01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ZümrüttenAkisler Deneyler sırasında ilk önce bu süspansiyondan bir damla, cam prizmanın yatay kenarına damlatılmış. Ardından prizmanın altından iki lazer ışını verilmiş. Işınlar su damlacığının bulunduğu kenarı çok küçük bir açıyla geçtikleri için bütünüyle yansımışlardır. Bu şekilde zayıflayarak damlacığın içine sızmışlar. Kürecikler bu zayıflatılmış ışık alanında sürpriz bir biçimde iki boyutlu bir kafes şeklinde dizilmişler. Bilim adamları şimdi aynı yöntemle üç boyutlu A.M. Celal Şengör 2000 santigrat derecede yapılan deneylerle, karbon nano tüplerin dört misli uzadıkları görüldü. Nano tüpler bu özellikleri sayesinde, yüksek ısıda sağlam kalması gereken plastiklerin birleştirilmesinde kullanılabilecek. Boston College Üniversitesi’ndeki deneyler sırasında 24 nanometre uzunluğunda karbon tüplere elektrik verildikten sonra 2000 dereceye kadar ısıtılmış. Bilim adamları ısınmış nano tüpün ucuna mikroskobik boyutta bir iğneyi geçirerek çekince, nano tüp 92 nanometreye kadar uzamış. Oysa nano tüpler oda sıcaklığında 1.15 nanometre çekildikten sonra iki parçaya ayrılıyorlar. Araştırmayı yöneten Jianyu Huang, oda sıcaklığında metal karakteri yansıtan nano tüplerin, yüksek ısıda yarıiletken gibi davrandığını söylüyor. Araştırmacılar şimdi nano tüplerin mikro elektronikte ve madde bilimlerinde kullanılabilirliğini araştıracaklar. Nilgün Özbaşaran Dede İki Dünya Bu yazıya ilham olan olayların biri geçtiğimiz günlerde bir mahkememizin gene sayın başbakanımızın TÜBİTAK hakkındaki tasarruflarından birinin kanunen yanlış olduğu hakkında aldığı karar ile YÖK'ün 19 Mayıs Üniversitesi üzerindeki politik baskıdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği bildirisi, diğeri de muhterem dostum Ruşen Sezer Beyefendi'nin aşağıda bahsettiğim düzeltmesidir. Bir yanda her türlü akıl ve bilim kurumuna yapılan ve kanunları çiğneyen bir saldırı, diğer tarafta hasta yatağında, söylenilenlerin doğru olması için çaba gösteren bir insan. ken, diğerleri de çiçek, şarbon veya ebola salgınının yaşandığını söylüyorlardı. Beşinci yüzyıldan itibaren Atina’da aralarında demokrasinin kurucusu olarak bilinen Perikles’in de bulunduğu çok sayıda insan salgınlar yüzünden yaşamını yitirmişti. Yunanlı bilim adamı Manolis Papagrigorakis şimdi antik döneme ait toplu mezardaki insan kalıntılarını inceledi ve bir iskeletin dişinde Salmonella typhi mikrobu saptadı. Mikrop kötü temizlik koşullarıyla bulaşmakta ve tedavi edilmediği takdirde vakaların altıda birinde ölüme yol açmakta. BİZİ BİZ YAPAN Sevgili okuyucularım: Bizi insan yapan düşünme ve onun bize bahşetmiş olduğu muhakeme kabiliyetimizdir. İnsan aklını kullanarak gözlemlerini değerlendiren, onları açıklayacak, yani içinde yaşadığı dünyayı/âlemi anlayacak varsayımlar oluşturan ve o varsayımların meydana getirdiği bilimi daha rahat, daha emin, daha mutlu yaşayabilmek için kullanan varlıktır. Hayvan ise genellikle içgüdülerinin emrinde hareket eden, düşmanını korkutan veya öldüren, yaşamındaki tutkuları kendini doyurmak, cinsî dürtülerini tatmin etmek ve içgüdüleri gereği bağlı bulundukları (yavruları, eşi, sahibi) uğruna kavga etmekten ibaret olan bir varlıktır. İnsan, tabiatın nesnelliği karşısında yaşamını düzenleyebilmek için kurallar icat etmiştir. O kurallar mükemmel değillerdir, ama insanın onları geliştirmek için muhakeme ve hemcinsleriyle haberleşme, dolayısıyla tartışma imkânı vardır. Bu, yasa çerçevesinde emin bir yaşamı mümkün kılar. Hayvan bunları yapamaz; tanıdığı tek yasa sahibinin emirleri ve kendisine genellikle zor kullanılarak belletilenlerdir. Ruşan Beyefendi'nin bana ilham ettiği "insan" ise, uygar yasalar ışığında yaşayan, araştıranöğrenen, tartışan ve yanlışları bulup tartışma yöntemiyle birbirini tehdit etmeden, korkutmadan, öldürmeden ayıklayan yüce bir varlıktır. Kendisine acil şifalar dilerim. kafesin elde edilebilirliğini kontrol edecekler. Lazer ışığındaki kürecikler İngiliz bilim adamları mikroskobik boyuttaki plastik kürecikleri, bir ışık alanının yardımıyla iki boyutlu düzenli bir kafes halinde dizmeyi başardılar. Kürecik kafesi, doğal kristaller gibi difüzyon süreçlerindeki dinamiği yansıtıyor. Bu nedenle iyon kristallerindeki süreçler için bir model sistemi olarak da kullanılabilecek. Ancak bu durumda iyonlar bir ışın mikroskobuyla incelenebilecek. Durham Üniversitesi’nden Colin Bain tarafından üretilen kürecik kristali yarım mikrometre küçüklüğünde, suda yüzen plastik küreciklerinden oluşmakta. Karbon nano tüpler yüksek ısıda uzuyor BİR DÜZELTME Dikkatli okuyucum Sayın Bay Ruşen Sezer hasta yatağından geçen haftaki yazımda Karl Marx'ın sözünü hem eksik naklettiğim hem de kaynağını yanlış gösterdiğim hakkında, meslekdaşım ve sevgili dostum, yeğeni Sinan Özeren ile bana haber gönderdi. Hemen yazımı ve kaynağımı kontrol ettim ve önümdeki Thesen über Feuerbach'ı (Feuerbach üzerine Savlar) dalgınlıkla "Komünist Manifestosu" olarak yazıma geçirdiğimi, hem de Almanca orijinaldeki "nur" (sadece) kelimesini tercüme etmediğimi gördüm. Başta Ruşen Beyefendi olmak üzere tüm okurlarımdan özür dilerim. İnsan sabaha karşı yazı yazmaktan bir yaştan sonra herhalde vazgeçmeli. Yoksa böyle, daha önce (hem de gene bu sütunda) doğru olarak yayımladığı şeyleri yanlış hale getiriyor. Marx'ın sözünün tamamı şöyledir: "Filozoflar dünyayı/âlemi sadece değişik şekillerde yorumladılar. Ama maksat onu değiştirmektir. (Vurgu Marx'a aittir). Almanca orijinal şudur: "Die Philosophen haben die Welt nur verschieden interpretiert; es kommt aber darauf an, sie zu verändern. Buradaki Welt kelimesi Almanca'da hem dünya (Türkçe'de "içinde yaşadığımız dünya" derken kastettiğimiz dünya) hem de âlem anlamına geldiğinden ben de Türkçe'yu bunu dünya/âlem olarak çevirdim. Almancadaki Welt kelimesine karşılık bir kelime Türkçe'de yoktur. Bu ihtiyacımızı bazan her iki kelimeyi bir arada kullanarak gideririz: Örneğin "dünya âlem duydu" sözündeki gibi. Marx, Thesen über Feuerbach’ı 1845 yılında Brüksel'deyken kaleme almıştır. Benim kaynağım ise şurasıdır: "Karl Marx Friedrich Engels Werke", c. 3 (1845 bis 1846): Institut für MarxismusLeninismus beim ZK der SED, Dietz Verlag, Berlin (1969), s. 535, sav 11. Burada verilen metin 1888 yılında Engels tarafından yayımlanan metinden alınmıştır. Mısır’da yeni bir kraliçe heykeli bulundu Mısır’ın Luksor kenti yakınındaki Karnak tapınak alanında yapılan kazılar sırasında çok iyi korunagelen bir heykel bulundu. Granitten yontulmuş heykel, Mısır’ın en güçlü kadınlarından biri olan kraliçe Teje’yi temsil ediyor. Amerikalı bilim adamlarının, kral Amenophis III’ün heykeli altında buldukları Teje heykeli siyah granitten yontulmuş ve aşağı yukarı 1.60m boyunda. Çok iyi koruna gelmiş heykeli, John Hopkins Üniversitesi arkeologları Mut tapınağında ortaya çıkardılar. Mısır’daki eski eserler dairesinden yapılan açıklamaya göre eserin üzerinde Teje – Kral Amenophis III’ün eşi yazılı ve gayet net bir şekilde okunabiliyor. Heykelin yüzü de çok iyi durumda, sadece burnundan küçük bir parça kopmuş. Kocasından daha uzun yaşayan kraliçe Teje, Mısır’ın en güçlü kadınlarından biriydi. Teje, gerek kocasının gerekse onun ölümünden sonra oğlu Echnaton’un üzerinde etkili olan siyasi fikirleriyle ünlenmişti. Echnaton ise ününü, dünya tarihinde ilk kez monoteist din devletini kurarak elde etmişti. Ancak güneş tanrısı Aton’un kültü daha sonra Echnaton’un oğlu Tutanchamun tarafından değiştirilmişti. Teje ve Amenophis III’ün 18. hanedanda yaklaşık olarak İ.Ö.1400 yılında yaşadıkları biliniyorsa da kesin doğum ve ölüm tarihleri tartışmalıdır. 986/5 11 Şubat 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear