Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ne işe yarar güneş, eğer gündüzler yoksa. Tann ne işe yarar? Yalnızca cezalandırmaya mı? Ya da yeni bir insan soyu yaratmaya mı? Ya da bizler acı çeken fıayvanlar mıyız yalnızca? Tutkunun boyunduruğu altında çürümeye bırakılmış? Yaşam ne işe yarar, eğer bir eziyetse, Bir sursa eğer dünya güneşe karşı Şunu bil ki ofilum, burada her şeyin böyle olması Senin insan olabilmen içindir! Ve savaşabilmen. Bir toplama kampından cocuk siirleri Maria Theresa'nın 1780 yılından ölmesinden sonra AvusturyaMacaristan împaratorluğu'nun başına geçen Imparator II. Joseph, egemenliği altındaki Prag'ın, yaklaşık 60 km kuzeyinde kurduğu kente, Imparatoriçe'nin adını verdi: Theresienstadt. Bir kalekentti, güçlü bir sura sa hip bir askeri kentti burası. Ve Çek dilindeki adı, Terezin idi. Bir süre kulJanıldıktan sonra, önemini yitirdi Terezin. Ta ki, Almanya'da Naziler iktidara gelene, daha doğrusu, îkinci Dünya Savaşı başlayana kadar. 1940'ların başlarında, Hitler, Terezin'de bir toplama kampı kurdu. Bu kamp da ötekiler gibiydi. Yani korkunç, rezil vc utanç verici bir yerdi. Tıpkı Dachau'da, Buchenvvald'da, Birkenau'da, Auscnwitz'de olduğu gibi, Terezin'de de, açlıktan, bakımsızkktan, yorgunluktan, hastalıktan, umutsuzlukran, kahırdan, soğuktan, sıcaktan, çoğu Yahudi pek çok insan öldü. Orada ölmeyenler, dayananlar, başka kanıplara, en çok da Auschvvitz'e götürülüp öldürüldüler. Terezin, gaz odalarına giden yol da verilıniş bir molaydı. Bir özelliği buydu. Terezin'in bir başka özelliği de, deyim yerindcyse, bir "vitrin kamp" olmasıydı. Şöyle ki: Naziler orayı, ele güne karşı, "Yahudi vatandaşların yeniden eğitimi için örnek bir Alman kampı" olarak gösteriyorlardı ve gerekli önlemleri aldıktan, yani kampta olup bitenleri, oradaki her türlü rezaleti, her türlü sefaleti gizledikten sonra, Uluslararası Kızılhaç Örgütü'nü, "Gelin bakın, bizim kanıplarımız işte böyledir" diyerek buyur ediyorlardı. Ve son olarak, üçüncü özelliği Terezin'in: Bu toplama kampına getirilen insanlar, içinde bulundukları o kötü koşullara, yaşadıkları bütün zorluklara karşın, birtakım sanatsal çalışmalar gerçekleştirdiler. Tiyatro oyunları oynadılar, konserler verdiler, resimler yaptılar, şiirler yazdılar. Bu hüzünlü sanatçılar arasında, yaşları 10 ila 15 dolaylarında olan çocuklar da vardı. Çoğu 1920'lerin sonlannda ya da 1930'ların başlarında doğan bu çocukların çok azı kunulabildi Naziler'in elinden. 1940'ların ortalarında, pek çoğu, Auschwitz'deki gaz odalarında yaşamlarını yitirdi bunların. Onlardan geriye, nerelere savrulup gittiği bilinmeyen birkaç avuç kül ve bir de resimler, şiirler kaldı. Işte o şiirlerden birkaçı. Şairlerinin adları mı? Hanus Hachenburg, Alena Synkova, "Teddy", Zdenek Ohrenstein, Eva Pickova vb. Kimininse, adı bile kalmadı yadigâr. "Haydi, yürcğinizi açnıaya çalışm/ Ciüzelliğe; ormanlara gidin bir gün(...) O zaman anlayacaksınız ne harikulâde bir şey olduğunu/ Yaşamanın." diyen çocuğunki örneğin. KELEBEK Sonuncuydu, en sonuncuydu, Oyle parlaktı, ışıltılıydı, göz kamaştıracak kadar sarıydı ki Bclki de günesin gözyaşlarıydı şarkı söyleyen beyaz bir taşa karşı... O kadar, o kadar sarıydı Yüksddi yukanya hafifçe. Biliyorum, gitti o, çünkii bir elvcda öpücüğü vcrmek istedi dünyaya. Yedi haftadır burada yaşıyorum, Kapatılmış, olarak bu gettoya Ama burada buldıım soydaşlanmı. Karahindibalar ça^ırıyor beni Vc bahçedeki beyaz kestane mumlar. Ne ki, başka bir kelchok görmcdim asla. O kelebck sonuncuydu. Yaşamazlar kclcbckler burada, tîettoda. PAVI'L FRtFDMANN (7.1.192129.9.1944) SAYFA 18 Şiirler / Çeviren: Gürhan Tümer HANUS HACİİENBURG (12.7.192910 yada 12.7.1944) OLGA'YA Dinle! Vapurun düdüğü duyuldu şimdi Ve biz demir almalıyız Bilinmeyen bir limana doğru. Dinle! Şimdi zamanıdır. Uzun, uzun bir yolculuk yapacağız bir V d l g ç e k olacak. Ve düşler gerçe Ah,, ne kadar da tatlı Fas'ın adı! Dinle! Şimdi zamanıdır. Riizgâr uzakların şarkısını söylüyor, Gökyüzüne bak Ve menekşeleri düşün. Dinle! Şimdi zamanıdır. ALENA SYNKOVA (24.9.1926Kurtuldu) [BAŞLIKSIZ1 Tek başıma gitmek isterdim Başkalarınm, daha iyi insanların olduğu yerlere, Çok uzak, bÜinmeyen yerlere, Kimsenin başkasını öldürmcdiği. Belki bizden, Bin kez daha güçlü olanlar, Ulaşacaklar bu amaca Çok yakında. ALENA SYNKOVA BAHÇE Küçük bir bahçe, Güzel kokulu ve güllerle dolu. Dar bir patika Ve küçük bir oğlan çocuğu yürüyor orada. Küçük bir çocuk, tatlı bir çocuk, tatlı bir çocuk, Açan şu çiçek gibi. Çiçekler açtığında, Küçük çocuk olmayacak. FRANTA BASS (4.9.193028.10.1944) DUNYA Büyük bir küre dönüyor Güneşin çcvresinde, yddızlann çevresinde. Kürenin bir adı var, Kürcnm adı Dünya. insanlar bu kürenin üzerinde yaşıyorlar, Hayvanlar orada vahşi yaşamlarını sürdürüyorlar. Uzun zamandır dönmekte küre, Ve küre hiç kuşkusuz ölmekte. I'"RANTA BASS HASTALIK Kederli bir sessizlik odada. Ortada bir yatak ve bir masa. Yatakta ateşler içinde yanan bir çocuk yatıyor. Yanında annesi oturuyor bir kitap okuyarak. Ona güzel bir peri masalı okuyor Ve birden düşüyor çocuğun ateşi. FRANTA BASS < CUMHURİYET KİTAP SAYI 454 TEREZtN'DE Yeni bir çocuk gelince I Ier şey tuhaf görünür ona. Ne, yerde mi yatacağım? Kara patates mi yiyeceğimr' Hayır! Yapanıam ben! Burada kalmam nu gerekiyor?1 Burası kirli! Döşemeye bak, kirli, korkııyorum! Ve orada uyuyacağım ha! Kirlenirim tepcden tırnağa! Burada sesler, bağırışlar var, Ve ne kadar da çok sinck. Herkes bilir sineklerin hastalık taşıdıklarını. Aaaay, bir şey ısırdı bcni! Bir tahtakurusu degil miydi o? Burada, Terezin'de, yaşam bir cehennem. Ve eve ne zaman geri döneceğimi söyleyemiycırum henüz. "TF.DDY" SORULAR VE BtR YANIT lnsanııı sanutı ve bilimi ne ışc y;ırar? Mayıs kadar taze güzclliği kadmların? Ne işc yarar yalnızca bir yanılsanıa olan diınyaP