Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ölümünün 42. yılında Sabahattin Ali'nin öykücülüğü üstüne SSCB'nin derinliklerinden gelen mektuplar Sovyetler Birliğı'nde açıklık döneminin simgesi Ogonyok Dergisi'ne gelen mektuplardan, bir Sovyet Karşı Çıkış Antolojisi hazırlanıyor. Viıali Korotıç'in yöneıtiği vc açıklık döneminin simgesi halinc gelen Ogonyok, günümüzde 3,5 milyona yakın satan bir dergi haline geidi. İlgilıler, kâğıt sınırlaması olmasa, bu satış sayısını da aşabileceğini söylüyorlar. Ogonyok 1986'dan itibaren bağımsız, eleştircl tutumu ile SSCB'de eşi benzeri görülmemiş bir üne kavuştu. Ogonyok'a (Rusça 'Küçük Alev' anlamına geliyor) her ay yaklaşık 30.000 dolayında mektup geliyor. Leningrad'dan Chatrov şunları şazıyor: "Sosyalizm halka hcrhangi bir burjuva toplumundan daha fazla özgürlük vaat ediyor. Çekici olan yanı da bu. Şcflerin sağır kullarına emirler yağdırdığı bir kışlayı andıran sosyalist rcjim kime hizmet cdebilir?" İşçi Kavilkin de şunları yazmış: "Bize birçok güzel hikâye anlatıyorlar, ancak gcrçek farkh. Biz ki komünizmi hayatımızda göreceğimizi umuyorduk". İşte Ogonyuk'a gelen binlerce mektuptan ikisi. İkinci.si yayımlanmış, ilki yayımlanmamış. Çok gerilemiş olsa bile, Moskova sansürü varlığını hâlâ. hissmiriyor. Ogonyok'un mütevazı bürosuna her gün Sovyetler Birliği'nin dört bir yanından yağan bu mektupların bir kısmı basılıyor, bir kısmı ise basılamıyor. Fransız araştırmacı Ircnc Rufiıı, bu mektuplardan hareket ederek "SB'nin derinliklerinden gelen mektuplar" adlı bir karşı çıkış ansiklopedisi hazırlıyor. "Çok iyi biliyorum ki bu mektubu hiçbir zaman yayımlamayacaksınız, olsun, hiç olmazsa biri okumuş olur" diye yazıyor 88'deki büyük deprcmde zarar görmüş bir Ermeni kadın. Yardımların yeteısizliğinden yakınıyor. Gerçekten de mektubu yayımlanmadı. Ama ne olursa olsun, bu kadıncağız güvendıği bir dergiye yazmıştı ve dcdıği gıbı mekıubu sonunda okundu da. Ogonyok'a gelen mektuplar, glasnostu, Batılıların binlerce nutkundan ve makalesinden çok daha iyi ortaya koyuyor. İşçilerden, aydınlardan gelen ınektuplarda Puşkın'den Lermentov'a, Çehov'dan Anna Ahmatova'ya (Stalin SB'nde tabu kabul edilen şair) kadar Rus edebiyatının büyük klasiklerine yapılan göndermeler dikkati çekiyor. Bir anne sabunun pahalılığından ve bulunamayışından ılolayı "çocuklarını uzun süredir yıkayamaytşından" yakmıyor. Bir genç.Moskovalı ıse m«ktubuna şöyle başlıyor: "28 yaşındayım. Kayıp bir kuşağa mensubum." Ogonyok "Stalin'in anısına yaptlan saldırılar dolayısıyla" kendisine yüneltilen hakaretleri olduğu gibi, Gorbaçov reformlarının yumuşaklığını eleştirea mektupları da yayımladı. Ateşli muhafazakârlar ile Sovyet toplumunun yeniden inşasını isteyenler arasındaki hararetli t.ırtışma sürüyor. Bu mektupların büyük çoğunluğu, gerçeklerden kaçarak Baıılı tüketim toplumlannın aptallıklarına özenen bir halk görünümünü asla vermiyor. Tambov'd.ın bir grup kadın şövle vazıyor: "Fransa'dan gelenler I'arisli kadmların çekiciligini anlatıyorlar. (...) biz onların hiçbir şeyine özenmiyoruz. Ancak bizim kozmetik sanayiimizin de bizimlc biraz ilgilenmesini istiyoruz." Ç0vlren: COntyt Akllın Sert çizgili, çarpıcı öyküler M ASIM BEZİRCİ • 946'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde H öğrenciydim. Anadolu'dan yeni gelmiştim. SabaI hattin Ali'nin Gün dergisindc çıkan "Sırça Köşk" I hikâyesini okumuş, enikonu çarpılmıştım. Uzun süre etkisinuen kurtulamarruş, üzerinde düşürıüp durmuştum. Onu, okudugum başka hikâyeleri izlemiş ve Sabahattin Ali'ye olan hayranlıgım gitgıde artmıştı. Aradan nerdeyse kırk beş yıl geçti. Öyleyken, hayranlığımda, sevgimde bir eksilme olmadı. Tersine, Sabahattin Ali'nin önemini, değerini, şücünü ilerleyen zamanla daha iyi kavradım. Onunla ilgih araştırma, inceleme khabımı hazırlarken bu kavrayış iyice pekişti. 1973'de Yansıma dergisi Sabahattin Ali için bir özel sayı çıkarmıştı. Orada kimi yaşlıların yanı sıra genç yazarlar da Sabahattin Ali'nin hâlâ aşılamadığını belirtiyorlardı. Sonradan onlara başka genç yazarlar da katıldı. Demek ki ona ilişkin duygularımda, yargılarımda yalnız değildim, yanılmıyordum. Acaba bunun gerekçeleri nelerdi? Hangj özellikleri Sabahattin Ali'yi böyle aşılmaz, eskimez kılıyordu? Epey düşündüm bu konuda, özetle şunları bulabildim: Sabahattin Ali toplumsal/bireysel gerçekliğe ilerici bir anlayışla, geleceğin gözüyle bakmıştır. Devrimci bir dünya görüşüne, bılimsel sosyalizme bağlanmıştır. Tarihsel evrim içinde yükselen sınıfın, Türkiye işçi sınıfının ve emekçı halkının yanında yer almıştır. Bu durum onun gerçekliği bütünlüğü ve gelişimiyle, sınıfsal çclişkileri ve toplumsal çatışmalarıyla kavranmına, eserlerinde başanyla yansıtmasına yardım etmiştir. Ayrıca, gözlemci gerçekçiliği aşarak eleştirici, toplumcu gerçekçiliğe ulaşmasını sağlamıştır. (Sabahattin Ali bu tür gerçekçiliğin edebiyatımızda önIÜSÜ ve güçlü bir sözcüsü olmuştur.) Sabahattin Ali ülkemizin güncelliğini hâlâ koruyan temel sorunlarından, acı gerçekjerinden çoğuna gözüpeklikle, ustalıkla ışık tutmuştur: Örneğin toprak, su, sömürü, ücret, işsizlik sorunları; gerilik, bilgisizlik, yoksulluk, ba;>kı olguları; kpylülerin, enıekçilerin, memurıarın, mahpusların, kadınların, aydınların yaşantıları onun başlıcakonuları olmuştur. Aradan yarım yüzyılı işkın bir zaman geçmesine karşın, Türkiye'nin bozuk düzeni değışmediği, sınıflar/katmanlar arasındaki çelişkiler keskinleştiği, toplumsal bunalımlar büyüdüğü için sözü edilen sorunlar, olgular, gerçekler ve yaşantılar ufak ayrımlarla günümüzdc de varlıklarını sürdürmektedirlcr. Onları gerçekçi bir yöntem ve ilerici bir tutumla işleyen Sabahattin Ali'nin eserlcri de, bundan ötürü güncelliğini yitirmemiştir. (Başka bir deyişle, Sabahattin Ali "geçicideki kalıcı"yı yakalamasını, dünü bugüne bağlanusım bilmiştir.) Sabahattin Ali'nin eserleri, özelliklc de hikâyeleri biçiınce, estetikçc yetkin bir nitelik taşımaktadır. İçeriğe uyan yalın, nesnel bir anlatımları; açık, temız, duru bir dilleri; özlü, sağlanı, dengeli bir yapılan vardır. Onlara ne bir söz eklenebilir ne de onlardan bir satır çıkarılabilir. Üylesine olçülü ve tutarlıdırlar. Sabahattin Ali'de defin bir halk ve insan sevgisi, ezilenlere, düşkünlere, yoksullara büyük bir acıma duygusu görülür. Bağrına taş basarcasına gizlemeye çabaladığı bu sevgi sözü geçen acı içerik ve çıplak anlatımla birleşince okurları çekip sarsan, hınçla dolduran, düşündüren ve unutulmayan bir etki doeurur. Bu etkinin temelinue Sabahattin Ali'nin bugün de geçerliğini sürdüren toplumsal adalet, demokrasi ve kardeşlik özlenıi yatar. Sabahattin Ali'de halk ve insan sevgisi yanında bilinçli bir yurt ve ulus sevgisi vardır. Sağlam birdünya göruşüyle birleşen bu sevgi onun ulusal bağımsızhk konusunda titiz davranmasına ve empcryalizme karşı çıkmasına ypl açmıştır. Sabahattin Ali'nin yukarda ancak belli başlılannı sıraladığım özellikleri zengin bir kültürle beslenmiştir. Kendisini tanıyanların söylediğine göre Almancayı iyi bilirmij, çok okurmuş. Yerli, yabancı kültür ve edebiyat ürünlerini, olaylarını yakından izlermiş... Sabahattin Ali okuduklarını benliğine sindirmiş, onlardan aldığı etkileri kişiliğinin poıasında eriterek "kendince" bir bireşime varmıştır. Bu bireşimin düzeyi cserlerine de yansımış, onların sağlam, çağdaş bir düşünce temelinc dayanmalarını sağlamıştır. Sabahattin Ali düşüncesiyle sanatını ve yaşamını tutarlılıkla birleştirmiş örnek bir yazardır. Kendisini emekçi halkın kurtuluşuna adamış ve bu uğurda ölüme kadar gitmiş yiğit bir savaşımcıdır. Emekçi halk ise geleceğe gebe olan topluluktur. O yaşayıp geliştikçe, Sabahattin Ali de yaşayacaktır. Gittikçe önem ve değer kazanacaktır. Eskimeyecektir. • Sabahattin Ali gecesi 2 nisan pazartesi 18.30'da Karaca Tiyatro'da "Ustalarımızla Birlikte" dizisinde Sabahattin Ali gecesi yapılacak. Geceye Ali Kocatepe, Nükhec Duru, Aysun Kocatepe, Özkan Turgay, Sabahattin Ali'nin şiirlerinden yaptıkları besteler ve jprkdarla katılıyorlar. Panele ise Asım Bezirci, Atilla Ozkırımlı, Oktay Akbal katılıvor. Paneli Atilla Birkiye yönetiyor. Gecenin dığer konukiarı arasında kızı Filiz Ali, Sclim Rıza Kırkpınar, Kuyucaklı Yusufun yönetmeni Feyzi Tuna da yer alacak. tsa Çelik'in dia gösterisinin gerçekleştirileceği geceyi Candan Sabuncu sunacak. Sabahattin Ali'nin yapıtları, özelllkle de öykülerı bıçım ve estetık olarak yetkin bir nitelik taşırlar Onlarda içeriğe uyan yalın, yoğun nesnel bir anlatım, temi7 ve duru bir dil dikkati çeker. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 8 S A Y F A 6