Catalog

gorus@cumhuriyet.com.tr 18 OCAK 2025 CUMARTESİ 2 olaylar ve görüşler Gençlerin Tecrübe, akıl ve yürek gözünden milli eğitimimiz PROF. DR. CENGİZ KUDAY bir halde mi? Biz öyle bir olasılığı mek yerine birbirleriyle laf yarış- Umuyorum ki bizi yönetenler, geç- düşünmek bile istemiyoruz. Bence tırmakla ve batmakta olan gemiden mişin derslerinden haberdardır ve ugün ülkemiz, geleceğimizi Mustafa Kemal’in askerlerinin izle- kendilerine pay çıkarmaya çalış- bu tecrübeleri rehber alarak akıl- ERDAL ATICI tehdit edebilecek birçok ciddi ri ve bıraktıkları değerler hâlâ yerli makla uğraşıyorlar. cı politikalar izlemeye devam ede- Eğitimci, Yazar Bsorunla karşı karşıya. yerinde duruyor. Bugün çevremizde yaşanan olay- ceklerdir. Devletin temelleri çatırdarken Öyle ki yemin töreninde kılıç ça- lara ne kadar hazırlıklıyız, bilmiyo- Yaşam sona erdiğinde güneş de- DÜN karneler alındı. Öğretmenliğe kaptan sanki hiçbir şey olmamış tan ve okulu birincilikle bitiren rum. Ama her şeye rağmen iyi ni- falarca doğacak ama biz artık bura- başladığım yıllarda her karne tatili gibi “Çalın” diyor. Ünlü bir yaza- Teğmen Ebru Eroğlu’nun kendileri- yetimizi korumamız gerektiğini dü- da olmayacağız. Yine de geride bı- öncesinde öğrencilerimden bana da “karne” rın dediği gibi, bir kısım medyada vermelerini isterdim. Birer boş kâğıt ne açılan soruşturma kapsamında şünüyorum. raktığımız anılar ve paylaştığımız “Titanik’in kemancıları” hâlâ çal- dağıtarak, kendi adlarını yazmadan olumlu yaptığı savunmasında “Omzumdaki İkinci Dünya Savaşı’nda mil- düşünceler, geleceğe ışık tutan bi- ve olumsuz gördükleri davranışlarımı açıkça maya devam ediyor. Ancak gerçek rütbeyi alabilirsiniz ama göğsüm- yonlarca insanını kaybeden rer belge olarak yaşamaya devam yazmalarını isterdim. Bu yöntem sayesinde şu ki gemi batıyor, her yerden ça- deki Harp Okulu brövesini alamaz- Avrupa’nın aksine, Türkiye o dö- edecek. onların gözünden kendimi görür, olumsuz tırtılar ve gürültüler yükseliyor. sınız” sözleri basında yer aldı. nemde akıllı yöneticilerinin sağdu- Unutmayalım: İnsan, hayalleri, davranışlarımı düzeltmeye çalışırdım. Cumhuriyetin kurucu unsuru ve Günümüz sivil kurumlarına bak- yulu politikaları sayesinde bu zorlu inandığı değerleri ve çevresinde bı- Eleştiri olmadan insanların, toplumların bekçisi olarak kendini gören Türk tığımızda ülkenin temel sorunları- süreci kayıpsız atlattı. Gereksiz ma- raktığı duygularla ölümsüzleşir. gelişmesi olası değil. Keşke milli eğitim Silahlı Kuvvetleri (TSK) acaba bu- na ilişkin bir farkındalık geliştir- ceralardan kaçındı ve halkını koru- Ulusların yükselişi ise fedakârlık bakanından okul yöneticilerine, herkes gün kendi çocuklarını savunama- mekten çok uzak olduklarını görü- mayı başardı. Bugün de aynı anla- yapmayı göze almış bireylerin ça- eğitimle ilgili eleştirilere kulak verebilse yanlış yan, sinmiş, yılmış, teslim olmuş yoruz. Onlar, asıl meseleleri çöz- yışa sahip liderlere ihtiyacımız var. balarıyla mümkün olur. uygulamalarını, kararlarını değiştirebilse. Ne yazık ki eleştiriler kulak arkası ediliyor. Demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, öğretmenlerin, öğrencilerin, eğitim Geçmiş ve gelecek arasında köprü kuran kitaplar... çalışanlarının eleştirileri dikkate alınmadığı için eğitimiz solunum odasında can çekişiyor. Sorunlar çözümsüz hale geliyor. Din ve siyaset baskısı Milli eğitim bakanı, büyük eleştirilere karşın tarikatlarla protokoller imzalamayı sürdürüyor. O da yetmiyormuş gibi siyasal partilerle doğrudan bağlantısı olan siyasi oluşumlarla protokol imzalıyor. Artık öğrenciler okul çıkışı bu oluşumlara taşınacak! Aslında eğitimde sorunlar belli, çözüm belli. Her yerde yazılıp söyleniyor. Öğrencilere sorunca bir çırpıda söylüyorlar. Çünkü okullardaki sorunları görüyorlar, duyuyorlar, yaşıyorlar. Geçtiğimiz günlerde, bir etkinlik sonrasında gençlere “eğitimin sorunlarını” sorduk. Anadolu lisesi 10. sınıf öğrencisi Mustafa bize sorunu özetledi: “2025’te bu eğitim sistemi “İnsanların fala merakı öteden ber blnr, eskden sultanlar yanlarında neden müneccmbaşı bulundururlardı?... değişmelidir. Örneğin, dersler alacakaranlıkta Geleceğ okumak çn! Yarını bugünden blmenn dayanılmaz merakı çnde yaşayanlar az değldr, bu yüzden değil, saat 10.00’da başlamalıdır. Günde sekiz falcıdan falcıya dolaşanların hadd hesabı yok… Ne var k eskden br sultana müneccmbaşı olmak kolay değld, saat olan ders saati sayısı altıya indirilmelidir. çünkü egemenn akşamdan sabaha, geceden gündüze ne yapacağı blnmez, efendnn saat dakkasına uymaz!... Çünkü okul bana gerekli bilgiden çok, gereksiz Geleceğ okuyan nce müneccmbaşının bu yolda canına okunduğunu tarhler yazıyorlar. derslerde bir sürü işe yaramaz bilgi yüklüyor. İnsanımız da balık gb bakıyor geleceğe: Okul bize düşünme, sorun çözme becerisi ve Br gözü ağlar… doğruyu bulma yöntemini öğretsin yeter!” Br gözü güler… Serhat, okuldan usanmış: “Fen lisesine Br gözü skele… Br gözü sancak…” ve puanla alınan liselere giremedin mi, diğerlerinde okumak boşuna. Alacağımız “Aydınlanma Blges” İlhan Selçuk’un güncellğn koruyan köşeyazıları, okurlarıyla yenden buluşuyor. diplomanın çok da anlamı yok. Yarın beni patron işe alırken çok şey bildiğim için değil, kendisini zengin edebilecek mi, iyi bir ‘köle’ olur 13,5x21 / Deneme / 221 sayfa muyum, diye bakacak! Arkadaşlarımın birçoğu okuldan o kadar soğudu ki ya açık liseye ya da MESEM’e kaçtılar. MESEM de kolay değil, çalıştığı yerde baskıya, şiddete uğrayan, ölen öğrenciler oldu. Şimdi oradan da kaçıyorlar.” Öğrenciler ne istiyor? 9. sınıf öğrencisi Ali ise eğitim sorunlarını değerlendirirken ekonominin kötülüğünden yakınıyor. Babasının asgari ücretle çalıştığını, kantinden bir şey alamadığını, ücretsiz olarak bir öğün yemek verilmesinin bir zorunluluk haline geldiğini anlatıyor. Babasından harçlık istemeye utandığını söylüyor. Bir başka öğrenci Özge, yöneticilerin lüks harcamalarını anlatıyor. “Devlet kurumlarının gereksiz harcamaları kısılsa, okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilemez mi?” diye soruyor. Hayri, “Bize gelecekte en gerekli olacak şey, teknoloji. Ama teknoloji kullanımıyla, yazılımla ilgili ders yok. Genetik, genetik mühendisliği, robotik kodlama, yapay zekâ 12,5x19,5 / Şr / 560 sayfa 13,5x21 / İnceleme / 256 sayfa 13,5x21 / İnceleme / 486 sayfa 13,5x21 / İnceleme / 764 sayfa diyorlar ama bu alanlarda da ders yok! Varsa yoksa dinsel eğitim!” diyor. Kimi öğrenci, seçmeli derslerle birlikte haftada dört saat din dersinin çok fazla olduğundan, kimi sanat ve felsefe derslerinin az olmasından yakınıyor. Kimi öğrenci de okulda bir gereklilik olan güvenlik, sağlık, temizlik elamanlarının bulunmamasını eleştiriyor. Görüldüğü gibi gençler, ÇEDES uygulamalarıyla sınıflarda mezar taşı görmek yerine, bir öğün ücretsiz yemek istiyor. Sınıfta hayali ölü yıkamak, kefenlemek yerine teknoloji kullanımı, yazılım, yapay zekâ dersleri istiyorlar. Kanlı, silahlı, cihat müsamereleri yerine bilginin kullanıldığı, çağdaş, bilimsel, parasız, laik eğitimin uygulandığı, hoşgörünün hâkim olduğu, gülüp eğlenebilecekleri, eğlenirken öğrenebilecekleri ve üretebilecekleri çağdaş okullar istiyorlar. 13,5x21 / İnceleme / 256 sayfa 16x24 / Yaşamöyküsü / 253 sayfa / Cltl 13,5x21 / İnceleme / 160 sayfa 13,5x21 / İnceleme / 392 sayfa CUMHURİYET YAZARLARI, 17. ÇUKUROVA KİTAP FUARI’NDA OKURLARIYLA BULUŞUYOR İMZA MUSTAFA BALBAY 19 OCAK PAZAR 14.00 13,5x21 / Anı / 272 sayfa 13,5x21 / Tarh / 263 sayfa 13,5x21 / İnceleme / 238 sayfa 12,5x19,5 / Öykü / 118 sayfa