25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 18 EYLÜL 2020 CUMA HABER Tarikat Diyanet “Eğitimde tarikat ve medrese gerçeği” başlıklı araştırması üzerine hakkında 9 Eylül Üniversitesi Rektörlüğü tarafından soruşturma açılan Prof. Dr. Esengül Balcı, korkunç gerçeği 14 Eylül’de Cumhuriyet’e açıklıyor: “Türkiye’de bir milyon çocuk tarikatların elinde. Ülkemizde şu anda otuz belli başlı tarikat silsilesi ve bunların 400 kolu bulunuyor. Sadece İstanbul’da 448 tekke faaliyetlerini açıkça sürdürüyor..” Bu açıklamadan daha önce, Cübbeli Ahmet, Ahmet Hakan’ın programında tüyleri diken diken eden şu iddiayı ileri sürüyor: Türkiye’de 2 bin Selefi derneği var, halen silahlanmaya devam ediyor, iç savaşa hazırlanıyorlar. Durum herkesin uykusunu kaçıracak kadar korkunçtur. HHH Cumhuriyetin kurucuları, Osmanlı’nın da başına dert olan tarikatlar ve cemaatlerin ne büyük bir tehlike olduğunu görmüşler ve bunları yasaklamış, tekke ve zaviyeleri kapatırken 3 Mart 1924 Tevhidi Tedrisat Yasası ile medreselere son vererek eğitimi laiklik çatısı altında birleştirmişlerdi. Aynı gün kabul edilen yasa ile Diyanet İşleri Başkanlığı da kurulmuştu. Laik eğitim, Cumhuriyetin aydınlanmacı laik yurttaşını yetiştirirken, Diyanet de dini tarikatlar ve cemaatler batağından uzakta, laik bir platforma konumlandırarak devletin denetimi altında tutacaktı. Yukarıda tanımlanan işlevini yerine getirmesi, ancak tabandan gelen zorlamaların karşısında tavanda laikliği korumaya azimli bir iradenin olması halinde mümkün olacak Diyanet, başlarda kendisinden bekleneni yerine getirdi. Ama toplumun çoğulculukla karıştırdığı, henüz koşulları oluşmamış çok partili rejime geçiş döneminin ve toprak ağalarının iktidarı ele geçirme sürecinin başlamasıyla birlikte, bunların yandaşı dinbazların Milli Eğitim ve Diyanet kadrolarını teslim almalarıyla, dini kontrol etmek isteyen devletin dinin denetimine girmesi olgusu yaşanmaya başlandı. Laikliğin, sol sağ ayrımı yapmadan demokrasiden yana saf tutmuş herkesin yararına olduğunu anlayacak kültürden yoksun, birbirini izleyen sağ iktidarlar, egemenliklerini pekiştirdikçe MEB ile Diyanet’in dinci siyasetin kaleleri haline gelmeleri süreci de hızlandı. Sonunda, bazılarının, dinbazlara karşı olduğunu sanma aymazlığına düştükleri, 12 Eylül faşizmi siyasal ekolojik yapıyı bozup din tacirlerinin önünü açtı, 12 Eylül’ün asıl lideri ve ilk sivil önderi, Nakşibendi Turgut Özal, tarikatları resmen hükümete soktu. HHH Tarikatlar ve cemaatler koalisyonu olan AKP iktidarında, Diyanet ve MEB önderliğinde devleti tarikat ve cemaatlere teslim etme sürecinin sonuna ulaşılmış ve artık aydınlanmacı laik Cumhuriyetin korunması değil, yeniden kazanılması aşamasına gelinmiştir. Türkiye’nin demokrasiyle taçlandırılmış aydınlanmacı laik Cumhuriyete tekrar kavuşabilmesi için tarikat cemaat sultası ile dincilerin devlet içindeki uzantısı AKP’den öncelikle kurtulmak şarttır. Yazıyı bir tarikat fıkrasıyla noktalayalım: Açıkgözün biri, devir o devirdir diye tarikata girmeye karar vermiş. Başvurmuş, “Öyle şak diye girilmez tarikata önce bir imtihan dönemi var” demişler. “Hay hay” diye yanıtlamış bizimki ve başlamış dergâha gidip gelmeye. Bu arada durumu en yakın arkadaşına da anlatmış. Her karşılaştıklarında arkadaşı soruyormuş tarikat işi nasıl gidiyor diye. Bizimki de hep aynı yanıtı veriyormuş: İyi iyi, az kaldı... Ta ki bir gün bizim açıkgöz markete gidene kadar... Markette önündeki mini mini etekli bir dilber tam kasaya giderken paketini düşürmüş ve düşenleri dizlerini kırmadan yerden almaya kalkışmış... Olaydan bir hafta sonra yine karşılaştıklarında arkadaşı sormuş: Ne oldu senin tarikat işi? Bizimki suratı bir karış yanıtlamış: Olmadı, giremedim! Sonra da eklemiş: Tarikatı boş ver de artık markete de giremiyorum. CHP’den ‘MYK’de disiplin önerisi’ açıklaması Gazetemizde dün “Siyaset Kulisi” köşesinde yayımlanan “MYK üyesinden Atatürkçülere disiplin teklifi” başlıklı yazıyla ilgili CHP basın biriminden bir yetkili açıklama yaptı. Gazetemize ulaşan yetkili, geçen pazartesi günü toplanan MYK’de, “bir üyenin sosyal medya hesaplarından Atatürk fotoğrafları paylaşanların ya da açıklama yapanların disipline verilerek uyarılmasını istediği” yönündeki konuşmanın gündeme gelmediğini söyledi. l Haber Merkezi BIREYSEL BAŞVURUYU GÖRÜŞEN AYM, OYBIRLIĞI ILE HAK IHLALI KARARI VERDI Berberoğlu yeniden yargılanacak Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, durdurulan MİT TIR’ları görüntülerini Can Dündar’a verdiği iddiasıyla yargılandığı davada 5 yıl 10 ay hapis cezası alan eski CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusunu dün görüştü. Berberoğlu’nun bireysel başvurusunda, “dokunulmazlık hakkını yeniden kazanan bir milletvekili hakkında yargılamaya devam edilmesi ve tutukluluğun sürdürülmesi nedeniyle seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, iddia tanığının duruşmada hazır edilmemesi nedeniyle de tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği” belirtilmişti. AYM Genel Kurulu, Berberoğlu’nun, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmetti. AYM Genel Kurulu’nun oybirliğiyle aldığı kararın gerekçesi ise daha sonra yazılacak. Berberoğlu’nun milletvekilliği nin düşürülmesini içeren karar nihai olduğu için, AYM’nin kararı, Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini kapsamayacak ancak Berberoğlu, yeniden yargılanacak. Berberoğlu’nun dosyası Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderilecek. Berberoğlu, “siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerini açıklama” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası almış ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 20 Eylül 2018’de cezayı onamış, milletvekilliği sona erinceye dek infazın durdurulmasına karar vermişti. Tahliye edilen Berberoğlu hakkındaki kesinleşmiş ceza, TBMM Genel Kurulu’nda 4 Haziran’da okunmuş ve milletvekilliği düşürülmüştü. Berberoğlu, yeniden tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ancak aynı gün koronavirüs tedbirleri kapsamında izinli olarak cezaevinden çıkarılmıştı. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’Lİ MUHARREM ERKEK: Vekilliğin düşmesi yok hükmünde MAHMUT LICALI Hukuk işlerinden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilliği tartışmalı bir şekilde düşürülen Berberoğlu lehine verdiği hak ihlali kararını değerlendirdi. Erkek, “Anayasa 83. madde 4. fıkra çok açık: ‘Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclis’in yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır’ hükmü bulunuyor” dedi. Berberoğlu’nun 24 Haziran 2018 tarihinde seçildiğini, yeniden dokunulmazlık kazandığını ve dokunulmazlığı kaldırılmadan Yargıtay’da hakkındaki davaya devam edildiğini kaydeden Erkek, şunları dile getirdi: “Anayasa çiğnendi. Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu var. ‘AYM kararını bekleyin’ dedik. Ama Saray’dan gelen talimatla Yargıtay’ın onama kara rıyla hüküm kesinleşti dedi. Yargıtay’ın bu kararı vermesi açıkça anayasaya aykırıydı. Okutmayın dedik bu hükmü. İsteselerdi okutmayabilirlerdi. Okuttular, milletvekilliği düşürüldü, şimdi Anayasa Mahkemesi de hak ihlali kararı verdi. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla kesin hüküm ortadan kalktı. Kesin hükmün okunmasıyla Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi de yok hükmündedir. Her açıdan sakatlanmıştır.” AYM kararlarının geriye yürümeyeceği kuralının yasaların iptali durumunda geçerli bir durum olduğunu da kaydeden Erkek, “Kanunların iptali durumunda geriye yürümez. Hak ihlali tespitinde ihlal edilen hakkın yerine getirilmesi lazım. Geriye yürümeyeceği hak ihlalleriyle ilgili değildir” değerlendirmesinde bulundu. Erkek, AYM’nin verdiği kararın ardından Berberoğlu’nun milletvekilliğine dönmesi ve devam etmesi gerektiğine işaret etti. l ANKARA Bakanlığa, Kayak Federasyonu’nun deposundaki malzemeleri satarak vurgun yapmışlar Depoyu boşaltma ihalesi! MUHARREM İNCE: Siyasetçiler doktorlardan ellerini çekmeli Muharrem İnce, “Bin Günde Memleket Hareketi” programı kapsamında dün Eskişehir’de yurttaşlarla bir araya geldi. Daha sonra gazetecilere açıklama yapan İnce, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türk Tabipleri Birliği (TTB) kapatılsın” sözlerine tepki göstererek “Biz ölmeyelim diye onlar yaşamını yitiriyor. Biz yaşayalım diye ailesi ve çocuklarından ayrı ön safta salgınla mücadele ediyor. Siyasetçiler doktorlardan elini çekmeli. Evinden telefonla sosyal medyanın başına geçip doktorları istifaya davet etmek akıl tutulmasıdır. Sağlık çalışanları yanlış gördüğü şeyleri söyleyecek. Doktarları ihanetle suçlamak, meslek örgütünü kapatalım demek aymazlıktır. Siyaset adamlığı da değildir” dedi. l İç Politika CHP’Lİ ALTAY: Akdeniz ve Ege’de taviz verilmemeli CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de yaptığı basın toplantısında, hükümetin hem Doğu Akdeniz’de hem de Ege’de Türkiye’nin hak ve menfaatlarından taviz vermemesi gerektiğini belirtti. Altay, “Oruç Reis gemisi bakımında mı yoksa Yunanistan’a bir jest olsun, iyi niyeti görsün diye mi Antalya Körfezi’nde” diye sordu. l ANKARA/Cumhuriyet KILIÇDAROĞLU’NDAN APARTMAN GÖREVLİLERİNE: Bütün garibanların sözcüsü olacağım CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, pandemi sürecinde iş yükleri ağırlaşarak devam eden apartman görevlileri ile görüştü. Video konferans yöntemiyle yapılan toplantıya Malatya, Ankara, Antalya, Samsun, Mersin, Rize, Kayseri, Gaziantep ve Karabük’te çalışan apartman görevlileri ile KONUTSEN genel başkanı Uğur Gözel katıldı. Toplantıda CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Gamze Akkuş İlgezdi ile Veli Ağbaba da bulundu. Çalışanların sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: “Hak aramak için bunu dillendirmek ve bunun için de örgütlenmek gerekiyor. Umarım bu bir adım olur. Bundan sonra daha geniş bir çerçeve içerisinde ör gütlenirsiniz. Sayınız 11.5 milyon civarında. Genelde bireysel hak aradığınız için haksızlığa uğruyorsunuz. Haksızlığa uğradığınızda ses çıkaramıyor, mücadele edemiyorsunuz. İş güvenceniz yeteri kadar yok. Kıdem tazminatı hakkınız yeri geldiğinde elinizden alınabiliyor. Hukuk mücadelesi başlatsanız avukat tutacak paranız yok. O nedenle örgütlenmek gerekiyor. Meclis açıldığında sizin sorunlarınızı TBMM’de kürsüye getirecek arkadaşlar. Hak verilmez, hak alınır diye bir kavram vardır. Hakkınızı almak için bunu talep etmeniz lazım. Bunu talep edeceksiniz, biz sizin yanınızda duracağız. Ben bütün garibanların, hak arayanların sözcüsü olacağım.” l ANKARA/Cumhuriyet EğitimSen’liler atanmıyor ZEHRA ÖZDİLEK ÖSYM tarafından yapılan MEB Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı’na giren EğitimSen üyeleri, sendikalı oldukları için atamalarının yapılmadığını iddia etti. EğitimSen Şırnak Şube Başkanı Adnan Şenbayram, sendikalı oldukları için sürekli ötekileştirilip baskılara maruz kaldıklarını söyledi. Mülakata giren birçok arkadaşının mülakat puanı düşük verilerek üstünün çizildiğine değinen Şenbayram, “Ben hem yazılı hem de mülakattan geçer puan almama rağmen, tercih verdiğim okulların ihtiyaç duyduğu idareci kadrosu boş olmasına rağmen üstümü çizdiler. Birçok arkadaşımız yazılı puanı geçmesine rağmen ‘mülakattan tekrar eleneceğiz, kendi adamlarını alacaklar’ düşüncesiyle mülakata girmek istemedi. Bu sözler liyakatsizliğin en büyük örneğidir. Sistem içinde bizi istemeyen, bizleri çok kolaylıkla harcayan, kendisinden olmayanı kabul etmeyen düşünceler, çocuklarımıza ulaştırmamız gereken eğitimi ve çocuklarımızın üstün yararını gözeten bizleri derinden üzmektedir” dedi. Sınava giren fakat sendikalı olduğu için mülakatta sorulara doğru cevap vermesine rağmen üstünün çizildiğini iddia eden bir yurttaş ise, “68 puan gibi yüksek bir puan aldım. Mülakatta sorulara doğru cevap verdim. Sadece sendikadan kaynaklı böyle bir şey yapıyorlar. Benden çok düşük alanlar atanmış. Hukuki süreci başlatmak için birkaç avukatla konuştum. İspatlayamayız, ispatlasak da olumlu bir karar çıkmaz dedi. El yazımla yazdım nasıl ispatlayamam? Tercih hakkım elimden alındı. Şu anki okulum bu durumu kullanır diye dava açmaktan vazgeçtim” diye konuştu. l İSTANBUL ÇAV BELLA DAVASI Hâkimden nota emojisi sorusu İzmir’de cami hoparlöründen Çav Bella çalınmasının ardından yaptığı sosyal medya paylaşımları ile ilgili hakkında “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” iddiasıyla dava açılan eski CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir hâkim karşısına çıktı. İzmir 50. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Özdemir, “Halkı kin ve düşmanlığa sevk edenler, bizi buraya getirenlerdir. Beraatımı istiyorum” dedi. Duruşmada, hâkimin yapılan paylaşımlardaki “nota emojisi”ni sorması şaşkınlık yarattı. Dava 26 Kasım’a ertelendi. l İZMİR / Cumhuriyet Türkiye Kayak Federasyonu yönetimi 2019’da Ankara Cum huriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe vererek federasyona ait çok sayıda mal KAYHAN AYHAN zemenin depolarında bu lunamadığını, bazı spor kulüplerinin 2017 yılında kayak malzemesini ihale ile ERTA SOYAK adlı bir firmadan al dıklarını ancak söz konusu malzeme nin federasyondan karşılandığını id dia ederek federasyonun eski yönetici leri hakkında suç duyurusunda bulun du. Ayrıca hukuk mahkemesinde da va açtı. Süreç devam ederken Gençlik ve Spor Bakanlığı müfettişlerinin ha zırladığı rapor ise vurgunu gözler önü ne serdi. Raporda, Türkiye Kaynak Federasyonu’nun eski yöneticilerinin federasyonu 4 milyon lira zarara uğ rattıkları kaydedildi. Türkiye Kayak Federasyonu’nun Ey lül 2018’de yapılan genel kurulu ile yönetimi değişti. Dava dosyasında yer alan bilgiye göre yeni yönetim geçmiş dönemlerde federasyon kayıtlarının usule uygun tutulmadığını belirterek söz konusu kayıtların incelenmesi, en vanterlerin çıkarılması için çalışmala ra başladı. İddiaya göre yapılan ince leme sonucu federasyonun Sancakte pe’deki deposunda bulunması gereken kayak malzemeleri ve ekipmanlar de poda bulunamadı. İncelemeler devam ederken Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2016’da bir malzeme alım ihalesi aç tığı ve ERTA SOYAK firmasının bu ihaleyi aldığı görüldü. Ancak iha leyi alan ERTASOYAK’ın bakanlı ğa teslim ettiği kayak malzemeleri nin Kayak Federasyonu’nun deposun dan karşılandığı tespit edildi. Kayak Federasyonu’nun zarara uğratıldığı nı belirten yönetim federasyonun eski yönetim kurulu üyesi ve başkanveki li Prof. Dr. Fatih Kıyıcı, eski genel sek reter Prof. Dr. Necip Fazıl Kishali, sa tın alma sorumlusu Ahmet Cemalettin Gülenay ve ihaleyi alan firma hakkın da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ayrıca yeni yönetim şüphelilerin, federasyonun za rarını karşılamaları için Ankara 12. As liye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde tüm usulsüzlükler sıralanırken şüphe lilerin mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulması talep edildi. Ayrıca Necip Fazıl Kishali, Atatürk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı olarak şu an görev yaparken, Fatih Kıyıcı’nın ise ay nı üniversitede Antrenörlük eğitimi bö lüm başkanı olduğu öğrenildi. ‘Konumlarını kullandılar’ Gençlik ve Spor Bakanlığı müfettişleri ise yeni yönetimin iddialarını hazırladıkları raporda doğruladı. Söz konusu raporda, tüm iddiaların dışında Milli Takım’a verilmesi gereken kayak malzemelerinin Türkiye Kayak Federasyonu’na teslim edilmiş gibi işlem yapıldığı ancak bu malzemelerin teslim edilmediği de aktarıldı. Söz konusu raporda şüpheli isimlerin federasyon içerisinde konumlarını araç olarak kullandıkları ve Türkiye Kayak Federasyonu’nu yaklaşık 4 milyon lira zarara uğrattıkları tespit edildi. l İSTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear