05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sağlık Her guatrda kanser riski var mıdır? Endemik guatr bölgesi olarak kabul edilen ülkemizde yaşayan bireylerin takriben 1/3 ünde tiroid bezi ile ilgili problemlere rastlanıyor. Guatr, tiroid bezinin hastalıklarına verilen genel bir tanımlamadır. Guatr kişilerde boyunda şişlikden, nefes darlığı, çarpıntı, ağrı, sinirlilik, terleme ve rahatsızlık hissine varan çok çeşitli semptomlara yol açar. Prof. Dr. Serdar Tezelman Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Endokrin Cerrahisi Ünitesi G uatr nedeniyle tiroid bezi bütünüyle büyüme gösterebildiği gibi bazen de nodül dediğimiz yumrulara neden olabilir. Bu şişlik veya yumrular bir kaç mm’den 10 cm ve daha büyük boyutlara kadar ulaşabilir. Hatta büyümeler göğüs kafesi içine doğru da olabilir. Tiroid nodülleri sık rastlanan klinik problemdir. Nodüller kist şeklinde içi sıvı ile dolu yumuşak bir yapı gösterirken bazen tiroid dokusu gibi solid, sert de olabilir. Tiroid nodüllerinin tedavisinde cerrahi işlemlere şu koşullarda başvurulur: Tiroid hormonu tedavisi ile cevap alınmamasında, hormon tedavisine rağmen nodüllerin boyutlarında büyüme görülmesinde, oluşan kitlenin nefes ve yemek borusuna baskı oluşturması sonucunda nefes darlığı ve yutma güçlüğü gibi belirtilerin ortaya çıkmasında, kanser yönünden yüksek oranda şüphe olmasında ve boyundaki kitlenin estetiği bozmasında.. Tiroid nodüllerine, günümüzde boyun ultrasonografisinin de yaygın olarak kullanılması sonucu sık rastlanır. Soliter dediğimiz doku içerikli nodüllerin özellikle yakın takibi ve dikkatli incelenmesi gerekir. Tiroid bezini fonksiyonun ortaya konması açısından kanda tiroidden salgılanan hormonların (T3, T4 ve TSH gibi) değerlerine bakılır. Mevcut olan nodülün sıcak (fazla hormon salgılayan; hiperaktif) veya soğuk (hipoaktif) olup olmadığına nükleer madde verilerek çekilen tiroid sintigrafisi ile karar verilir. Tanıda diğer bir aşama ise tiroid ultrasonografisidir. Ultrasonografi, soğuk olan nodulün sıvı (kistik) ve solid (doku) içerikli olup olmadığı veya nodülün çapı ile çevreyle ilişkisi ve nodül içi yapısal özellikler hakkında detaylı bilgi almamızı sağlar. Çünkü doku içerikli solid soğuk nodüllerde %515 arasında tiroid kanserine rastlanma riski vardır. Epidemiyolojik çalışmalarda, elle yapılan muayane ile saptanan tiroid nodüllerinin sıklığı, kadınlarda yaklaşık % 5, erkeklerde ise %1’dir. Yüksek rezolüsyonlu ultrasonografiler ile, özellikle kadın ve yaşlı hasta grublarında klinik olarak %1967 oranında tiroid nodülleri saptanır. Tabiatıyla bu nodüller hastanın yaşı, cinsiyeti, aile ve boyuna radyasyon uygulanma, hasta öyküsü ve diğer faktörler dikkate alındığında kanser olasılığı nedeniyle önem kazanır. Kadınlarda daha sık tiroid nodüllerine rastlanmasına rağmen, erkeklerde kanser riski daha fazladır. Tiroid kanseri en sık görülen endokrin tümörüdür, erkek ve kadında 100.000’de 2.3 ve 8.5 oranında rastlanır. Tiroid kanserleri 20 yaşın altında ve 60 yaşının üzerindeki hastalarda daha şiddetli klinik seyir gösterir. Boyun bölgesine radyasyon uygulanan kişilerde ileri yıllarda tiroid bezlerinde kanser görülme olasılığı artar. lanmada 4 kategoride sonuç elde edilir: Nondiagnostik (tanı konamamış), malign (kanser), şüpheli ve benign (selim). Bu biopsilerin kanser olgularında %99’a ve selim guatr olgularında ise %95’e varan tanısal değeri vardır. Ancak % 20 vakada şüpheli bulgu saptanmaktadır. Buna en sıklıkla neden foliküler kanser ve adenom ayırıcı tanısı neden olmaktadır. 2009 yılında yayınlanan Amerikan Tiroid Birliğinin konsensüs anahatlarında, iğne biopsi materyali sonucu tanı konmamış veya yetersiz gelmişse o olgudaki nodülde kanser riski %14 iken, sonuç selim gelmişse nodüldeki kanser riski %03’dür. Biopsi sonucu yetersiz materyal gelen veya tanısı konamayan olgularda ince iğne aspiasyon biopsisinin tekrarı gerekir. Biopsi sonucu atipik hücrelerin görülmesinde tiroid nodülünde kanser riski %515’e çıkarken biopside foliküler neoplazm saptanan nodülde kanser olasılığı %1530’dur. Eğer iğne biopsisi materyeli sonucu kanser için şüpheli ise ameliyat edilen nodülde kanser olasılığı %6075 iken biopsi sunucu kanser tansısı konmuşsa nodülde kanser olasılığı %9799’dur. Kısaca, iğne ile yeterli miktarda alınan tiroid hücrelerinin sitopatolojik incelenmesinin klinik tanıya anlamlı katkıları bulunmaktadır. Bu incelemeler sonucunda tiroid kanseri veya kanser şüphesi gibi cerrahi tedavi olasılığını ön plana çıkaran sonuçlar elde edilebildiği gibi, tamamen selim karakterde nodül varlığı saptanarak hastalara cerrahi girişim dışı tıbbi tedavi ve klinik takib uygulanabilir. Bu tip ince iğne aspirasyon biopsilerinde nodülün kanser olasılığında kanserin yayılma riski yoktur. Tiroid kanseri saptandığında en etkin tedavi tüm tiroid dokusunun çıkarıldığı iki taraflı total tiroidektomi girişiminin uygulanmasıdır. Selim veya habis hastalık nedeniyle tiroide uygulanacak cerrahi girişimlerin komplikasyonları, cerrahi işlemler bu tip cerrahi girişimler açı sından deneyimi olan genel cerrahlar (endokrin cerrahı) tarafından uygulandığı taktirde, son derece düşük olmaktadır. KOMPLİKASYONLARI Rekürran sinir paralizisine bağlı ses kısıklığı tiroid cerrahisinde rastlanan ciddi bir komplikasyondur. İtalyadan yapılan 14.394 hastayı kapsayan çok merkezli retrospektif çalışmada geçici hipoparatiroidizm (kalsiyum düşüklüğü) %8.3, kalıcı hipoparatiroidizm ise %1.7 olarak saptandı. Guatr cerrahisinde deneyimli cerrahlar tarafından uygulanan ameliyatlar sonrasında rekürran sinir paralizisine bağlı geçici ses kısıklığı %2 iken kalıcı ses kısıklığı %1 olarak saptandı. Ses yorgunluğuna yol açan superior laringeal sinirin yaralanma oranı ise %3.7 ve boyunda ciddi kanama ise hastaların %1.2 sinde görüldü. Cerrahi girişimin genişliği bu komplikasyonları etkilemiyor. Son zamanlarda sinir yaralanmasını azaltmak amacıyla, siniri teşhis etmek için intraoperatif sinir görüntülenmesi uygulanmakta. Bu belki rutin uygulanmayabilir. ama riskli hastalarda veya ikinci cerrahi girişim uygulanacak olgularda yararlı olabilir. Son yıllarda cerrahi girişim uygulamalarında ses dalgalarıyla çalışan ultrasonik kesiciler (Harmonik skalpel) veya ligasure gibi (bilgisayar kontrollü bipolar elektrotermal damar kesme sistemi) kullanılıyor. Bu yöntemlerle ameliyat süresinin kısaldığı, komplikasyonların azaldığı, doku travmasının geleneksel yöntemlere göre daha az olduğu ve estetik açıdan daha küçük kesilerle hatta videoendoskopik olarak minimal invasif girişimlerin gerçekleştirilebildiği gözlendi. Sonuç olarak, nodülleri olan selim guatr olguların tedavisinde gereksiz ameliyatlardan sakınmak için her olgunun çok iyi tanımlanması ve gerekli tetkikler yapıldıktan sonra cerrahi tedaviye karar verilmesi gerekir. Bilgi Toplumu ve Üniversiteler Prof. Dr. Kadri Yamaç Yamaç, bu kitabında, Bilgi Toplumu sürecinde üniversitelerin yeni rolünü araştırıyor. Bilgi toplumu ile üniversiteler arasındaki sıkı bağları gündeme getiriyor. 470 sayfalık kapsamlı incelemesinde, ilk iki bölümde Toplumu ve Bilgi Ekonomisi kavram ve olgularını inceliyor. Bu kapsamda iletişim teknolojileri, yeni liberal politikaları, markaları, yoksulluğu, sınıflar ve değişimi, medyayı ve daha pek çok konuyu ele alıyor. Yamaç, sonraki bölümlerde, bu süreçte yükseköğrenimin değişen yüzünü, dünya ve Türkiye'de yükseköğretimi, Türkiye üniversiteleri ile Avrupa üniversiteleri arasında gelişen ilişkileri, yeni durumdan üniversitelerin nasıl etkilendiğini, küreselleşen ve uluslararasılaşan üniversite olgularını inceliyor. Kitap Eflatun Yayınevi'nde, Ağustos 2009'da çıktı. Dünya Çapında Üniversiteler Kurmanın Zorluğu Jamil Salmi, Çeviren Kadri Yamaç Bilgi Toplumu süreciyle birlikte, bu toplumun oluşmasında ve bilgi ekonomisinde önemli roller üstlenen ve üstlenmesi beklenen üniversitelerin yetkinliklerinin arttırılması, dünyada tartışılan konulardan biri. Bu bağlamda çeşitli ölçekler gözönüne alınarak üniversiteler sıramaları yapılıyor, başarımları ölçülüyor, dünyanın 500 üniversitesi sıralanıyor vb. Bilgi toplumuna geçiş, üniversitelerin üretkenliklerini ve bilgi ekonomisine katkıları ve çok daha üst düzeylerde araştırma yapmaları ve bilgi üretmeleri konularını da gündeme getirdi. Bu rapor, kurumların başarılarını ve nedenlerini araştırıyor, dünya çapında üniversiteler kurmak veya bu üst dereceye yükseltmek için neler yapılması gerektiğini ve bunun zorluklarını tartışıyor. Yöneticilere bu alanda rehberlik yapmayı amaçlıyor. Elif Yayınevi, 105 sayfa. Yazar, Dünya Bankası İnsani Gelişme Ağında Yükseköğrenim koordinatörüdür. KANSER TEŞHİSİ Günümüzde ameliyat öncesi tiroid kanserinin tanısı risk taşıyan nodüllerden ultrasonografi eşliğinde yapılan ince iğne aspirasyon biopsileri (IAB) ile konuluyor. Bu nedenle tiroid nodülleri olan olgularda ilk tanı metodlarından en önemlisi ameliyat kararı verilmeden önce yapılacak olan ince iğne aspirasyon biopsisidir. Bu uygu CBT 1194 / 13 5 Şubat 2010
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear