24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

' ta. "Yeni Bir Türkiye" böylece Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'nın "Kuşaktan Kuşağa' ve "Izlenimler, Umutlar" adlı özgün yapıtlarını butünleyen bir başka ana kaynak niteliğine de dönüşmekte. YenAmez/Stanislaıv Lem/Çeviren: Erol Özbek/Helişım Yayınları/227 s. "Yenilmez", bir uzay gemisi ile mürettebatının organık ilişkısi çerçevesinde gelişir. Gcmi, içindekilerlc birlikte, indiği dev gezegen tarafından 'yutulur'. Lem bu romanda, bir gezcgcni organik bir bütün olarak tasarlar. Içerdiği maddelerle, atmosferiyfe, hareketIeriyle, karanlığı ve aydınlığıyla rasyonel bir varlık görünümü sergileyen bir "yeni dünya"dır karşımızdaki. "Yenilmez"den inenler, karşılannda buldukları yüksek koyu kütleleri bir şehrin harabelerine benzetirlcr, yıkılmış "bina"larda da yok olan bir hayatın izlerini bulduklarını düşünürler. "Yenilmez" mürcttebatı, içine düştüğü yeni dünyayı tanımaya çalışırken, kendini bir bulutla yaptığı savaşın içinde bulur. Bütün bunların gösterdiği şudur: gezegeni oluşturan öğeler, nedensiz değil, belirli amaçlara yönclik davranmaktadır. Stanislaw Lem'in bu kitabının sonunda yeralan küçük sözlük, okurun bu bilimkurgu maccrası sırasında sık sık karşılaşacağı terimleri açıklamak, Lem'in alemine bütün yönleriyle nüfuz etmcsini sağlamak amacıyla hazırlanmış. Yarasalar/Marcel Beyer/Çeviren: Tanıl Bora/llctişim Yayınları/245 s. Dünyayı kulağıyla algılayan, seslerle düşüncn, en küük tıkırtıdan derin anlamlar çıkartan, bu dünyadaki er tınıyı kaydetmeyi arzulayan tutkulu bir akustik uzmanı. Nazi döneminde yaşıyor ve "işini" göriiyor: akustik düzenlemeler yapıyor, ses kayıtları alıyor. Savaş ortamında, devlet nizmetinde. Çeşit çeşit ses kaydı yapma imkanını değerlendirirken bazen irkiliyor Nazi ruhundan, ama tutkusu da baki. Eninde sonunda kendi başına, kendi içine kapanık bir adam o... Bir Nazi büyüğünün altı çocuğu... Babalarının hayatındaki ihtişama, sonra savaşla birlikte ilerleyen sefalete, nihayet kâbus gibi sığınak yaşantısına, o yaşantı içinde Babalarına, hasta ve tedirgin Annelerine ve her şeye çocuk gözüyle balcıyorlar. "Nedenama!? gözüyle... Ve sesçiyle altı çocuğun hayatları kesişiyor. içinde yeraldıkları dünyaya, "büyük" olaylara, felaketlere yabancılıkları ve bütün bunlar karşısındaki "ufacıkları" kesişiyor. Bir dostluk, bir güven kuruluyor hatta altı çocuğun en büyüğü ablayla adam arasında neredeyse aşki bir şeyler... Birçok Avrupa diline çevrilen "Yarasalar"ı, Nazi dünyası üstüne, soykırım üstüne, 2. Dünya Savaşı kâbusu üstüne, insanları boğan medya teknolojisinin ayak sesleri üstüne veya Almanya'nın yakın tarihiyle hesaplaşması üstüne bir roman olarak tanımlayan eleştirmenler oldu. Hemen hepsinin birleştiği nokta ise, nedcn bahsederse bahsetsin mükemmelbir anlatı olduğu... Bir Eğitimcinin Oyküsii/Hesabali Turan/Yapı Kredi Yayınlart/189 s. Hesabali Turan 1918 yılında Artvin'in Ardanuç ilçesinin Akarsu köyünde doğdu. Üç erkek, iki kız çocuklu bir ailenin en büyük çocuğuydu. Kurtuluş Savaşı'ndan yeni çıkmış, ayakları üstünde durmaya çabaıayan bir Türkiye'de, babasının da desteğiyle, akraba evlerinde kalarak sürdürdüğü çetin öğrenim yaşantısını 1939 yılında tamamladı ve öğretmcnlifie başladi. Şavşat ve çevresindc ilk okuyan kişilerden biri olan Turan, Samsun'da başladığı meslek yaşamını denetmen ve ilköğretim müfettişi olarak Artvin ilinin değişik ilçelerinde ve daha sonra Ankara'da sürdürdü. 43 yıllık devler hizmetinden sonra 1982 yılında kendi isteğiyle emekli oldu. 27 Mayıs 1992 tarihinde bir by pass ameliyatının ardından ölen Hesabali Turan'ın zamansız ölürnü, anılarını tamamlamasina fırsat vermememişti. Olümünden sonra bulunan müsveddeleri oğıılları tarafından yayına hazırlandı. Emekli vali ve Danıştay üyesi Fahamettin Alnın'un önsözü ve küçük bir fotoğraf albümü ile birlikte yayımlanmış. düzenin çürümüş kurumlannı, bireyin yabancılaşmasını ve yozlaşmış ahlak kurallarını anlatırken, her iki açıdan da "devrimci" yönünü ortaya koyuyor. Yazınımızın dönüm noktalarından biri sayılan "Gecedc"de Leyla Erbil'in Marksist ve psikanalizci yöntemleri ne dcnli başarıyla kullandığını görüyoruz. Mektup Aşkları/Leyla Erbil/Yapı Kredi Yayınlan/186 s. Türk Edcbiyatı'nda özgün bir yeri olan Leyla Erbil'in ilk baskısı 1988'de yapılan romanı "Mektup Aşklan" Ağustos ayında YKY'nin Bütün Yapıtlarına Dogru dizisinden çıktı ve okurlarıyla yeniden buluşru. Leyla Erbil "Mektup Aşklan"nda, düşlenen aşkla gerçek aşk arasındaki uçurumun acımasız mizahını dile getiriyor. Platon'dan günümüze, Hegel'in aşkın "karşımızdaki isteğini istemek" olduğu kuramından başlayarak, 1. P. Sartre'ın özgürlükçü aşkını, W. Reich'ı, Sade'ı vb. çeşitli kuramları ve îslami askın şizofrenik döngüsünü yorumluyor. "Mektup Aşkları , yedi gencin Ahmet, Ferhunde, thsan, Reha, Zeki, Sacide ve Jale'nin aşk ve mutluluk arayışlarını anlatıyor. Mcktupları okumaya başladıkça, mektupları yazanlar tarafından kullanılan sözcükler ve anlatım biçimleri onlar hakkında umutları, hayattaki duruşları, hayal kınklıkları ve arayışlan ipuçları edinmemizi sağlıyor. Insan hayatının bütününü kendisiyle meşgul eden aşktan elde kalan, mektup denilen kâğıt parçacıklan üzerine yazılı olanlardır. Dildöküş, aşkın ne olduğu nasıl olması gerektiği üzerine dildöküş: mektup aşkları! Frankfurt Dersleri/Heinrich Böll/Çevıren Kasım Egtt/Can Yayınları/98 s. Heinrich Böll'ün 1963/64 kış Htlnrlch M l yarıyılında Frankfurt ÜniverFRANKITJKT sitesinde verdiği dört dersin ortak DERSLKRİ konusu, insana yakışır bir estetiğin T olanaklı olup olmadığı somsudur. Edebiyatı da bir evde yaşamak, yemek ycmck, sevmek kadar yaşamın geriği sayan yazar, insanca yaşamanın tek koşulunu, günümüz toplumunun gözardı ettiği, boşverdiği şeyleri yeniden canlandırmakta ve toplumun bugünkü tutumuna kararlı bir biçimde karşı çıkmakta bulur. Dildeki ve edebiyattaki 'mekanik' alışkanlıkların karşısında estetiği vurgulayan Heinrich Böll, insanın toplumsal gereksinimlerinin gözardı edildiği bir konum bakımından estetik davranışı neredeyse ahlaki bir göreve dönüştürmeyi gerekli sayar. Alışılagelmiş 'ders' havasından uzak, neredeyse sıcak bir söyleşi üslubu tasıyan bu metinler, yaşamını edebiyata adamış bir katıksız yazarın 'insana yakışır bir cdebiyat' uğruna verdiği savaşımı yansıtıyor. Belki de Kaybeden Zaman/Özca« Karabulut/Can Yayınları/91 s. "Yazmak, bir yanıyla intiharın kıyısında dolaşmak, bir uçurumun başında dans etmek, bir yanıyla küçük bir yelkenliyle açık denizlerc açılmak gibi bir şey. Derinlerde çözemediğim bir şey var, beni kendinc çeken. Derinlerde, çok derinlerde ama. Yazmasanız olmuyor, yazdığınızda da bir süre sonra her şey eskisi gibi yeniden başlıyor. Galiba rahatsızım. Her öykü öncesinde böyle olur. Neden, kimden rahatsızım, bu sorulan yanıtlamak kolay dcğil. Belki bu sorulara yeni yanıtlar bulmak için yazıyorum, size içimi dökmek, ltalya'da yalnızlığımı varlığınızla ek siltmek için belki de." Öykücü Ozcan Karabulut böyle diyor, farklı bir öykü anlayışı, farklı bir sesle hazırladığı yeni kitabının bir yerinde. Klasik öykü sınırlarının dışına taşan, öyküyle anı, anıyla günce arasında gidip gelen, birbirine geçişli, tümden bakıldığında Dİrbirinc geçişli, tümden bakıldığında birbirini tamamlayan metinler var "Belki de Kaybcdcn Zaman"da. Daha önceki öykülerinden tanıdığımız damıtılmış, akıcı, şiirsel anlatımı ve çoğu günlük yaşamın makemesiylc yoğrulmuş konularıyla, yazılanla yaşananın, kurmacayla gerçeğin birleştiği bu öyküler. Ozcan Karabulut'u farklı söylemiyle öne çıkarıyor ve onu Türk öykücülcri arasında seçküı bir yere oturtuyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 454 S DÜNYA EDEBİYATINDAN GENÇ R9MANLAR ANDLAR'IN SIRRI Ann Nolan Clark Pent ulkestnde, sırlarla dolu And Dağtan'ntn yuku'klcnnde yaşayan yaşlt bir adam ve bir çoban çocuk... On bın lamadan olujan buyuk bir iuru... Eskı farkılarda dlllenen gızemli Inka ehanelerı Sorulor ve beklenmedık yanıtlan .. Yuzar Ann Nolan Clark 'ın eikı Amenka uygarlıklarından yola çıkarak, jiirsel bir anlatımla kaleme aldığı roman, A.B.D.'de "Newbery Medal" odulunu katandı HAREMAĞASININ SIRRI jose Luis Velasco Cunumuzden 1200 yıl önceleri.. lipanya'da Indulus sarayı. sahip ınsanların paylaftıklan sıcak dostluklar. . Ispanyol yaıar jcıse Luis Velasco'nun, ulkesının zengirt kulturler mozaiğinı gençlerin zevkle okuyabilecekleri bir dille aktardığı sıradısı bir tarihsel polısıye. Sarayda iflenen bir anayet... Gnayetı araftıran bir bilge ve oğlu... Farklı dinlere, farklı kültürlere BEYAZ YALANLAR Mark O'Sullivan Irlanda'da bırbırlerınden çok farklı aıle ortamlannda buyuyen uç genf... Yaşomlarını kufatan sırlar... Aileleriyle yajadıklon sorunlor... Her ne olursa ohun, yasamın ustesinden gelme çabaları Irlandulı gençlık romanlan yazarı Mark O'Sullivan, bu sırodifi romanryla ulu5İararası "White Raven" (Beyaz Karga) odulunu ikınci kez kazandı. 7 15 Kasım 1998 17. lıtanbul Kltap Fuarı TÜYAP Scryl Sarayı, Tvpabafı lıtanbul B Salonu, 7. lohak. l'rıfiıllm u ' ıslrnu' julıi'sl Mrılııl h'hlıv.ın Cııd \ıı2(l[) I d.'nıı'llı'i»'HOJÜO İM.ııılıııl Trl ttlYl : M 2 ! I ! ) 7 : I K . ı k s İ U \ 2 2 \ 2 MlVb ı ' M a ı l ı m . ı 0 l ı ı ı k lırl gümşıjjı I hitaplıiı hil Gecede/Leyla Urbil/Ya pı Kredı Yayınlan/SO s. Oykücülüğü ve romancılığıyla eaebiyatımızda özgün bir yeri olan Leyla Erbil'in ilk kez 1968'de yayımlanan öykü kitabı "Gecede", Ağustos ayında Yapı Kredi Yayınları'nın Bütün Yapıtlarına Doğru dizisinden çıktı. "Alis.ilnıış dil bilgisi kurallarını alt iist cden anlatımıyla bilinçaltı ve yazı arasında bizi insana götüren bir köprü kuran Erbil, "Gecede" yer alan yedi öyküsünde ortaya çıkan söylemiyle Türk Edebiyatı'na yeni bir soluk getirmişti. Leyla Erbil, "Vapur", "Ayna", "Çekmece", "Hokkabazın Çağrısı", "Olii", "Tann" ve "Gecede" adlı öykülerinde Türk burjuvazisi ve aydın kesimin içinde bulunduğu ortamın kokuşması, bozuk diizeni ve düzen altında ezilen emekçileri, bu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear