Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
A Y R I N T I N M Michael Ryan & Douglas Kellner Çağdaş Hollywood Sinemasının İdeolojisi ve Politikası İnceleme/Çev.: Elıf Özsayar POLİTİK KAMERA Politik Kamera, altmışlı yılların sonlarından seksenlerın ortalarına kadar uzanan ve ABD toplumunda politik rbrenin giderek artan bir hızla sağa yöneldiği bir dönemde Hollywood sinemasının bu yönelime nasıl karşılık verdiğini ele alân, kültür ile politika arasındakı ilişkiye dikkat çeken bir üslupla yazılmış eleştirel bir inceleme. Ryan ve Kellner, altmışların özgürlükçü ve eşitlikçi değerlerle örülü toplumsal atmosferinden Reagan'ın vahşi kapitalizmine giden yolu, Hollywood sineması üzerinden kat ediyorlar. Ryan ve Kellner'a göre sinema ideolojik üretim açısından vazgeçilmez bir araç; çünkü her ikisinin de sıkı sıkıya ilgili oldukları bir ortak nokta var: Temsil. Sinema dışarıda "duran" bir şeyi bize "göstermez", onu temsilin süzgecinden geçirerek, şu ya da bu biçimde dönüştürerek, bize bir yapıntı sunar. Sınemada gördüğümüz her şeyin arkasında, temsil biçimine ilişkin bir tercih yatar. ideoloji de temsiller üzerinde yükselir; toplumsal kurum ve değerlerle, cinsiyet rolleriyle, kişisel varoluşumuzla ilgili yapıtaşları temsilin vazgeçilmez katkısıyla oluşturulur. Böyle olunca, örneğin, öaöa'nın erkeklerini bu kadar "erkek" yapanın ne olduğu, Şeyten'dakı masum kız çocuğunun neden şeytanlaştığı, Javvs'daki köpekbalığının aslında kime ve neden dehşet saçtığı, Havaalanı ve Yangın Kulesi gibi felaket filmlerinde felaketle birlikte nelerin savuşturulduğu, Kıyamefte Vietnam'la nasıl hesaplaşıldığı, flamöo'nun neden şiddete doymadığı üzerinde yeniden düşünmek gerekiyor. Patolojik bir eril cinsel kimlikle, bireyci alternatiflerle, seçkin liderlere bağlanmış umutlarla yüklü, karşılanmamış özlemlerin ve hüsran duygularının saldırgan bir şiddete dönüştüğü babaerkil muhafazakâr toplumda, imdat çağrılarını görmek için muhafazakâr kültürel üretimi geri şifrelemek bile yeterli olabıliyor. Ryan ve Kellner, Hollyvvood'un ideolojik şifrelerıni ustalıklı bir içgörüyle çözerek, Hollyvvood formüllerinin bize gerçekte ne söylediğini anlatıyor. Muhafazakârlık sözlüğünde "erkek" ve "kadın" olmanın, özgürlüğün, başarının, doğanın, ailenın, teknolojinin vb. ne anlama geldiğini merak edenlere ve daha eşitlikçi alternatiflerden umudunu kesmemiş olanlara... FLÖRT ÜZERİNE Flört denince kimimizde belli belirsiz bir tebessüm, kimimizde ise hafif bir kızgınlık ifadesi belirir. Her iki durumda da esas olan, tepkimizdeki "hafiflık"tir; yani flört ya fazla ciddıye alınmayacak, gülünüp geçilecek harcıâlem bir uğraştır ya da kaçınılması gereken, ama ciddi bir mevzi savaşını da gerektırmeyen "hafif" bir tehlike. Daha önce yayınlarımız arasından çıkan Öpüşme, Gıdıklanma ve Sıkılma Üzerine'rim yazarı olan Adam Phillips, bu kitabında "delilik", "ölüm", "öteki" gibi ciddi şeylerle de flört ettiğimizi hatırlatarak, bizi, bu hafıfe alma eğilimini sorgulamaya davet ediyor. Yalnızca cinsler arası beraberliklere yönelişte kat edilecek bir yol değıl, "bir ınsan, bir ideoloji, bir hayat tarzı" gibi bütün bağlılıklarımızdan kopuş riski ile yeni bir şeye bağlanma ihtimalı arasında hayat boyu oynamak zorunda olduğumuz tehlikeli, ama haz verici bir oyun olarak flört üzerine düşünmeye çağırıyor. Flörtü bir "kaza" olmaktan çok hayatın "asıl durumiarından biri olarak ele almaya, hatta hayatın bütününü yaşamla ölüm arasında bir flört deneyimi olarak yeniden anlamlandırmaya kışkırtıyor. Kısacası flörte, belirsizlik ve kaos tehlikesinin olduğu kadar, olumsallığın ve özgürlüğün alanı olarak da bakmayı öneriyor. Phillips'in kendi hikâyesi kadar "kendi hikâyeniz"i de bulacaksınız. İnceleme/Çev.: Özden Arıkan f hillips İTİRAF EDİLEMEYEN CEMAAT insan, varoluştan itibaren öteki insanlara maruzdur, muhtaçtır. Âşık olarak bir başkasıyla birliktelik kurarız. inançlarımız, umutlarımız yönünde birlikteliklere, gruplara dahıl olur, gelecek toplum tasarımları için ortaklıklar kurarız. Ben ile ötekinin ilişkiye, iletişime girdiği tüm bu zeminler hangi asli duyguların, hangi yoklukların varlığı üzerinde yükselir? Bütün bu zeminleri hayal kırıklığına, hayal kırıklığından da öte bir felaket imkânına açık kılan, bizi bu imkân üzerinde var eden, bu imkâna maruz bırakan şey nedir? Maurice Blanchot, İtiraf Edilemeyen Cemaaüe yirminci yüzyılda varoluşumuzu anlamlandırmış ve anlamlandırmaya devam eden "cemaat" deneyimleri ışığında, birlıkteliklerımizin özüne doğru lanetli ve çaresiz bir yolculuğa çıkmaktadır. Varlık, kendi yetersizliğinin bilınciyle, kendini tamamlamak için değil, kendini tartışma konusu etmek için ötekıne yönelir, ötekine, cemaate çağrı yapar, kendi dışına atılır, açılır, yetersızliğe son verecek şeyi değil, doldurdukça derinleşen eksiklıkteki aşırılığı arar. Ortaklık imkânının son bulduğu ilk ve son olay (doğum ve ölüm) ortak olmasaydı cemaat olmazdı. Komünizm ütopyasından Georges Bataılle'ın cemaat teşebbüslerine, '68 Mayıs'ından Marguerıte Duras'ın Ölüm Hastalığı'na uzanan bir harita üzerinde varoluşumuzun gızlı kavramlarına yönelir Blanchot ve bizi "her zaman tehdit altındaki, her zaman umut edilen yeni ılişkılerden sorumlu kılar." İnceleme/Çev.: Işıjı. Ergüden Mpurice Blanchot KADINLER NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER? İnceleme/Çev.: Nedim Çatlı Pıyer Lotı Cad 17/2 34400 Çemberlıtaş/lstanbul Tel (0 212) 518 76 19 Fax. (0 212) 516 45 77 Darian Leader AHNII AYRINTI YAYINLARI GENEL DAGITIM PîA OKURLARA ÇAGRI İSTANBUL : Klodtarer Cad Bınbırdırek Sk lletışım Han No 7/B1 Cağaloğlu 34400Tel (0 212)638 55 45638 55 71 638 55 75 Fax (0 212)517 7157517 7 1 5 8 ANKARA : Selanık Cad No 72 Yenışehır 06640 Tel (0 312) 417 78 35 Fax (0 312)425 06 82 IZMİR : 8 5 9 S k Saray Işhanı No 1/8 Konak 35250Tel (0 232) 483 10 40 Fax (0 2 3 2 ) 4 8 4 46 65 Nietzsche Ağladığında, Cehenneme Övgü, Cennetin Dlbl, Senl Içime Gömdüm ve Hırsızın Gunlüğü'nuu korsan basımları yapılmıştır Yazarın çevırmenın, yayıncınm emeğını gasp eden bu alçaklar yuzunden yayın programımız aksamaya başlamıştır Yayınlarımızın surmesını ısteyen okurlarımızdan korsan kıtapların satıldığı sokak sergılerını "ıkaz" elmelerını, korsan kıtap bulunduran kıtapçıları bize bıldırmelerını rıca edıyoruz. Slz Varsanız biz varız!