Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kemal A teş 'in ikinci romanı 'Geç de Olsa' Kansu Şiir Ödülü'nü alan Salih Bolat: c Şiir sözdür, ayet değil' Gecekonduda hayat ' * * OLCAY ÖNERT0V ** Karşıl.işma adlı şnr dosyasıyla 1990 Ceyhun Atut Kansu Şıir Ödiljü'nü kazanan Salıh Bolat, "Şiir sözdür, ama ayet değildir" diyor. Ankara'nın banliyösü sayılabilecek bir semtte oturan Bolat, Hacettcpc Üniversitcsi'nin şehir dı>ındaki Beytepe Kampusu'nda çalışıyor. Şehrın orta.sırtdan hiç geçmediğini söylüyor ve şiirinı df bu "kent dışı" giinlük yolculuklanna benzetiyor: "Daırenin yan çapından geçen bır güzergâh." Bulal'ın şıırinde, "çagrışımcılık"ıan <,ok "anlatınıulık" dikkaı çekiyor. Uzun şiirler yazıyor. Bolat 1956 yılında Adana'da doğmus. Babası demıryolu işçisi. Çocukluğunun ıçınde geçtiğını söylediği trenler, sonraları şiirinın en dikkat çekcn görsel imgesı olmuş. Şiirlcrinizle, kcntin ortasından pck geçmeyen günlük yaşamınız arasında bir benzerlik var. Yamlıyor muyum? Kentin ortasından geçmiyorum hiç. Şiirimi dc ona benzetiyorum, daırenin yarı çapından geçen bir güzergâh. Mesela hdıp Cansever'ın şıırlerı metropol tnsanını anlatir. Beniııı ılk üç kıtabınıda cpık bır özellık vaıdır. Orneğin "Sınır vc Sonsuz" kitabımda tam dcstan olnıasa da destansı bır özellık söz konusu. "Karşılaşma" şiirımde cpik özellik klasık tanıınından sıytılıyoı. Artık, belkı bıreyın dcstanı ya da destansılığı durumu var Bencc günümüzde klasik deslan tanımı anlamını kaybetmiştir. O tanımdaki duygu ve düşüncelerın oluşnıasını sağlayan toplumsal dönüsümler yok artık. Bu yüzden uzun yıllarda destan oluşınuyor. Sizce son yıllarda Tiirk siirinde bir tıkanma var nıı? Bcnee Türk şnrınde son 15 yılda bir tıkanıklık yok. Tam tersinejfiiri okuyan insanda bır tıkanıklık var gibi gelıyor bana. Özellikle son 15 yılda çok şiir yazıldı. Kitapçıların şiir kiıabı raflarına bakın tonla kitap çıkıyor. Şiir dergileri çıkmaya başl.ıdı. 1980'den önce yoktu böyle dergiler. Ben kendı kuşağımda böyle bır kaygı görmüyorum. Şıirde kuraklık var diyenler, şiirini kurutmuş şairlerdir. Geç de Olsa / Kemal Ateş Selvi Yayınları / 225 s / 7.000 TL Kod No: 062.04J Salıh Bolat (Fotoflral Barış Bıl) Yeni d ö n e m T ü r k şiirinin, önceki a k t m l a r d a n farklılaştığı n o k t a l a r sizce nelerdir? Bır panelde 80 kuşağından önceki şairlenn, gcncllikle Baıı ya da Doğu şiirinı ufuklaı :ıa alan şairler olduğunu söylemiştım. O r a d a demek istedigim, kendi kaynaklarını T ü r k şiırinın dışında aramalarıydı. A h m e t H a ş i m Fransı/ Sembolıstlerinden ctkılendi, Yahya Kcmal yıne öyle, haıta N â z ı m bile o arayışa girdi. Ama benım kuşağımdakı şaırlerın öyle bır kaygısı yok. Ç ü n k ü devraldıkları şiir nıirası, krndıleıınden önceki şaırlerı kaygıya düşürccck denli olmamışur. Bu yeterli degıl ama, örneğın C e y h u n Atuf K a n s u ' n u n benim kuşağımdaki şairlerin devraldıkları şiir mirası ieinde önemli bır yeri vardır. Dolayısıyla benim gözünıü, Fransız ya da Alman şiirine çevirmem gerekmıyor. Ama onları da bilmek d u r u n ı u n d a y ı m . n OoSmAkın Kemal Atcş'in ikinci romanı Geç de Olsa adını taşıyor. Ilk romanının 1981'de yayımlandığı göz önüııe alınırsa, gerçekten ikinci romanını oldukç.ı bekledik. Toprak Kovgunları gıbı, bu romana da konu olarak Ankara'nın bir gecekondu semtını seçmış. Romanın temelinde köyden kente göc yatıyor. Romanın cekırdek ailesi olan bakkal Cevat'ın aılesınin kente goç ediş nedeni daha iyi bır yaşam iürılürebılmektir. Baba önce kaıısını ve (ocuklarını köyde bırakıp Ankara'ya gelir ve büyük bir otelın bodrumundaki çamaşırcvınde çalışmaya başlar. Altı yıl burada sağlıga /ararlı koşullarda calışıp, 27 Mayıs devrımınden sonra başlayan ışsı/lık sıkıntısı sııasında işınden atılıı. Bır süre çekilen iş bulamama sıkınıısı, babayı ticaret yapmaya yöneltır ve eşın dostun yardımıyla, gecekondusunun bir yanını yıkıp bir bakkal dükkânı acar. Bundan sonra o semtin "Bakkal Cevat"ıdır. Ronıanda bır yandaıı bu aılenin bıreyleri arasındaki ilişkiyi izlerken, bir yandan da çevreyle olan ılişkilerıni izliyoı, o semtte oturan oldukça güç koşullarda yaşamlannı sürdürmeye valışan insanları tanıyoruz. Cevat'ın müşterilerı geçimlerinı ancak sağlayabilen kişiler oldukları için veresiye alışveriş yapmak zorundadırlar. Romanda Cevat'ın veresiye defterınin önemli bir yeri var. Kırmızıtepe halkını bu defterden tanıyor, hangi kuşullarda yaşadıklarını, birbirleriyle olan ilişkilerini izliyoruz. Kemal Ateş, gerek Cevat'ın aılesinin, gerek diğer kişilerın yaşamlannı verırken, gecekondu bölgelerındekı tapusuz ev yapımı yüzünden çıkan kavgalar, gecekonduların yıkımı, köylülerin kent ve kentlilerle ilgili düşünceleri, evlılikte ailenin ve yetişme koşullarının önemi, insanların maddi çıkarlarının her zaman ön planda olduğu gıbi konuları gözleme dayalı bir toplumcu gerçekçilikle yansıtıvor. Cevat'ın bakkal dükkâranı açışı ve büyütüşü, ona karşı başlayan kooperatıt kurma gırişimlerı ve bır mahalle halkının yararı ıçın kurulan kooperatıfın onun karşısında tutunamayışı ise ticareıte b.ışjny.ı ulaşabilmek için öyle yük•.eköğrcnime falan gerek olmadığını ortaya koyuyor. Kooperatıfı kuranların başında mahallenın ikinci yükseköğrenim yapnıış genci avukat Turgut olmasına karşın, Cevat'la başa çıkamazlar, herkes yine veresiye ılefterine döner. Romanda, bir gecekondu semti yaşamı verilirken, Cevat'ın aılesıyle de anababaların ı,iRukları arasında ayrım yapnıalarının olumsuz sonuçlaıı ortaya konuyor Bu nedcnle roman, aynı zamanda bir aile romanı niteligi taşıyor. Ailenin babaya yardımcı olabilecck iki oğlu, Şevket ve Nihat'ın arasındaki en büyük ayrılık öğrenım durumlarındadır Şevket ilkokulundan sonra okumanuş, Nihat ıse öğretmen olmuştur. Şevket köylerinden, annenin buyruklarını yerıne getırebılecek bıı kızla evlenmıştır. Nihat'ın kaıısı ise, kentli bir savu kı/ulır ve çalışır Şevket annebaba.sıvla bırlıkte, Nihat'sa onlara uzak bir semtte, apartman daıresınde oturmaktadır. Şevket komşulanndan bır kadının evınde basılınca, annesı ve babası olayı gelınlerıne duyurmadan, dedıkodudan kaçmaları için onları koye gönderırler. Nihat, babasına yardıma gelır, veresiye defterini tutar. Ancak hi^bır zaman Şevket'in yerını alamaz. Anne onun karısına gelini gözüyİe bakmaz. Çünkü Asuman, buyruklarını yerine getirmez. Kemal Ateş, kltabında toplum yaşamından bır kesıtle. bıreyın y.is..n, ı bır arada verıyor. Veresiye defteri Nihat'ın oyun yazma isteğini kamçılar. Dcftcrdckı herkes, onun ilgisinı çeken bır oyun kışısıdır. Sonunda Şevket'le kansı köyden getirtılir. Arlık Nıhat'a gereksinim kalmamış, birdenbire herhangi bir muşteri olmuştur. Şevket, borcunu ödemediği için, ona yenı jen mal vermek ıstemez. Ayrıca dükkânın kendisınden saklı, kaı deşinın üzerine geçirilmesi de onu çok sarsar. Ailenin bu olumsuz davranışları, N'hat'ı ve karısını daha çok para kazanmaya yöneltir. Ozel dersler vercrck durumlanm düzoltırler ve babasına olan borçlannı öderler. Babasının bu tutuınu Nihat'ta herkesi veresiye defterinden kuıtarmak düşüncesi uyandırır. Aralarında babası da olan "sudan kazanç"ın peşinde koşanlara karşı kooperatif kuracaktır Kendısıni, oyununda oynayan bir oyuncu gibi göreıı Ni hat, bu insanları veresiye defterinden bir an önce kurtarmak istercesine defteri yırıar. Babayı çok kızdıran bu olay Nihat'ın aıleden kopuşunun son perdesıdır Vercsıve Detteıı admı veıeceğı oyunu da böyle son bulacaktır. Nihat' ın yaşamı oyunuyla butunleşmıştır. Kemal Ateş'ın, toplum yaşamından bır kesıtle, bıreyın yaşamını bır arada verdığı bu romanuıda dılı kullannuktakı başarısını ve anlatımındaki akıcılığı da gözardı eımemek gerekir. • Elımızde oldukça geç gelen ıkınti roman da Toprak Kovgunları gibi başanlı bir toplumcu gerçekçı roman örneği. D S A Y F A 2 7 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 11