22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 3 30 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA MARS’TA TUZ GÖLÜ Mars’ın güney kutbunda büyük bir yeraltı gölünün yanı sıra tuzlu su göletlerinin var olabileceği bildirildi. İtalyan bilim insanları, kızıl gezegenin güney kutbunda gömülü büyük bir göl olduğuna inandıkları oluşumun keşfinden iki yıl sonra bölgeyi daha kapsamlı inceleme sonucunda elde ettikleri yeni bulguları “Nature Astronomy” dergisinde yayımladı. l AA İSTANBUL’DA EYLÜL DOLUSU Araçlarını doludan korumak isteyen yurttaşlar, zor anlar yaşadı. KADIKÖY 150/2 4 0 240/3 3 0 150/2 8 0 160 /2 5 0 140/2 5 0 90/28 0 60/23 0 210/1 1 0 300/1 9 0 320/2 0 0 280/1 5 0 300/20 0 190/7 0 370/2 7 0 170/1 0 0 180/9 0 180/1 0 0 240/9 0 180/1 2 0 240/1 2 0 230/1 9 0 240/1 6 0 TARİHTE BUGÜN 1207: Mevlana Celaleddin Rumi doğdu. 1955: ABD’li oyuncu James Dean, 24 yaşında trafik kazasında yaşamını yitirdi. 1985: ABD’li deprem bilimci ve Richter Ölçeği’nin yaratıcısı Charles Francis Richter (85) yaşamını yitirdi. Fotoğraf: MURAT HANTAŞ Fotoğraf: GÜZIDE GÜNDÜZ Üsküdar’da ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. ÜSKÜDAR Meteorolojinin uyarılarının ardından dün İstanbul’da özellikle boğaz çevresi ve Anadolu yakasında sağanak ve dolu yağışı etkili oldu. Altgeçitlerde mahsur kalanlar, itfaiye ekiplerinin çalışmalarıyla kurtarıldı. Anadolu yakasında yağan ceviz büyüklüğündeki dolu ve sağanak sonrasında sürücüler zor anlar yaşadı. Birçok araba zarar görürken sürücüler araçlarını korumak için battaniye ve karton ile örttü. Ümraniye Çarşı Metro Durağı’nın girişindeki yürüyen merdivenler dolu yağışı altında kaldı. Merdivenlerden yuvarlanan ceviz büyüklüğündeki dolu nedeniyle metro durağının girişi beyaza büründü. Okmeydanı’nda ise yoğun yağış sonrası göle dönen yolda otobüs ve bir otomobil mahsur kaldı. Topkapı’da da bir altgeçitte iki otomobil ve diyaliz hastalarını taşıyan bir servis minibüsü mahsur kaldı. Mahsur kalanlar itfaiyenin uzun uğraşları sonucu kurtarıldı. Arnavutköy’de sağanak, sele neden oldu. Semt pazarının da bulunduğu sokaklar nehre dönerken yurttaşlar zor anlar yaşadı. l Haber Merkezi Şentop: Cinsel suçlar için idam düşünülebilir TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Taammüden adam öldürme suçları, küçüklere, kadınlara karşı işlenen cinsel suçlarla ilgili idam cezasının düşünülebileceği kanaatindeyim” dedi. Şentop, katıldığı bir televizyon programında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği idam cezası tartışmalarına ilişkin şunları kaydetti: “Belli suçlarla sınırlı olmak, çerçevesi çok iyi çizilmiş olmakla beraber idam cezasından yanayım. Görüşümü akademisyenliğimden muhafaza ediyorum. Eski tabirle taammüden, tasarlayarak adam öldürme suçlarında, bir de vahşetle, küçüklere, kadınlara karşı işlenmiş olan cinsel suçlarla ilgili olarak bunun düşünülebileceği kanaatindeyim.” l ANKARA/Cumhuriyet Eski CHP’li başkan ormanlık alanda ölü bulundu BAROYA BAŞVURULARIN YÜZDE 98’İNİN NEDENİ EV İÇİ ŞİDDET 12 BIN ÇIĞLIK SEYHAN AVŞAR İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, 1 Ocak 2019 ile 31 Aralık 2019 arasında İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosu’na başvuran şiddet mağduru kadınlara atanan avukatlar tarafından 6284 sayılı kanun kapsamında alınan koruyucu ve önleyici tedbir kararlarını inceleyerek bir rapor hazırladı. Rapora göre 2019 yılında 13 bin 975 kişi baroya adli yardım başvurusu yaptı. Başvurulardan 12 bin 101’ini kadınlar yaparken şiddet mağduru kadınların 2 bin 842’si doğrudan bilgi sahibi olduğu yasa kapsamında koruma istedi. Rapora göre ev içi şiddet yüzde 98. İncelenen 1253 dosya içinde 313 dosyada uzaklaştırma ve müşterek konutun şiddet mağduruna tahsis edildiğinin kaydedildiği raporda, şiddet mağduru kadınlardan sadece 1’inin işyerinin değiştirildiği kaydedildi. Verilen koruyucu tedbirlerden “Aile konutu şerhi konulması ve ayrı yerleşim yeri belirlenmesine” ilişkin karara rastlanmadığı da aktarıldı. İhlal edene yaptırım yok Raporda, hâkimler tarafından verilen tedbir kararlarının sadece yüzde 23’ünün 6 ay süreli verildiği; mahkemelerin tedbir kararlarını giderek 1, 2 ay gibi kısa süreli verdiği kaydedildi. Tedbir kararlarının ihlal edilmesi durumunda uygulanan “zorlama hapsine” dair ise bir karara rastlanmadı. Şiddet mağduru ile şiddet faili arasındaki yakınlık derecesine de bakılan raporda, kadına yönelik şiddetin yüzde 92 oranında eşi tarafından uygulandığı; yüzde 4 oranında eski eşi, yüzde 2 oranında aile bireyleri tarafından uygulandığı kaydedildi. İncelenen kararlarda çocuklara yönelik herhangi bir koruyucu ve önleyici tedbir kararına rastlanmadı. l İSTANBUL ‘EKSİKLİK UYGULAMADA’ Raporu değerlendiren İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı hukukçu Nazan Moroğlu şunları söyledi: “Bu rapor, bir süredir bazı kesimlerce artarak devam eden ‘İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini artırıyor’ iddialarının doğru olmadığının kanıtı. Yasal haklarını öğrenmiş binlerce kadın, şiddete uğradığında ve şiddetten korunmak için adli yardıma başvuruyor. Kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurunun korunması için çıkarılan 6284 sayılı kanunda önemli bir eksik yok, eksiklik uygulamada.” Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde, ormanlık alanda çıkan yangında bulunan yanmış erkek cesedinin eski CHP Döşemealtı İlçe Başkanı Hasan Haluk Yalçın’a (53) ait olduğu belirlendi. CHP’nin İlçe Başkanı Reşit Doğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Önceki dönem ilçe başkanlarımızdan Hasan Haluk Yalçın’ın elim bir olay sonucu haYalçın yatını kaybettiğini büyük bir üzüntüyle öğrendim. Kendisine Allah’tan rahmet ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum. Örgütümüzün başı sağ olsun” dedi. Yalçın, 20122015 döneminde CHP ilçe başkanı olarak görev yaptı. l İç Politika Boşanma kavgası: Sokakta bıçakladı İzmir Konak’ta sokakta tartıştığı erkek tarafından bıçaklanan kadın, hastanede tedavi altına alındı. Yenidoğan Mahallesi’nde imam nikâhlı A.K. (37) ile kocası S.D. arasında, “Seni boşayacağım” tartışması yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine S.D., 4 çocuğunun annesi A.K’yi defalarca bıçakladı. A.K’nin hayati tehlikesi sürüyor. l DHA Kardeşini öldüren ağabeye 17.5 yıl Bursa Gürsu’da tarım ilaçlama tankında cansız bedeni bulunan Yunus Emre Akyol’u (9) öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan ağabey Ömer Faruk Akyol (18), olay tarihinde yaşının 17 olması ve iyi hal indirimiyle 17.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Akyol’un avukatı, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, ölen kardeşin cansız bedeninde ağabeye ait DNA örneği bulunamamasını gerekçe göstererek kararı istinaf mahkemesine taşıdı. l DHA Ereğli’deki tacizin mağduru 3 kadın, mücadelede kararlı. İlk duruşma 8 Aralık’ta Taciz sürgünü KÜÇÜK CEVAHİR BİTKİSEL HAYATTA Hakkâri’de gittiği özel kreşte nefes borusuna kaçan börek hamuru nedeniyle bitkisel hayata giren Cevahir Mukaddes Akar’ın (6) ailesinin şikâyeti üzerine kreş yetkilileri ve sorumlu öğretmenler hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında hazırlanan adli tıp raporunda, hastalığı nedeniyle yutma güçlüğü çektiğinin Cevahir Mukaddes Akar tıbben bilindiği, küçük kızın her türlü özene ve dikkate karşın boğazına yabancı cisim kaçması olarak nitelenen aspirasyon olayının yine de meydana gelebileceği belirtildi. Baba Recep Akar ise “Raporda, ‘Kızınızın başına özel kreşte bir şey gelmeseydi, evinizde gelecekti’ denmek isteniyor. Kızım ihmal kurbanı” dedi. l Haber Merkezi Ceren Damar’ın katilinin avukatına soruşturma açıldı Ankara Barosu Disiplin Kurulu Başkanlığı, akademisyen Ceren Damar cinayeti davasında sanık avukatlığını yapan Vahit Bıçak’ın davaya ilişkin bazı beyanları nedeniyle hakkında “disiplin kovuşturması açılmasına” karar verdi. Oybirliği ile verilen kararda, “Anılan paylaşımların, şikâyet edilen avukatın yaptığı işi ön plana çıkarma, ün kazanma ve iş sağlama amaçlı olduğu, bunun yanında hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınma, iddia ve savunmanın hukuki yönüyle ilgili olma gereklerine de uygun düşmediği” vurgulandı. l ANKARA / Cumhuriyet Ceren Damar ALİ AYAROĞLU Ereğli Ağız Diş Sağlığı Hastanesi’nde yaşanan cinsel taciz iddialarının mağduru 3 kadın, dönemin başhekimi Y.T. ve Hastane Müdürü E.Ö’nün kendilerine farklı zamanlarda fiziksel ve sözlü cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. İlk duruşma 8 Aralık’ta. Şikâyetçi kadınlar ise dava öncesinde ilçe sağlık müdürlüğü emrine temizlik görevlisi olarak sürgün edildi. Hastanede aylardır kendilerine mobbing uygulandığını ileri süren kadınlar, “İşyerlerinde tacize uğrayan tüm kadınların onuru için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. ‘Grup seks teklif etti’ N.C., yaşadığı tacizi dilekçesinde anlatarak şunları kaydetti: “Başhekim Y.T., sürekli ben ve hastanede görevli kadın personelleri taciz ediyordu. Bir keresinde bana grup seks teklif etti. Arkamdan sarılıp öpmeye kalktı. Defalarca elle tacize uğradım. Tepki gösterince de görev tanımımızda olmayan işleri bize yaptırmak istediler. Yine bu konuları konuşmak için gittiğim Hastane Müdürü E.Ö. de sözlü tacizde bulunarak sarkıntılıkta bulundu.” H.Ş. ise “CİMER, Sağlık Bakanlığı, AKP Zonguldak milletvekillerine ulaşarak yaşadığımız tacizi anlattık. Kimseden destek göremedik. Hastane müdürü tarafından pandemi döneminde evine davet ederek cinsel tacizde bulunduğu diğer kadın arkadaşımızla birlikte sonuna kadar hakkımızı arayacağız” dedi. RTÜK nedir? RTÜK dediğimiz kuruluşun bu kısa adının açılımının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu demek olduğunu biliyoruz.. Ya da yaşamlarımıza girdiği için ister istemez öğrendik. Fakat ne zaman ve neden kurulmuş, kime bağlıdır? Üst kurul ne demek? Kimin üstü? Bu üst kurulun da üstünde biri, bir kurum var mı? Bunlar ise sade bir yurttaş olarak benim zihnimi kurcalayan bazı sorular. HHH Konuyla ilgili internet siteleri ülkemizde özel radyo ve televizyonların 1990 yılından itibaren herhangi bir yasal düzenlemeye tabi olmaksızın yayın dünyasına girdikleri bilgisiyle başlıyor. 1993 yılında bir anayasa değişikliği yapılarak radyo ve televizyon yayınları üzerindeki kamu tekeli ortadan kaldırılmış. Bu açıklamadan anlaşılan, söz konusu anayasa değişikliği ile fiili durumun yasaya uydurulmuş olduğu. Bunu, bir yıl sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun kurulması izlemiş. Bu tarihte siyasal yönetimde Tansu Çiller’in başbakanlığında Doğru YolSosyal Demokrat Halkçı Parti koalisyon hükümeti bulunduğunu, cumhurbaşkanının Süleyman Demirel olduğunu dipnot olarak düşelim. HHH Yine ilgili sitelerde RTÜK’ün görev ve yetkileri özetle şöyle açıklanmakta: “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevli, anayasanın 133. maddesi kapsamında üyeleri TBMM Genel Kurulu’nca seçilen, özerk ve tarafsız bir kamu tüzelkişiliğidir.” Söz konusu 133. madde 1982 Anayasası’nda tek cümledir ve şöyledir: “Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir.” Bu maddeye 2005 yılında eklenen bir fıkrayla ise Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun bugünkü konumu belirleniyor... Buna göre, dokuz üyeden oluşan üst kurula bu üyeler “..siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nca seçilir.” Çok karışık, öyle değil mi? Yoksa bilerek mi karıştırılmış? Bu karışık cümleler içinde söylenen ve uygulamadaki durum çok açık olarak şudur: RTÜK üyelerinin çoğunluğu, parlamentoda çoğunlukta olan partinin, yani iktidardaki partinin milletvekillerince belirlenir... Böyle olunca da “özerk ve tarafsız kamu tüzelkişiliği” sözü doğal olarak havada kalmaktadır. HHH Şimdi de girişteki soruları kısaca yanıtlayalım: Ne olduğunu, neden, nasıl ve ne zaman kurulduğunu öğrenmiş olduk. 2005 tarihli ek fıkrada bunlar açıkça yazılı. Üst kurul ne mi demek? Astığım astık kestiğim kestik demek. Kimin mi üstü? Özel radyo ve televizyon kuruluşlarının üstü, amiri. Bu üst kurulun üstünde biri, bir kurum var mı? Olmaz olur mu! Onun üstünde üyelerin çoğunluğunu oluşturan iktidardaki siyasal parti, ülkemizin günümüzdeki koşullarında da tek adam var. Böylece RTÜK denilen kuruluşun bütün bu süslü püslü yasal kılıfların ardında, siyasal iktidara bağlı hem bir sansür hem bir cezainfaz kuruluşu olduğunu görüp anlamış oluyoruz. HHH Sorularla başlamıştım, yazıyı zihnimi kurcalayan bir başka soruyla tamamlayayım: 2005’teki değişiklik sırasında muhalefetin tutumu ne oldu, bugünkü despotik uygulama öngörülebildi mi? Geyikler yaşayacak Tarım ve Orman Bakanlığı Eskişehir Şube Müdürlüğü’nce 18 kızıl geyiğin avlanmasına ilişkin geçen temmuz ayında ihale açılmıştı. Eskişehir İdare Mahkemesi, Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği’nin başvurusu üzerine 18 kızıl geyiğin vurulacağı ihale hakkında “yürütmeyi durdurma” kararı vermişti. Dosyayı karara bağlayan mahkeme ihalenin iptaline hükmetti. l DHA Köpekleri bıçakladı İstanbul Beylikdüzü’nde Bora B’nin evinin bahçesindeki üç köpek, önceki gün bir kişi tarafından bıçaklandı. Köpeklerden biri ölürken Bora B. olayı polise ihbar etti. Olayın meydana geldiği adresin yan bahçesinde kan lekeleri gören ekipler, ellerinde kesik izleri bulunan Faruk Ö’yü gözaltına aldı. Suçunu itiraf eden zanlı adli kontrolle serbest bırakıldı. l DHA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear