28 Nisan 2025 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 28 NİSAN 2025 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Heykelini yontan adam: İmamoğlu PROF. DR. AHMET ÖZER etmek yol ayrımına gelir kişi. TUTUKLU SEÇİLMİŞ ESENYURT İşte kendi yaşamından daha BELEDİYE BAŞKANI büyük bir amaca bağlanmak burada karşımıza çıkar. O Siyasetten çevreye Mart darbesinin da başkalarının daha özgür mağduru ve kazananı ve insanlık onuruna yakışır her yer fay hattı... 19İmamoğlu, kariyer derecede yaşaması için iyasi, ekonomik krizdi, şiddet, baskı aşamasında yeni bir evreye mücadele etmeyi gerektirir. iklimiydi derken deprem kâbusumuz geçti ve yiğitlik öyküsüne bir Riskli midir? Evet risklidir Sda bir kez daha kendini kuvvetlice çentik daha attı. Hapse girdi, ancak başarılacak amacın riski hatırlatıverdi. İktidarda olanlarca yıllardır büyük liderlerin geçtiği kapıdan yapılması gerekip yapılmayanları, alınmayan arttıkça değeri de o ölçüde artar. geçerek yeni bir aşamaya önlemleri, bedava hayatlar yaşadığımızı Bu noktada insan başlar kendi yeniden gözümüze soktu. Durdurulmak geçti. Şimdi büyük siyaset kendini yontmaya ve yapmaya. bir kenara, tersine büyük bir açgözlülük, sahnesi hapishanede kurulu. O Herkes heykelini kendisi şakşakçılıkla beslenen yandaş, rantçı, çalışma azmini, organizasyon yontar. Cesareti, feraseti ve beton zihniyetin toplumu nasıl içten içe gücünü, enerjisini hapishanede nitelikleri oranında... çürüttüğünü anımsattı. kullanacak, buradan Yeraltındaki faylar gibi toplumsal fay kitlelere seslenecek. Kitleleri Vazgeçmeden, hatlarındaki çatlaklar da bir o kadar kaygı verici. Toplumsal kutuplaşmayı heyecanlandırmak, enerjisini usanmadan... kaşımak, demokratik laik hukuk devleti belli bir hedefe yönlendirmek Hayvan yaşamı ve yaptıkları ilkelerini aşındırmak, akıl, bilim, liyakati İmamoğlu’nun iyi bildiği bir doğası gereği standarttır. Ancak önemsizleştirmeye çalışmak ülkemizin liderlik ama bunu artık Silivri’de geleceği için en büyük tehditlerden oysa. insanın (gene doğası gereği) küçük bir hücrede yapmak cumhurbaşkanı adayımız ve kış gecesindeymiş gibi İktidarın, yerel seçimlerden birinci çıkan yücelmesinin de alçalmasının CHP’ye yönelik baskısı görülmemiş bir tona zorunda. Bu da yaptıklarının bir sonraki cumhurbaşkanımız karanlık ve sonsuz bir deliğe da sınırı yoktur. İnsan, kendi yükselmiş halde. İBB merkezli, CHP’nin etkisini ve gücünü artıracaktır. olacak kişidir. akıp gitmektedir. Bugün yapıp etmeleri ve istemeleriyle cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu ve Bu İmamoğlu’nun zorlu Bu siyasi yolculuktan onu doğumlar dursa 90 yıl sonra kendini biçimlendirir; kendi çevresine yönelik tartışmalı operasyonlara yolu, bizler de onun yol ortaya çıkaran insani yolculuğa dünyada insan namına canlı her geçen gün yenisi ekleniyor. Avukatın özgür ve onurlu kalıpçısı, arkadaşlarıyız. Bu zorluklara bakalım. İnsan doğar yaşar ve kalmayacaktır. avukatı da tutuklananın eşi de dipsiz gözaltı heykeltıraşıdır. Kendini tercih birlikte göğüs gereceğiz. Bu ölür. Bu üçgenin döngüsü, kaza heybesinde. Kuvvetler ayrılığı ilkesinde ettiği gibi biçimlendirir. Yaşamın anlamı sınırlar nerede soruları artıyor. yolu her şeye ve tüm güçlüklere beladan beri hep tekrar ederek İnsan kendine daha düşük, Peki bunca sıradanlık içinde rağmen yılmadan, pes etmeden sürer gider. Peki fark yaratan yani hayvani bir biçim verip ‘Kanal İstanbul’ inadı yaşamın anlamı nedir? Bir ve her gün bir öncekinden daha nedir? Fark yaratan cesarettir. yozlaşabileceği gibi ruhunun CHP’nin yoğun katılımlı Mersin mitinginin insanı farklı kılan nedir? büyük bir azimle cezaevinde Napolyon’un deyişiyle dünyada olduğu cumartesi günü de yeni bir gözaltı yargısına uygun olarak daha İnsanın yaşamını anlamlı kılan, onunla birlikte yürüyeceğiz taklit edilemeyen tek şey olan dalgası yaşandı. Gözaltına alınanlar yüksek, onurlu ve anılası bir onu da diğerlerinden paha ve ülkemizi aydınlık yarınlara cesaret. Tabii bu cesareti nasıl arasında, iktidarın inatla direttiği Kanal biçimde yücelebilir de... biçilmez biçimde ayıran nedir? mutlaka kavuşturacağız. Bu kullandığına bağlı. İstanbul projesi güzergâhındaki Sazlıdere İmamoğlu yıllarca dışarıda İnsan bu sıradan tekrardan Barajı havzasında yapılaşmaya karşı çıkan, konuda azimliyiz, kararlıyız Bir insanın bir başka insanın yapmaya çalıştığı heykelini İSKİ Müdürü Şafak Başa da olmak üzere nasıl kurtulabilir? Sahip olduğu ve güçlüyüz. Gücümüzü içinden çıkması ile doğum kritik görevlerdeki İBB bürokratlarının şimdi dört duvar arasında, cesaretle, ferasetle ne yapması halkımızdan ve haklılığımızdan mucizevi bir şeydir. Sırlarla olması dikkat çekiciydi. Ki o Kanal demir parmaklıklar arkasında gerekir? Bu soruların tek bir alıyoruz. Milli iradeye dolu olması, herkesi kapsaması İstanbul projesinin uzmanlarca deprem bir hücrede güçlü elleri, yüksek cevabı vardır: O da yaşamında, kastedenleri elbirliği ile ve mutlak olması bakımından riski altındaki bölge için intihar olarak iradesiyle, vazgeçmeden, yaşamından daha değerli bir değerlendirildiğini vurgulamakta fayda yeneceğiz. Milli irade her şeyin ölüm ise ihtişamlıdır. Mucizevi bıkmadan, usanmadan var. Projenin İstanbul’un su, tarım alanları amaca bağlanmaktır. Bu amaç üzerindedir ve “Egemenlik doğum ile ihtişamlı ölüm ve ekosistemi için tehlike içerdiği uyarıları yontmaya devam ediyor. Ve nihayetinde insanı gene insan kayıtsız şartsız milletindir”. arasındaki yaşam aslında görmezden gelinecek gibi değil. Ama iktidar yarınlara kalacak olan hem eliyle yaratılan zulme karşı sıradan bir tekrardan ibarettir vazgeçmiyor. Neden sorusuna yanıtları büyük emeklerle yaşamdan ‘Fark yaratan cesarettir’ koymaya götürür. Çünkü büyük meğerki ondan anılası bir yetersiz, bilimsel verilere karşı iknadan uzak. yonttuğu bu onurlu heykel hem Bizler bu milletin bağrından amaçlar büyük erdemleri ömür çıkarmasa insan. Projeye yönelik itiraz ve yargı süreçleri de ona ulaşmak için yapılan çıkmış, daha özgür ve daha gerektirir. İşte bu erdemlerin devam ederken bölgede yapılaşma hız İşte İmamoğlu’nun farkı yolculuğun kendisidir. Çünkü kesmiyor. Öyle bir pervasızlık yaşanıyor ki gönençli bir yaşam için çalışan başında da cesaret gelir. Bu yaşamından, bütün risklerine Arap ülkelerinde Kanal İstanbul bağlantılı her şey bir gün biter, ömrü son insanlarız. İmamoğlu da halkın da güç sahiplerini ürkütür. rağmen, yılmadan cesaretle projelerin pazarlandığı reklamların bulur, geriye hikâyesi kalır beğenisini, takdirini ve onayını Bu ürkü zulmü doğurur. anılası bir ömür çıkarmasıdır. yayınlandığı gündeme yansıyor. Tabii bir de insanın. Füruğ’un dediği gibi, almış, bu vasfıyla rakiplerini Sonuçta ya boyun eğmek ya Çünkü milyonlarca projenin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.” korkutan, üstün nitelikleri olan da insan onuru adına itiraz yıldır insanlık soğuk bir geleceğine ilişkin tartışmaları var. Yani çevresel ve ulusal çıkarlar açısından olası riskler diken üstünde olmayı, projenin oldubittiye getirilmeden iktidarı, muhalefeti toplumun tüm kesimleri tarafından sorgulanmasını gerektiriyor. Geçen hafta Mustafa Çakır ile Sarp ‘Beyaz zambaklar’ın unutturulmuş ilhamı Sağkal imzalı haberlerimizden yola çıkarak manşetimiz “Kaynak var icraat yok” yoktu. Haberlerde 1999’daki depremlerin ardından PROF. DR. CENGIZ KUDAY görevlerinden uzaklaştırılıyor ya getirilen deprem vergileriyle milyarlarca liranın da etkisiz kılınıyor. toplandığı ama buna karşın yine felaketlere ustafa Kemal Atatürk, karşı hazırlıksız olunduğuna işaret edildi. Myalnızca bir kurtarıcı değil, Sorgulanması gereken Ufuk Sepetci imzalı haberimizde ise İstanbul’da toplanma alanlarının buhar aynı zamanda bir fikir mimarıydı. sistem olması hatırlatıldı. TMMOB ve İBB verilerine Cephede kazandığı zaferleri, Bu tablo, bize iki yüzyıl önce göre yaklaşık 16 milyonluk nüfuslu eğitim alanında gerçekleştirdiği Sultan III. Selim’in kültür megakentte tablomuz şu şekilde: 470 devrimlerle taçlandırdı. Çünkü devrimine karşı çıkan çevreleri toplanma alanından 77’si duruyor, 133’üne bilirdi ki gerçek zafer, cehaleti AVM yapıldı. AFAD’a göre 3 bin alan var hatırlatıyor. O dönem nasıl ki yenmekle olanaklıdır. Onun ancak uzmanlar bunun kâğıt üzerinde reform çabaları engellenip Selim olduğu görüşünde. tavsiye ettiği, hatta “tüm okullarda tahttan indirildiyse, bugün okutulmalı” dediği Beyaz de benzer bir zihniyet eğitimi ‘Normal demokrasi’ Zambaklar Ülkesi adlı kitap, bu şekillendirmeye çalışıyor. İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından anlayışın bir belirtisidir. Üniversite sınavlarında binlerce başlayan protestolarda gözaltına alınan Finlandiya’nın yoksulluktan öğrencinin “sıfır çektiği” bir öğrencilerin durumu da vicdanları çıkış öyküsünü anlatan bu kitapta, yaralamaya devam ediyor. Ciddi sağlık ülkede öğretmenlerin değil, bir avuç aydın - öğretmenler, sorunları bulunan üniversite öğrencisi Esila sistemin sorgulanması gerekmez Ayık halen cezaevinde tutuluyor. Çağdaş doktorlar, subaylar, yazarlar - mi? Bayraktar imzalı haberimizde bursla halkı uyandırmak için mücadele değil; yetiştirdiği aydınlarla, Eleştirel düşünceye, sorgulamaya, Okul sayımız artıyor olabilir. Belçika’da eğitim gören ve tatil için geldiği eder. Okuma yazma oranının sanatçılarla, bilim insanlarıyla, çok yönlü gelişime dayalı bir Fakat nicelikteki bu artış, nitelik ülkesinde tutuklanan Esila’nın mektubundan yüzde 99’a ulaştığı, her bireyin diplomatlarla, edebiyatçılarla okul kültürünün ürünüdür. açısından bir yükselişi ifade şu satırlar dikkat çekiciydi: “Sağlık durumum fikir üretmeye teşvik edildiği bu tanınır. Türkiye’nin kültür ve İşte tam da bu nedenle, bugün kötüye gidiyor. Halkımıza emanetiz.” etmiyor ne yazık ki. Okullarda Bu arada kültürel mirası koruma ülke, bir zamanların geri kalmış bilim yaşamına yön veren birçok hedefte olan okullardan biridir. artık ne eleştirel düşünmeye yer konusunda da sorunlar büyüyor. Öznur coğrafyasından bugünlerin örnek isim bu sıralardan geçmiştir. Okullarımızı sıradanlaştırmak, var, ne de özgür fikirlere. Oysa Oğraş Çolak imzalı haberimizde, İzmir demokrasisine dönüşmüştür. Mezunları arasında bakanlar, diğerlerinden farksız duruma eğitim yalnızca sınav kazanmak Aliağa’da Nemrut Körfezi’nde bulunan Kyme Bizde de benzer bir atılım, 3 büyükelçiler, üniversite rektörleri, getirmek ve susturmak istiyorlar. değil; aynı zamanda düşünmeyi, antik kentinin çevresinde sanayileşmeye Mart 1924’te Atatürk’ün Tevhidi yazarlar, doktorlar ve düşünce Çünkü sistem; düşünmeyen, sorgulamayı ve değiştirmeyi dikkat çekildi. Bölgenin arkeolojik Tedrisat Kanunu ile başlamıştı. insanları vardır. Her yıl TÜBİTAK sorgulamayan, itiraz etmeyen bir niteliğinin üçüncü dereceye düşürüldüğü, öğrenmektir. bu sit alanına fabrika tesisinin kurulma Eğitim Birliği sağlanmış, medrese projelerinde ödül alan öğrenciler nesil istiyor. Ama unuttukları bir çalışmasının başlatıldığı aktarıldı. eğitimi yerine akılcı, bilimsel Liseler neden hedefte? yetiştirir. Uluslararası bilim şey var: Atatürk’ün gösterdiği Kadınların nasıl doğum yapacaklarına eğitim ön plana çıkmıştı. Bugün İzmir Atatürk Lisesi... Benim yarışmalarında, matematik yolda yürüyen okulların bellekleri yönelik iktidarın, “Ben bilirim” diretmesi ise geldiğimiz nokta iç acıtıcı: de mezunu olduğum bu köklü ve fizik olimpiyatlarında kolay kolay silinemez. Atatürk’ün de tepkilerin merkezinde. Damla Polat Devlet okullarımızda adeta bir okul, geçmişte olduğu gibi bugün dereceler elde eder. Birçok şu sözünü unutmayalım: imzalı haberimizde kadınların geçen hafta “öğretmen kıyımı” yaşanıyor. yaptıkları eylemdeki pankartları yaşananlara de bilimsel düşüncenin, çağdaş mezunu, yurtdışındaki prestijli “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, karşı güçlü bir mesaj içeriyordu: “Doğal olan Alanında donanımlı, düşünen, eğitimin, laikliğin ve çok yönlü üniversitelerden burs alarak bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum kadınların kararına karışmamak. Doğal olan sorgulayan nesiller yetiştirme kişilik gelişiminin öncüsüdür. Bu dünyaya açılır. halinde yaşatır ya da esaret ve normal demokrasi.” derdi taşıyan öğretmenler, ya okul, yalnızca sınav başarısıyla Bunlar rastlantı değildir. sefalete terk eder.” ‘Cumhuryet Yolu’, Erzurum’dan tbaren Mustafa Kemal’n - kurmay heyetnde bulunan haklarına da aykırıdır. Mazhar Müft Kansu’nun anıları eksennde, Kurtuluş Savaşı’nın Emre Kongar çeştl evrelerne tanıklık eder. “Sukast”, 16 Hazran 1926 günü Gaz Paşa’yı hedef alan sukast grşmnn, hazırlık aşamalarını ve sonrasını ele alır. İzmr Sukastı olarak anılan olay, İlyas Tunç özünde genç Cumhuryet’e 13,5x20,5 / 102 Sayfa / İnceleme br saldırıdır. 13,5x21 / 216 Sayfa / T yatro 16x24 / 95 Sayfa / İnceleme
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear