16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 18 OCAK 2021 PAZARTESİ HABER Aşılama çalışmalarında madencilerin öncelikli listede yer bulmaması tepki çekti Ayrıntılar Kar, pisliğin üstünü örter mi? İstanbul’da kar görünce çok sevindik. Kaç zamandır mevsimleri tadında yaşayamıyoruz. Kış, kar demek oysa. Karın daha hafif atıştırmaya başlamasıyla çocukların kendilerini sokağa attıklarına, şakalara, oyunlara başladıklarına tanık olduk. Hüzünlendim. Ekran karşısında ömürleri tükenen genç insanlar, yaşamın güzelliklerini düşlemekten bile uzaklar. Bereket yağış arttı, etraf neşelendi, biraz olsun salgın günlerinin ağırlığından uzaklaştık. Pencereden görünen manzara keyif veriyor. HHH Kışları kar beklemek hakkımız, ancak “neden yağmıyor” sorusu boşuna; bilim, içinde bulunduğumuz koşullarda küresel ısınmanın etkilerini açıkça ortaya koyuyor. Bizim kuşağın ilkokulda öğrendiği dört mevsimin yerleri pek belirgin değil. Doğa, insan eliyle gelinen duruma tepki veriyor. Düşünme yetisi olan bir varlığın, yaşaması için gerekli olan koşullara, kendi eliyle bu denli kötülük yapması anlaşılır değil. “İyi” birinin, “benden sonrası tufan” diyerek davranması mümkün müdür? “İyi” derken, kaba anlamıyla söylüyorum elbette. Yaşamın iyiler, kötüler diye açıklanması mümkün değil; ancak tüketim çılgınlığının, açgözlüler yaratan uygarlığın(!) olumlu sonuç vermesini beklemek saflıktır. HHH Kar biraz yüzünü gösterince, barajlar dolmaya başladı. Üç tarafı denizle çevrili coğrafyamızın su fakiri olması üzücü; bu ciddi sorunla ancak bilimsel yolla mücadele edebiliriz, yani siyaset iradesi gereklidir. AKP’li yıllarda ve genel olarak tüm iktidarlar döneminde gelişme ölçüsünü betona indirgeyen anlayışla yaşadık. Şehrimizin göğü delen binaları pek çok canlı için kâbus oldu; elbette bu ısınma yağmura, kara da engel oldu. Su havzalarına da inşaat yapmaya devam edildi. Sonuç dehşet verici. Elinde Tanrı’ya avuç açmaktan öte herhangi çözüm reçetesi olmayan siyasal iktidar, şimdi muhalif belediye hüsrana uğrasın diye bekliyor. HHH Kar, sokakta yaşayan insan görüntülerine de rastlamamıza neden oldu. Sosyal medyada üzüntüsünü paylaştı insanlar. Sordular, “Yağışa sevinelim mi, bu insanların haline üzülelim mi?” diye. Oysa bu iki durum arasında sanıldığı türden bir ilişki yok. Kar yağışı ile evsizler arasında herhangi bir bağ yok. Evsizlik siyasal sorundur. Dünyanın pek çok yerinde yaşamlarını sokakta geçiren insanlar artıyor. Bir evde yaşayacak kadar geliri olmayan insanlar sokakları mesken tutuyor. Eğitim, sağlık ve elbette barınma gereksiniminin “hak” olduğunu bilmezsek, durumun talihsiz olduğunu sanırız. Kar yağmalı, sokakta da kimse olmamalıdır. Siyaset bunları çözmek zorundadır. Evsizlerin sorunlarını “sadaka” mantığıyla, geçici biçimde çözmek düzenin oyunudur. Evsiz birine o günlük ya da bir sürelikaş, barınak vermek çözüm değildir. İnsanlar güçsüz, hasta ya da sınırlı yeteneğe sahip olabilirler. Bunlar o kimselerin açlığa, evsizliğe mahkum edilmesi için sebep değildir. Vergi; toplumun zayıf, güçsüz olanlarının sadakaya mecbur edilmeden, sadece yurttaş oldukları için, “hak”larından ötürü hizmet alması adına toplanır. Kimsesiz çocuklar, yaşlılar, hayvanlar için de geçerlidir bu. İnsanları birinin veya devletin insafına, merhametine bırakmak, siyasal tercihtir. HHH Suyu tüketen, dünyayı çöplüğe döndüren, sokakları evsizlerle dolduran anlayıştır “kapitalizm”. Eskiden “vahşi” diye ek yapılırdı, oysa “vahşi” olmayan kapitalizm söz konusu değildir. Kapitalizm varsa, vahşet kaçınılmazdır. Bu düzen kendi hukukunu koyduğu, demokrasisini uydurduğu için varlığını sürdürmektedir. Kılıktan kılığa girmeyi beceren bu patron düzeni, sıradan insanın ağzına bir parmak bal çalarak “sahte cennet” düşlerine dalmasını sağlar. “Farkındalık” türü parıltılı sözcüklerle kendini iyi hissetmesini ister. Şirket içi eğitim denen, bu yapay mutluluk halleri başkaldırıyı engeller. Beyaz yakalı itaat ettikçe yani korktukça düzen devam eder. Özellikle “beyaz yakalı” vurgusu yaptım. Artık iyice işçileşen bu sınıf, okuryazardır. Patron demokrasisi onların sırtında yükselir. Tüketimi beyaz yakalı yapar. Son çıkan telefonu alır, özel okul taksiti öder, modayı takip eder, aracının modelini yeniler. Tüm bunları sürdürebilmek için “vizyon”, “misyon” tarifleri içinde uyutulur, unutulur. Korkuları yaşamdan alıkoyar onu. Bunu bilen patronlar, iktidarlarla kol kola sömürüye devam eder. HHH Kar yağdı bu sene. Konukluğu ne kadar sürecek bilemeyiz. Keşke gereği kadar görünse, görevini yerine getirse. Yaşamın sürmesi böyle olacaktır. Karın yağması doğaldır; soğuklarda evsiz insanların olması değildir. Düzen bunun tersini söylememiz için kurgulanır, hakikatin üstünü örter. Tüm aygıtlarıyla körleşmemiz için elinden geleni yapar. Siyasetin, günlük böğürmeler dışında herhangi işlevi yok bu düzende. Kendi sonunu hızlandıran insanlığın bilgelikten nasibini aldığını düşünebilir miyiz? Sahi, bu bencillik çağında karla ilişkiniz nasıl? Yunan Başpiskopos’a tepki Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Yunanistan Başpiskoposu İeronimos’un “İslam’ın din olmadığı” ve “Müslümanların savaş yanlısı olduğu” şeklindeki sözlerine sert tepki gösterdi. Erbaş, “İeronimos’un iftiralarla dolu mesnetsiz sözlerini” şiddetle kınadığını belirterek “Söz konusu açıklama, toplumu kışkırtarak, insanları yüce dinimiz İslam’a karşı kin, düşmanlık ve şiddete sevk etmekte” dedi. Madenciler yine unutuldu Ayrıntılar Ayrıntılar CHP’li Yavuzyılmaz, “Madencileri unutmayın” dedi. Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Yeşil: “Üzüldük, girişim başlatacağız.” Türkiye’de aşılama çalışmaları başlarken madencilerin öncelik listesine alınmaması tepki çekti. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “Yapısı itibarıyla akciğerlere tutunan koronavirüs, mesleki hastalıklar nedeniyle zaten akciğerleri tehlike altında olan, gerek devlet gerek özel maden ocaklarında çalışan 200 biHAZAL nin üzerindeki madenciyi OCAK tehdit etmektedir. Sağlık Bakanlığı’na çağrımdır. Bir avuç kömüre ömrünü vererek çalışan, hastalanan, ciğerlerini zaten tükenmiş madencileri unutmayın” dedi. Aşı takvimine göre sağlık çalışanlarının ardından yaşlı, engelli, koruma evleri gibi yerlerde kalan kişiler ve buraların çalışanları aşılanacak. Koronavirüs salgınına karşı aşılama ikinci aşamada Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı çalışanları ile kritik görevde bulunan kişiler aşılanacak. Sektörlerin yer aldığı takvimde madencilik sektörüne yer verilmemesi ise tepkiye neden oldu. ‘Anlaşılır değil’ CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “KOAH gibi solunum yolu hastalığının sıkça görüldüğü madencilik mesleğinin riskli gruplara dahil edilmemesi ve aşıda öncelik verilmemesi anlaşılır değildir. Pandeminin ülkemizde görülmesi sonrasında yaptığımız çağrılarla Zonguldak’ta önce Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) sonrasında ise özel maden ocaklarında geçici olarak üretime ara vermiş, gerekli tedbirler alınmış ve bu sayede binlerce madenci ve ailesinin hayatı kurtulmuştur. Ancak aynı özen ne yazık ki Sağlık Bakanlığı’nın aşılama takvimi belirlenirken gösterilmemiştir” ifadelerini kullandı. Yavuzyılmaz, madencilerin salgın açısından yüksek riskli meslek grupları arasında olduğuna dikkat çekerek, “Madencilerimiz için yeni kararlar alınmalıdır!” dedi. ‘Girişim başlatacağız’ Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Yeşil de ilk aşamada sağlıkçılara ve 65 yaş üstüne aşı yapılmasını desteklediklerini belirterek, madencilerin aşı takviminde olmamasına üzüldüklerini belirtti. Yeşil, “Arkadaşlarımız yerin yüzlerce metre altında yoğun emek çalışıyorlar. Arkadaşlarımızın omuz omuza çalıştığı bir ortamda aşı sıralamasında tabii ki bizlerin öncelikli olması bizim arzumuz. Bununla ilgili girişimleri başlayacağız” diye konuştu. BAŞKAN AŞI OLDU Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan’ın (41) aşı olduğunu açıklaması tepkiyle karşılandı. Atatürk Devlet Hastanesi’nde aşı olduğunu açıklayan Ömer Selim Alan, doktor olduğu için kendisine de mesaj geldiğini belirterek, “Tez vakitte koronasız günlere kavuşmak dileğiyle. Birlikte başaracağız” ifadelerini kullandı. Belediye başkanlığı görevini sürdürürken mesleğini yapmayan Alan’ın sağlıkçılara ayrılan kontejandan aşı olması tepkiyle karşılandı. İYİ Parti Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Dilay Küçük, “Pek çok hasta ve yaşlı insan aşı olmak için kendilerine sıranın gelmesini beklerken Zonguldak Belediye Başkanı’nın aşı olduğunu öğrendik. Biz kendisini şehrin Belediye Başkanı sanarken o kendisini doktor sanıp aşı olduğunu açıklıyor. Kendisini Zonguldak halkının önünde görmesini, Zonguldak’ta aşı olması gerekenlerin önüne geçmesini Zonguldaklılara yapılmış bir haksızlık, fırsatçılık olarak gördüğümüzü ifade ediyoruz, kendisini vicdanı ile baş başa bırakıyoruz” dedi. l ZONGULDAK / Cumhuriyet ‘SORUNLARINI MEB VE CİMER’E İLETEN ÖĞRETMENLER DEŞİFRE EDİLİYOR’ Özel okullarda ‘sefalet’ ücreti ÖKKEŞ TAŞKIN Koronavirüs salgını birçok sektörü olduğu gibi eğitim sektörünü de etkiledi. Türkiye Özel Okullar Derneği verilerine göre, salgınla birlikte yaklaşık 300 bin öğrenci özel okullardan kaydını sildirdi, resmi rakamlara göre 636, TÖZOK’a göre yaklaşık bin özel okul kapandı, 5 bine yakın çalışan işsiz kaldı. Henüz işini kaybetmeyen özel okul öğretmenleri kısa çalışma ödeneğiyle birlikte salgın faturasının kendilerine kesildiğini belirtirken, “Haftalık 3540 saat çalışmamıza rağmen kısa çalışma ödeneği altında düşük ücretle çalıştırılıyoruz” dedi. Eğitim Sen Genel Sekreteri Sinan Muşlu, iktidarın özelleştirme politikalarıyla birlikte eğitimöğretimin de özelleştirildiğini vurgulayarak, “Özel okullara MEB tarafından ciddi kaynaklar aktarılıyor. Velilerden online eğitim olmasına rağmen ücret talep ediliyor. Ancak bu kaynakların hiçbiri öğ5 BİN KİŞİ İŞSİZ KALDI Koronavirüs salgınıyla birlikte resmi verilere göre, 636 özel okul kapandı. Ancak Türkiye Özel Okullar Derneği’nin (TÖZOK) verilerine göre; bu rakam bine yaklaştı. Verilere göre; salgınla birlikte 300 bin öğrenci kaydını sildirdi, 5 bine yakın çalışan işsiz kaldı. Geçen günlerde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile bir araya gelen TÖZOK Başkanı Zafer Öztürk, KDV indiriminin sürmesini ve özel okullara can suyu olarak teşvikler verilmesini istedi. Bakan Selçuk, özel okulların taleplerinin Maliye Bakanlığı’na iletildiğini açıklamıştı. retmenlere dönmüyor. Aldığımız duyumlara göre, güvencesiz çalıştırılıp, ücret ödemesi elden ödeniyor ve düşük ücretler ödeniyor. Öğretmenler, en küçük bir hak arama durumunda ‘ekmek’ ile tehdit ediliyor. Eğitimin tarafsız ve parasız olması gerekmektedir. Kaynağı devlet tarafından karşılanmalı. İktidarın özelleştirme ile birlikte öğretmenlere yaklaşımı sömürü düzenidir. Tüm eğitim emekçileri haklarını sonuna kadar savunmalıdır” dedi. Kıdem tazminatı oyunu Cumhuriyet’e konuşan özel okul öğretmenleri ise haftalık 40 saate varan çalışma mesaileri olmasına karşın “sefalet ücreti” aldıklarını belirtti. Öğretmenler, “Sözleşmelerimiz 10 ay şeklinde yapılarak kıdem ve tazminat hakkımız elimizden alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) veya Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvuru yaptığımızda kimliklerimiz bir şekilde deşifre ediliyor. Sendikal hak mücadelesine giriştiğimiz an bir şekilde yüz kızartıcı suç kılıfı uydurulup üzerimize atılıyor. İşsiz kalmamak için bu durumu kabul etmek zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandılar. l İSTANBUL TEK DERS MAĞDURU OLDULAR TEKNİKERLERDEN ATAMA ÇAĞRISI POMEM adayları çözüm bekliyor ÇAĞATAN AKYOL Polis Meslek Eğitim Merkezi (POMEM) 27. dönem aday öğrencileri, pandemi nedeniyle iptal olan tek ders sınavını veremedikleri için mezun olamadılar. Öğrencilerin, KPSS puanları olduğu halde POMEM’e yaptıkları önbaşvuruları ise kabul edilmedi. Mülakata kadar mezun olacaklarını belirten öğrenciler, diploma ibraz etmek koşuluyla başvuru hakkı talep etti. POMEM’de eğitim gören 27. dönem polis adayı öğrencilerinin sınavları geçen mart ayı itibarıyla başlayan koronavirüs salgınıyla birlikte ertelendi. Salgının şiddetinin artmasıyla sınavlar sonraki döneme ertelendi. Sınavlarının uzamasının ardından mezun olamayan öğrenciler, 8 Aralık’ta açılan 27. dönem POMEM alımlarına başvuramadı. POMEM öğrencileri yaşadıkları sorunları Cumhuriyet’e değerlendirdi. Mezun olamamalarının, kendilerinden değil salgın şartlarından kaynaklandığını belirten bir POMEM öğrencisi, taleplerini ilettikleri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuyu “değerlendireceğini” söylediğini aktardı. İdare Mahkemesi’nde dava açtıklarını da belirten POMEM öğrencisi, mahkemenin Emniyet Genel Müdürlüğü’nden savunma istediğini belirtti. Seslerini duyurmak için CİMER’e de başvuran öğrenciler, dilekçelerinde şu ifadelere yer verdiler: “Daha önceki alımlarda KPSS puanıyla ön başvuru yapılabiliyor olup, şahsen başvuru sırasında da diploma ibraz edilerek mülakatlara giriş yapılabilmekteydi. Bizim isteğimiz yine eski sistemde olan KPSS puanıyla başvuru yapabiliyor olup, şahsen başvuru sırasında diplomamızı ibraz edip hakkımızı denemektir. Sadece 3 hafta gibi bir süre için 1 yıl kayıp yaşamaktayız.” l İSTANBUL SİBEL BAHÇETEPE Yüksekokul bünyesinde 2 yıllık eğitim süresine sahip, ön lisans programlarının önemli bir parçası haline gelen diyaliz bölümünün mezunları işsizlik ve atama sorunlarıyla karşı karşıya. Hem özel sektörde hem kamu sektöründe diyaliz teknikerlerinin yerine sertifikasız sağlık personelleri çalıştırılıyor. Sayıları 24 bini bulan diyaliz teknikerleri atama bekliyor. ‘Sözler tutulsun’ Türkiye’de bulunan diyaliz merkezi sayısı 882. Diyaliz Teknikerleri Platformu üyeleri, yaptıkları açıklamada, mevcut sayılarının yaklaşık 24 bin olduğunu, sertifikalı hemşire sayısının ise 11 bin olduğu anımsatarak, “Yaklaşık 6 bini diyalizde çalışmaktadır. Hemşire dışında acil tıp teknisyeni (ATT), ebe gibi unvana sahip şu anda mevcut çalışan bin civarında tabip dışı sertifikalı sağlık personeli bulunmaktadır. Günümüzde kamuda görev yapan diyaliz teknikeri sayısı ise 900 civarındadır” dediler. Yönetmeliğe aykırı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından 1 Mart 2019’da çıkarılan Diyaliz Merkezleri Yönetmeliği ile diyaliz sertifika programlarının sonlandırıldığı anımsatılan açıklamada, “Kamu hastanelerinde diyaliz ünitelerinde diyaliz yönetmeliğine aykırı sertifikasız personeller çalışmaktadır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ‘Diyaliz teknikerlerinin istihdam sorununu çözüyoruz ve diyaliz ünitelerinde sadece diyaliz teknikerleriyle hizmet vermeyi hedefliyoruz’ demiştir. Ancak; 20182020 yılları arasında 50 bine yakın sağlık personeli alımı olmuştur. 24 bin mezunu bulunan diyaliz teknikerlerine düşen kadro sayısı 349’dur. En son yapılan 12 binlik sağlık personeli alımında ise diyaliz teknikerlerine ayrılan kadro sayısı sadece 20’dir.” Açıklamada, hastanelerde çalışan sertifikasız personellerin servislere çekilerek yerine diyaliz teknikerleri talep edilmesi istendi. 17 OCAK PAZAR 148 BIN 636 6 BIN 436 803 165 8BİN 812 27 MILYON 372 BIN 81 23 BIN 997 %4.5 2 MILYON 387 BIN 101 2 BİN 201 2 MILYON 262 BIN 864 KORONA GÜNLÜĞÜ 4 sağlıkçı daha yaşamını yitirdi Mersin Erdemli’de görev yapan Aile Hekimi Dr. Mehmet Yaşar Karabacak (52), Nevşehir Devlet Hastanesi’nde görev yapan Hemşire Ayşegül Onurkal, Osmaniye Kadirli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Sağlık Memuru Yusuf Pampal ile Mersin’de çalışan Eczane Teknisyeni Mustafa Doğan koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Türk Tabipleri Birliği verilerine göre salgın nedeniyle yaşamını yitiren sağlıkçı sayısı da 350’ye yükseldi. l Haber Merkezi Bakımevlerinde aşı bu hafta Salgınla mücadele kapsamında sağlık çalışanlarının ilk doz aşılarının hafta içinde tamamlanmasıyla eş zamanlı olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı engelli ve yaşlı bakım kuruluşlarında kalanlar ile personele aşı uygulanmasına başlanacak. Resmi ve özel bakımevlerindeki 18 bin 450 personel ile 30 bin engelli, huzurevlerindeki 14 bin 470 personel ile 24 bin 200 yaşlı olmak üzere toplam 87 bin 120 kişi bu hafta aşılanacak. l AA İSRAİL’DE YÜZ FELCİ VAKALARI Almanya’da Pfizer aşısı yaptıran 10 kişi öldü Almanya’da Pfizer/BioNTech aşısını yaptıran 10 kişinin yaşamını yitirdiği ifade edildi. Paul Ehrlich Enstitüsü Sağlık Ürünleri Bölümü Başkanı Brigitte KellerStanislawski, yaşamını yitiren kişilerin 79 ila 93 yaşlarında olduğunu ve daha önce hastalık geçmişlerinin bulunduğunu belirtti. Stanislawski, hastaların aşılanması ile ölümleri arasındaki sürenin birkaç saat ile 4 gün arasında değiştiğini söyledi. İsrail’in Yediot Aharonot gazetesinin bakanlık verilerine dayandırdığı habere göre Pfizer/BioNTech’in geliştirdiği koronavirüs aşısının İsrail’deki uygulamalarında 13 kişi yüz felci geçirdi. Bir kişi, aşı uygulamasından birkaç dakika sonra çenesinde ve ağzında garip hisler oluştuğunu, en az 28 saat devam ettiğini söyledi. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear