21 Ocak 2025 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 OCAK 2025 PAZAR 8 HABER/yo Rum ürkiye’nin görüp göreceği kahvesi. Artık yoklar. en demokratik anayasa, 9 Bu da ne? TTemmuz 1961’de yürürlüğe Yüksek Hâkimler Kurulu’nun giren anayasadır. narin binasının alnına dev bir “Hukuk devleti” olabilmek için tabela asılmış. Üstüne kocaman gereken çoğulcu demokrasi ve harflerle Yunus Emre Enstitüsü kuvvetler ayrılığı ilkelerini esas alan yazılmış. Yüreği burkuldu ama yasada, temel hak ve özgürlüklerin devlet böyle uygun görmüş, kıldan ilk kez ayrıntılı tanımları yapıldı, ince boynunu büktü. Maziye bak güvence altına alındı. Sosyal devlet Bari adından Yorgun gövdesiyle rastladığı ilk Allah aşkına nedir ve sosyal haklar gibi kavramlar da ilk banka oturdu. Cumhuriyet gazetesini kez 1961 Anayasası’nda dile getirildi. ileriyi gör açtı. Haber başlığının koca koca bu kırmızı kart? utansaydınız Ancak demokrasiyi harfleri, birer bıçak gibi gözlerine KK, du¨n BBC’de yetkili evgili dostlarım ocak ayındayız ve içselleştirebilmiş toplumlar için özelliği, “hâkim teminatı” ilkesine saplandı: “Yunus Emre Enstitüsü’nde sözcüsünün ağzından teröre yaşadığım kent (İstanbul) vallahi kusursuz sayılacak bu anayasa; 19 titizlikle bağlı kalmalarıydı. Politika, yolsuzluk skandalı” “Pyeniden bas¸layacaklarını ilan Sbillahi bahara girer gibi. Meteoroloji yıl yürürlükte kalmasına karşın ne onların adalete hizmet ettiği kapıdan etti.” (3 Eylül 2003) kentteki silme cam kaplı yüksek binaları ülkeyi zart zurtla yönetmeye alışık H içeri giremezdi. Zimmetten zillete yok saydığı için ikide bir “Kar gelecek, siyasetçilerin işine geldi ne de yurttaş Oysa Öcalan’ın İmralı’ya konulmasının Bırakın bir yargıca “şöyle karar felaket olacak” uyarısı yapıyor ve biz Yüksek Hâkimler Kurulu’nun ardından PKK kimlik değiştirmiş ve olamayan ahalinin. ver” talimatı, talimatın iması bile boş yere kar bekliyoruz. Ortaçağda yerine konuşlandırılan enstitü, adını KADEK yani “Kürdistan Özgürlük ve 1971 askeri darbesinden sonra çok sert ve bağışlanmaz biçimde asiller ve ruhban sınıfı, sadece sefere sahte faturalarla milyonlarca lira Demokrasi Kongresi” ve Kongra-Gel (Halk budandı, 1980 darbesiyle de yok cezalandırılır, cezalandırılacağı da giderken adam yerine konulan fakirlerden dolandırılmış. Hem de yoksulların Kongresi) yapmıştı. edildi. Zaten yürürlükte kalsa, kendilerini uzak tutmak için kocaman bilinirdi. sesi, ezilenlerin ozanı, şiirsel Türkçeyi O günlerde “‘PKK terörü ne zaman kocaman şatolar yapmışlar. Eh biz de yaşadığımız son çeyrek yüzyılda 12 Eylül askeri darbesi Yüksek savunurken yaratan, “Bir garip bırakmıştı ki?’ diye sormak artık 21. yüzyılın ortaçağında yaşadığımız cehaletin katma değeri avamlıktan, Hâkimler Kurulu’nun hakkından anlamsız!” diye yazı yazmıştık. ölmüş diyeler, Üç gün sonra duyalar, için tuzu kuru olanların yaşadığı milyon barbarlığa doğru kayan Türkiye’ye geldi. Yolunu döşediği FETÖ yargıyı Belki artık çok anlamlı: PKK’nin Eruh’taki Soğuk su ile yuyalar, Şöyle garip dolarlara satılan kocaman kocaman, haydi haydi bol gelirdi. ilk cinayetlerinin 40. yılı da doldu. Şubatın, biçti, ondan boşalan yere oturan bencileyin” dizeleri tarihe kazınan camları açılmayan binaları yaptık. Siteler önümüzdeki ayın 16’sında, İmralı’da bugünkü patronaj da Yüksek Hâkim Yunus Emre maskesiyle yapmışlar de yaptık ve telle çevirdik “Aman yoksullar Öcalan 25. yılını dolduracak. Arada Efsane hukukçular ve Savcılar Kurulu’nu modele göre soygunu. topraklarımıza ayak atmasın!” “Ay fakirler yaşadığımız “hendek savaşı” deneyiminin 1961 Anayasası’yla yitirdiğimiz pek dikti. Emekli yargıç üşür gibi titredi, buralara dadanmasın!” Siteler havuzsuz de 10. yılı doluyor. çok sosyal hakkın yanı sıra, bugün Artık Yüksek Hâkim ve Savcılar olur mu? Bekçisiz olur mu? Benim, bizim oysa üşümemişti. Yüksek Hâkimler PKK’nin KADEK’leşmesi belli ki Irak’ın dövüne dövüne aradığımız bağımsız Kurulu’nun başkanı, bizzat adalet içme suyumuz havuzları dolduruyor. Ah kuzeyinde savaşı sonrasındaki gelişmeler Kurulu’nun levazım müdürü Ali Rıza yargı en büyük kaybımız oldu. bakanı. Müsteşarı da kurulun doğal bekçi dediniz de şu sokaklarda gezmesi ve Irak ipin ucunu kaçırma olasılığı Bey geldi aklına. Bir kurşun kalemi Bağımsız yargı demek, elbette ki üyesi. Yani siyasal erk yargının beklenen bekçilere rastlayanınız oldu mu? yüzünden teröre bıraktıkları yerden bir dosyaya zimmetli verirdi. Bir yargıçların bağımsızlığı demekti. 1961 başında, siyaset adaletin içinde Dünya kadar maaş alıp geceleri kahvede devamını gerektiriyordu. bardak birayı ortak içerlerdi tetkik Anayasası, hepsi yargıçlardan oluşan ikamet ediyorlar. Doğal olarak ne okey oynuyorlar. Yanarım yanarım bekçi PKK 22 yıl önce KADEK’leşmişti. hâkimi arkadaşlarıyla, mesaiden kadar olamadığıma yanarım. Yüksek Hâkimler Kurulu’yla işte bunu Sözcüsü BBC Türkçe yayınında diplomatik yargı bağımsızlığı kaldı ne de güven sonra. Ay sonuna doğru maaşı Peki biz fakirlerin durumu ne? Vallahi bir dil cambazlığıyla teröre devam sağlamıştı. Adalet bakanının kurul veren adalet kurumu. tükenen, tükenmeyenden borç alırdı, billahi elimiz kolumuz bağlı, cebimizde edeceklerini şöyle ilan etmişti: toplantılarına katılmaya hakkı vardı ay başında ödemek üzere. “(Türkiye) Kürtlere daha fazla siyasal kırmızı kart dolaşıyoruz. ama oy hakkı yoktu. Yani adalet, Yoksulun adı, ve kültürel haklar vermediği için tek yanlı “Bari adından utansaydınız Şimdi gelelim bu kırmızı kart meselesine. siyasal erkin baskısından bağımsızdı. soygunun tadı ilan edilen ‘ateşkes’in sürdürülme imkânı Koskoca muhalefet lideri, elinde bir kırmızı Yunus’un” diye bağırdı, boşluğa. Yüksek Hâkimler Kurulu binası, kalmamıştır. Bundan sonraki süreçte düşük 1970’li yıllarda Yüksek Hâkimler kart bizlere sesleniyor: “Cebinizde bir Ankara’da Tuna Caddesi’nde yoğunluklu çarpışmaların beklenmesi kırmızı kart olsun ve sürekli her yerde bunu Kurulu’nda görev yapmış emekli İnsan değiller  mücevher gibi bir yapıydı. gerekir.” gösterin!” Kendimden misal veriyorum, bir tetkik hâkimi, elinde elbette Boşluk hem vardı hem yoktu. Cahit Türesay, Mazhar Budak H Trabzonlu sevgili bir okurum benden artık Cumhuriyet gazetesiyle Tuna Yanında iki genç oturuyordu. “Bize gibi efsane hukukçu başkanları vardı. Bu “düşük yoğunluklu dilbazlığın” özeti sahaflarda bile bulunmayan “Kırmız Kedi” Caddesi’nde yürürken gökdelenlerin mi dediniz, amca?” diye sordu, biri. açıktı: Rahmi Süray, Apti Güngör, Şevket yayınlarından çıkmış “Kedilerin, Martıların arasında boğulmuş simge yapıda “Yok” dedi, emekli tetkik hâkimi. - PKK cinayetlerine bıraktığı yerden Tümer, Vasıf Dinçer gibi üyeleri. ve Delilerin Zamanı” adlı hikâye kitabımı geçirdiği ömrü düşündü. devam edecek! Gençler, yaşlı adamın ruh Türkiye Cumhuriyeti’nde bir istiyor, bende de az kalmış, okurum Ettiler de. Kadın, erkek ayrımı olmadan sağlığından kuşkulandılar. Ne olur ne zamanlar Nurettin Doğan, Vehbi öyle şirin bir dille kitabı istiyor ki tamam Düşündürücü olan teröristlerin! “Teröre meslektaşlarıyla aynı ilkeleri olmaz, kalkıp uzaklaştılar. diyorum ve elimde kitap, bana yakın bir Canbilen ve hem büyük hukukçu başlıyoruz!” ilanını, “İngiliz TRT’si” savundukları, hukukun üstünlüğünü İnsan olanın ruh sağlığı bozulurdu, kargo şirketine gidiyorum. Aynı kargo hem de felsefe kitapları yazarı İsmail BBC’den yapmış olmalarıydı. savunmak için dayanıştıkları günleri şirketinden on beş gün önce bir dostuma doğru. Özmen gibi yargıçlar Yargıtay Zira BBC var BBC’den “içeru”. yedi kitap göndermiş 165 lira ödeme anımsadı. Yunus Emre’nin adını kirleten üyeliğine seçilirdi. Kendi siyasetçilerine bile tarafsız parası çıkmıştı. Bir kitap ne kadar olabilir, Kurul binasının tam karşısında hırsızlara hiçbir şey olmazdı. yayıncılık adına kök söktüren, ter döktüren gönlüm rahat işlemlerimi yaptırıyorum ve Onların ne ruhları vardı zaten ne de belki de zamanın ilki, Biracı Ekspres BBC ile onlarca yabancı dilden yayın Güdümlü adalet ödeme 325 lira çıkıyor. Şoktayım cebimde insandılar. yapan BBC Dış Yayınlar Servisi’nin yolları vardı. Yanında Karadenizlilerin Bu değerli hukukçuların ortak de kırmızı kart yok, okurumdan utanarak ve bütçeleri ayrı. ödemeli gönderiyorum. İngilizler Türkiye’nin görünürde Kürt Şimdi diyelim ki cebimde bir kırmızı duyarlılığına çok saygılılar. kart var, ben ne yapabilirim ki? Kırmızı Cumhuriyetin ilk yıllarında finanse 2024 Meslek Onur Ödülü’ne yazarımız Şükran Soner değer görüldü kartı göstersem çalışanlar gülmeye ettikleri isyanların izlerini silmek için başlayacaklar ve ben tıpış tıpış oradan Tamilce, Eskimoca, Zuluca yayın uzaklaşacağım. yapan BBC, Ortadoğu’nun 50 milyon Yahu bu CHP’nin bu karmaşık, iktidarın diye açıklanan Kürtlerine, Kürtçe yayın ‘Cumhuriyet özgürlüktür’ milyonlarca parası olan şirketlerden yapmaktan özenle uzak duruyor. vergi almadığı, asgari ücretlilerin, işçi Aynı duyarlılığı yakın yıllara dek emeklilerini gözlerinin içine baka baka Amerikalılar da gösterdi. Ama artık azeteciler Cemiyeti tarafından özgür oldum. Bu özgürlüğün sonu ölüme mahkûm ettiği insanlara yol Amerikalılar VOA (Voice of America) 10 Ocak Çalışan Gazeteciler hiç olmadı. Gazetenin sahipleri, kanalıyla her gün Kürtçe yayın yapıyorlar. gösterecek bir akıl planı yok mu? Bir süre GGünü ve Gazeteciler yaşamlarının hiçbir sürecinde Burada iki olasılık var: önce de Devlet Bahçeli, Öcalan’ı Meclis’e Ya aralarında Kürtçenin ülkemiz sosyo- davet ettiğinde CHP lideri bağırarak şöyle Cemiyeti’nin 79. kuruluş yıldönümü hiçbir arkadaşımıza, ‘şunu şöyle politiğine yan etkileri konusunda görüş demişti. “Ben de el yükseltiyorum!” Ne nedeniyle resepsiyon düzenlendi. yap’ demediler. Yapana teşekkür ayrılığı patlak verdi ya da bir iş bölümü oluyor poker mi oynuyoruz ya da maç mı Cemiyet tarafından verilen 2024 ettiler. Bu Yunus Nadi’den gelen yaptılar: idare ediyoruz. Ne oluyor? Meslek Onur Ödülü’ne, Cumhuriyet ve oğullarının sürdürdüğü bir Biri tavşana kaç derken öteki tazıya tut “Şimdi bu iktidarı devirmek için neler Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve gelenek” dedi. emri veriyor. yapılabilir ki” diyerek yüzümüz asık, çaresiz Bu noktada Öcalan’ın “anadilde eğitim” gazetemizin yazarı Şükran Soner Gazeteciliğin bir tutku olduğunu çaresiz dolaşıyoruz. Benim bu çaresizliğe için ne düşündüğünü şahsen çok merak canım sıkılıyor ve bir 68’li olarak aklıma değer görüldü. Soner ödülünü söyleyen Soner, “Tıpkı Cumhuriyet ediyorum. Annesinin Türk olduğunu bazı öneriler geliyor. Üç darbe geçirmiş bir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Devrimi gibi bir devrimi, bir kendisi açıklamıştı. Anadili Kürtçe değil. dinozor olduğum için şimdi izninizle birkaç Bilgin ve Gazeteciler Cemiyeti zamanlar 212 sayılı kanun ile Örgüt militanları ile tercüman aracılığı ile mi sabaha karşı evleri basılarak, öneri sunacağım. Yönetim Kurulu Üyesi Ümit başlayan Basın Özgürlüğü devrimi konuşuyordu acaba? kelepçelenerek gözaltına alınmakta İktidar asgari ücreti duyurduğu an, CHP 2003 yılında avukatları aracılığıyla yaptığı Gürtuna’nın elinden aldı. ile yaşadık. 2002’den sonra toplum ve tutuklanmaktadır. Yani özgürlük milletvekilleri öyle koltuklarında oturmak bir açıklamayı da anımsamak gerekiyor: Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak basın özgürlüğünde, yaşam olmaz, eksiksiz yollara düşmeliydiler. prangalanmış vaziyettedir. İşte “Amerika, Kürt milliyetçiliğini geliştirerek Sadece şimdiki milletvekilleri değil, halen Nazmi Bilgin burada bir konuşma pratiğinde çok şey kaybettik ve çok bu nedenle 10 Ocak dayanışma ve Türkiye’yi bölmek istiyor!” binlerce lira emekli maaşı alan geçmişteki yaptı. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler bedeller ödedik. Her fırsatta her Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü mücadele günüdür” dedi. milletvekillerinin de yollara düşmesi konusundaki duyarlılığı hangi noktada? Günü’nü bir bayram olarak gerekçeyle gazetecinin düşünce Yazarımız Şükran Soner kendisi gerekirdi. Dayak mı dayak, tutuklanma mı Geçen haftaki “paradigmalı” kutlayamadıklarını dile getiren özgürlüğünün nasıl katledileceğinin için hazırlanan sinevizyon tutuklanma, biz fakirler buralarda indirimli açıklamasından bunu çıkarmak çok zor: Bilgin, “Meslektaşlarımız iş taşları döşendi. Düşünce özgürlüğü gösteriminden sonra ödülünü market arıyorsak, pazarlara akşam vakti “Sayın Bahçeli’nin ve sayın Erdoğan’ın güvencesinden uzak, her an işten olmadan hiçbir özgürlük olmaz. giderek satılmayan ama çürümeye yüz aldı ve bir konuşma yaptı. Soner, güç verdiği yeni paradigmaya ben de tutmuş meyve sebze topluyorsak size de atılma korkusuyla haber yazmak Bütün örgütlenme özgürlüklerimiz pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil “Şanslıyım. İçine düştüğüm eğitim biraz iş düşüyor beyler hanımlar! Cukkalar zorunda bırakılmışlardır. Haberleri için başarılar diliyorum” ifadelerini ve kararlılığa sahibim.” koşulları, dostluklar ve Cumhuriyet tamam da iş ne zaman? Ülkemizin en konuşkanları Tayyip Bey ve yorumları nedeniyle gazeteciler kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet gazetesinin açtığı yollarda çok Başka bir öneri, ülkede kadınlar veya Bahçeli’nin ağzından bir kez olsun var, onlar her direnişin değişmezleri “paradigma” diye bir sözcük çıkmamış. çünkü yazarınız onların Karadeniz’de, Saatlerce tüm konuşma metinlerinin Güneydoğu’da, Trakya illerinde aslan KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr demeçlerinin didikledim durdum. “Eski gibi direndiklerini gördü. O zaman kadın paradigma”nın ne olduğunu bendeniz kollarınız onları, çocukları ve ülke için bilmiyorum ki yenisini bileyim. direnişe çağırmalı. Bu iş öyle milletvekilliği İçinde “para” olduğu için paradigmayı için sıra bekleyen DİSK yöneticileriyle değil, başekonomistimiz ile maliye doçentimiz bizzat kadın örgütlerine çağrı yapılmasıyla bilse bile doğunun, güneydoğunun Kürt mümkün! Pek çok kadın bir yürüyüş sözü vatandaşları nasıl bilecek? bekliyor. Aman aman iktidarı ürkütmeyelim Dileyelim idüğü belirsiz bu türden politikasından vazgeçen atak ve direnişçi laflar ederek “subliminal mesaj” falan bir muhalefet örgütü istiyor. vermiyordur. Şimdi beni seven okurların “Aman Işıl Bu arada Türk-Kürt-Arap-Çerkez dahil yapma düşman kazanırsın” diye yürekleri 72 buçuk milleti heyecanlandıran bir haber ağızlarına geldi biliyorum. Ama ben 76 yayıldı: yaşındayım ve her gün, her zaman kendi “Öcalan evlenmek istiyor!” düşüncelerimi söyledim, yapamam. Bir de Bu olmayacak bir şey değil: kadınları sevmeyen belediye başkanları Hem “umut hakkı” talebini güçlendirmek var. Örneğin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bir panel hem de Tayyip Bey’in gözüne girmek: düzenlemiş, konu: “Yerel yönetimlerde Zira ona göre “Aile nedir bilmemek ve kültür ve sanat” İlanda 21 erkek takımlarını zürriyetsizlik ayıp bir şey!” çekmiş fotoğrafta boy gösteriyorlar. Çok şükür avukatları evlenme haberini Allah aşkına tek bir kadın yok. Ne oluyor yalanladı da aile kuramamışlar ile yahu koskoca Ankara’da bu konuda söz zürriyetsizler töhmet altında kalmaktan söyleyecek kadınların köküne kibrit suyu kurtuldu. mu ekildi? Öcalan ile girdiğimiz tünelden inşallah Eh dost acı söyler, yapılan son anketler sağ salim çıkacağız. gene AKP iktidarının öne geçtiğini söylüyor. Ve bence böyle giderse NAMAZ VAKİTLERİ Abdullah Öcalan Meclis’te konuşma İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı bile yapabilir. Pek faydası olmaz, çünkü İstanbul 06:50 08:21 13:17 15:42 18:04 19:29 emperyalist devletlerin Kürt Türk bu güzel Ankara 06:34 08:02 13:02 15:29 17:51 19:15 yurdu bırakma niyetleri yok! ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com İzmir 06:55 08:21 13:25 15:56 18:18 19:40 Ben bunları yazarken “Selim İleri ölmüş” dediler. O benim, aynı zamanda yazmaya başladığım gençlik dostumdu. Her ölüm Mücadeleyi sürdürüyoruz! genç ölümdür ya, bu da çok erken oldu. Ve ben Selim’in “Her Gece Bodrum” romanını anımsadım. O zamanların Bodrum’u bizimdi. Sünger avcılarıyla kahvelerde buluşurduk, hepimizin kaldığı yer olan Eda Pansiyon’da ne çok gülmüştük, ne çok aşk yaşanmıştı. Selim’i hep kıskandım çünkü çok çalışkandı ve Desteğinizi bekliyoruz. çok vefakârdı. Güle güle Selim, aşkların ve dostlukların bize kaldı. Bilgi hattı: 0312 231 1923
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear