22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 KASIM 2023 PAZAR 8 HABER/yo Rum nayasa, coğrafi ve insani Çoğul benlik bir alandaki siyasal sendromu Abütünlüğü ifade eden devlet yapılanmasında; yönetenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetilen arasındaki ilişkilerin AYM ile Yargıtay’ı karşı karşıya gerek hiyerarşik gerekse siyasal getiren krize ilişkin “Biz bu işleyişini hukuk çerçevesinde tartışmada taraf değil hakem birleştirip düzenleyen temel konumundayız” açıklaması, yasadır. Demokratik bir rejimde “Devlet benim” demek midir, Bu dünyadan çekip İbiş ile Memiş Devlet kimdir? anayasa, yurttaşların hak ve değil midir, bilemiyorum. özgürlüklerini yasama, yürütme Çünkü “biz” kim, niye giden dostlarım ve ve sarstığının farkında mı? mahkemeleşmiş... ve yargı erklerini siyasal iktidarın çoğul konuşuyor, birden fazla Anayasal düzene darbe kitap fuarları suiistimalinden korur. cumhurbaşkanı mı var, çözemedim... niteliğindeki gelişmelere imza emal Bey hayırlısıyla mutfağına Anayasanın küresel tanımı, budur. Ama Türkiye’nin anayasal atan bu yargıçların, işin ucunun evgili dostlarım, Cumhuriyet’te çekildi. Darısı Tayyip Bey’in Yine küresel tanımıyla herhangi düzenine yönelik suikast çalışmaya başladığım ilk günlerde Kbaşına. devletin meşruiyetine dayanacağını bir anayasa mahkemesi, temsil niteliğindeki gelişmelerin, aslında S“Ben Güneydoğu’ya gidip Ya sabır ya selamet, ya akıl ya düşünecek ve aldıkları karardan ettiği temel yasanın üstünlüğünü bir “derin devlet” krizi olduğunu kaçakçılarla röportaj yapmak istiyorum” keramet. Oturdum klavyenin başına. çıkarsama yapacak kadar donanımlı gözetmek ve “hukuk devletinin” dediğimde genel yayın yönetmenim düşünüyor ve geçen yıl, bu köşede Son dakika haberlere göz atmak olduklarını hiç sanmıyorum! Öyle rahmetli Oktay Kurtböke (Oktay abi), düzgün işleyişini sağlamak için yayımlanan “Derin devlet nedir?” hem farz hem sünnet: Demirel’in olsalardı, kendi bindikleri dalı “Seni oralara gönderemem, tehlikeli” hem yasaların hem de yargı “Camiye siyaset girerse ibadet kalmaz, başlıklı yazımı anımsıyorum. Size de kesmeye kalkışmazlardı. diye konuyu kapatmaya çalışmıştı. Ben kararlarının anayasaya uygunluğunu mahkemeye ibadet girerse adalet anımsatmak isterim: AYM kararlarına uymamak, hukuk de inatçıyım. Sonunda gitme izni verdi. kalmaz!” sözü sosyal dolaşımda. denetlemekle yükümlüdür. En üst devletini yok eder. Hukuk devleti Oralara gidiyorum ya, iyi bir fotoğraf Çok dikenli bir laf. Geçelim. yargı merci olup verdiği kararlar Demokrasi tramvayında olmayan yerde de ne Yargıtay’ın makinesine ihtiyacım var. Hemen Ant “Salomon züğürtleyince eski defterleri devletin tüm hiyerarşisini bağlar. dergisinin Cağaloğlu’ndaki binasına meşruiyeti kalır ne de itaat etmek için son durak karıştırırmış”. Reyiz Türkiye’sinde koştum, derginin sorumlu yayın müdürü anayasayı çiğneyecek kadar gözünü “Türk toplumu ile devleti, hık demiş gazetecinin züğürtlemesi mümkün değil. Meşruiyet bitti, arkadaşım Osman Arolat oradaydı. kararttığı siyasal erkin meşruiyeti. birbirinin burnundan düşmüştür. Bu bir pazar yazısı. Hafta içini, geceyi Derdimi anlattım, anında o zaman için keyfiyet verelim! Halkın yüzde onu dürüst mü? gündüzü de kapsamalı. Kelebeğin ömrü oldukça pahalı makinesini bana uzattı. Bu tanımlar ölçü alındığında her Zirvede ‘Devlet benim!’, yirmi dört saat diye, gebeliğini es geçmek Devletteki her on memurdan biri Küçük bir çekim dersi de verdi. Sonra şeyden önce Türkiye’de kör topal icap etmez. dürüsttür. zırvada devlet senin... sınırdaki mayınlardan ötürü, bacağını, Konuyu neresinden tutmalı bilmek zor. bir demokrasinin bile kalmadığı Bu temsiliyet orantısını, kolunu yitirmiş kaçakçıların fotoğraflarını Fransa Kralı XIV. Louis’nin, Reyiz bile önce bilir gibi yaptı. Sonra işin görülmekte. Çünkü yurttaşların tarikatçısından aşiretçisine, çektim, onlarla sohbet ettim. Dicle 20 Mart 1655’te imzaladığı bazı hakemliğe yöneldi. Şimdi top çevirir gibi hak ve özgürlüklerini, yasama, kıyılarında turist taklidi yapıp çocuklara darbecisinden demokratına, mali kararlara karşı çıkan Paris yapıyor. Ama niyeti ziyadesiyle malum. yürütme, yargı erklerini; halkın para dağıttım. Acayip heyecanla gazeteye kurnazından safına, laikine, parlamentosuna, 13 Nisan 1655’te Yıllardır, “Değişsin” diye diye değiştirip geldim. Hemen fotoğrafçıların bölümüne geçici temsilcilerinden ibaret mürtecisine, faşistine; korkağına, verdiği yanıtta “Devlet benim!” tanınmaz kıldığı anayasa yine değişsin gidip makineyi uzattım. Meğer makinenin siyasetçilerin suiistimalinden cesuruna, hırsızına, uğursuzuna ve diye kafa tuttuğu söylenir. Evet, içindeki film rulosu dönmemiş bile. Yani diyor. koruyacak en üst yargı makamı tabii hortumcusundan rüşvetçisine, Fransa’nın 17. yüzyılda da bir Neresi nasıl değişsin bilen yok. Belli ki sıfır. Ağlıyorum, sonunda Oktay abi, Ara Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), tam kaçakçısından eşkıyasına, parlamentosu vardı. Ve kralın Güler’e telefon ediyor ve benim dizi kervanı hep olduğu gibi yolda düzecek. da böylesi suiistimali önleyen bir kahramanından alçağına gerçekten söyleyip söylemediği yazı onun fotoğraflarıyla yayımlanıyor. Sonrası Allah kerim. kararına DAHA uyulmuyor, halen... yayabilirsiniz. Osman’a makineyi teslim ederken resmen H kanıtlanamayan bu söz, dünya Bu uyumsuzluk, devletin gene ağlıyorum. Toplumun tüm nitelikleri devlet En güvenlisi arşive dalmak. Madem siyaset tarihinde “mutlak meşruiyetini de tartışmaya açar. Şimdi bu anıyı neden anlattım. Çünkü organizasyonuna bire bir yansıdığı tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. monarşi”nin simgesi oldu. Çünkü anayasa olan yerde, belki de yarım yüzyıllık arkadaşım, 68 Talih de bize alttaki başlığı ve satırları içindir ki, devletin içinde devlete Ama kendisine “güneş kral” kuşağının yaman gazetecisi Osman Arolat devlet düzeni anayasaya dayanır. yazdırmış, tam 6 yıl 9 ay önce: ihanet eden, çünkü varlık nedeni dedirten XIV. Louis’nin, tebaasına sessizce aramızdan ayrıldı. Ve benim de Anayasaya uymazsanız, devlet “ANANI DA AL GİT ANAYASASI: yasalara uymak ve uygulatmak olan monarşi rejiminden de illallah aklıma bana fotoğraf makinesini uzattığı kurumsal bir düzen olmaktan çıkar, Hukukun, demokrasinin, devletin ve kurumda; yasaları çiğneyen ve suç dedirttiği ve sonunda torununu an geldi. Ne kadar gençtik, ne kadar umut yasaların da kesinliği kalmaz, yargı milletin anasını toptan ağlatmanın tek işleyen devletliler de vardır. tahtından indirip kellesini alacak doluyduk. ve en kestirme yolu anayasanın anasını siyasal bir keyfiyete, keyfiyet de Derin devlet, işte budur. olan Büyük Fransız Devrimi’nin Belli ki sıra 68’lilerde. Tam Osman’ın ağlatmaktan geçiyor.” (Cumhuriyet zorbalığa dönüşür. tohumlarını attığı kesindir... Koruması gereken yasallığı, bizzat ölümünü içime sindirmiştim, bir başka 29.01.2017) ölüm haberi gerçekten fazla geldi. Ünü çiğneyerek, delerek, hiçe sayarak Küresel tarih, “Devlet benim!” H Bindiği dalı dünyayı sarmış 1 Mayıs afişinin ressamı suç işleyen, suç işleyeni koruyarak diyecek kadar kafayı sıyırmış Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Gezi Orhan Taylan öldü, dediler. Ansızın, kesen yargıçlar başka megaloman görmedi. Ama devleti çökertendir, derin devlet.” davası tutuklusu Can Atalay’ın milletvekili evine giren bir hırsız tarafından öldürülen (20.03.2022, Röveşata) Bilmem Yargıtay 3. Ceza Dairesi, demese de devleti kendi sanan, adaylığını onaylıyor. O da seçiliyor. annesi ressam Seniye Fenmen’le önce milletvekili Can Atalay öyle davranan çoook muktedir Son durakta demokrasi tramvayı Bu defa TBMM taş koyuyor. Anayasa birlikte Çanakkale Çocuk Şenliği’nde bekleyen hepimize cesaret hakkındaki AYM kararına uymamak, gördü, geçirdi ve hepsini, pek Mahkemesi (AYM) aylar sonra Atalay’ın kocaman duvarları boyamamız düştü mağduriyetini ve tahliyesini onaylıyor. ardından da AYM üyeleri hakkında de özenilmeyecek koşullarda diliyorum çünkü tramvaydan inecek anılar defterimden. Sonra Orhan’ın kimi Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise bir taşla üç suç duyurusunda bulunmakla sonsuzluğa uğurladı. Bunların hepsi olanlar hiç tekin değil, sevgili zaman sevecen, kimi zaman başkaldıran, kuş vurmaya, Gezi davasının intikama devletin meşruiyetini sorguladığının diktatör ya da despottu. okurlarım. kimi zaman acıdan deliren kadınları geldi dönen sürecine, anayasa değişikliğine aklıma. Hele bir resim vardır, kadının ve AYM’nin defterinin dürülmesine katkı ve erkeğin yüzü görünmez birbirlerine sarılmışlardır. O resmi gördüğümde hep izlenimi veren kararını açıklıyor. İki kişinin çirkin ifadeleri sosyal medyada tepki çekti bir görüş yeri gelir aklıma. Aşk gelir aklıma. Her devrin ismi ile müsemma “devlet” Evet sevgili dostlarım, şimdi adamımız Devlet Bey’in “Anayasa arkadaşlarıma rahmet dilemekten başka Mahkemesi kapatılsın!” buyurması demek hiçbir şey beni teselli etmiyor ama bundandı. Çok şükür Reyiz o kadar değil. hayat akıp gidiyor. Gazetedeki yazar Belki ortağını dinleseydi, Yargıtay Ata’ya hakarete tutuklama arkadaşlarım siyasetle yeteri kadar taktisyeni olduğu söylenen başdanışmanı ilgileniyorlar, ben şimdi şu kitap fuarları Uçum Bey ile eski AKP Genel Başkan işinin nasıl bir fiyaskoya dönüştüğünü ürkiye Cumhuriyeti’nin eden imama hakaret ettiği videoyu Atmaca, Tiktok’ta açtığı 650 bin Yardımcısı ve AYM yanlısı Hayati Bey tartışmak istiyorum. Anılar beni arasında kalmayacaktı. kurucusu ulu önder Mustafa sosyal medyada hesabından takipçisi bulunan sayfasında, Tepebaşı’ndaki fuarlara götürüyor. O Bendenizin de diline günlerdir TKemal Atatürk’ün aramızdan paylaştı. Anadolu Cumhuriyet canlı yayında bir takipçisiyle günlerin heyecanını düşündükçe derin ortaokuldan kalma, “İbiş ile Memiş ayrılışının 85. yılında sosyal Başsavcılığı tarafından başlatılan tartıştı. Atmaca’nın tartışma bir nefes alıyorum. Ve kendi kendime mahkemeye gitmiş, mahkemeleşmişler mi soruyorum, acaba bizim ya da benim medyada paylaşılan bir video soruşturma kapsamında Bostancı, sırasında Atatürk ve laiklik mahkemeleşmemişler mi?” tekerlemesi zamanımız mı geçti? Bu soruyu kendime gündem oldu. Ahmet Bostancı, dün gözaltına alındıktan sonra hakkındaki sözlerine ise teker olup takılmayacaktı. ilk kez geçen yıl yapılan Ankara Kitap İbiş kim, Memiş hangisi? İstanbul Gayrettepe’deki bir adliyeye sevk edilerek tutuklandı. takipçileri tepki gösterdi. Fuarı’nda sordum. Büyük yayınevlerinin Kültürümüzde deli de çoktur kuyu da. ilan panolarıyla adlarını duyurdukları camide cuma namazı sırasında Erzurum Emniyet Müdürlüğü Kuyuya atılan taşı çıkaracak kırk akıllı Takipçileri eleştirdi özellikle roman yazarları dışında pek çok imamın Atatürk’e dua etmesine ekipleri tarafından dün gözaltına bulmak kolay da olsa taşı çıkarmak kolay yazarın, kendimin de sinek avladığını Erzurum’da hizmet veren tepki gösterdi. Bostancı, camiden alınan Atmaca, çıkarıldığı nöbetçi değil. gördüm. Aralarında çok değerli yazarlar dönerci dükkânın sahibi Mustafa Sahi taşı kim attı? ayrılarak Atatürk’e ve ona dua mahkemece tutuklandı. l DHA vardı. Birden girişteki ergen kuyruğuna Yüksek mahkeme çok bizde. Zurnaya gözüm takıldı. Yazarı iki gencecik kızdı ve zırt dedirten en tepedeki de YSK’dır! onlara yayınevleri girişte örtülü bir masa Kuyuya taşı atıp kenara çekilmiştir. ayarlamıştı. Masanın üstünde de güller. Konya’da otomobil SMa hastası Eymen Dubai yolcusu Ve yemin ediyorum yazarın önündeki H kuyruk iki kilometreyi buluyordu. Özellikle Anayasa Mahkemesi’ne neden bu yayaları biçti: 5 ölü Er Zuru M’Da yaşayan tedavisi için gerekli olan 1 14-15 yaşındaki kızlar ellerinde çiçekler kadar çok alerji duyuluyor? Konya’ Da yolun karşısına geçmeye heyecan içinde sıranın kendilerine Madde: 148/6 olabilir mi? Özlem-Risalettin Kaya milyon 819 bin 500 dolar çalışan yayalara otomobilin çarptığı gelmesini bekliyorlardı. Merak edip “Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanını, çiftinin üç çocuğundan en 18 ayda toplandı. Ardından kazada ilk belirlemelere göre 5 kişi yazarın kitabını aldım, okumaya başladım. TBMM başkanı, başbakan, bakanları... küçüğü olan Muhammet Muhammet Eymen’in Birden ergenlikte okuduğum ünlü aşk hayatını kaybetti, 1 kişi yaralandı. Kent görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Eymen Kaya’ya (2) 2021’de yurtdışına götürülmesi için romanları yazarı Barbara Cartland’in Divan sıfatıyla yargılar”. merkezi Yeni İstanbul Caddesi okullar spinal muskuler atro fi hazırlıklar başladı. Ailesi, kitaplarını hatırladım ama coğrafya H bölgesi yakınında, yolun karşısından (SMA) Tip 1 tanısı kondu. Muhammet Muhammet Eymen’in doğum günü değişmiş, şatolar yalı olmuş. Biz Rahmetli Başbakan Necmettin geçmeye çalışan aileye otomobil çarptı. Eymen’in Erzurum Şehir Hastanesi’nde olan 29 Kasım’da Dubai’de olmayı gerçekten çok yamanız (!) Erbakan, kayıp trilyon davasından tedavisine başlandı. Küçük çocuğun Kazada 5 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. planlıyor. l DHa Sora sora öğrendim. Gençler grup yargılandı ve hüküm giydi. kurup roman yazıyorlarmış. Onlara ana 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ise bir tema veriliyormuş, sonra sırayla 30 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr yaptığı darbeden uzun yıllar sonra yaşı sayfa yazarak romanı bitiriyorlarmış. 90’ı geçmişken yargılandı ve hüküm Sosyal medyada bu iş almış yürümüş. Bu giydi. arada dizilerin etkisiyle yaşam koçlarının Devlet demek, anayasa demektir. “Mutluluğu Nasıl Yakalayabilirsin?” ya da 1980’lere dek anayasa hukuku, “Kendi Kendine Aile Dizini Yapabilirsin!” “Teşkilat-ı Esasiye hukuku” adıyla başlıklı kitaplar da çok satıyor dini ahlak okutulurdu. bilgileri veren, peygamberlerin hayatlarını 1961 Anayasası’nın başlangıç anlatan kitaplar da. Bu arada söylemeden bölümünü birçoğumuz ezberlemiştik: geçemeyeceğim, sosyal medya “(Bu anayasa) asıl teminatın kendi kendinin reklamını yapan, nasıl vatandaşların gönüllerinde ve yazdıklarını uzun uzun anlatan yazarlarla, iradelerinde yer aldığı inancı ile şairlerle doldu. En çok da eşe dosta şiir hürriyete, adalete ve fazilete âşık okuyan şairlere pek şaşıyorum çünkü şiir evlatlarının uyanık bekçiliğine emanet biraz mahrem bir şeydir ve tek başına okunması iyidir. eder.” Şimdi size sosyal medyanın gücünü O dönemde gösterilerdeki ataklığı gösteren bir gerçek olay anlatmak ile tüm fakültenin tanıdığı Deniz istiyorum. Ben her meslekten ve yaştan Gezmiş ve arkadaşları acaba kişilerle kısa film atölyeleri yapıyorum, bak “anayasanın uyanık bekçiliği görevi” orada ilgi büyük. Bir gün gruba dedim sözlerinden etkilenmiş olabilirler mi? ki “Ayrılıkla ilgili bir küçük hikâye yazın”. Öyleyse “anayasayı zorla Benim de aklımda Nâzım Hikmet’in değiştirmek”le suçlanıp ölümle Saman Sarısı şiirinden ayrılıkla ilgili bir cezalandırılmaları daha da hazin. bölüm var. Neyse saat doldu, okuma başladı. Birkaç kişi kendilerine ait hikâyelerden yola çıkmış. Sıra üniversite NAMAZ VAKİTLERİ birinci sınıfta okuyan sevimli kızımıza İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı geldi, “Hocam” dedi, “Ben bir şey İstanbul 06:13 07:40 12:53 15:31 17:56 19:18 yazamadım. Çünkü bizde ayrılmak mesaj Ankara 05:56 07:22 12:38 15:18 17:43 19:04 yazarak oluyor. Ben sadece ‘Senden ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com İzmir 06:18 07:42 13:00 15:45 18:09 19:28 ayrılıyorum’ diye yazdım.” Tek cümle. Ben şaşırdım. O sırada meslek okulunda ders veren bir erkek arkadaş söz aldı: “Hocam ben arkadaşıma katılıyorum. Burada Mücadeleyi sürdürüyoruz! arkadaşımız, ‘Ben senden ayrılıyorum’ diye yazmış, kendini yormuş, benim sınıfta mesaj atmaya bile üşenenler var.” Vay canına, ben numaradan biraz öfkeli, topladığım cep telefonlarını ellerine verip “Şimdi Nâzım Hikmet’in Saman Sarısı şiirini açın” dedim. Evet yazımı okuyan, kitapları çok satan Desteğinizi bekliyoruz. yazar dostlarım “Işıl bizi kıskanmış” diyebilirler. Ona da eyvallah! Bilgi hattı: 0312 231 1923
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear