Catalog

14 12 EYLÜL 2020 CUMARTESİ KÜLTÜR ‘Hayalim film...’ Genç sinemacıların kısa filmleri 17. kez ödüllendirildi TÜRSAK “Geleceğin Sineması” yarışmasında ödüller önceki akşam Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Yarışmanın birincisi “İnşaattaki” filmiyle Doğan Bel ge oldu. Böyle ödül törenle ri normal şartlar altında genç sinemacılar çok heyecan vericidir. Ödül kaORHUN zanmanın, sahneye çıkATMIŞ manın heyecanının yanı sıra yarışmanın jüri üyeleriyle, önemli davetlilerle tanışıp konuşma fırsatı bulurlar. Ancak bu yıl salgın korkusuyla törene katılım sınırlı sayıda kaldı. Jüri üyelerinin önemli bir kısmı törene gelmedi. Hatta TÜRSAK Başkanı Elif Dağdeviren de törende yer almadı. Açılış konuşmasını başkan yardımcısı Burhan Gün yaparken, salgın dolayısıyla katılımın sınırlı olmasına dikkat çekti. Sonuç olarak katılım gösterenlerin çoğu, ödül alan üniversite öğrencileri ve onların arkadaşlarından oluştu. Sosyal mesafeli, Bahçeşehir Üniversitesi’nin Galata Kampusu’nun terasındaki tören her ne kadar salgın gölgesinde yaşansa Muhammed Günaydın Doğan Belge Hakan Eyilik Sosyal mesafeli, Bahçeşehir Üniversitesi’nin Galata Kampusu’nun terasındaki tören her ne kadar salgın gölgesinde yaşansa da genç sinemacıların heyecanı yüzlerinden okunuyordu. da genç sinemacıların heyecanı yüzlerinden okunuyordu. Birincilik ödülünün sahibi Doğan Belge’ye tören sonrası duygularını sorduk. Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Belge, mutluluğunu dile getirirken, ödül almayı beklediğini söyledi. Genç yönetmen, hayalinin sadece sinema yapmak olduğunu, “Kı sa, uzun, belgesel, fark etmiyor. Kısa metrajı basamak olarak gören yönetmenlerden değilim. Bütünüyle sinema yapmak istiyorum” sözleriyle dile getirdi. Belge’nin istekleri çok, ancak kendine inandığını özgüvenli bir şekilde dile getirdi. Yarışmada ikinciliği “Dur Bak Dinle Geç” filmi ile Muhammed Günaydın elde etti. Günaydın, Kadir Has Üniversitesi’nde Film ve Drama Bölümü’nde okuyor. Üçüncü ise “Su Birikintisi ve Çamurlar” filmi ile Hakan Eyilik oldu. Eyilik de Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü öğrencisi. Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü işbirliğiyle 17 yıldır düzenlenen yarışma, sinema okuyan öğrencilerin kısa film projelerine destek oluyor. Yarışmanın jürisine bu yıl yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun başkanlık etti. Jüri’nin diğer üyeleri ise TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, Yapımcı Bulut Reyhanoğlu, oyuncu Damla Sönmez, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Özgü Yolcu ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Selçuk Yavuzkanat’tan oluştu. Finale kalıp plaket alan 10 genç ise şu isimlerden oluştu: Melih Önder, Nadir Kocakaya, Muhammed Günaydın, Doğan Belge, İrem Günen, Yiğit Armutoğlu, Feyzi Baran, Begüm Aksoy, Hakan Eyilik ve Ferit Göktaş. Yeşil Perde’de konser Uluslararası 17. Gümüşlük Müzik Festivali, bu akşam Abate Berihun ve Addis Ken Project konserlerinin festival özel kayıtlarını Yeşil Perde’den, Gümüşlük sahilindeki festival merkezinde, izleyiciyle buluşturacak. “Yeşil Perde” film gösterimleri, 14 Eylül Pazartesi, “Kadın”; 16 Eylül Çarşamba, “Koş Lola Koş” ile devam edecek. Gösterimler, festivalin son günü 17 Eylül Perşembe akşamı “Jim’le Tanışmak” filmiyle son bulacak. Festivalin pandemi süresince Bodrum’da üretimlerine odaklanan sanatçılar için hazırlanan “Gümüşlük, Müzisyenler ve Kadın” temalı sergi programında ise Yiğit Uygur’un fotoğraf sergi “Kadın”ın açılışı var. Serginin 13 Eylül Pazar saat 19.30’da “Kumda” festival merkezindeki açılışının ardından DJ Kübra Uzun’un programı başlayacak. Yılmaz ve Ünlü birinci Ankara’nın kazananlarında sürpriz yok, bu yılın en beğenilen filmleri, anlaşılamayan insanların dramları, diğer festivallerdeki başarılarını katlayarak ilerliyor. Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından T.C. Kültür ve Turizm Ba kanlığı desteğiyle düzenlenen 31. An kara Film Festivali de bu pandemi ko şullarında seyircisiz bir törenle sonuç landı, Leyla Yılmaz’ın “Bilmemek”, “En İyi Film” ödülünü alırken “En İyi Yönet men” ödülü de “Topal Şükran’ın Ma ceraları” filmiyle Onur Ünlü’ye veril di. Büyülü Fener Sineması’nda Ünsal Ünlü’nün sunumuyla gerçekleşen ödül töreninde on film yarıştı; başkanlığı nı yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun yap tığı, Aylin Zoi Tinel, Berkay Ateş, Tuğ çe Altuğ ve Uğur Verdan’dan oluşan jü ri, “Bencil, sıkış mış dünyaların Ankara Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülüne dan çıkamayan “Bilmemek” filmi değer görüldü. “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü bireylerin, büyü Selen Uçar, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü de Serdar Orçin mekte olan bir ço aldı. “En İyi Yönetmen Ödülü” ise Onur Ünlü’ye verildi. cuğu anlamada ki acizliklerini çok netmeni” dalında rastlamadığımız bir anlatım tarzını kul etkileyici bir dil Emel Erden’in oldu. lanarak toplumumuzda kadının sessiz le anlatabilme be Festivalde önem leştirilmesini zekice vurguladığı için” cerisi ve toplum li ödüllerden olan Onur Ünlü’nün “Topal Şükran’ın Ma sal çürümeye yap “En İyi Erkek Oyun careları” filmine gitti. Bu uzun listele tığı vurgudan do cu” Serdar Orçin’e, rin kazananlar ve film sektörü dışın layı” En İyi Film “En İyi Kadın Oyun dakilerin çok ilgisini çekmediğini tah ödülünü “Bilme cu” Selen Uçer’e min ederek bahsi geçen filmlerin gerek mek” filmine ver gitti. “Aşk, Büyü, ulusal gerek uluslararası festivallerde di. Filmin aldığı di Serdar Orçin en iyi oyuncu ödülü aldı. vs.”nin yönetmeni de pek çok ödülü kucakladığını aktar ğer ödüller ise “En ve yazarı Ümit Ünal mak ve daha nice ödülleri de alacağı İyi Yardımcı Ka ise “Onat Kutlar En nı söylemek gerek. Bu filmlerden Topal dın Oyuncu” Senan Kara ve “En İyi Yar İyi Senaryo” ödülünü kazandı. “En İyi Şükran’ın Maceralarını izlemiş biri ola dımcı Erkek Oyuncu” Emir Özden ol Görüntü Yönetmeni” Hakan Körezli ol rak gerek yönetmene gerek oyunculara du. “Topal Şükran’ın Maceraları” filmi du. SİYAD Sinema Yazarları Derneği’nin bir alkış da bizden olsun diyorum. Keş nin diğer bir ödülü de “En İyi Sanat Yö ödülü ise “Sinemamızda benzerine pek ke bu törenler seyircili olabilse! KEDI FENA ÜŞÜDÜ! Kardeş Türküler yerine Suriyeliler soğuk şakaydı! Bazen olmaz! İKSV Caz Festivali yazın yapılamadı, pandemi geçmiyor madem, sonbaharda yapalım denildi, yazlık açık mekânlar bulundu, yapılıyor. Mekânlardan biri olan Kuruçeşme Arena, Boğaz’ın kenarı. Benim gibi konserin programına, ayrıntısına da dikkat etmeden gidersen başına beklenmedik bir şey geliyor. Konser, saat 20.00’de başlıyor yazılı. İskemleler aralıklı ama kimse ler yok? Konser başladı, benim bildiğim Kardeş Türküler’e benzemiyor, 4 delikanlı, ya habibi, ya habibi, Arapça çığırıyor! Sokaktakilerden kaçarken sahnede karşıma Suriyeliler çıkmaz mı! Bir de esmeye başladı mı, Hümeyra’nın deyişiyle ensemden ensemden üfürüyor. Korona olmadan grip olacağım! İçeri girerken şal verelim dediler, benim var iste mem dedim, yetmedi, şal değil, 15 derece için uyku tulumunu getirmeliymişim, hani şu Munzur’da yetmeyip donduran burada işe yarardı. Sonunda dayanamayıp kaçtım, Kardeş Türküler 21.30’da çıkacakmış meğer, akılsız başın cezasını ayaklar çeker, konserden oldum, üşüdüğümle kaldım. Şu ara pandemi önlemleri nedeniyle sanat etkinlikleri açık havada yapılıyor, İstanbul’da hava aniden serinledi, giderken kalın giyinin, üşümeyin! muratbeser@muratbeser.com Kadınlara selam “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur...” diyen Mustafa Kemal Atatürk döneminde kadınların eşitliği yolunda büyük adımlar atıldı. 1926’da, Türk Medeni Kanunu ile tekeşlilik ile kadınlara boşanma, velayet ve mallarına tasarruf hakkı getirildi. 1934’te Kadınlara Milletvekili Seçme, Seçilme Hakkı veren yasanın çıktığı gün olan 5 Aralık, Kadın Hakları Günü olarak kutlanmaya başlandı. 1935’te ilk kez 17 kadın milletvekili seçildi. İstanbul Sözleşmesi Yıllar boyunca süren kadın mücadelesinin bir adımı da 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan, 46 devlet ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, insan hakları ihlalini engellemek, daha fazla eşitlik sağlamak için bir çağrı olan İstanbul Sözleşmesi’dir. Şiddete sıfır hoşgörü gösterilmesini, ev içi (fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik) şiddet, taciz amaçlı takip, tecavüz, cinsel şiddet ve taciz, zorla evlendirme, kadınların sünnet edilmesi, kısırlaştırma ve kürtaja zorlamaya cezalar öngören, toplumdaki önyargılara karşı bireylerin vicdanlarını, düşüncelerini değiştirmeyi amaçlayan sözleşme ne yazık ki gereğince uygulanmadığı gibi kaldırılması önerilirken kadın cinayetleri, kadına şiddet, taciz sürüyor ve bunların üstü örtülmeye çalışılıyor. İki kitap Eduardo Galeano, Kadınlar’da (Çev. Süleyman Doğru, Sel Yayın), dünyanın çeşitli ülkelerinden, çeşitli zamanlardan, her yaştan, her sınıftan, eylemleriyle, konuşarak, susarak tarihin akışını değiştiren, engizisyonlara, kiliselere, sömürgecilere, faşizme, diktatörlüklere direnen, dans eden, seven, sevişen, ağlayan, gülen kadını yazıyor. Kadınların En Güzel Tarihi’nde (Çev. Yonca Aşçı Dalar, İş Bankası) Sylviane AgacinskiFrançoise HeritierNicole BacharanMichelle Perrot adlı dört sıra dışı kadın, çocukluk, ergenlik, olgunluk, yaşlılık yıllarında tabuları yıkmalarını, yüzyıllardır kadınların, krallar, din adamları, babalar ve kocalar tarafından dayatılan toplumsal, ahlaki, cinsel baskılara karşı kadınların büyük yürüyüşünü anlatıyor. Unutulmayan Kadınlar Everest Yayınları’nın Unutulmayan Kadınlar dizisindeki kitaplar kutlanası bir çaba: Frida KahloAşk ve Acı, Bir Kadın: Camille Claudel, Sevgi Soysal: Yaşasaydı Âşık Olurdum, Isadora Duncan: Dansın Tanrıçası, Sarah Bernhardt: Altın Ses, Anais Nin: Maskeli ve Çıplak, Mata Hari, MilenaKafka’nın Kadını, Martha Freud: Dâhinin Karısı, Virginia WoolfYaşam Bir Rüyadır Uyanmak Öldürür, Patricia Highsmith: Güzel Gölge, Rosa Luxemburg, Margaret AtwoodKırmızı Pabuçlar, Deli Kızın Aşk Şarkısı: Syvia Plath. Cumhuriyet gazetemizin kadınlarına selam Ülkemizdeki yaşamın her alanında savaşım veren kadınları başka yazılara bırakarak Cumhuriyet gazetemizin kadın gazetecilerini ve yazarlarını selamlıyorum: Ayça Bilgin Demir, Ayça Han, Ayla Atamer Törün, Ayşe Emel Mesçi, Ayşegül Yüksel, Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu, Deniz Yavaşoğulları, Dikmen Gürün, Dilan Karamanoğlu, Ebru Kılıçoğlu, Ece Kurtuluş, Ece Piroğlu, Elçin Poyrazlar, Elif Tokbay, Emine Bilget, Evin İlyasoğlu, Figen Atalay, Gamze Akdemir, Gülengül Altınsay, Hatice Uzun, Hazal Ocak, Hilal Köse, Işıl Özgentürk, İpek Özbey, Jale Özgentürk, Lalehan Utkan, Leyla Kılıç, Meriç Velidedeoğlu, Merve Saatçi, Mine Esen, Mine G. Kırıkkanat, Mine Söğüt, Miyase İlknur, Münevver Oskay, Olcay Büyüktaş, Özge Mumcu Aybars, Özlem Yüzak, Öznur Oğraş Çolak, Rüya Özalkan, Sedef Erken, Seyhan Avşar, Serpil Ünay, Sevda Fidan, Sibel Bahçetepe, Şehriban Kıraç, Şükran İşçan, Şükran Soner, Tuğba Özer, Yazgülü Aldoğan, Zehra Özdilek, Zeynep Oral, Zülal Kalkandelen... Bülent Ortaçgil ‘Eski Defterler’ (Ada Müzik) Repertuvarına aldanmayınız, bu bir “best of” değil... “Eski Defterler” Bülent Ortaçgil’in yeni bir sound oluşturduğu “Light” albümünden sonra çıkmıştı, 1999 yılında; kaset ve CD formatında. Albümün çıkışı Ortaçgil’in eski şarkılarını uzun zamandır barlarda çaldığı bir döneme denk gelmişti. Şarkılar her çalınışta yeniden doğuyordu; bunlar yoruma çok elverişli kompozisyonlardı. Ortaçgil’in bazı (bilhassa “2. Perde”) şarkılarını yeniden kaydetme arzusu, plak şirketinin teşvikiyle buluşunca bu albüm ortaya çıkmıştı. Tamamı Ada Stüdyo’da iki günde kaydedilmiş; ortaya çıkan kayıtlar bir iki ufak dokunuş dışında öylece bırakılmıştı. “Eski Defterler” albümündeki yo rumlarda topluluk müziği öne çıkıyordu, çünkü güçlü bir kadrosu vardı. Ortaçgil’e gitarda Erkan Oğur, basta Gürol Ağırbaş, davulda Cem Aksel, vurmalılarda Hakan Beşer eşlik ediyordu. Burada çalan müzisyenler yıllardır bir aradaydı, birbirini iyi tanıyorlardı. Orkestra ruhu çok yüksekti. “Pencere Önü Çiçeği”nden “Olmalı mı Olmamalı mı”ya; repertuvardaki 13 şarkı, eski albüm kayıtlarına oranla çok gelişkindi; ustaca çalınmışlardı. Bir geçmiş muhasebesiydi bu albüm; canlı akustik kayıtlar yoluyla yapılan. “Eski Defterler” ilk kez plak formatında basıldı. Zuhal Olcay ‘Başucu Şarkıları 1’ (Ada Müzik) Seksenli yıllarda sinema, tiyatro ve televizyon dünyasında yıldızı parlayan Zuhal Olcay, 1990 yılında çıkardığı “Eski Bir Hikâye Bu” adlı ilk albümle şarkıcılık konusunda da iddialı olduğunu ortaya koymuştu. Yükselen pop dalgasının sırtında seyreden albüm başarıyı yakalamış ancak Olcay’ın kariyerindeki en büyük adımı atması için 2001 yılındaki beşinci albümüne kadar beklemesi gerekmişti. Olcay, sevdiği şarkıları, albümün müzik yönetmenliğini yapan Bülent Ortaçgil’in görüşleri doğrultusunda, bambaşka bir kişilik kazandırarak yeniden yorumlamıştı. Orijinallerine göre daha ağırbaşlı ve ciddi bir yapıya büründürülerek söylenen şarkılar, dramatik bir havaya adeta antipop bir kılığa girmişti. Böylece “Başucu Şarkıları 1” albümü zamanın bitmekte olan pop rüzgarına karşı verilen en güzel ya nıtlardan biri olmuştu. Artık pop tarihimizde bir klasik olarak kabul gören “Başucu Şarkıları”, ilerleyen zaman içinde iki albümün daha eklenmesiyle bir seriye dönüşmüştü. “Başucu Şarkıları 1” adlı albümün başarısının garantisi biraz da arkasındaki usta müzisyenlerdi. Kalabalık bir kadroyla kaydedilen 11 şarkının bulunduğu albüm zamanında kaset ve CD olarak çıkmıştı. Şimdi ilk kez plak formatında yayımlandı. AÇIK HAVADA SINEMA... 27. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında düzenlenen ücretsiz “Gondol’da Film Gösterimleri” etkinliği, açık havada film izleme keyfi sunmayı amaçlayan gösterimler, sosyal mesafeye uygun bir yerleşimle 14 20 Eylül tarihleri arasında Seyhan Nehri’nde bulunan Gondol Marina’da yapılacak. Etkinlik programında, 14 Eylül’de “7. Koğuştaki Mucize”, 15 Eylül’de “Selvi Boylum Al Yazmalım”, 16 Eylül’de “Aile Arasında”, 17 Eylül’de “Arkadaş”, 18 Eylül’de “Yozgat Blues”, 19 Eylül’de “Ölümlü Dünya”, 20 Eylül’de ise“Züğürt Ağa” filmlerinin gösterimleri saat 20.00’de yapılacak.