Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Months
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 OCAK 2025 PAZAR
8 HABER/yo Rum
ürkiye’nin görüp göreceği kahvesi. Artık yoklar.
en demokratik anayasa, 9 Bu da ne?
TTemmuz 1961’de yürürlüğe Yüksek Hâkimler Kurulu’nun
giren anayasadır.
narin binasının alnına dev bir
“Hukuk devleti” olabilmek için tabela asılmış. Üstüne kocaman
gereken çoğulcu demokrasi ve
harflerle Yunus Emre Enstitüsü
kuvvetler ayrılığı ilkelerini esas alan
yazılmış. Yüreği burkuldu ama
yasada, temel hak ve özgürlüklerin
devlet böyle uygun görmüş, kıldan
ilk kez ayrıntılı tanımları yapıldı,
ince boynunu büktü.
Maziye bak
güvence altına alındı. Sosyal devlet
Bari adından
Yorgun gövdesiyle rastladığı ilk Allah aşkına nedir
ve sosyal haklar gibi kavramlar da ilk
banka oturdu. Cumhuriyet gazetesini
kez 1961 Anayasası’nda dile getirildi.
ileriyi gör
açtı. Haber başlığının koca koca
bu kırmızı kart?
utansaydınız
Ancak demokrasiyi
harfleri, birer bıçak gibi gözlerine
KK, du¨n BBC’de yetkili
evgili dostlarım ocak ayındayız ve
içselleştirebilmiş toplumlar için
özelliği, “hâkim teminatı” ilkesine saplandı: “Yunus Emre Enstitüsü’nde
sözcüsünün ağzından teröre
yaşadığım kent (İstanbul) vallahi
kusursuz sayılacak bu anayasa; 19
titizlikle bağlı kalmalarıydı. Politika,
yolsuzluk skandalı”
“Pyeniden bas¸layacaklarını ilan
Sbillahi bahara girer gibi. Meteoroloji
yıl yürürlükte kalmasına karşın ne
onların adalete hizmet ettiği kapıdan
etti.” (3 Eylül 2003)
kentteki silme cam kaplı yüksek binaları
ülkeyi zart zurtla yönetmeye alışık
H içeri giremezdi.
Zimmetten zillete
yok saydığı için ikide bir “Kar gelecek,
siyasetçilerin işine geldi ne de yurttaş
Oysa Öcalan’ın İmralı’ya konulmasının
Bırakın bir yargıca “şöyle karar
felaket olacak” uyarısı yapıyor ve biz
Yüksek Hâkimler Kurulu’nun
ardından PKK kimlik değiştirmiş ve
olamayan ahalinin.
ver” talimatı, talimatın iması bile
boş yere kar bekliyoruz. Ortaçağda
yerine konuşlandırılan enstitü,
adını KADEK yani “Kürdistan Özgürlük ve
1971 askeri darbesinden sonra
çok sert ve bağışlanmaz biçimde asiller ve ruhban sınıfı, sadece sefere
sahte faturalarla milyonlarca lira
Demokrasi Kongresi” ve Kongra-Gel (Halk
budandı, 1980 darbesiyle de yok
cezalandırılır, cezalandırılacağı da giderken adam yerine konulan fakirlerden
dolandırılmış. Hem de yoksulların
Kongresi) yapmıştı.
edildi. Zaten yürürlükte kalsa, kendilerini uzak tutmak için kocaman
bilinirdi.
sesi, ezilenlerin ozanı, şiirsel Türkçeyi
O günlerde “‘PKK terörü ne zaman
kocaman şatolar yapmışlar. Eh biz de
yaşadığımız son çeyrek yüzyılda
12 Eylül askeri darbesi Yüksek
savunurken yaratan, “Bir garip
bırakmıştı ki?’ diye sormak artık
21. yüzyılın ortaçağında yaşadığımız
cehaletin katma değeri avamlıktan,
Hâkimler Kurulu’nun hakkından
anlamsız!” diye yazı yazmıştık. ölmüş diyeler, Üç gün sonra duyalar,
için tuzu kuru olanların yaşadığı milyon
barbarlığa doğru kayan Türkiye’ye
geldi. Yolunu döşediği FETÖ yargıyı
Belki artık çok anlamlı: PKK’nin Eruh’taki
Soğuk su ile yuyalar, Şöyle garip
dolarlara satılan kocaman kocaman,
haydi haydi bol gelirdi.
ilk cinayetlerinin 40. yılı da doldu. Şubatın, biçti, ondan boşalan yere oturan
bencileyin” dizeleri tarihe kazınan
camları açılmayan binaları yaptık. Siteler
önümüzdeki ayın 16’sında, İmralı’da bugünkü patronaj da Yüksek Hâkim
Yunus Emre maskesiyle yapmışlar
de yaptık ve telle çevirdik “Aman yoksullar
Öcalan 25. yılını dolduracak. Arada Efsane hukukçular
ve Savcılar Kurulu’nu modele göre
soygunu.
topraklarımıza ayak atmasın!” “Ay fakirler
yaşadığımız “hendek savaşı” deneyiminin
1961 Anayasası’yla yitirdiğimiz pek dikti.
Emekli yargıç üşür gibi titredi, buralara dadanmasın!” Siteler havuzsuz
de 10. yılı doluyor.
çok sosyal hakkın yanı sıra, bugün
Artık Yüksek Hâkim ve Savcılar
olur mu? Bekçisiz olur mu? Benim, bizim
oysa üşümemişti. Yüksek Hâkimler
PKK’nin KADEK’leşmesi belli ki Irak’ın
dövüne dövüne aradığımız bağımsız Kurulu’nun başkanı, bizzat adalet
içme suyumuz havuzları dolduruyor. Ah
kuzeyinde savaşı sonrasındaki gelişmeler Kurulu’nun levazım müdürü Ali Rıza
yargı en büyük kaybımız oldu.
bakanı. Müsteşarı da kurulun doğal
bekçi dediniz de şu sokaklarda gezmesi
ve Irak ipin ucunu kaçırma olasılığı
Bey geldi aklına. Bir kurşun kalemi
Bağımsız yargı demek, elbette ki üyesi. Yani siyasal erk yargının
beklenen bekçilere rastlayanınız oldu mu?
yüzünden teröre bıraktıkları yerden
bir dosyaya zimmetli verirdi. Bir
yargıçların bağımsızlığı demekti. 1961
başında, siyaset adaletin içinde Dünya kadar maaş alıp geceleri kahvede
devamını gerektiriyordu.
bardak birayı ortak içerlerdi tetkik
Anayasası, hepsi yargıçlardan oluşan ikamet ediyorlar. Doğal olarak ne okey oynuyorlar. Yanarım yanarım bekçi
PKK 22 yıl önce KADEK’leşmişti.
hâkimi arkadaşlarıyla, mesaiden
kadar olamadığıma yanarım.
Yüksek Hâkimler Kurulu’yla işte bunu
Sözcüsü BBC Türkçe yayınında diplomatik yargı bağımsızlığı kaldı ne de güven
sonra. Ay sonuna doğru maaşı
Peki biz fakirlerin durumu ne? Vallahi
bir dil cambazlığıyla teröre devam
sağlamıştı. Adalet bakanının kurul veren adalet kurumu.
tükenen, tükenmeyenden borç alırdı,
billahi elimiz kolumuz bağlı, cebimizde
edeceklerini şöyle ilan etmişti:
toplantılarına katılmaya hakkı vardı
ay başında ödemek üzere.
“(Türkiye) Kürtlere daha fazla siyasal kırmızı kart dolaşıyoruz.
ama oy hakkı yoktu. Yani adalet,
Yoksulun adı,
ve kültürel haklar vermediği için tek yanlı “Bari adından utansaydınız Şimdi gelelim bu kırmızı kart meselesine.
siyasal erkin baskısından bağımsızdı.
soygunun tadı
ilan edilen ‘ateşkes’in sürdürülme imkânı Koskoca muhalefet lideri, elinde bir kırmızı
Yunus’un” diye bağırdı, boşluğa.
Yüksek Hâkimler Kurulu binası,
kalmamıştır. Bundan sonraki süreçte düşük 1970’li yıllarda Yüksek Hâkimler kart bizlere sesleniyor: “Cebinizde bir
Ankara’da Tuna Caddesi’nde
yoğunluklu çarpışmaların beklenmesi
kırmızı kart olsun ve sürekli her yerde bunu
Kurulu’nda görev yapmış emekli
İnsan değiller
mücevher gibi bir yapıydı.
gerekir.”
gösterin!” Kendimden misal veriyorum,
bir tetkik hâkimi, elinde elbette
Boşluk hem vardı hem yoktu.
Cahit Türesay, Mazhar Budak
H
Trabzonlu sevgili bir okurum benden artık
Cumhuriyet gazetesiyle Tuna
Yanında iki genç oturuyordu. “Bize
gibi efsane hukukçu başkanları vardı.
Bu “düşük yoğunluklu dilbazlığın” özeti
sahaflarda bile bulunmayan “Kırmız Kedi”
Caddesi’nde yürürken gökdelenlerin
mi dediniz, amca?” diye sordu, biri.
açıktı: Rahmi Süray, Apti Güngör, Şevket
yayınlarından çıkmış “Kedilerin, Martıların
arasında boğulmuş simge yapıda
“Yok” dedi, emekli tetkik hâkimi.
- PKK cinayetlerine bıraktığı yerden
Tümer, Vasıf Dinçer gibi üyeleri.
ve Delilerin Zamanı” adlı hikâye kitabımı
geçirdiği ömrü düşündü.
devam edecek!
Gençler, yaşlı adamın ruh
Türkiye Cumhuriyeti’nde bir
istiyor, bende de az kalmış, okurum
Ettiler de. Kadın, erkek ayrımı olmadan
sağlığından kuşkulandılar. Ne olur ne
zamanlar Nurettin Doğan, Vehbi öyle şirin bir dille kitabı istiyor ki tamam
Düşündürücü olan teröristlerin! “Teröre
meslektaşlarıyla aynı ilkeleri
olmaz, kalkıp uzaklaştılar. diyorum ve elimde kitap, bana yakın bir
Canbilen ve hem büyük hukukçu
başlıyoruz!” ilanını, “İngiliz TRT’si”
savundukları, hukukun üstünlüğünü İnsan olanın ruh sağlığı bozulurdu, kargo şirketine gidiyorum. Aynı kargo
hem de felsefe kitapları yazarı İsmail
BBC’den yapmış olmalarıydı.
savunmak için dayanıştıkları günleri şirketinden on beş gün önce bir dostuma
doğru.
Özmen gibi yargıçlar Yargıtay
Zira BBC var BBC’den “içeru”.
yedi kitap göndermiş 165 lira ödeme
anımsadı. Yunus Emre’nin adını kirleten
üyeliğine seçilirdi.
Kendi siyasetçilerine bile tarafsız
parası çıkmıştı. Bir kitap ne kadar olabilir,
Kurul binasının tam karşısında hırsızlara hiçbir şey olmazdı.
yayıncılık adına kök söktüren, ter döktüren
gönlüm rahat işlemlerimi yaptırıyorum ve
Onların ne ruhları vardı zaten ne de
belki de zamanın ilki, Biracı Ekspres
BBC ile onlarca yabancı dilden yayın Güdümlü adalet
ödeme 325 lira çıkıyor. Şoktayım cebimde
insandılar.
yapan BBC Dış Yayınlar Servisi’nin yolları vardı. Yanında Karadenizlilerin
Bu değerli hukukçuların ortak
de kırmızı kart yok, okurumdan utanarak
ve bütçeleri ayrı.
ödemeli gönderiyorum.
İngilizler Türkiye’nin görünürde Kürt
Şimdi diyelim ki cebimde bir kırmızı
duyarlılığına çok saygılılar.
kart var, ben ne yapabilirim ki? Kırmızı
Cumhuriyetin ilk yıllarında finanse
2024 Meslek Onur Ödülü’ne yazarımız Şükran Soner değer görüldü
kartı göstersem çalışanlar gülmeye
ettikleri isyanların izlerini silmek için
başlayacaklar ve ben tıpış tıpış oradan
Tamilce, Eskimoca, Zuluca yayın
uzaklaşacağım.
yapan BBC, Ortadoğu’nun 50 milyon
Yahu bu CHP’nin bu karmaşık, iktidarın
diye açıklanan Kürtlerine, Kürtçe yayın
‘Cumhuriyet özgürlüktür’
milyonlarca parası olan şirketlerden
yapmaktan özenle uzak duruyor.
vergi almadığı, asgari ücretlilerin, işçi
Aynı duyarlılığı yakın yıllara dek
emeklilerini gözlerinin içine baka baka
Amerikalılar da gösterdi. Ama artık
azeteciler Cemiyeti tarafından özgür oldum. Bu özgürlüğün sonu
ölüme mahkûm ettiği insanlara yol
Amerikalılar VOA (Voice of America)
10 Ocak Çalışan Gazeteciler hiç olmadı. Gazetenin sahipleri,
kanalıyla her gün Kürtçe yayın yapıyorlar. gösterecek bir akıl planı yok mu? Bir süre
GGünü ve Gazeteciler yaşamlarının hiçbir sürecinde
Burada iki olasılık var: önce de Devlet Bahçeli, Öcalan’ı Meclis’e
Ya aralarında Kürtçenin ülkemiz sosyo- davet ettiğinde CHP lideri bağırarak şöyle
Cemiyeti’nin 79. kuruluş yıldönümü hiçbir arkadaşımıza, ‘şunu şöyle
politiğine yan etkileri konusunda görüş demişti. “Ben de el yükseltiyorum!” Ne
nedeniyle resepsiyon düzenlendi. yap’ demediler. Yapana teşekkür
ayrılığı patlak verdi ya da bir iş bölümü
oluyor poker mi oynuyoruz ya da maç mı
Cemiyet tarafından verilen 2024 ettiler. Bu Yunus Nadi’den gelen
yaptılar:
idare ediyoruz. Ne oluyor?
Meslek Onur Ödülü’ne, Cumhuriyet ve oğullarının sürdürdüğü bir
Biri tavşana kaç derken öteki tazıya tut
“Şimdi bu iktidarı devirmek için neler
Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve gelenek” dedi.
emri veriyor.
yapılabilir ki” diyerek yüzümüz asık, çaresiz
Bu noktada Öcalan’ın “anadilde eğitim”
gazetemizin yazarı Şükran Soner Gazeteciliğin bir tutku olduğunu
çaresiz dolaşıyoruz. Benim bu çaresizliğe
için ne düşündüğünü şahsen çok merak
canım sıkılıyor ve bir 68’li olarak aklıma
değer görüldü. Soner ödülünü söyleyen Soner, “Tıpkı Cumhuriyet
ediyorum. Annesinin Türk olduğunu
bazı öneriler geliyor. Üç darbe geçirmiş bir
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Devrimi gibi bir devrimi, bir
kendisi açıklamıştı. Anadili Kürtçe değil.
dinozor olduğum için şimdi izninizle birkaç
Bilgin ve Gazeteciler Cemiyeti zamanlar 212 sayılı kanun ile
Örgüt militanları ile tercüman aracılığı ile mi sabaha karşı evleri basılarak,
öneri sunacağım.
Yönetim Kurulu Üyesi Ümit başlayan Basın Özgürlüğü devrimi
konuşuyordu acaba?
kelepçelenerek gözaltına alınmakta
İktidar asgari ücreti duyurduğu an, CHP
2003 yılında avukatları aracılığıyla yaptığı
Gürtuna’nın elinden aldı. ile yaşadık. 2002’den sonra toplum
ve tutuklanmaktadır. Yani özgürlük milletvekilleri öyle koltuklarında oturmak
bir açıklamayı da anımsamak gerekiyor:
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak basın özgürlüğünde, yaşam
olmaz, eksiksiz yollara düşmeliydiler.
prangalanmış vaziyettedir. İşte
“Amerika, Kürt milliyetçiliğini geliştirerek
Sadece şimdiki milletvekilleri değil, halen
Nazmi Bilgin burada bir konuşma pratiğinde çok şey kaybettik ve çok
bu nedenle 10 Ocak dayanışma ve
Türkiye’yi bölmek istiyor!”
binlerce lira emekli maaşı alan geçmişteki
yaptı. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler bedeller ödedik. Her fırsatta her
Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü mücadele günüdür” dedi.
milletvekillerinin de yollara düşmesi
konusundaki duyarlılığı hangi noktada? Günü’nü bir bayram olarak gerekçeyle gazetecinin düşünce
Yazarımız Şükran Soner kendisi
gerekirdi. Dayak mı dayak, tutuklanma mı
Geçen haftaki “paradigmalı”
kutlayamadıklarını dile getiren özgürlüğünün nasıl katledileceğinin
için hazırlanan sinevizyon
tutuklanma, biz fakirler buralarda indirimli
açıklamasından bunu çıkarmak çok zor:
Bilgin, “Meslektaşlarımız iş taşları döşendi. Düşünce özgürlüğü
gösteriminden sonra ödülünü market arıyorsak, pazarlara akşam vakti
“Sayın Bahçeli’nin ve sayın Erdoğan’ın
güvencesinden uzak, her an işten olmadan hiçbir özgürlük olmaz. giderek satılmayan ama çürümeye yüz
aldı ve bir konuşma yaptı. Soner,
güç verdiği yeni paradigmaya ben de
tutmuş meyve sebze topluyorsak size de
atılma korkusuyla haber yazmak Bütün örgütlenme özgürlüklerimiz
pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil
“Şanslıyım. İçine düştüğüm eğitim
biraz iş düşüyor beyler hanımlar! Cukkalar
zorunda bırakılmışlardır. Haberleri için başarılar diliyorum” ifadelerini
ve kararlılığa sahibim.”
koşulları, dostluklar ve Cumhuriyet
tamam da iş ne zaman?
Ülkemizin en konuşkanları Tayyip Bey
ve yorumları nedeniyle gazeteciler kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet
gazetesinin açtığı yollarda çok
Başka bir öneri, ülkede kadınlar
veya Bahçeli’nin ağzından bir kez olsun
var, onlar her direnişin değişmezleri
“paradigma” diye bir sözcük çıkmamış.
çünkü yazarınız onların Karadeniz’de,
Saatlerce tüm konuşma metinlerinin
Güneydoğu’da, Trakya illerinde aslan
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr
demeçlerinin didikledim durdum. “Eski
gibi direndiklerini gördü. O zaman kadın
paradigma”nın ne olduğunu bendeniz
kollarınız onları, çocukları ve ülke için
bilmiyorum ki yenisini bileyim.
direnişe çağırmalı. Bu iş öyle milletvekilliği
İçinde “para” olduğu için paradigmayı
için sıra bekleyen DİSK yöneticileriyle değil,
başekonomistimiz ile maliye doçentimiz
bizzat kadın örgütlerine çağrı yapılmasıyla
bilse bile doğunun, güneydoğunun Kürt
mümkün! Pek çok kadın bir yürüyüş sözü
vatandaşları nasıl bilecek?
bekliyor. Aman aman iktidarı ürkütmeyelim
Dileyelim idüğü belirsiz bu türden
politikasından vazgeçen atak ve direnişçi
laflar ederek “subliminal mesaj” falan
bir muhalefet örgütü istiyor.
vermiyordur.
Şimdi beni seven okurların “Aman Işıl
Bu arada Türk-Kürt-Arap-Çerkez dahil yapma düşman kazanırsın” diye yürekleri
72 buçuk milleti heyecanlandıran bir haber ağızlarına geldi biliyorum. Ama ben 76
yayıldı: yaşındayım ve her gün, her zaman kendi
“Öcalan evlenmek istiyor!” düşüncelerimi söyledim, yapamam. Bir de
Bu olmayacak bir şey değil: kadınları sevmeyen belediye başkanları
Hem “umut hakkı” talebini güçlendirmek var. Örneğin Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Mansur Yavaş bir panel
hem de Tayyip Bey’in gözüne girmek:
düzenlemiş, konu: “Yerel yönetimlerde
Zira ona göre “Aile nedir bilmemek ve
kültür ve sanat” İlanda 21 erkek takımlarını
zürriyetsizlik ayıp bir şey!”
çekmiş fotoğrafta boy gösteriyorlar.
Çok şükür avukatları evlenme haberini
Allah aşkına tek bir kadın yok. Ne oluyor
yalanladı da aile kuramamışlar ile
yahu koskoca Ankara’da bu konuda söz
zürriyetsizler töhmet altında kalmaktan
söyleyecek kadınların köküne kibrit suyu
kurtuldu.
mu ekildi?
Öcalan ile girdiğimiz tünelden inşallah
Eh dost acı söyler, yapılan son anketler
sağ salim çıkacağız.
gene AKP iktidarının öne geçtiğini
söylüyor. Ve bence böyle giderse
NAMAZ VAKİTLERİ
Abdullah Öcalan Meclis’te konuşma
İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı
bile yapabilir. Pek faydası olmaz, çünkü
İstanbul 06:50 08:21 13:17 15:42 18:04 19:29
emperyalist devletlerin Kürt Türk bu güzel
Ankara 06:34 08:02 13:02 15:29 17:51 19:15
yurdu bırakma niyetleri yok!
ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com
İzmir 06:55 08:21 13:25 15:56 18:18 19:40
Ben bunları yazarken “Selim İleri ölmüş”
dediler. O benim, aynı zamanda yazmaya
başladığım gençlik dostumdu. Her ölüm
Mücadeleyi sürdürüyoruz!
genç ölümdür ya, bu da çok erken oldu.
Ve ben Selim’in “Her Gece Bodrum”
romanını anımsadım. O zamanların
Bodrum’u bizimdi. Sünger avcılarıyla
kahvelerde buluşurduk, hepimizin
kaldığı yer olan Eda Pansiyon’da ne çok
gülmüştük, ne çok aşk yaşanmıştı. Selim’i
hep kıskandım çünkü çok çalışkandı ve
Desteğinizi bekliyoruz.
çok vefakârdı. Güle güle Selim, aşkların ve
dostlukların bize kaldı.
Bilgi hattı: 0312 231 1923