01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Teknoloji Teknohaber Pilotlarda görüş bozukluğunu düzelten mercekler Amerikan ordusunun pilotlarının görüş yeteneklerini iyileştirme çabaları çerçevesinde, Pentagon’un 3.5 milyon dolarla ödüllendirdiği Virginia, Roanoke’dan PixelOptics isimli şirket, pilot gözlükleri için kademeli odaklı bir mercek sistemi geliştirdi. Bu "variable" mercekler, konvansiyonel merceklerin düzeltemeyeceği optik rahatsızlıkları telafi ediyor. Merceklerin içerdiği bir dizi element, kullanıcının gözündeki bozukluğu düzeltmek için kişiye özel olarak ayarlanabiliyor. Saç teli büyüklüğünde robot Robot teknolojisindeki minyatürizasyon işleminden yararlanarak, insan saçı kalınlığında minyatür bir makine yaratıldı. Böylece dünyanın en küçük hareketli robotu geliştirilmiş oldu. Dartmouth College’dan bilim adamlarının geliştirdiği minik makine, bundan bir önceki en küçük robotun onda biri boyutlarında ve binlerce kez daha hafif. Minik robot saniyede grip virüsü boyutlarında adımlarla ilerliyor. R obot, üzerinde emeklediği elektrostatik yüzeyden aldığı güç ve sinyallerle hareket ediyor. Ancak makineyi yaratanlar robotun ileri versiyonlarının çeşitli yüzeyler üzerinde de yol alabileceğini belirtiyorlar. Robotun ileride laboratuvarlarda hücrelere müdahale etmekte, bilgisayarlardaki entegre devreleri onarmakta ve tehlikeli ortamların keşfinde kullanılması bekleniyor. Cilt üzerinde yürüyen veya Pentagon’un içinde gizlenen akar (mite) boyutlarındaki robotlar bazı insanları huzursuz edebilir. Ancak projenin lideri Bruce Donald, robotun yararlarının doğuracağı tehlikelerden daha fazla olacağını ileri sürüyor. Donald, "Bu robotların iyi niyetli görevlerde kullanılacağını umuyorum" diyor. Doktorları Xışınlarından koruyan sistem Hastanelerde kalp hastalarının yattığı yatağın yanında bulunan buzdolabı büyüklüğündeki mıknatıslar, tedavi amaçlı manyetik uçlu kateterlere, kalp içindeki hedeflerine ulaşması için yol gösteriyor. Missouri, St Louis’deki Stereotaxis tarafından geliştirilen joystick kontrollü sistem, doktorların hastalarının yakınında bulunması gerekliliğini ortadan kaldırıyor. Doktorlar bu şekilde kateterin konumunu belirlerken Xışınına maruz kalma riskinden kurtuluyor. 1/1000 inç genişliğindeki minik robot, bir solucan gibi yol alıyor ve silikon eksen üzerinde hareket ediyor. Kırılmayan nanotüpler Bilgisayar çiplerinden uzay asansörlerine dek çok farklı alanlarda kullanılan nanotüpler, olağanüstü sağlamlıklarına ve elektriksel özelliklerine bağlı olarak harika malzemeler olarak değerlendiriliyor. Şimdi kırılma riski taşımadan daha da uzamalarına olanak tanıyan bir yapıya kavuşacaklar. Bugüne dek bilim adamları tüp şeklinde kıvrılmış altıgen karbon atomu levhalarının oluşturduğu nanotüplerin uzatılmaya çalışıldığı takdirde kırılacağına inanıyordu. Massachusetts’deki Boston College’dan Jianyu Huang adındaki fizikçi 2.000 dereceye kadar ısıtıldığında (santigrat) orijinal boyutunun 4 misli uzunluğa çıkarılabileceğini ortaya koydu. Seramik veya polimer ilave edildiği zaman tüpler yüksek sıcaklıklarda kırılmayacaklar. u cihaz, konvansiyonel mürekkeppüskürtmeli yazıcıların bir versiyonu. İğne şeklindeki bir ağızdan kâğıt üzerine püskürtülen tek tek mürekkep damlacıkları yerine, hücre yazıcısı güçlü elektriksel alandan yararlanarak çapı birkaç mikrometre büyüklüğünde damlacıklar üretiyor. Bazı araştırma grupları, modifiye edilmiş mürekkep püskürtmeli yazıcıların canlı hücre damlacıkları püskürtebileceğini gösterdi. Fakat bu cihazlar 20 mikrometre çapından daha küçük damlacıklar üretme yeteneğine sahip değildi, çünkü ultraince ağızlar tıkanma sorunu yaşıyordu. Şimdi University College London’dan Suwan Jayasinghe, King’s College London’dan Amer Qureshi ve Peter Eagles tarafından geliştirilen "Elektrosprey", ilk kez birkaç mikrometre çapından daha küçük damlacıklar üretebiliyor. Bunların her biri, bir avuç canlı hücre içeriyor. Bu hücre yazıcısını geliştirmek için elektrohidrodinamik püskürtme adı verilen bir teknikten yararlanan bilim adamları, sıvıya yüksek elektrik akımı vererek elekrostatik yük kazanmasını sağladı. Bu yük, püskürtme ağzı ve kağıt arasında elektrik alanı ile etkileşim içine girince, sıvı akışı minik damlacıklar olarak parçalanmış oldu. Bu sürecin canlı hücreleri nasıl etkileyeceğini görmek için bilim adamları insan Thücreleri ve fare beyin hücreleri basmasını sağladılar. Hücreler elektrik alanına maruz kalmakla birlikte zarar görmediler ve basımdan sonra normal davranışlarını sürdürdüler. Hücrelerin uzun vadede zarar görmediğini kesinleştirmek için ileri araştırmalar yapılması gerekiyor. Konvansiyonel mürekkep püskürtmeli teknolojiden yararlanarak hücre basmaya çalışan İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nden Brian Derby, "Burada önemli olan bu tekniğin, bir süre hayatta kalmayı başaran hücre içeren üç boyutlu yapıları basıp basmayacağı ile ilgilidir" diyor. Mürekkep yerine hücre püskürten yazıcı B Mürekkep yerine çok minik hücre damlacıkları püskürten bir yazıcı, canlı beyin hücresi basmak için kullanılıyor. Bu teknik yardımıyla yitik dokuları hücre hücre tamamlama olasılığı da doğmuş olacak. Böylece doktorlar yama olarak kullandıkları dokular üzerinde tam bir kontrol sağlayabilecekler. Gökyüzünü yüksek çözünürlükle taramak Bir çift optik teleskop, optik fiberlerle ilk kez birbirine bağlandı. Bu teknik, bu tip teleskoplarının çözünürlüklerini büyük ölçüde arttırıyor. Böylece yıldızların çevresinde gezegen oluşturan bölgeleri daha iyi izleme olanağı doğmuş oluyor. Bir teleskopun çözünürlüğü boyutlarıyla ilişkilidir. Çanakların çapları büyüdükçe teleskopun daha küçük gökcisimlerini tespit etme yeteneği artar. Alıcı çanakların boyutlarını büyütmeden radyo teleskoplarının çözünürlüğünü arttırmak için astronomlar, interferometreler oluşturmak için yüzlerce metre uzaklıkta olan teleskopları birbirine bağlarlar. Büyük optik interferometreler yaratmak zordur, çünkü ışık havada yol alırken zayıflar. Bu da optik demetlerinin boyutlarının birkaç yüz metre ile sınırlanması anlamına gelir. Oysa optik fiberler ışığı çok daha uzağa taşırlar. Dolayısıyla daha büyük optik demetlerin oluşumuna zemin hazırlar. Fransa’daki Paris Gözlemevi’nden fizikçi Guy Perin, bugüne dek bu hedefin çok zor tutturulduğuna dikkat çekiyor. Camdaki hasarlı kısımlar ışık pulslarının dağılmasına yol açarken, farklı teleskoplardan gelen ışıkların birleştirilmesi olanaksız hale geliyor. Bu soruna çözüm bulan Perin ve meslektaşları Hawaii’deki iki adet, 10 metrelik Keck teleskoplarını 300 metrelik florid cam kabloları ile birleştirdiler. Bunlar hassas bir uyum içinde bulunduğu için ışığı uzunlukları boyunca eşit olarak dağıtabiliyorlar. İki sinyal birleştirildiği zaman dağılma etkisi birbirini yok eder. Aralarında kilometrelerle mesafe bulunan teleskopları birleştiren optik fiberler çözünürlüğü 10 faktoriyel arttırıyor. 986/7 11 Şubat 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear