Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kapak konusunun devamı. nında, dokusunda, «Jokunun ren ginden bir iki ton koyu motifler halinde yer alabilir. Psikoloji, felsefe en faz]a ilgi duyduğum alanlar. Insanları anlamayı kolaylaşlırıyorlar. ünceki öykülerimle son öykülerim arasında farklı bir ses olduğu konusundaki görüşünle ilgili bir şey söylemem gerckirsc, ancak hcr defasında yeni enstrümanların girmesiylc zcnginlcşcn bir orkestra belki, dıyebilirim. Bir dc dcdiğim gibi, oluşturulmuş bir yapı iızerine ona aykırı olmayan ak sine onu tamamlayan motifler, efektler ekliyorıım. Daha düşsel/soyut bir dünya saptamasına da katıldığımı söyleyemem.. Zaman zaman alegorik bir anlatıma yaslanıyorum, cvct. Âma simgeler ve imgelerin doğru çözümlenmesi nalindc o diışsel diinyanın, soyurlıığıın en katı gerçekler olduğunu görüyor okur. Sadomazoşist bir toplumun tahlilini yapıyorunı çünkü. ürada acı vermek acı çckmek temel kuraldır. Düşselliğin kanatlarında uçarken de acı çeker insanlar; bu yüzden de acı çektirirler. Oykülerimi olaylar, insanlar, koşullar arasında binlerce binlerce ilmek atarak oluşturuyorıım... Ayrıca bir öyküniin temel özelliğinin de kurgulaıııada yattığını diişünüyorum. Ancak bu sorıınun yine de eleştirmenler vc edcbiyat tarihçileri tarafından yanıtlanmasının çok daha doğru olacağına inanıyorum. Dolunay Vardı'da başlayan ncsne, doffcı ve elbette içmdc önctiıkle insanın, loplumun nlduğu "ılışkı", Dış Izlerı'tıde daha bir açılım edtnerek surüyor (Diş lzlcn 'nde "ana hıkâye'yı gerıyc çekmekle hırlikte söyleyecegını daha baskın duyuran bir anlatımı öne çıkanyorsunkurgunun yanı \ıra) Son ıkı kıtabında kurguya daha bir ağırltk verdiğını düşünüyorum kı son ıkı kıtahmı bu bağlamda bırbırıne eklcmlcnmıs, sayabilır miyiz? Yaşamak Masal Değil" le Alıyc'ntn öykülerı arasındakiyakınlık gıht. Kıırcunun bir öykü için en temel öğelerdcn biri olduğunu kimse yadsıyamaz sanıyorum. Bu işte, 'Nasıl yazmalıyım' sorusuna verdiğim yanıtın en can alıcı şıkkını oluşturuyor: Ozgün bir kureulamayı başarabilmek... Her yeni öykü farklı bir kurgu gereksiniyor. Yaşarnak Ma sal Değil'lc başlayan Aliye'nin Öykııleri'yle arkasından Dolunay Vardı ile süren Dis îzleri'yle ve son öykü dosyam Raylaruaki Merdivenler ile bugünlere ulaşan öykü serüvenim gerek dil gerek kurgu açısından yeni aşamalar anlamına geliyor bende. En azından bu çaba içindeyim. Yoksa yazmam... Gerçekten... îlk öykiı kitabımda çok tazla öne çıkmayan ama var olan alegorik anlatımın her yeni kitabımda biraz daha belirginleşmesigibi. Yine Yaşamak MasalDeğlPdeki öykülerde kimi okurların ayırdına vardığısadomazoşist bir dünyanın varlıfiının son öykü kitabımda iyice belirginleşmesi gibi. Bir yazarın yazdığı her öykünün onun öykü dünyasınınbir parçasını oluşturduöuna inanıyorum. Her yeni öykünün öncekilere eklenmesiyle dil kurgu ve içerikten oluşan resmin bir parçasının daha ortaya çıktıgını düşünüyorum. Oykülcrimdeki katları, karmanları arttırdı âım ıla bir başka yöniı i^in. llk bakışta fark edilmeyen sesler, kokular, renklcr de alegorik anlatımı kullanmam sayesinde, şiirselliği öykiim için çok önemli bulnıam sayesinde ortaya çıkabiliyor. Özellikle de nesneleri kişilcştircrck oluşturmaya çalıştıöım, böylelıkle öykülerimın dana genİ!} bir uluktan okunmasıSAYFA 4 *• "YaşamakMasalDeğtTden "T)iştzlerı'ne Zevne Aliye'nin Oyküleri/ Zıyrııf Âlıye/ Ccm Yaytnevı/10'J s Yaşamak Masal Değil / Ztyncp Aliye/ Gcrçek Sanal Yaymları/I28s. Dolunay Vardı/ Zeyrıef) Aliye/ Altın Kıtaplar/ 109 ı Diş tzleri/ Zeyrıep Aliye/ Btlgı Yayınevi/ 223 v. Kurguya ağırlıık nı, anlaşılmasını, değerlendirilmesini sağlayabfliyor da diyebüirim. Çünkü ben okurun öykülerimin caddelerinde, sokaklannda, çıkmazlarında, ycraltı geçitlerinde, dolaşıp yakaladıuı ipuçlanyla ye ni larklı boyutlar yakalamasını istiyorum. Didiklesin öykümü, öyküm yeniden kurulsun. Pek çok olasılığı, ben de dübünüyorum, düslüyorum. Ama her şeye karşın öykiim okurun bilincinde yeni kanatçıklarla uçabiliyor diye düşünüyorum. Ben çaba harcayan okurdan yana yım. lnsanın güzellikleri yakalayabilmesinin çaba harcayarak olabileceğine inanıyorum. Bu yüzden öyküJerim yoluyla yakalayacağı mutlıılıığun bedelini de öy küye emek vcrerek ulaşsın istiyorum. Son bir soru "Orhan Kemal" değerı nc dc yakt$an Diş lzlerı adlı kıtabın Orban Kemal'le senın öykü'cülüğün arasın da nasıl bir seruven ta\ıyor'') Orhan Kemal, öykü, roman ve oyun dallarında ürünler vermiş toplumcu gerçekçi çizginin temsilcisi önemli bir yazarımız. O'ndan okuduğum ilk kitap Bir Filiz Vardı adlı romanıydı. Ortaokul öğ rencisıydim o sırada. Beni çok şaşırtan, etkileyen bir kitaptı Bir Filiz Vardı. Sonra başka kitaplar okudum Orhan Kemal'den. Seçtiöi konularla, çizdiği karakterlerle Türkiye'nin toplumsal durumunu ustalıkla yansıtan Orhan Kc BlrHUzVardı mal'in, yaşam biçimiyle, edebiyatı bir meslek olarak seçip bunda diretmesiyle, bir anlamda kendini edebiyata adamasıyla gerçek bir yazın cmekçisi olduğunu düşünüyorum. Oykü anlayışlarımız birbirinden çok farklı kuşkusuz. Çünkü heı yazar kendi kulvarını yaratmak zorunda kalıcı olabilmek için. Ben hızla akan bir nehirden çok, gerçek bir yeraltı nehrine donüşmesini amaçladığım bir damlacık suyu anlatıyorum. Olaya değil kurguya, dile dayandırıyorum öykülerimi... Her anın, her durumun öyküleştirilebıleceğını savunuyorum. Bir öykü yaratmak için özgün bir olay, durum beklememc gerek yok Bir tek işarer yetiyor... Ancak ikimizin en önemli buluşma noktasını, insanları bütün zayıflıkları, çirkinlikleri, güzellikleri, iyilikleri ve kötülüklcrivle, korkulan ve yüreklilikleriyle, bencillikleriyle ve özverileriyle görüp kabul etmemiz ve anlatmamız oluşturuyor sanıyorum. Sıır yazdtğını, şiırc üzcn gösterdig'ını baştan bu yana bılıyorum Öykülerınde Turkçeyt "ktvrak" kullandıg'ını okuyuculannfarh edıyurdur elbette Öykülerınde şıır'e yaslanaığını söylemek istemıyorum; şiiri sızdtrtyorsun öykülerine "Şıiröykü" ilişkist (yaktnhğf) üzertne neler düşünüyorsun? Siirlerini ne zaman kitaplafttracaksın '•> Şiire özen gösterme, benim şiirle iliş kimi yeterincc açıklayacak bir saptama deöU. Bu konuda özeÛikle hassasım. Çocukluğumdan beri düz yazıyla şiiri birliktegötürdüm, hep böyle oldu. Lise birinci sınıftan itibaren yayımlandı yazılarım ve şürlerim... l'arklı yazın alanlarını denemenin kalemi bilediğini söylemcye ceğim. Bu çok raydacı bir yaklaşım çünkü. Sonucu itibarıyla öyledir ama, sonu cu böyle oldugu için yazmaz insan. Şiir bütün yazınsal türlerin anası. Biliyoruz bunu. Ayrıca gunümuzde hiçbir yazın türünün nasıl olacağı, nasıl olması ge rektiği, birtakım ölçütlcre bağlanamaz, birtakım lustaslar konulamaz. îjiiröykii nasıl olmalıdır, sorunlarından çok nasıl olmamalıdır sorunlarına o da kesin plmayan bir ıkı yanıt verılebılır belkı. ()y küye aykırı, şiire aykırı olan nedir sorularını yanıtlayabiliriz. Bütün sanat dalla rının iç içeli^ini yaşıyoruz günümüzde. Birbirlerini güçlendıriyorlar çünkü. Söy lediğim gibi şiir bütün yazınsal türlerin kökeninde yatanken, kayııağıyken onu öykuden ayırmak nasıl mümkun olabılir. Bu olsa olsa zorla, katlederek gerçekleştirilebilir kı bana göre yanlıştır. Ama şiirle öykü kuşkusuz farklı yazın türleri. Oykünün hele günümüzde şairaneliğe karnının tok olduğu gerçegini unutmamalıyız. Şiir imge demektir. Imge; yogunluk, çağrışım, metafor demektir. Ben öyküyle şiiri birlikteyürüttüm bunca yıldır. Kimi zaman biri öne geçti, kimi zaman öteki ama ikisi de hep vardı yaşamımda. Ne kadar koparsa kopsun et tırnaktan ayrılmıyor. Şiirlenmı bir kıtap halıne getırmem önerisi s>cn de dahil olmak üzcre düşüncelerine göruşlerine saygı duyduğum pek çok şair arkadaştan geldi. Ama Sevgili Leyla Şahin, korktuğumu sana söy leyebilirim. Korkuyorum ve kıskanıyorum. Çünkü dergilerde yayımlanıyor ol salar da bir kitana girmcdikleri sürece sanki benimler ve özgürler. Şiirlerimin, o özgür mavi kuşların kitap naline geldiklerinde eskisi gibi özgür olamayacaklarını biliyorum.. Her şeyden öncc kanatları kırılabilir... Sonra hiçbir zaman bitmeyen şiir bir kitaba girdiğindc her şeyin bitiverdiğini düşünmez mi? Bir de yıllardan beri şiirlerim ve ben o kadar birlikteyiz ki; sürekli yenileri katılarak aileye.. Ama her şeye karşın, bir gün kafesin kapısını açmam gerektiğini elbette biliyorum. Belki bütün yaptığım o günü biraz daha crtelcmck oluyor. Öykülcnnin (kitaplarının) hemen bepsınde bir rtttm var Elbette her yazı'da/öykü'de yazarın bir rttmı var Atmosfer oluşturma çabası ıçındc olmayan kı atnunfer oluşturuyor sun; öykünün bütününde kuşattct olmata da bir yazar olarak öykündeki ritim, ses, renk üzertne söyleyeceklerınt öğre nelım istiyorum. Daha önce de vurguladı ğım gibi bütün yazınsal türlerin kökeninde yatan dans ve şiir. Yani ritim. Her şeyde var o ritim. Yaşamın içinde bütün alanlarında. Kendi bedcnimizde, doğada, insanın ya rattığı her şeyde. Aslında ben ne ritim ne atmosfer oluşturma çabasına girmiyorum, evet. Ne de öykülerimdc bir renk arayışına. Belki bırısi benim öykülerimin mor olduğunu söyleyebilir Bir başkası çok daha farklı bir renk bulabiliı, bilmiyorum. Ama her öykımıın ayrı bir ritmı olması gerektiğini biliyorum. Kurduğum atmosfer işte yarattığım o ritmlc, kokuyla, renkle sağlanabiliyor diye diişünü yorum. Aslolan da bu değil mi?.. Atmosfer bütün bunla CUMHURİYET KİTAP SAYI 453 Şllrlerlm ve ben