29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Öykü ve müziğin birlikteliği Hylül Deyişleri" ve "Sevdamız Çiçeklenir Zulada"nın ardından üçüncü şiir kitabı "Mayısta Üzgün Gönlüm" ile geliyor okurlarının karşısına Gülsüm Akyüz. Her şeye karşın, umudu sürekli ardında tutuyor, kötümser, yıkıcı bir tablo çizmiyor Akyüz... Ama insanı sorguluyor sonuna kadar... NEVRABUCAK u çağda yazmaktan üzüntü duyduğum şiirler... Işte o yüzden Mayısta Üzgün Gönlüm, diyor şair. Eylül Deyişleri ve Sevdamız Çı^cklfiıirZulada'nınardından Mayısta Üzgün Gönlüm adını taşıyor üçüncü şiir kitabı Gülsüm Akyüz'ün. Her şeye karşın, umudu sürekli ardında tutuyor, kötümser, yıkıcı bir tablo çizmiyor. Ama insanı sorguluyor... Mayısta Üzgün Gönlüm, beşbölümden oluşuyor. Birinci bölüm kitaba adını veren Mayısta Üzgün Gönlüm'de sekiz şiir yer alıyor. Bu bölümdeki bir şiirde (Kapılarda Bir Ana) kaybolan oğlunih umutla aramaktan vazgeçmeyen bir annenin duyarlı çırpınışıdile geliyor: "Günlerce gittim geldim/ umudumu yitirmeden/ oğlumu bulmak için./ Yoktu oğlum hiçbir yerde./ Morga bak dedi/ bir gün/ kapıdaki görevli./ Damarlarımdaki kan çekildi,/ soluk alamadım./ Gitmeyeceğim,/ morga gitmeyeceğım!/ diye haykırdım./ Yürüdü üstüme/ görevli öfkeyle./ Korkmadım./ Kapıları çalmaktan vazgeçmedim./ gunluğunda günün/ kirliliğinde çevrenin/ kararmışken içim/ bir tutam sevinç kadifelerde/ bir solgun koku beyaz güllerde/ kasımpatlarda.../ Birkaç tutam maydanoz/birkaç zakkum fidanı/ birkaç şebboy/ sarı benekli bir kedi/ çiçekler arasında/ gülüverir yüzüne/ tazeler sevincimi/ Başmemurun bahçesinde./ bir güneş doğar içimde/ gülen yüzünü görünce,/ bütün şarkılardan dahagüzel/çınlar kulağımda/ anne diyen sesi./ Dolanır boynuma sımsıkı/ nıayısld incecik kolları/ ısti/ı:ıiM gnrtlııııı lak bir öpücük yanağımda./ Siler götürür yorgunluğumu/ unutturur/ kaygıyU geçen günü./ Sarılırım çocuğuma/sarılırım yaşama./ Akyüz, kitabının dördüncü bölümüne Balıkesir Şiirleri diyor. Bir yerde de anılar zincirinin şiirleri, Çocukluk, ilk gençlik yılları, köy okulundaki öğretmen, Balıkesirli Emine Ablanın özlemi gıriyor dizelere... "Bir sabah erkenden insem trenden/ atsam kendimi yollara/ o uzak kentte/ yürüyüp Silahlı Kuvvetler Caddesi'nde/ binip tıkıdık bir faytona/ gezsem bir bir sokakları/ bulsam Yeşilli'deki evi/ getirir mi bana/ çocukluğumu geri./ Bir sabah erkenden insem otobüsten, Balıkesir Susurluk arasında/ ıssız bir köy yolunda/ varsam Kürse köyüne/ çaısam kaptsını/ eski bir köy okulunun/ çıkarır mı karşıma/ yüreği sevgi dolu/o çocuk öğretmeni./ Sonra, Bal.kesirli Emine Abla'ya sesleniyor: "Ne zaman Bahkesirden geçsem/durup inmek gelir içimden./ Bilirim/ şimdi çıkıp gitsem/ yıllar sonr?/ çalsam kapısını ansızın/ ellerimde çiçekJer/ eski günlerden/ yüreğimde sevgi,/ açar kucağını bana, verir sevgisini/ güler yüzüme yine/ Balıkesir'HEmineabla.../ Son bolum, Yandım Ateşler'de dokuz şiir bulunuyor. Ayrıca bu bölüm kitabın belkemiğini oluşturuyor. Içerik oldukça acı olmasma karşın, burada şiırin müziğini duyuyorum, özellikle Yakılanlar Korosu'nda. Öte yandan yaşamın bazı durumlarında acımasız yüzkaralığını gözler önüne seriyor şair... "Ben, sıcaklarda sıcak larda sıcakJarda/ göçerken/ ateş içinde, duman ıçinde, kül içinde./ Sen, al Gülsüm Akyüzün yeni şiirleri: Mayısta Üzgün Gönlüm eline/ kömürleşmiş parmağımı/ yaz yü züne/ utancını.../ Ben karanlıklarda karanlıklarda karanlıkJarda/ yitirirken ışığımı/ duman içinde, kül içinde, zehir içinde. / Sen, tak yüzüne/ gözlerimi/ bak aynaya/ gör yüzünün karasını.../ Ben, çığlıklarda çığlıklarda çığlıklarda/ yitirirken sesimi/ duyarsızlık, umarsızlık içinde/ Sen, al diline/ acı dolu çığlığımı/ söylesin sonsuza dek/ insanları yaktığını../ Cordona Bruno'nun öykiisü Yine bu bölümde, 15481600 yılları arasında yaşamış ttalyan düşünürü ve yazarı Cordano Bruno'nun trajik yaşamını şiirin öyküsüyle anlatıyor Akyüz: "Ben Cordona Bruno/ bir katolik papazı/ yetinmek yerine/ kendisine verilenlere/ ulaşmaİc ısteyen/ göğün maviIiğine/ yasak tutkular olan/ yüreğinde.../ Yüksekti manastınn duvarları/ daracıktıhücrem/sığmadıyüreğimiçine/ yetinmedi aklım söylenenlere./ Gerçeği aradım/ tozlu raflarda/ unutulmuş kitapların arasında. / Sorular sordum kendime/ kitaplara:/ Bilim nedir/ bilim kimin içindir/ yaşamın özü nedir/ insanın yeri nedir/ bu kocaman dünyada? Bilim nedir/götürürmü bizi yaratılışın gizine/ Bilim kimin içindir/ yarar mı yoksulların/ daha mutlu olmasına?/ Sorular sordum kendime/ kitaplar okudum/ geceler boyu/ hücremdeki kör ışıkta./ Şükran duaları/ ve görkemli ayinler yaparken/ dominikanlar./ ...Bağnazdı kilise/ acımasızdı/ Şuskundu o yüzden bilim adamlan/ Ürkekti./ Nereye gittimse kovuldum/ o yüzden.../ Kovuldum düşüncelerim le birlikte./ Yine de vazgeçmedim/ aramaktan gerçeği/ inanmaktan bilime.../ ...Ben Cordano Bruno/ yakıldım/ 16 Şubat 1600'de/ Roma'da, Çiçekler Meydanında./ Alevler sardı bedenimi/ beldedi papazlar soluklarını tutup/ çıkmadı ağzımdan/ ne bir inilti/ ne pişmanlık sözleri./ Alevler sardı bedenimi/ yandım ateşlerde/ balcmadım yüzlerine/geleceğe baktı gözlerim/gökyüzüne, sonsuzluğa./ Vazgeçmedim inanmaktan bilime/ yadsımadım inancımı./ Sürdürdü savaşımı Galile/ ve ötekiler. Yandım ateşlerde/ bilim çiçek açtı küllerimde..." Aslmda dizelerin tümünü almak isterdim, ama kitabın son şiirine de biraz yer vermek istiyorum. Çünkü burada şair, "lnsan, Yolun Çok Üzun" diyor: "Ah, insan/ ne buluşlar yaptın/uygarlıklaryarattın/doğayıtutsak aldın/ öyle çok gelişti aklın/ yıldızları yakaladın./ Bir insan olamadın / Ah,/ ne aşklar yaşadın/ ne çok sevdin/ dağları deldi aşkın/ kaleler kuşattın/ sevda uğruna/ şiirler yazdın/ sevgiyi öğrenmedin/ İnsan,/ yolun çok uzun/ insan olma yolunda,/ henüz başındasın yolun./ • Mayısta Üzgün Gönlüm/ Gülsüm Akyüz/Demet Yaytnalık/SOs S A Y F A 1 1 "B BIP Annenin Tüpkiisü Yaşamanın Yedı Rengi Var, adı altında toplanan üçüncü bölümde de yine sekiz şiir görüyoruz. Şair bu bölümde yaşamdan kesitler veriyor, kimı sevinçli, kimi acılı, yine de yaşama bagiıhğını ve sevgisini hissettirerek... Çalışan Bir Annenin Türküsü'ndeşöyle diyor şair: "Koşarak yürürüm sokakları/ akşamları/ Sırtımda ürpertiler/ aklımda olmaz düşünceler/ çalarım kapıyı./ Istanbul Resimleri îkinci bölüm Istanbul Resimleri'nde yine sekiz şiir yer alıyor. Kentin çeşitli kesimlerini ve insanını gizli bir öykü tadında dizelere döküyor, Akyüz. Özellikle Memurun Bahçesi adını verdiği şiirde: "Günün yorgunluğunu sürükleyip peşimden/ Cağaloğlu yokuşundan denize inerken/ satıcıların gürültüsü sarar çevremi/ bir de kötü kokulan sattıklannın./ Karartırken içimi/ çöpleri ve kararmış rengi denizin./çöldeki vaha gibi/ çıkar karşıma ansızın/ Sirkeci'de/ Harerr. iskelesınde/ Başmemurun bahçesi./ Kimbilir kim,/ kimbilir nasıl biri?/ Yadsıyıp betonu/ denizdeki çöpleri/ sevgisizligini kentin,/ kadife çicekleri/ sardunyalar ekmiş küçük bir tarha./ Sığdırır bir ormanı yüreğe/ küçük bir bahçeyaratmış/beceriklielleriyle/ betonların ortasında./ YorC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 2 1 2 ŞlİPln Müzjği
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear