23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 27 EYLÜL 2023 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler Sığınmacı işgali ülkeyi bir sığınmacı işgaliyle Haluk Hepkon tavrınız ve mücadeleniz karşı karşıya getirmiştir. oranında haklıydınız. Bugün ürkiye yakın geçmişte Cumhuriyetle hesaplaşma artık de durum aynıdır. Sığınmacı büyük bir tehdit yaşadı. demografik değişim vasıtasıyla işgaline tavır almıyorsanız, TFETÖ ve kumpasları ülkeyi yapılmak istenmektedir. diğer söyledikleriniz o kadar uçurumun kenarına getirmişti. da önemli değildir. Atatürk O günkü görev yüksek sesle Vatandaşlık satılması büyük bir devrimci önder milleti uyarmaktı. Üzerimize 1980’de darbeye, sonrasında olduğu için bu gerçeği görecek, düşeni yaptık, ısrarla gelmekte gericiliğe, neoliberalizme, toplumun önündeki temel olan büyük tehlikeye dikkat Cumhuriyet düşmanlığına, sıkıntılara karşı çıkarken asıl çektik. Yalnız kaldık, saldırıya özelleştirmelere, Büyük sorumluları cezalandırmak ile uğradık, “Ergenekoncu” dendi, Ortadoğu Projesi’ne, ABD’nin temel sıkıntılara karşı çıkmak aydınlarımız, subaylarımız Ortadoğu planlarına ve arasında kopmaz bir bağ hapse atıldı. Bütün bunların işgallerine karşı çıkmak neden olduğunu anlayacak zekâ ve tabii ki hiçbir önemi yok. doğru ve gerekliyse bugün kapasiteye sahipti. Önemli olan gerektiğinde tek de sığınmacı işgaline, para başına kalmayı göze almamız ve karşılığı vatandaşlık satılmasına Gelmekte olan dalga Tarikatlar karşı çıkmak o yüzden doğru her türlü bedeli göze alıp uyarı Türkiye’yi yıkıma götürecek ve gereklidir. Dün FETÖ’ye görevimizi yapmamızdı. sığınmacı işgali tehlikesinden ve kumpaslarına direnmek korunmak için hâlâ fırsatlar Kontrol edilemeyen sorun ne kadar önemliyse şimdi de mevcuttur. Halk içerisinde Bugün Türkiye adına sığınmacı işgaline direnmek o sığınmacı işgaline karşı giderek kıskacında... rahatlıkla sığınmacı işgali kadar önemlidir. yükselen tepki hepimiz için diyebileceğimiz, toplumun Türk milleti geri dönüşü büyük bir umuttur. Siyasi kapatılması kararının ardından şu Doç. Dr. HÜ ner Tun Cer bütün dengelerini geri olmayan bir noktaya doğru hesapları nedeniyle sığınmacı konuşmayı yapmıştı: “Ey ulus, biliniz dönülmez biçimde değiştirecek, hızla ilerlemektedir. Bu yüzden işgalinin önünü açanlar da endisini dinsizlikle suçlayanlara ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, ülkeyi ve milleti yıkıma ezberleri bir kenara koymak bu durumun farkındadır. Bu Kbüyük Atatürk, kendi sözleriyle dervişler, müritler, mensuplar uğratacak çok daha büyük gerekiyor. “Sığınmacılara yüzden geçtiğimiz haftalarda şöyle seslenmektedir: (tarikata bağlı kişiler) ülkesi olamaz! tehlikeyle karşı karşıyadır. ya da hatalı bir ifadeyle yandaş basın ve sosyal medya “Bizim dinimiz akla en uygun ve En doğru, en gerçek tarikat, uygarlık Saldırıları ve tehditleri göçmenlere değil AKP’ye karşı trolleri sığınmacı işgaline karşı en doğal bir dindir. Ve ancak bundan tarikatıdır.” umursamadan, gerektiğinde çıkmak lazım” edebiyatının çıkanları provokatör, ırkçı ya da ötürü son din olmuştur. Bir dinin yalnız kalmayı göze alarak, içi boştur. İdeolojik gıdasını “milli güvenlik sorunu” ilan edip Çağdaş ilkeler yerine doğal olması için akla, tekniğe, toplumu bu korkunç tehlikeye sığınmacıları ne olursa sahte haberlerle, tehditlerle, bilime ve mantığa uygun düşmesi Ne yazık ki 1950’de karşıdevrim karşı uyarmak görevi bugün olsun Avrupa’ya sokmamaya kırpılmış videolarla saldırıya gerekir. Bizim dinimiz bunlarla tam sürecinin başlatılmasıyla iktidara hepimizin önünde durmaktadır. yeminli Avrupa solundan ve geçtiler. “Yargı harekete bir uyum halindedir. Dinimiz akla gelen hükümetler, Türk halkının Öncelikle birkaç konunun Suriye’nin kuzeyinde nüfus geçsin” çağrıları, “milletin aykırı düşen, ilerlemeye engel olan din duygusunu sömürmek yoluyla altını çizmek gerekiyor. İlk çoğunluğunu kaybetmemek çeşitliliğini ve zenginliğini hiçbir şey içermiyor. Oysa, Türkiye’ye oy kazanma yolunu seçmişler ve olarak; klasik mülteci sorunları için sığınmacıların Suriye’ye yansıtan yeni anayasa” bağımsızlığını sağlayan Türk ulusu halkın ülke çapında çağdaş ilkeler ya da insan hakları edebiyatıyla gönderilmesine kesinlikle önerileri ve ülke çapında içinde daha karışık, daha yapay, çürük doğrultusunda eğitilmesi yerine, Türkiye’nin bugünkü karşı çıkan bölücülükten alan düzenlenen operasyonlar bu ve temelsiz inançlardan oluşan bir din birtakım cahil hocalar ve imamlar durumunu açıklayamayız. sözde muhalefetin rolünü bir sürecin sonucudur. Gelmekte daha vardır. Ama bunu benimsemiş aracılığıyla, kafalarının çağdışı bilgiler kenara bırakırsak yaşadığımız Birkaç bin mülteciden değil olan dalgaya direnmek ve olan cahiller, zavallılar sırası gelince ve hurafelerle zehirlenmesi yolunda sorunun en önemli sorumlusu sayısı 10 milyonu çoktan sığınmacı işgaline karşı aydınlığa kavuşacaklardır. Onlar politikalar uygulamışlardır. hiç kuşkusuz siyasi iktidardır. geçmiş, giderek artan ve kontrol sesimizi yükseltmekten aydınlığa yaklaşmazlarsa, kesinlikle 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Buna rağmen topu sürekli taca edilemeyen bir sığınmacı vazgeçmemek artık bir hayat yok olacaklardır. Onları kurtaracağız!” Türkiye, hâlâ şeyhlerin, dervişlerin, güruhundan bahsediyoruz. Bir atarak güç toplanmaz, siyaset memat meselesidir. Türk milleti müritlerin ve mensupların ülkesi ülkenin sınırlarının ortadan Dinden çıkarcılık bu haysiyetli tavrını devam yapılmaz. olmayı sürdürmekte ve giderek kalkması, nüfusunun neredeyse ettirmeli, orta vadede ise sınır Camilerde ibadet konusunda Siz hiç Mustafa Kemal uygar ve çağdaş bir ülke olmaktan beşte biri kadar sığınmacıyla güvenliğinin sağlanmasını, da Atatürk, şöyle düşünmektedir: Atatürk’ün “Ülkenin işgale uzaklaşmaktadır. Bugün ülkemize uğraşmak zorunda kalması gibi yasadışı biçimde ülkeye gelen “Camiler, birbirimizin yüzüne uğramasının nedeni Osmanlı bakıyoruz; halkımız bir süredir bir durum, ulusal devletlerin sığınmacıların sınır dışı bakmaksızın yatıp kalkmak için sarayıdır. İngilizleri kovmak, tarikatların ve cemaatlerin kıskacı oluştuğu dönemden bu yana edilmesini ve Suriye devleti yapılmamıştır. Camiler, Tanrı Yunanı denize dökmek de altında yaşamakta, küçücük yaşlardan dünya tarihinde bir ilktir. ile dostça ilişkiler kurup buyruklarını yerine getirmek ve neymiş? İşgale karşı çıkıp itibaren çocuklarımızın beyinleri İkinci olarak sığınmacı ona ibadet etmekle birlikte, din ve örgütlenmek yerine bu işin sığınmacıların geri dönüşünün “Kuran eğitimi” kisvesi ardında işgali sadece siyasi, ekonomik, dünya için neler yapılmak gerektiğini sorumlusunun padişah sağlanmasını hedeflemelidir. yıkanmaktadır. demografik bir tehlike değildir. düşünmek, yani birbirimize danışmak olduğunu tekrarlayıp Sığınmacı işgalinin ne kadar Atatürk, ortaçağ kafasıyla bağnazlığa İşgal vasıtasıyla Cumhuriyet için yapılmıştır.” duralım” diyebileceğini büyük bir tehlike olduğunu kendini kaptırmış olan uluslar Dini kendi çıkarları için de ortadan kaldırılmaya, düşünebilir misiniz? Yunan görmeyen, umursamayan, hakkında şunları söylemektedir: kullananlara ise Atatürk, şunları toplum dönüştürülmeye işgali esnasında temel gerekli önlemleri hızla ve “Dağları delen, göklerde uçuşan, göze söylemekte: “Birtakım şeyhlerin, çalışılmaktadır. İktidar mesele işgalle mücadeleydi; kararlılıkla alıp yaklaşmakta görünmeyen küçücük parçacıklardan dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, siyasi emelleri yüzünden diğer bütün meseleler tali olan felaketi engellemeyen bir yıldızlara kadar her şeyi gören, babaların, emirlerin arkasından Türkiye’yi ateşe atmış, önemdeydi. Bu konudaki ülke yıkılmaya mahkûmdur. aydınlatan, inceleyen uygarlığın sürüklenen ve yazgılarını ve canlarını güç ve yüceliği karşısında; ortaçağ falcıların, büyücülerin, üfürükçülerin, kafasıyla ilkel ve boş inanlarla muskacıların ellerine bırakan yürümeye çalışan uluslar, kesinlikle insanlardan oluşan bir topluluğa uygar CHP parti programı, delege yok olacak veya hiç değilse esir olup bir ulus denebilir mi? Ulusumuzun aşağılanacaktır. Halbuki Türkiye gerçek niteliğini yanlış olarak Cumhuriyeti halkı, yepyeni ve gösterebilen ve yüzyıllarca göstermiş sistemi ve mevcut üyelik sorunu olgunlaşmış bir topluluk olarak olan bu gibi insanların ve kurumların sonsuza dek yaşamaya karar vermiş; SADIK ÇELİK Hem fiziki koşulların uygun gerçekte diğer partilere hizmet yeni Türkiye Devleti’nde, Türkiye esirlik zincirlerini ise tarihte benzeri olmamasından hem de yukarıda etmektedir. Bu şekildeki üye/ Cumhuriyeti’nde varlıklarını daha da görülmemiş kahramanlıklarla parça İSTANBUL SARIYER İLÇESİ CHP ÜYESİ saydığımız nedenlere dayalı delegeler başka partilere sürdürmeleri doğru olur muydu?” parça etmiştir.” üyelik yapısı ve seçme-seçilme ahalle delege seçimi hizmet etmekte, başka partilere Cumhuriyetimizin kurucusu ve Türk koşulları mevcut mahalledeki Üç madde Msisteminin başlıca iki oy verdikleri bilinmektedir. Devrimi’nin yaratıcısı Atatürk’ün insan dokusunun, çeşitliliğinin İşte bu düşünceden hareketle sorunlu alanı vardır. İlki; Üye/delege/yönetici olmak hedeflediği çağdaş uygarlık düzeyine ve nitelikli, birikimli üyelerin Atatürk, 30 Kasım 1925’te kabul mahalledeki seçim yapılan için kriterler belirlenmeli, ülkemiz, tarikatların ve cemaatlerin partinin ileri süreçlerine edilen bir yasayla tekkeleri, zaviyeleri fiziki alan koşullarının sağlıklı, bu kriterlere uyanların kıskacı ve gölgesi altında nasıl taşınmasına mani olmaktadır. ve türbeleri kapatmıştı. “Tekke ve demokratik seçim yapmak için erişebilir? Bunu halkımız acaba seçme-seçilme süreçlerine Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına uygun olmamasıdır. (Kahvehane sorguluyor mu? katılabilmeliler. Kriterler ve Türbedarlıkla Birtakım Unvanların köşelerinde, izbe ve ne olduğu İlçede hâkim gözetiminde Hem seçiciliğe hem de bireyin Yasaklanmasına ve Kaldırılmasına Atatürk ve aydınlarımız belirsiz bina altı dükkânlarda, parti üyeleriyle ilçe delegeleri/ özgür iradesine yönelik ne İlişkin Yasa”, üç maddeden Atatürk’ümüzün bağnazlık, ev köşeleri gibi orda burada ilçe yöneticileri seçilmelidir. olduğu belirsiz baskıcı ve oluşmaktaydı. Buna göre, Türkiye tarikatlar ve cemaatler yoluyla Türk yerlerde gerekli fiziki mekân Seçme seçilme süreci buradan çıkar grupları, mahalle delege Cumhuriyeti’nde bulunan tarikatlar halkının yanlış yollara yönlendirilmesi şartları sağlanamamaktadır.) başlamalıdır. sistemi ile ilçeye ulaşmakta; bu yasaklanıyor; şeyhlik, dervişlik, konularındaki son derece veciz Olumsuz süreçler tip mahalle üyeleri/delegeleri müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, sözlerinden ancak birkaçına Parti kimliği Mahalle delege sisteminin kullanılmaya, almaya-satmaya babalık, naiblik, emirlik unvanları değinebildim. Şundan eminim ki Partinin daha özgür, nitelikli, diğer sıkıntılı alanı ise delege uygun olduğu için çeşitli kaldırılıyor; büyücülük, üfürükçülük, Atatürk’ü yüreklerinde duyumsayan parti bilincini taşıyan, sol ve gruplar tarafından amaca ağalık yapısına hizmet eden; falcılık, muskalık vs. gibi sıfatların ve onun sözlerinden sapmamayı sosyal demokrat ideolojiyi uygun kullanılmaktadır. Bu ahbap çavuş ilişkilerine, akraba, kullanılması ve bunlara ilişkin kendilerine rehber edinmiş olan benimsemiş üyelerden / mahallelerdeki mevcut üyelik hemşericilik, çıkar menfaat kıyafetlerin giyilmesi yasaklanıyordu. aydınlarımızın yol göstericiliği altında, delegelerden oluşturulması, yapılanması parti üyelerinin ilişkilerine, cemaat, tarikat, Ayrıca, sultanlara ve tarikatlara ait Türk ulusu da er ya da geç doğru yolu partinin kendi kimliğine ve mezhep, etnik köken bağlarına birbirlerini seçmek, menfaat bütün türbeler kapatılıyordu. görecek ve tarikat-cemaat batağından ilkelerine uygun üye yapısına dayalı seçme seçilme süreçleri sağlamak için sözde parti Atatürk, tekke ve zaviyelerin kendini kurtaracaktır! olumsuz etkilenmektedir. üyeliği olarak kalmakta ve kavuşmasını sağlayacaktır.  (YLQèO\DVRYOX HW HODO%LQ] & $$   & O (YLQèO\DVRY HW %LQ] OO X   XU WWDcOéN < \D]éODUéLOH WDW¾UN?¾QHO $$ W D N ?¾QHO \D < ]éODUéLOH XU U WWDcOé N  \DEDQFé HKHUcXEHQLQEDcéQD HN¤OHWW ?? 9 9 HKHUcXEHQLQEDcéQ HHN¤OHWW (YUHQ H%XU©DN Y ¾NVHO < J¾O \cH $$ \ c ( H%XU©DN Y ¾NVHO < O YY UHQ \éOODUéDUDVéQGD  %LO%LOJLOHUL \éOODUé  UL DD UDVéQGD ??  HNWLUHNWLU FF X]PDQJHWLULOHX]PDQJHWLULOH \D]DUODUéQ JLELDODQéQGDX]PDQ D \D]DUO QéQGDX]PDQ DD UéQ HQGLVLWDUDIéQGDQNDOHPH N W DUDIéQ G DQND OH P H  HODO%D\DU && HODO%D \ D U H Y WL\DWUR P¾]LN  VDQDWODU SODVWLN WL P¾]LN  VDQDWODU \ DW H Y UR  DOéQPécWéU  cWéU VLQHPDDODQODUéQGDNLDWéOéPéQ D O DQ O DUéQ G DNLD W é O éP éé Q H Y  KDONéPé]éQJHKDONéPé]éQJHOHQHN DVDODUéPé]éDVDODUéPé]é ?? << OH \N¾V¾Q¾DQODWWéNODUé ¸ \éOOéN  O ¸ éN \ N¾V¾Q¾DQODWWé NN ODUé H © ¾UN 7 H Y FD )UDQVé] WDW¾UN $ ¾UN 7 H Y FD )UDQVé] N H   \DNéQGDQELOGLYLPL] JJ¸UHQHNOHULQLGDKD \DNéQGDQ ¸UHQHNOHULQLGDKD  HW?LQ6DQDWé XPKXUL\ <éOéQGD&  é QGD & XPKXUL \ HW?LQ 66 DQDWé ND\QDNODUGDQRNXGXNODUéQGDQ ODUGDQRNXGXNODUéQ GD D Q \DEDQFéODUGDQKHUKDOGHGDKD EXLcL L©L©LQ EXL LQ cL \DEDQFéODUGDQKHU  N¾OW¾U YULPLPL]LQELUDVéUOéN GH L P L ] L QE L N¾OW UDVéUOéN ¾U ROXcDQG¾c¾QVHOGDYDUFéYéQGDNLOHU G¾c¾QVHOGD Y DUFé Y éQ Q GDNLOH U  ? ¸QHWLUL] \ L\LL\L  \ ¸QHW L U L ] ?  HGLU HWOHPHNW ] VDYDcéQé¸ Q HG HWOHPHNW ] é¸ L YLULOHUHGH H \DSéODQNLPL© H OHELUOLNW N  \D Sé ODQN L P L © LU UL OHUHGH  Kitap okuduğunuzu biliyoruz. ]NDQ ? 0XVWDIDCHUHI0XVWDID C HUHI ? ]NDQ H Y ©DYGDc  JDU GD\DQDUDNX\ UDNX\ J ©D  DU Y Y GDc HH  \XU ELU WELOJLVL GHPRNUDWLN \XU ELU WELOJLVL UDWLN \D]éVéLOHNDYéGD HVLQLHO Y H HU© © H \D]éVéLOHND VLQLHO Yé é GD   G¸NP¾cW¾U cW¾ HOHPH èQF  VD\ID  [ HOHPH èQF  VD\ID  [  VD   \ èQ  ID H OHPH \N¾V¾ DDcDP¸ <<   VD\IDVD\ID  [[ c D P FH U HY WH U  ©H
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear