29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Hagop Mıntzuri'den eskiIstanbul'dan görüntüler, yaşamlar... Bir mucize yazarın anıları üstüne l i a g o p Mıntzuri bir Anadolu insanıydı ve yüzyıla yaklaşan ömrünün ilk çeyreğinde yaşadıklarını özlemle anarak Istanbul'daki yalnızlığında avuntu bulmuştu. Mıntzuri'nin elimizdeki anılarında, yüzyıl başındaki Beşiktaş'ta, Ortaköy'de, Rumelihisarı'nda ve yazarın yitip giden kendi köyünde dolaşıyoruz. VEDAT GUNYOL lımde, Ermeni dostlarımın, canciğer dostlarımın verdiklerı bir nefis yapıt var. Adı: Istanbul Anıları 18971940. Ya pıtı yutarcasına okııyunca dost oluverdim Hagop Mıntzuri adlı giizel insanla. Yaşamı, düşünceleri, dünya görüşü ne kadar da benziyor benimkilere, ya da benimkiler onunkilere, şaşırıp kaldım. Yapıt, yazarın 18971940 arası Istanbul anılarını kapsıyor. Aslında, bu anılar hatırı sayılır bir bölümü ile yazarın çocuklugunun, biraz da erginlik günlerinin gcçtiği köy yaşamının anılarıdır. Ama, bunlarda ağırlık, tstanbul'un çeşitli semtlerindeyaşadığı günlerin potasında yoğunlaşmakta. Anıların bittiği 1940 yılında ben 29 yaşındaydım. Bu yaşın, bilinçsiz geçen on yılını hesaba katmazsak, ben bu anıların ondokuz yılını yaşadım diyebilirim. Yapıta duyduğum yakınlık da, bir ölçüde buradan kaynaklanıyor. Hagop Mıntzuri 92 yaşına kadar yaşamış. Benim ona ulaşmam için on yılım varsa var, şunun şurasında. Ne var ki, onunki kadar olgun ve dolgun bir yaşam sürebilir miyim.bilmiyorum. Neyse, Hagop Mıntzuri bu yapıtı ile benim candan dostum oldu. Yazar, bize eski Istanbul'u tanıtıyor, saygıdeğer, sevilesi, yoksul, kendi halinde, geçim derdindeki bir mezhepten, bir meslekten insanları, yan tutmadan, MüslümanHıristiyan ayrımı yapmadan. Eski tstanbul derken, neyi gözönünde bulundurmamız gerektiğine bakalım bir. Prof. Dr. Uçkan Geray, CumC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 2 1 2 Hagop Mıntzuri E huriyet gazetesinin 19 Şubat 1994 tarihli sayısında şöyle tanımlıyor eski Istanbul'u: "Eski Istanbul, Arnavut'u, Musevisi, Bulgarı ile (bunlara ben Ermenisi, Rumu sözlerini ekliyorum izniyle) kuşkusuz bir kültür mozaiği idi. Bu mozaiğin birimleri arasınca denge ve hoşgörii övünülecek ve yaşanılacakdüzeydeidi." Işte H. Mıntzuri bize, türlü soydan soptan küçük insanlarıyla bu eski Istanbul'dan görünümler, yaşamlar, sevmeler sevişmeler, anlaşma koklaşmalar sunuyor. Ne var ki, bu Istanbul, 1955'te başlayan göçlerle bir lahmacun metropolü olmaktan çok uzak, kişilikli, soylü bir karma kültür ocağı idi. Mıntzuri bizi semt semt dolaştınyor bu ocakta, tanışları, yandaşları, kafadaşları ile Yahudisi, Rumu, Ermenisi, Kürt'ü ayırt etmeden. Ne ise bırakahm bunu. Dönelim, anıların kırk üç yılı kapsayan anlamına. Yapıta gerek önsöz yazan Silva Kuyumcıyan ve Necdet Sakaoğlu, gerek Birinci Basıma Giriş yazısının usta sunucusu Artin Gümbüsyan'ın açıklamalan, yapıt üstüne ukalalığa kaçmadan söz söylemeyi küçümsstecek ustalıkta ve yetkinliktedir. Onun için, ben burada, sadece H. Mıntzuri, bir gerçek filozof olan Mıntzuri'nin dünya görüşü üstünde durup yapıtından alıntı lar yapmak istiyorum, yaşamım boyunca benimsediğim düşüncelerimin yankılanması olarak. Bugün, tümüyle yitirilmiş bir dünyaya pencere açan bu güzelim yapıtta, yazar, kendini her şeyden önce bir otodidakt, yani uzun boylu okul öğrenimi görmeden, kendi kendini yetiştirmiş bir insan olarak tanıtıyor. Daha gencecik yaşta, Usküdar'dafırınçıraklığı döneminde, Fransızca öğreniyor, Fransız yazarlannı tanıyor, yapıtlarım adeta yutuyor. Ben buna izninizle mucize diyorum. Mıntzuri, uzun süre sonra, köyünde öğretmenlik yapıyor. Bu dönem imrenilesi bir dönemdir. Bakın nediyor öğretmenlik konusunda: "... Bana matematiği öğretmediler, öğrenemedim. Çünkü dersler çok hızlı geçerdi. Fakat iyi bir öğretmendim. Hatta çok iyi bir egitici. Not vermedim, sınavlan kaldırdım. Çünkü imtihanlar, Ortaçağ anlayışı ile birkomediydi. Öğrenci bilsin veya bilmesin, benim için aynı idi. Onun egosu yıpranmasın istedim. Saygı duydum. Herbirinin özündeki egoya yardım ettim." Burada, büyük Amerikan düşünürü David Thoreau'nun bir süre kurup yönettiği, öğrenciye sevgi saygı duyan dayaksız ilkokul deneyimi geldi aklıma ve Mıntzuri'ye büyük saygı duydum. Peki, Mıntzuri'nin yazarlığı nereden kaynaklanıyor, ona bakalım. Şöyle diyorbir yerde: "Her milletten sevdiğim yazarlar beni kendimden geçirdiler ve büyülediler. Ben de bir yazar olma arzusundaidim..." Mrntzuri'nin ilk yazıları Meyhan adlı dergide "Köy geceleri" başlığı altında çıkıyor. Kendini önce Hagop Demirciyan olarak tanıtıyor. Bu yıllar, onun sembolizmden etkilendiği yıllardı. "Inançlıydım, imreniyor, okuyor, okuduklarımı yutuyordum. Köy Gecelerini, köy seslerini yazdım " divor. Ayrıca, bu ara yazdığı öykülerden söz ederken şöyle diyor: "Şehrin bütün sokaklarında, bütün iniş yokuşlarında yazısız edebiyat yaptım, konular yarattım, şekillendirdim". Bu konuda, öykülerini okumadığım ama okumuş gibi olduğum yazarla, Sait Faik arasında bir yakınlık kurmayı düşündüm. Bunca insan sevgisini bağrında yaşatabildiği, yazısız edebiyatı yazılıya çevirdiği ve kendini rejiyonalist bir yazar olarak tanıttığı için.H.Mıntzuri'de beni en çok ilgilendiren nokta, gününü bitirmiş, geçerligi kalmamış çağdışı inanç ve geleneklere karşı akılcı tutumu ve dünyaya bu açıdan bakışı oldu. Onagörebizlerbabalanmızınaevamıyız, ama sadece fiziksel olarak, ne var ki, çağımızın gereklerine uyarak onları aşmalıyız, dünyaya bilimsel açıdan bakmakkaçınılmazbirzorunluluktur. H. Mıntzuri, yazar ve düşünür olarak yobazlığa, tutuculuğa karşı savaşımı ön plana alıyor. Olaylann akışında, bugüne kadar, düşüncenin etkili olamadığını ve dünyamızı mantığın yönlendiremediğini ileri sürüyor ve şunları söylüyor: "Bizim gezegenimizde, ilk insandan günümüze insanlık tarihi, birbirini öldürmek, savaşmak tarihidir. Kendi öbür tarihleri ondan sonra gelir ve ona tabidirler. Hıristiyanlık bugün de iki bin yıldan sonra saç teli kadar değiştirmedi insanı, insanı yoketme içgüdüsünü. Fakat yins de susmayacağız, konuşacağız." Yazıma burada son verirken, yazanmızın Hıristiyanlık üstüne söylediğini tüm dinler üzerine söylenmiş sayıyor veonun anısına sevgi ve saygılarımı sunuyorum." Istanbul Anıları 18971940 / Hagop Mınlzuri/ Tarih Vakfı Yurt Yaymları / 160 s. SAYFA 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear