01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

TarihAraştırma re emir beklemiş ve emir gelmeden 57.’inci Alay’la harekete geçmiş. PATTERSON’UN SON ANLARI 1941’de 11’inci basımı yapılan C. E. W. Bean’in "The Story of Anzac" adlı kitabında da Teğmen P.J. Patterson’dan söz edilir. Bu kaynağa göre, Patterson arkadaşı Teğmen Margett ile Sfenks’in güneyindeki çok dik olan bayırı tırmanırlar. (Bu adı, Sarıbayır’daki bıçak kenarı şeklindeki yükseltiye Mısır’da Sfenksi gören Avustralyalı askerler vermiştir.) Kılıçbayırı’nın aşağı kısmı olan Boyun’a (The Nek) kadar gelirler. Margetts sol, Patterson sağ taraftan sorumludur, emirlerinde toplam elli asker vardır. Savaş alanına hâkim olan Kılıçbayırı müttefikler için çok önemliydi, saatlerce süren çarpışmalarda birkaç defa el değiştirir. Margetts’in ileri geri koşuşturmalardan ve çarpışmalardan yorgun düşmesi üzerine Patterson otuz adamıyla, 2’nci Tabur’a destek olmak için boyuna giden dere yatağını aşar ve bir daha onu gören olmaz. Şimdi durum şu: Teğmen P. J. Patter son 4.30’da karaya çıktı ve Kılıçbayırı’na doğru ilerliyor. Mustafa Kemal, Kolordu Kumandanı Esat Paşa’nın emri ulaşmadan Hüseyin Avni’nin 57.’inci Alay’ıyla düşmana doğru ilerleyerek, saat 11’e doğru Conkbayırı taraflarında çarpışmaya giriyor. Patterson üzerine Avustralya kaynaklarının yazdıkları bitti, ama Türk kaynaklarında ikinci kısım başlıyor, hem de üzerinde dikkatle durulması gereken bir inceleme konusu olarak. Victoria. Single; Soldier / Cadet, Royal Military College, Duntroon, Federal Territory, of 608 Ligar Street, Ballarat, Victoria. Next of kin: Father; Rev. James Patterson. Mother; Annie W.H. Patterson (nee Penistan), of same address. Killed in action on Baby 700, central Anzac, on 25 28 April 1915, aged 20. No Known Grave. Yani, Patterson 2528 Nisan arasında savaşırken ölmüş, mezarı da bilinmiyor. Bean’in kitabında anlatılan Patterson’un da aynı teğmen olduğunu verilen bilgilerden hiç kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde çıkıyor. SORULAR… SORULAR Penistan James Patterson, Avustralya Savaş Müzesi arşivinden. O halde ne oldu? Patterson gerçekten esir alınarak Esat Paşa’nın karşısına çıktı mı? İsmi esir listesinde Kızılhaç’a verilseydi, bu Bean’in yazdıklarıyla çelişirdi. Yoksa… Esat Paşa’nın karşısındaki esiri titreten düşünce gerçekleşti mi? Avustralya kaynakları Çanakkale’de esir alınan hiçbir Anzak subayının esareti sırasında ölmediğini yazar, acaba yanılıyorlar mı? Bu soruların cevaplarını arayacağız. Kolayca tahmin edebileceğiniz gibi, Esat Paşa’nın sorguya çektiği askerin Teğmen Patterson olmadığını kanıtlayarak askerlerimizin esirlerini öldürmek gibi bir zul(!) altında kalmasına engel olacağız. Gerçi, "Sen bu meseleyi deşmesen zaten bunu düşünen yoktu" diyebilirsiniz, ama tamamen yayımlanmış belgelere bakarak böyle bir sonuç çıkıyor. Önce Esat Paşa’nın anıları üzerinde duralım. Esat Paşa’nın Yayımlan(ma)mış Anıları: Yukarıdaki alıntıyı İhsan Ilgar tarafından hazırlanarak Esat Paşa’nın Çanakkale Anıları adıyla 1975’te yayımlanan kitaptan yaptık. Bu aslında tam bir anı kitabı sayılmaz; Esat Paşa’nın anılarının tamamını kapsamaz. Ayrıca diğer anı kitaplarından alıntıla Ressam Hayri Çizel’in (18921950) fırçasından Hüseyin Avni. Bu suluboya resim Çanakkale’de savaşa katılan ressam tarafından Hüseyin Avni şehit olmasından 12 gün önce yapılmış. dağ topunu da ele geçirdiler. Maydos’taki 27’nci Alay 5.45’te aldığı emirle yola çıkarak 7.55’te düşman bu sırta oldukça yaklaşmışken saldırıya geçti. Bu alayın kumandanı Yarbay Şefik (Aker) di. Saat 11’e doğru 57’inci Alay yardıma yetişti, Conkbayırı’na iyice yaklaşan düşmana karşı saldırıya geçti. Alayın kumandanı Hüseyin Avni’yle birlikte başlarında bağlı olduğu 19’uncu tümenin kumandanı da vardı: Mustafa Kemal! MUSTAFA KEMAL VE İNİSİYATİF Şefik Aker anılarında Mustafa Kemal’in Kolordu kumandanından emir beklemeksizin yardıma geldiğini yazar [2]. Liman von Sanders ve Esat Paşa da dahil olmak üzere pek çok kaynak da aynı şekilde aktarır. Halbuki o sırada Kolordu Kumandanı Esat Paşa’nın kurmay subaylığını yapan Fahrettin (Altay) şöyle anlatır: "Arıburnu’na saat altı buçukta hareket eden Yirmiyedinci Alay saat sekiz buçukta KANLI SIRTLARDA düşmana çatıyor. Mustafa Kemal bu sırada hâlâ emir almadığından sızlanıyor. Elliyedinci alayla bir bataryayı ve süvari bölüğünü alarak harekete geçeceği sırada kolordudan kendisinin bütün tümenlerle hemen ARIBURNU’na hareketle düşmanı denize dökmesi emri geliyor.. Bu sebeple ancak saat on buçukta düşmana CONKBAYIRI taraflarında tesadüf ediyor ve saldırıya geçerek onları geri sürüyor" [3]. Mustafa Kemal, Ruşen Eşref (Ünaydın) ile yaptığı söyleşide kendisi o günü anlatırken 9’uncu Tümen Kumandanı Halil Sami’den sabah 6.30’da düşmanın Arıburnu’na çıktığını bildiren bir rapor aldığını belirtir. Burası, Mustafa Kemal’in çıkarmayı beklediği bölgedir. Mustafa Kemal şöyle devam ediyor: "Artık hiçbir şeye intizar etmeyerek karargâhımın bulunduğu Bigalı köyünde ikâmet eden […] birinci piyade alayı ile cebel bataryasının derhal harekete geçmek üzre amade bulundurulmalarını, kumandanlarının da emir almak üzre yanıma gelmelerini bildirdim" [4]. Anlaşılan o ki Mustafa Kemal, bir sü ESAT PAŞA ANLATIYOR, BİR ESİR: PATTERSON Öykümüze Esat Paşa’nın anılarından bir alıntıyla devam edeceğiz: "Mustafa Kemal Bey esir aldığı bir İngiliz subayını bir ata bindirerek bana göndermişti. Karargâhıma geldiğim zaman, benzi sapsarı ve tir tir titremekteydi. Attan indirilmesini ve iyi davranılarak konyak ve çay verilmesini söyledim. Yazının devamı arka sayfada Almanca bildiği için kendim sorgusunu yapmak istedim. Adı Patterson, rütbesi de teğmendi. Neden titrediğini sordum: ‘Beni öldüreceksiniz, onun için titriyorum. Öğrendiğimize göre Türkler esirlerini öldürüyorlar!’ demesi üzerine kendisine: ‘Biz Türkler esirlerimizi hiçbir zaman öldürmemişizdir. Kendi askerimize nasıl davranırsak, esirlere de aynı davranışı esirgemeyiz. Bu bakımdan endişeniz olmasın, şimdi size yiyecek ve içecek versinler, sonra görüşürüz.’ dedim. Heyecanlı bir anında sorguya çekmeyi faydalı görmemiştim. Bir saat kadar dinlendikten sonra yanıma getirttim. Benzi yerine gelmiş ve titremesi dur Yarbay Mustafa Kemal ve 57’nci Alay savaşa katılıyor. Prof. Dr. Demir Uğur’un çizimi. 986/15 11 Şubat 2006 muştu. Karaya çıkan birlikler hakkında kendisinden bilgi istedim. Ayrıntılı bir bilgi vermek istemediğini anlamıştım. Yalnız ne kadar tümenin karaya çıkmış olduğunu sormakla yetindim. Avusturalyalı ve Yeni Zellanda’lı dört tugayın çıkarılmış olduğunu söyleyebildi. Sıkıştırmak istemedim. 5’nci ordu karargâhına Limon Fon Sanders Paşa’ya adamlı olarak gönderdim”[5]. Öncelikle o dönemle ilgili anıların çoğunda Anzak askerlerinden de "İngiliz" askeri diye bahsedildiğini anımsatalım. Patterson ya da Paterson adı anılarda yalnızca burada geçiyor. Anı metninde söz konusu edilmemesine rağmen 76’ncı sayfada bir haritanın arkasının fotoğrafı var, sağ üst köşesinde "Lieut. P. J. Patterson" yazıyor. Alt yazısı şöyle: 19’ncu Tümen Komutanı Kur. Yb. Mustafa Kemal’in düşman esirinden aldığı Çanakkale haritasını Kolordu Komutanı Esat Paşa’ya takdimi… Şimdi, "Demek ki, Patterson esir düşmüş" deyip işin içinden çıkacak olsaydık, bu öykü yazılmasa da olurdu. Ama, www.anzacs.org/indexnopqr.html adresli sitede aşağıdaki bilgiyi okuyunca sorular peş peşe geliyor: Lieutenant Penistan James PATTERSON, 12th Battalion, AIF. Born Swan Hill,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear