bilmek istiyorsanız, okuyun derim "Biz de yaşadık" adlı yapıtı. Siz de bir başka yazın ustasının, tlhan Sel çuk'un, Ilgaz için dediği şu sözlerin kanıtını bulacaksınız, bu çaîışmada: "...Ilgaz'ın Türkiye'ye yaptığı en büyük iyilik, bir insanın nasıl yaşaması gerektiğini göstermesidir." Biz de Yaşadık, yalnız onurlu bir yaşamdan kesitler sunmuyor, basın etiğinin ne olması gerektiğinin de örneğini veriyor. • Biz de Yaşadık / Mehmet Saydur /Çınar Yayınları / 1X1 v SAYFA 3 Igaz'ın son yriları Saydur'un Rıfat Ilgaz sevgisi, belki de oğlu Aydın Ilgaz'dan daha içten ve sıcak bir sevgidir. Bunu ustamız Ilgaz da sczinlemiş olmalı ki, bir mektubunda Saydur'a " Anılarımızı sen değerlendireceksin" demiş. Saydur da bunu bir görevin ötesinde kendine iş cdinmiş. Rıfat llgaz'lı Yıllaı'dan sonra, işte bir yeni tür yazın betiği elimizde. Evet bir yeni tür günce. Anılar demeti denilemez kanısındayım. Bir günce denemesi, ama güncenin sanibinin değil. O'nun adına, ama onun sözleri ve yazılarını içeren bir çalışma. Bu nedenle de yanılmıyorsam yeni bir tür denemesi denilebilir, düşüncesindeyirn. Evet önce bir günce bu betik. Oyle ki, ustanın dünyaya geldiği günü bile içine alan bir günce. Bakın Ilgaz'ın ağzından o gün: "Annemden duyduğuma göre, "derin kar"da dünyaya gclmisim. Derin kar Karadeniz kıyılarına 1910'dn yağmış. Kimi evlerin saçaklarına kadar yükselmiş. Annem Şubat ayında bir Salı günü doğduğumu söylerdi. Karadeniz şivesinc göre, Salı'ya, Saali dendiği için adımın Salih olmasım önermiş. Babam hadi oradan, Salı ile Salih'in ne ilgisi var" demiş. Şıı kısacık paragrafta bile bir yerel ağız, ad koymada babanın rolü, "derin kar" deyi miyle de bir bölgenin doğal bir olayı betimlemesiyle karşılaşıyorsunuz. Derin karın bölgeye ne zaman yağdığı da cabası. Savdur bu anıyı ustanın yaşam öyküsü diyebileccğimiz Sarı Yazma'sından almış. Dostu Asım Bezirci'yle yaptığı söyleşiden alınan şu satırlar, bir dönemin yaşam vc öğ Bir Günce denenrasi renim koşullarını örnekliyor: "llkokulun son sınıfında olan Faruk ağabeyime güvenilerek, küçük yaşta okula yazdırıldım. ükulumuz bir tepenin üstündeydi. Yağmurlu günlerde tepeye ağabeyimin sırtında çıkardım..." Bir aile içi dayanışma, scvgi ve paylaşımın resmi gibi değil mi bu satırlar. Nerde Kalmıştık'tan alıntıladığı şu satırlar, o yılların yokluğunu ve yoksuîluğ.unu anlatan canlı bir tablo gibi geldi bana. Oyle ki, ressamın bir iki fırça darbesi yerine ustanın birkaç sözcüğüyer almış. "Kurtuluş Savaşı günlerinde sadece bir tek okul için üç saat gelirken, üç saat giderken altı saatini yolda geçiren arkadaşlarımız vardı." Burada, ustanın kalemi kadar onu koca bir yapıttan cımbızla çekip aktaran düşünceye ue selam durmak gerekmcz mi? Ya şuna ne dersiniz. Okula Başöğretmen olarak gelen Harbiycli'nin ctkisiyle, kırmızı fesi yere çalar, "başıma kalpak geçirdim ve oldum bir Kuvayı Milliye'ci. Bilmeden Osmanlı ojuşum bitti. oldukça bilinçli bir Mustafa Kemal'ci oldum." der. Igaz'n yaşamndm kesitler Yine ustaJıkla yapılmış bir seçim. Saydur, bunun gibi, bir yandan Ilgaz ustanın yaşamından kesitler verirken, DU seçkilerlc, ustanın kaleminden yaşadığı bölgenin dilini, sosyal yaşamından kesitlcri, 1940'lardabaşlayan düzenlc olan savaşımını ve bunu bir yaşam biçimi olarak seçen bir aydının, halkı için nefere katlandığının belgeselini sunuyor. Rıfat Ilgaz, yaşamının bu yönünden hiç yakınmaz. Yakınmadığı gibi böbürlenmez de, insandır sonunda elbet kıvanç duyacaktır. tnsan olmasa insanları anlayabilir miydi? Bu düşüncemi, Saydur'u okuduktan sonra paylaşacağınıza inanıyorum. Imrjyaz sahibi. Berin Nadi OBasan ve Yayan: Yeni Cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.$. o Cenel Yayın Yönetmeni: Ortıan Erinc: Genel Yayın Koordlnatörü: Hikmet Cetlnkaya , Yazılşlerl Müdürü: > Ibrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret llkiz Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay 0 Crafik Yönetmen: Dilekllkorur Reklam: Medya C C U M H U R İ Y E T K İ T A P S>4V7 4 5 4