Catalog

Organize suç 5 KASIM 2023 PAZAR 2 PAZAR YAZILARI örgütleri üzerine haberler yapan gazeteci Cengiz Erdinç, Ayvalık’taki evinde gözaltına alındı. Avukatı, Erdinç’in Halk TV’de Medyaya hem ceza söyledikleri ve attığı Vahşi atlar diyarı tweet yüzünden hem sansür gözaltına alındığını söyledi. anada’nın batı azından bir iki at muhakkak hem de gözdağı Erdinç, yurtdışı eyaletlerinden ahırdadır... 50 yıldan beri yasağı koyularak, KAlberta’yla Britanya düzenli yayınlanan ünlü bir ktidar zor kazandığı 14-28 adli denetim şartıyla Mayıs 2023 seçimlerinden serbest bırakıldı. Kolumbiyası (B.C.) arasında dergileri de var atçıların: İsonra medya üzerindeki HHH araç sürüşüyle Kayalık Dağları- “Canadian Horse”, aylık 15 bin baskıyı iyice artırdı. BirGün Gazetesi’nin üç Rocky Mountain asfaltlarından aboneye ulaşıyor. Önce TELE1 Genel çalışanı hakkında soruşturma geçerken yol boyu karşınıza Yayın Yönetmeni Merdan başlatıldı. Edebiyata gider aklım sıklıkla kabadayı boz ayılar, Yanardağ, iktidarın Kürt İsmail Arı, “AKP’linin sorunu üzerinden yeni bir eşinden milyarlık vurgun!” Vahşi atları o seyahat ürkek geyikler çıkar; kurnaz başlıklı haberi nedeniyle, açılım mı planladığına ilişkin sırasında gördüğümde aklıma tilki ve heybetli boynuzlarıyla Uğur Şahin “Erdoğanlar’ı sözleri montajlanarak hapse Türk edebiyatının değerli dağ koyunu, uzun sakalıyla üzecek karar: Yağmaya fren” atıldı, yargılandı ve mahkûm romancısı Abbas Sayar’ın dağ keçisi de ortalıkta caka başlıklı haberi nedeniyle ve edildi. Yılkı Atı eseri gelmişti. bu haberlerin yayımlandığı satar... Yanardağ 101 gün hapis yattı. birgun.net portalının yayın HHH tabii nalları olmadığı için “dört namlusu nişan aldı, hem 1971 TRT Ödülü alan bu Bunları tabiatın ortasında koordinatörü Uğur Koç, Anayasa Mahkemesi, toynak” koşturan vahşi atlarla yerliyi hem vahşi atları yok kısa romanda bir Anadolu görünce önce şaşırırsınız, ifadeye çağrıldı. Türkiye İşçi Partisi’nden karşılaşınca çok şaşırırsınız. etmeye başladı. Kıtanın köylüsünün besleyemeyeceği sonra beklendik bir şey HHH milletvekili seçilen, zaten Yüzlerce at bir arada doğanın Avrupalılaştırılma sürecinde yaşlı atını kışın ayazında Gazeteci Dinçer Gökçe, gibi seyredersiniz. Onlar haksız ve hukuksuz olarak “Çete lideri olmakla suçlanan estetiğini sergileyen bir ne kadarının yok edildiğine bırakarak doğaya salmasının Gezi Parkı Direnişi davasından da meraklıdır hani, gelen Turhan Döner ve Emirhan hapse mahkûm edilmiş gösteriye çıkmışçasına ilişkin kesin bilgi, sayı yok; hikâyesi anlatılır. İntak geçenleri seyretmeye gelmişler Döner’e tahliye kararı” haberi olan avukat Can Atalay’ın nehir boyu yahut steplerde, fakat insanlık utancı adına (konuşturma) sanatının en sanki. Bir önceki yazdı, nedeniyle gözaltına alındı. haklarının ihlal edildiğine karar çayırlarda koşar, dolaşır, pek çok... 1920’lerde Kanada güzel eserlerinden birisidir. Edmonton’dan 14 saatlik araba Adli kontrol şartıyla serbest verdi. bırakılan Gökçe’ye, “mesleki otlar. Hele kış federal hükümeti Roman ve atın doğada yaşam sürüşüyle okyanus kıyısındaki Fakat Can Atalay bu yazının alanda iki kitap okuyup özet zamanıysa burun tarım arazilerini mücadelesini aktarır, kısrak yazıldığı tarihe kadar geçen on Vancouver’a giderken orman çıkarma” cezası verildi. gün boyunca tahliye edilmedi. deliklerinden geliştirmek için kışı atlatır, bahara doğru yolunda kenara çekilmiş HHH Onu mahkûm eden yerel kalın bir sis gibi vahşi at nüfusunu eski sahibi ona tekrar yuları bir araba kuyruğu görünce Bu arada, TRT muhabiri Elif Ağır Ceza Mahkemesi, mAhmUT ŞENol sıcak nefeslerini yok etmek üzere vurmak ister ama artık at Akkuş da “Anonim bir hesapta durmuştum, tahmin ettiğim AYM kararını, mahkûmiyeti TRT’nin içerisindeki nepotizm çıkarmazlar mı, kelle başına 5 dolar kaçıp özgürlüğü seçecektir. gibi ormandan çıkmış ayıları onaylayan Yargıtay’a ve kamu kaynaklarının seyri bir başkadır. ödeyince 1920-24 Kanada atlarını, aracı bir yollamakla yetindi. izlemek isteyenlerdi. kötüye kullanılmasıyla ilgili HHH Vahşi atlar, bizim Türkçede arasında 15 bin at öldürüldü. kenara çekip o gün uzun yapılan paylaşımların haber T24 yazarı gazeteci Ayılarca kovuldu Kızılderili diye bir bakıma Şimdi, parmak hesabıyla artık uzadıya, içimde tuhaf bir kaynaklarından bir tanesi Tolga Şardan, “MİT’in olduğu” iddiasıyla gözaltına Yolcular cep telefonlarıyla pejoratif anlam yükleyerek sayması da kolay! Kanada’da telaş ve heyecan hissederek Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu alınmıştı. fotoğraf çekerken araçlardan söylediğimiz buraların yerli toplam 2 bin civarında seyrederken yine aklıma, ‘yargı raporu’nda neler var?” HHH birisinin kapısı açıldı ve halkı gibi özbeöz Amerika vahşi at kaldı. Kıtanın ABD Amerikalı yazar Horace başlıklı yazısından dolayı Bütün bu olayların tutuklandı. sanırım bir Japon turist kadın kıtasının sahipleridir. tarafında, hani isminden Mccoy’un “Atları da Vururlar” arkasında, bir yandan Şardan ifadesinde, “Sadece dışarıya çıktı. Profesyonel 6 bin yıl evvel Asya şu araba markası yapılmış romanı gelmişti. iktidarın çıkardığı Temel Hak halkı bilgilendirmek için ve Özgürlükleri sınırlayan fotoğraf makinesiyle arka steplerinde insanla tanışıp Amerikan Mustang atları da Her iki romanın da filmleri gazetecilik yaptım” dedi. ve kısıtlayan kötü yasaların, arkaya deklanşöre basıyordu. evcilleşen at türünün buradaki vurula kırıla sadece bin adede yapılmıştı. Atların edebiyata Avukatı bu yazının öte yandan bu yasaları Ayılardan birkaçı orman ırkı vahşiliğine bugün de inmiştir; şimdi göz bebeği gibi ve sanata katılmasıyla ihbar niteliğinde sayılması özellikle özgürlükler aleyhine gerektiğini söyledi. sınırı içinde uzakta fakat çok devam ediyor. Kızılderililerin korunuyorlar. eserler güzelleşiyor elbette... yorumlayan hukukçuların Cumhurbaşkanlığı İletişim olduğu düşünülebilir... meraklı bir Ayı Yogi yavrusu at binişi onların vahşiliğini Kanada’nın doğu sahilindeki Yine yakın zamanda Türk Başkanlığı, Şardan’ın Ama esas olarak “Şahsım da asfalt kenarındaydı. Kadın soylulaştırıyordu. Kristof Nova Scotia-Yeni İskoçya’daki sinema yönetmeni Atalay tutuklanmasından sonra Devleti” rejiminin, yargıyı fotoğrafçı minik ayının yanına Kolomb’un 1492’de Bahama Sable Adası’nda hayatta Taşdiken’in “Hara” başlıklı yazıyı yalanladı. Daha sonra kullanarak, hem sığınmacılar kadar yaklaşmıştı, ayı da ona... adalarından birisini kalmış birkaç yüz vahşi atı da güzide film eserini de buraya Şardan’ın yazısına erişim hem inanç hem eğitim hem engeli de getirildi. İnanılmaz bir şey yaşandı o an; bulmasıyla başlayan Amerika eklerseniz doğanın bu harika eklemek gerekiyor. Ama de medya üzerinden, dört Milliyet, 29 yıl koldan, kendisine yeni bir ayı ayağa kalktı, şöyle böyle bir kıtasını sömürgeleştirip canlısına insafsız insanın reva Kanada atlarının yazısını gazetede görev yapan seçmen kitlesi yaratmaya ergen çocuk boyundaydı ve ön koloni kurma tarihi gördüğüne içiniz yanar. Neyse bitirirken asıl, Yaşar Şardan’ın tutuklanmasını çalıştığı ve son seçimlerden ayaklarıyla tıpkı elini kullanır boyunca gemiler sadece ki Kanadalılarda at sevgisi Kemal’in Demirciler Çarşısı haberleştirmedi. sonra bu çabalarına hız gibi kadını asfalta, geriye Avrupa insanını taşımadı, öyle böyle sürüyor. En azından Cinayeti’ndeki sözünü tekrar HHH verdiği açıkça görülüyor. doğru itmeye başladı. Adeta beraberlerinde İberya- vahşilere dokunmuyorlar artık etmemek hiç olmaz! “Orman bizim, sen asfaltına İspanyol atları da geldi. Vahşi ve haralarında, ahırlarında ehil “O iyi insanlar, o güzel gitsene” der gibiydi. atlara uzaktan baktılar, soylu olmuş atlara bakmaya devam atlara binip çekip gittiler. Buna benzer şeylere rast vahşiler de onları korkuyla ediyorlar. Pek çok “equestrian” Demirin tuncuna, insanın 1494’te Almanya’ya gelinir yol boylarında fakat izlemiş olmalılar. Sonrasında, (atçılık) kulübü bulunuyor piçine kaldık.” asıl bazı düzlük alanlarda, Beyaz Avrupalının tüfek ve aile çiftliklerindeyse en senolasenola@gmail.com yerleşen Türk ar, uzun bir cadde. etmişler demek kentlerde DArnavutkaldırımı döşeli. düzene... Alanın bir köşesinde Afganlara yine göç yolu Eski ortaçağ evleri bir kolyenin yan yana çiçekçi tezgâhları. incileri gibi dizilmiş iki yanına. Rengârenk her şey. İnsanından PAkİsTAn’d A hükümetin, yiyecek ve tıbbi yardım İkişer üçer katlı. Tahta, balçık, sebzesine, çiçeğinden tarihi oturum belgesi olmayan sağlanacağını açıkladı tuğla, taş karışımı bir işçilik var yapısına. Güneş iyice yükseliyor, Afgan göçmenleri ülkeden ancak bazı yardım bu rengârenk yapılarda. Hepsi öğle yaklaşıyor. Otelin önünde çıkarma kararı alması kuruluşları sınırdaki elden geçmiş, bakımlı. Kırmızı kadınlı erkekli şık insanlar sonrası aralarında kadın koşulların zorlu olduğunu kiremit kaplı damları dik. Sanki söyleşip gülüşüyor. Ellerde ve çocukların da olduğu bildirdi. bir minyatür kentin oyuncağı şampanya kadehleri, kırmızı on binlerce kişi Afganistan Pakistan, bu yıl andıran evleri! Otel ufacık, beyaz şaraplar, köpüklü fıçı yoluna düştü. Pakistanlı ülkedeki 24 bombalı dar, odaları küçük, pencereleri biraları. Bir şey kutluyorlar gibi. yetkililer, çoğu Afgan olan intihar saldırısının minnacık, tavanlar alçak mı Uzun beyaz önlüklü garsonlar ve yasal oturum belgesi 14’ünün Afganlar alçak. Her yan tahta kaplı, orta gümüş tepsilerde siyah bulunmayan göçmenleri tarafından düzenlendiğini yerdeki yüksek yatak kocaman, havyarlı, füme balıklı, İsviçre süre dolmadan saatler açıkladıktan sonra yastıkları, yorganı kuştüyü. peynirli küçük ekmek dilimleri önce sınır dışı etmek için göçmenlerin 1 kasım’a Üçüncü katın penceresinden taşıyor dışarı. Pazaryerinde işlemlere başlamışlardı. kadar ülkeyi terk görünen, dar, uzun cadde alışverişi bitirenler İtalyana Afganistan’daki kökten etmemeleri halinde sınır küçük kent Besigheim’ın uğruyor, espresso, capucino dinci Taliban rejimi, geçici dışı edileceklerini merkezi. Araç trafiğine kapalı. içmek, leziz dondurmalardan kampların kurulduğunu, 3 Ekim’de duyurmuştu. Evlerde pek oturan yok. tatmak, eve gitmeden önce Bürolar, butikler, lokantalar, tanışlarla biraz çene çalmak, küçük barlar, pastaneler, günün keyfini çıkarmak için... çiçekçiler, kafeler, butik Alandan kiliseye uzanan pansiyonlar... yolda çalgıcılar. Yazdan kalma Trompet, kontrbas, Bir yabancının gündüz düşleri bir gün. Havalar saksofon. hâlâ güzel. Her Çaldıkları havalar yana iskemleler oynak. Başlarında AhmET ARpAD ün benimdi. Önümde bir şeyi gözden kaçırıyorumdur. tanrılardan veya bir avuç toprak dilinde “güvenli liman” ya da atılmış, masalar kapkara koca Gsere serpe uzanıyordu. Pek çok şey böyle zaten; pek yüzünden insanlara ölümün reva “büyüleyici sığınak” anlamındaki hazırlanmış, keyifli şapkalar. Sakallar Canım ne isterse yapıyordum. çok şeyi bilmiyorum. Nasıl görüldüğü utanç verici hikâyelerle “Alis-Ubbo” terimine dayandığı insanlar beyaz şemsiyelerin uzamış. Şakalaşıyorlar Yürüyeceksem yürüyor, sağa “Merhaba” denir örneğin, dolu bir tarihe sahip insanlık biliniyor. Bir başka efsaneye göre altına kurulmuş. Garson yanlarından geçenlerle, durup dönüp hayal kuruyor sola sokakta rastladığın birine? Ben olarak her gün birbirimizin ise Lizbon, Atlantik Okyanusu kızlar koşuşturuyor. Salata dinleyenlerle, yere açtıkları dönüp endişeleniyordum. hep çok heyecanlanırım, yolda yüzüne hiçbir şey yokmuş gibi ile Tagus Nehri’nin birleştiği dolu tabaklar, güzelin örtücüğe para atanlarla. Doğu Bütün bilinmezlikleriyle birini görsem, elim ayağıma bakabiliyoruz. bölgede yaşayan yılan gövdeli güzeli pastalar, rengârenk Avrupalılar galiba. Sanki bir üstüme yağmaya hazır bir dolaşır. “Nasılsınız?” derim ama güzel Ophiussa’un görür görmez dondurmalar, köpüklü biralar, yerden gözüm ısırıyor. Prag’da, ‘Güvenli liman’ kadehlerde buz gibi şaraplar... şehir. Akşamüstü Santos-o- sorduğum soruyu unuturum. âşık olduğu Ulysses’in şehri IV. Charles Köprüsü’nde Günlerden cumartesi. Az Velho’daki dar yokuş sokağın Bazen çok konuşurum bazen de “Lizbon görülesi bir yer, olarak anılır. Ulysses’in peşinden görmüş olmayayım kısa ötede, evlerden büyükçe, tarihi bitimindeki bakkalın önünde suskunluğuma sinir olurum. Bir turistik bir dekor olarak ilgisini tepeden nehre doğru koşan süre önce! Kim bilir? Yol belediye binası. Önünde dört toplanıp bira içen adamların ortayı tutturamam yani. çekmiyordu. Lizbon, onun kendi Ophiussa, yılan gövdesiyle yokuşlaşıyor. Yükseliyor kiliseye köşe bir alancık. Ortasında sesleri cam bilyeler gibi Burada herkes ayaküstü sohbet hayatından çıkıp sığındığı bir ardında yedi tepenin sokaklarını doğru. Aşağıda küçük ırmak suları fışkıran, ortası havuzlu yuvarlanıyor yukarıdan aşağı. ediyor. Santos yerdi” diye geçiyor iz bırakmıştır. Belki de bir pırıl pırıl, su dolu. Üzerinde bir çeşme. Çevresinde Hep bir kavga çıktı zannediyorum kaldırımları birbiriyle Lizbon’a Gece Treni yabancının aradığı şey güvende bembeyaz bir gezinti gemisi. oturanlar, çene çalıp, gülenler, ama ne zaman balkona çıkıp ulu orta laflayan romanında. İnsan hissetmekten ziyade kendini ait güneşin iliklerini ısıttığı mutlu Hans Türk baksam birbirlerini güldürürken insanlarla dolu. hayatı boyunca hissedebileceği bir hikâyedir. insanlar, yaşlısı genci... Sonra sağda bir sokak. buluyordum onları. Pervasız bir Sanki beş dakikalık güvende ve mutlu Pek çok insan daha iyi yaşam AYŞENUR Daracık, küçük. Adı çok ilginç: doğallık ve gürültüyle gündelik bir karşılaşma içinde hissedebileceği bir koşullarına sahip olmak hayaliyle Alışveriş sonrası TANRIVERDİ “Türk Sokağı”... Ne işi var sohbetlerini ediyorlar. Her tüm yaşamöykülerini sığınak arar ama Avrupa ve Amerika kıtalarına İtalyan kahvesi burada? 1494’te Besigheim’a zaman bir coşku, neye olduğu anlatıyor gibiler. kendi hayatımızdan göçerken aslında medeniyet bir Osmanlı Türkünün yerleştiği Pazaryeri bu şirin alan anlaşılmayan bir sevinç ve öfke Yoksa her gün gördüğün birine çıkabilmek mümkün mü emin denen şeyin dini efsanelere cumartesileri. Tezgâhlarını biliniyor. İtalya’dan gelmiş karışımı. Küçük pencerelerden anlatacak bu kadar fazla şeyin değilim. Dünyanın en kuytu işlenmiş bir vahşet nakışından olabilir. Hıristiyanlığı kabul kurmuş yöre köylüleri beyaz saçlı teyzelerin minik ne olabilir ki diye düşünürüm. köşeleri bile artık peşinde ibaret olduğunu yakın dönemde alacakaranlıkta. Getirmişler ediyor ve kayıtlara adı Hans kafaları görülüyor. Sokağı Ama gerçekten de her gün yeni olduğumuz güven duygusundan bir kez daha görmek, küçük Türk olarak geçiyor! Az sonra pazara tarlaları, bahçeleri o izliyorlar, gelip geçeni. Hiçbir bir şey oluyor. Dünya savaştan çok uzak. 9 Nisan Parkı’nda Cais bahçelerde bireysel olarak hafta ne vermişse. Salatalar, karşımızda, tepemizde, her şeye şeyden şikâyetçi değiller. Asırlık savaşa savruluyor. Herkes bir do Sodre’deki limanı seyreden kuracağımız “iyi bir yaşamın” yukarıdan bakan kilise. Devasa. elmalar, patates ve soğanlar bir yaşamı arkalarında bırakmış tarafı savunuyor ve meydanda bir bankta oturuyorum. Şehrin hiçbir şeye yetmeyeceği yığın yığın, öbek öbek. Alanın İnsanın üstüne üstüne geliyor. olmanın rehavetiyle artık savunmasız çocuklar ölüyor. bazı parkları sosyalleşmek ve gerçeğiyle bizi baş başa bırakır. En büyük o! Ondan yücesi yok. üç bir yanı yine tarihi evlerle sadece pencere genişliğinde bir Savaşlar ne kadar iflah olmaz tanıdıklarla karşılaşmak için Uzak ülkelerde hissettiğimiz kaplı. Tümü de elden geçmiş, Bastırıyor kasabayı, altında manzara onlara yetiyor. Bazısı yaratıklar olduğumuzun, yani iyidir. Liman manzarasına açılan kültürel yabancılık artık devede eziyor yemyeşil doğayı, yaşam bakımlı. Pencereler, kapıları, çarşaflarını asıyor, mis gibi insan ırkı olarak bizim büyük bu küçük park ise yalnız kalmaya kulak kalıyor. Çünkü her birimiz panjurları tahta oyma, üstün dolu evleri, mutlu ve özgür esiyor balkona. Benimkiler bu sefaletimizin altını çiziyor. daha elverişli... Lizbon isminin insanlık durumuna dair bir yaşamı özleyen bireyleri... bir işçilik. Üç kattan yükseği kadar güzel kokmuyor. Belki de Evrenin en zekileri olmadığımız kökeninin, Latince “Olisippo” yabancılık hissediyoruz. yok. Daha ortaçağda dikkat mail@ahmet-arpad.de çamaşır yıkamakla ilgili önemli açık. Renginden, inandığı kelimesinden türeyen, Fenike aysenurtanriverdi@gmail.com HAFTAn In FOTOĞRAFI