24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 HAZİRAN 2022 CUMA KÜLTÜR 13 AKM’de Emine ş y Festival ku sesleri le bitti Erdoğan protestosu dirilmesi. İkincisi ise yine Tan Dun’un Pas- YAZGÜLÜ ALDOĞAN sacaglia: Secret of Wind and Birds isimli zbekistan’ın Ulusal Balesi “Lazgi-Ru- Dünyaca ünlü Çinli asıl bir konser, nasıl bir geceydi he- eserinin seslendirilmesinde dinleyicilere de Öhun ve Aşkın Dansı” adlı dans gös- besteci ve şef Tan Dun’a Nyecanla beklenen, tam da festivalin bir görev düşmesi; cep telefonlarımıza yük- terisinin Türkiye’deki ilk gösterim ön- son gecesine layık. İstanbul Kültür Sanat lediğimiz kuş sesleriyle orkestraya eşlik et- cesi sunucu tarafından Cumhurbaşkanı Işık taşları yaşam boyu onur ödülü Vakfı’nın (İKSV), Borusan Holding spon- tik; bu interaktif katılım hepimizi hem he- Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın gönder- ndré Gide, mutluluğu “an”lara sunulan son konserde sorluğunda düzenlenen 50. İstanbul Müzik yecanlandırdı, hem eğlendirdi. diği mesaj okunmak istendi. Ancak seyir- bağlar. Öyle ya, bir anda olmuyor Festivali’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü çar- Orkestranın kuş, rüzgâr ve okyanus ciler bu anları alkışlarla protesto etti. O seyirciler de orkestraya Amu insanın yükselişe ermesi, bata- şamba akşamı AKM’deki konser öncesin- seslerini taklit ederek dijital bir orman anlar ise video görüntülerine yansıdı. ğa saplanıvermesi? de şef ve besteci Tan Dun’a sunuldu. Tan hissi uyandırdığı bu esere orkestra üye- Aynı zamanda seyirciler gösteriye ka- kuş sesleriyle eşlik etti Bu sorular bende Orhan Veli Kanık’ın Dun, ülkesi Çin’den İstanbul’a, ABD üzerin- leri de kuş sesleri çalarak katıldı. Konse- tılan Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcı- “Birdenbire” şiirini çağrıştırdı: den bir hafta önce gelmiş ve jetlag deme- rin son parçası Igor Stravinsky’nin Ateş sı Ahmet Misbah Demircan’ı da salona “Her şey birdenbire oldu./ Birdenbire den orkestrayla çalışmaya başlamış. Gece- Kuşu Süiti hepimizi deyim yerindeyse girdiğinde alkışlarla protesto etti. vurdu gün ışığı yere;/ Gökyüzü birdenbire nin programında iki önemli olay vardı, bi- mest etti! Yaşam Boyu Onur Ödülü su- Özbekistan’ın Ulusal Balesi “Lazgi-Ruhun oldu;/ Mavi birdenbire./ Her şey birdenbi- ri Tan Dun’un, İstanbul Müzik Festivali ve nulan Tan Dun, UNESCO Küresel İyi Ni- ve Aşkın Dansı” adlı dans gösterisi, ilk kez re oldu;/ Birdenbire tütmeye başladı du- Borusan Sanat'ın ortak siparişi olan ve ge- yet Elçisi, klasik müzik, multimedya per- Türkiye’de sahnelendi. Koreograf Raimon- man topraktan;/ Filiz birdenbire oldu, to- çen yıl kemancı Daniel Hope, piyanist Ale- formansı ve Doğu ve Batı gelenekleri- do Rebeck’in yönettiği, UNESCO himaye- murcuk birdenbire./ Yemiş birdenbire ol- xey Botvinov ve New Century Oda Orkest- ni birleştiren tarzıyla dünyaca tanınan ve sindeki Alisher Navoi Devlet Akademik Bol- du./ Birdenbire,/ Birdenbire;/ Her şey bir- rası tarafından dünya prömiyeri yapılan İki- bir çok ödülü olan bir sanatçı. Tan Dun’u şoy Tiyatrosu’nun bale topluluğu tarafından denbire oldu./ Kız birdenbire, oğlan bir- li Konçerto isimli eseri, aynı solistlerle bu İstanbul’da dinlemek büyük bir şanstı. icra edilen ‘Lazgi, Ruhun ve Aşkın Dansı’, denbire;/ Yollar, kırlar, kediler, insanlar.../ kez Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Şimdi sırada Caz Festivali var. Yaşasın geçtiğimiz salı akşamı AKM’de seyirciyle Aşk birdenbire oldu,/ Sevinç birdenbire.” (BİFO) eşliğinde Türkiye’de ilk kez seslen- müzik, yaşasın sanat! buluştu. l Haber Merkezi Ertürk, “birdenbire” duyumsadığı bir algıyı, olguyu yerine oturtuyor... ‘Işık, biraz daha ışık!’ Baz Luhrmann’ın yönettiği ‘Elvis’ adlı müzikal drama filmi bugün gösterimde Nusret Ertürk, Işık Parçası (Payda, 2022) adı altında yayımladığı denemelerinin perde- sini Goethe’nin “Işık, biraz daha ışık!” ses- lenişiyle açıyor. Denemeler, “Yaşamdan”, “Günlerin Gölgesi” bölümlerine ayrılmış. Denemelerinin arasına, Borges’in deyi- miyle, özdeyişlerle beslenen eski meselle- ri andıran öykücükler yerleştirmiş. Kitapta Elvis ve yer alan yalnızca şu öykücük bile günümü- zün siyasal ortamında kimin erdemli, kimin erdemsiz olduğunu anlamamıza yetiyor. Ertürk’ün denemeleri, gücünü birdenbi- re anımsadığı bu çarpıcı olaylardan alıyor. Erdemliler Cumhuriyet gazetesi 1953 yılında Yaşar albayın Kemal’in İnce Memed romanını “arkası yarın” biçiminde vermeye başlar. Dönemin ünlü ba- sın savcısı Hicabi Dinç, Cumhuriyet’e gelip Yayın Yönetmeni Cevat Fehmi Başkut’un kapısına dayanır: “Ankara’dan emir geldi, bu romanı kese- ceksiniz!” der. Cevat Fehmi ayağa kalkar, “Hicabi, Hicabi!” diye bağırır, “O sana te- lefon edenler, bana telefon etsinler. Onlar öyküsü mı romandan anlar ben mi? Gücünüz yeti- yorsa kestirin bakalım!” Tüm dünyada en çok sa- Erdemsizler Şöhreti korumak, şöhret Öylesine çok ki erdemsizler, onları sa- tan solo şarkıcı ünvanı- olmaktan daha zor. Elvis yıp dökmeye sayfalar yetmez! En baş- nı hala elinde tutan Elvis Presley, 19 yaşında çıktığı ta Shakespeare’in “fahişe” saydığı para- Presley’in müzikal dram ya tapanlardır. Ardından kesesini doldu- sahnede yakaladığı şöhre- YAZGÜLÜ ranlar, yaşamını yiyip içmenin, görkemli biyografi filmi, müziği ti yönetemedi. Menajeri ve ALDOĞAN yerlerde oturmanın, lüks araçlarda gövde Austin Butler, makyajı, ve görsel zenginliğiyle babası tarafından kazandı- gösterisine çıkan tutku tutsakları geliyor. sesi, mimikleri ve yaklaşık üç saat farkına varıl- danslarıyla Elvis’i tıpatıp ğı servet tüketilirken o da 42 Hırsızlık arsızlık, çalıp çırpma, cana kıyma- yansıtıyor lar, kadını köleleştirmeler, gencecik kızların madan seyrediliyor. yaşında hayatını tüketti. ırzına geçenler onların arasından çıkıyor. Shakespeare şu sözünü erdemsizler irvede sevgi öldürür! Çok genç ABD’yi sarsan, muhafazakâr beyaz- bay Parker filmiydi ki, Tom Hanks, landırdığı filmden en az iki Oscar için söylemiş olmalı: yaşta kalp krizi geçirerek haya- ları çıldırtarak onu hapse attırmaya bunun için sesini bile değiştirmişti! adayı çıkar: En iyi aktör ve en iyi “Yaşayıp durduğun şu ortamda öyle Zta veda eden dünyayı göreme- kalkıp, yapılan pazarlık sonucu as- yardımcı aktör! Austin Butler, şaha- şatafatlı elbise giyip böbürlenme, kibir ve Evlilik star işi değil den ölen dünya starı Elvis’in ölüm kere alıp Almanya’ya yollayarak kur- ne bir makyajla Elvis’ten de yakışık- gurur bütün saltanatları devirir. Alçakgö- Ya Elvis’in dramı? O müzik yapmayı nedeni de merak konusu. Menaje- tulan ülkesinde Elvis, dönecek, tek- lı bir Elvis olmuş. Yetmemiş, müzi- nüllü ol, köhne cüppeni üstüne çek!” biliyordu ama konser düzenlemeyi ve Bu sözü duyup da erdemsizliğini sürdü- ri ve sırtından geçineni Albay Par- rar sahneye çıkıp kadınları ve genç- ğe de kendi sesini vermiş. İki yıl bo- renlerin karanlığını hiçbir ışık aydınlatamaz! parayı yönetmeyi değil. Kılığı, kıyafe- ker ise hayranlarına nedenini şöy- leri müziğiyle, şovuyla, tahrik ede- yunca rolüne hazırlanan Butler, El- ti, saçları, her şeyi taklit ediliyor, şo- le açıklayacaktı: “Onu sevgi öldür- rek yine delirtecek, rekorlar kırarak vis hakkında okumuş, onun gibi şar- Gölgeler vu statları dolduruyordu. Mutlu muy- dü, size duyduğu sevgi.” Şöhret ölü- en çok satan solo şarkıcı olacaktı. kı söylemek için sesini kayda alıp Kitabın “I. Yaşamdan” ara başlıklı bölü- du? Hayır! Politikacılar önüne engel- me yol açan zehir gibi: taşıması ağır dinleyerek çalışmış. Sonunda kendi münde Ertürk’ün çoğunlukla Cumhuriyet’te Sırtından geçinenler ler koyuyor, menajeri parasını çalı- bir yük. Sahnede kendisini dinler- görünüşü ve kimliğini adeta Elvis’in yayımlanan yazıları, “II. Günlerin Gölgesi”nde Peki bu film sadece bir Elvis filmi yor, babası buna ortak oluyor, annesi ken çığlık atan kadınlara şaşırmıştı. içinde eritmiş. Gelin de hayran ol- de şu tür ironili “dokundurmalar” yer alıyor: mi? Avustralyalı yapımcı, yönetmen üzüntüden genç yaşında ölüyor, Elvis 19 yaşındaki Elvis, “Niye bağırıyor- mayın Hollywood’lu sanatçılara, role Baz Luhrmann, Oscar ödüllü Tom karısını sevmesine karşın onunla yat- lar?” diye sormuştu. Albay’ın yanıtı bürünmelerine; oynuyor, şarkı söy- Umutsuzluk çukuru Hanks’e Albay Parker rolünü tek- mak için çıldıran hayranlarına hayır kısaydı, “Senin kıvırmana bağırıyor- lüyor, dans ediyor ve bunun en mü- Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan lif ettiğinde bu ismi kimse fazla bil- demiyordu! Çocukluğundan 42 yaşın- lar!” Elvis’in şarkıları country rock kemmelini yapıyor! önce yanına gelen Refi Cevad Ulunay’la söyleşir. Söyleşi sonunda Ulunay’a, “Bu miyordu. Oysa o vampir gibi kanını da ölümüne kadar Elvis Presley’in mü- ve zenci gostal, kilise müziğinin kar- Elvis’e bir Baz Luhrmann filmi de- ülke nasıl kurtulur, diye bir soru sormanı- emmiş olsa da 19 yaşındaki bir gen- zik yaşamı ve perde arkası, menajeriy- masıydı. Protestti ama aynı zaman- mek gerekiyor çünkü bundan önce zı beklerdim!” diye kırgınlığını belli eder. cin içindeki star ışığını görüp ondan le aralarındaki şeytan kurban ilişkisi, da kışkırtıcıydı, dansları, sahne şovu de Moulin Rouge, Muhteşem Gatsby Ulunay şöyle yanıt verir: “Böyle bir olası- bir yıldız yaratmış, ama onun dünya- doyumsuzluğu, şovları, bu kez müthiş şehvetliydi. Aynı rahibin karşısında gibi Oscarlık filmlerini izlediğimiz lık bulunmadığı için sormadım!” yı görmek ve Japonya’dan Avrupa’ya oyunculuklarla beyaz perdede! transa geçen zenciler gibi, kadınlar yönetmen; senaryoda, yapımda, her Mustafa Kemal’in görüşü nettir: “Umut- turne yapmak isteğine rağmen Las da Elvis’in karşısında transa geçiyor, yerde adını geçiriyor. Film bizde ve suz durumlar yoktur, umutsuz insanlar Oyunculuklar müthiş Vegas’ta bir altın kafesin içine göm- çığlık çığlığa bağırıyor ve sahneye iç tüm dünyada aynı tarihte vizyona gi- vardır!” Elvis rolünde Austin Butler ve Os- müştü! Bütün bu süreci anlatan film çamaşırlarını fırlatıyorlardı! riyor ve konusuyla, müziğiyle müt- car ödüllü Tom Hanks’in Albay’ı can- Ustadan ilk ders sadece Elvis değil, aynı zamanda Al- 1959’da sahneye çıkıp koca kıta hiş bir ilgi de bekleniyor. Gazeteci, ressam Fikret Otyam, 1945 yılında İstanbul’da üniversiteli olmuştur. Arkadaşlarıyla bir lokantada yemek yer- ken yazdığı bir öyküyü okumaya başlar. Dans tutkunlarına Okurken, yakın masadaki sarı saçlı, par- Kadın yönetmen dösülü adam da ilgiyle dinlemektedir. Ot- bale ziyafeti yam, bu kişinin polis olabileceğini düşün- se de öyküyü okumayı sürdürür. Öykü bi- tince sarı saçlı, pardösülü adam yanları- KSV’nin 50. yıl kutlamaları kap- Kıra Kovalenko’dan na gelir, Otyam’a İsamında, Zürih Balesi’nin An- “Konuşur gibi, anlattığın gibi yaz!” der. na Karenina gösterisi 27 ve 28 O adam, yazar Sait Faik’tir. Haziran’da saat 20.30'da Zorlu PSM’de sahnelenecek. kadına bakış “Yumrukları Gevşetmek” Günümüzün önde gelen bale top- luluklarından Zürih Balesi, on yıl- . Cannes Film bakar. Kadın kimliği- tiyaçları için kendileri- KONUK dır topluluğun sanat direktörlüğü- 74Festivalin- nin varlığını; bir aile- nin yörüngesinde kal- YAZAR nü yapan Christian Spuck’un uyar- de “Belirli Bir Bakış yi çekip çeviren anne masını isteyişleri, Milan ladığı Anna Karenina’da Tolstoy’un EMEL Ödülü”ne layık görü- kadın rolünden, ev- Aguzarova’nın, yalın ve karakterleri, gösterişli kostümleri, SEÇEN len, Yumrukları Gev- lat, kız çocuk, genç duru oyunculuğunda do- çağdaş sahne tasarımı, çoğunluk- la neoklasik dansa da- şetmek, Kafkasya kız, sevgili noktasın- ruğa ulaşıyor. yalı koreog- üzerinden dünya kadınla- dan alarak aktarıyor. Doksan yedi dakikalık rafisi, Rach- rının yazgısını sunuyor. Parfüm sürmesine bi- Rus filmi, bir kadın yö- maninov’dan Yönetmen Kira le izin vermeyen koruyu- netmenin elinden; ken- Lutoslaw- Kovelanko’nun, senaryo- cu babaya filmi izlerken di olmak isteyen tüm ka- ski’ye uza- sunu Lyubov Mulmen- ilk başlarda kızarken, iler- dınlara selam çakan ni- nan müzik- ko, Anton Yarush ile bir- leyen sahnelerde açmazla- telikte. Elbette yerel ola- leriyle sa- likte yazdığı, Yumruk- rın her birey üzerinde na- rak bulundukları bölge- natseverler- ları Gevşetmek, Kuzey sıl evrildiğini ama her şe- nin savaşsal izler, temel- le buluşa- cak. Kafkasya’nın sanayi böl- yi değiştirenin, yani uy- de hiç göze sokmadan an- gesinin bir kasabasında, dunun her zaman kadın latılmakta. genç bir kıza dayatılan faktörü olduğunu vurgu- Film, izledikçe her ka- ve aile ile çerçevelenmiş, layan, dramatik ve özgün rakter üzerinden şekillen- hayata, dünyadaki tüm bir film karşımızda. mekte. Final sahnesinde kadınlar adına kamerayı Evde iki erkek, dışarıda ki kokular, insanlar, ter- tutuyor. bir sevgili adayı, Ada’ya cihler, yollar ve de aidi- Kısaca Ada, olarak ses- ihtiyacı olduğunu söylü- yet, bir hayal, bir dünya, lenilen henüz on altı, on yor ama hepsi Ada’nın bir yaşam gelgitlerinde, yedi yaşlarında olan genç bir birey olduğundan Ada, acaba kendi olabile- kız hem çalışıp, hem eve uzakta sadece kendi ih- cek midir?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear