25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 7 6 AĞUSTOS 2020 PERŞEMBE Beyrut’u sarsan patlamada onlarca kişi yaşamını yitirirken 300 bin kişi evsiz kaldı ÖLÜMCÜL İHMAL Aralarında Hindistan Sosyal Demokrat Partisi üyelerinin de bulunduğu grup, temel atmayı protesto etti. Modi’den tartışmalı temel atma töreni Hindistan’da milliyetçi Başbakan Nerandra Modi, tarihi Babür Camisi’nin yerine inşa edilecek Hindu tapınağının temel atma törenine katıldı. Cammu Keşmir’in özel statüsünün kaldırılışının birinci yıldönümüne denk getirilen tapınağın inşasının başladığını sembolize etmek için de Modi, mabedin içerisine 40 kilo ağırlığında gümüş bir tuğla koydu. Ayrıca Ganj Nehri’nden getirilen su ve dört ana Hindu türbesinden alınan toprak da ritüellerde kullanıldı. Tartışmalı temel atma töreni öncesi bölgede güvenlik önlemleri arttırıldı. Hindistan’ın Uttar Pradeş eyaletine bağlı Fezyabad şehri yakınlarında Ayodhya antik kenti içinde, geçmişte Babür İmparatorluğu döneminde inşa edilen Babür Camisi’nin bulunduğu alan, uzun yıllardır radikal Hindular ile Müslümanlar arasında tartışma konusu. Hindular, Müslümanların 16’ncı yüzyılda Hindu Kral Rama adına yapılan tapınağı yıktıklarını ve yerine cami inşa ettiklerini öne sürüyor. Hindular, Aralık 1992’de camiyi yıkmıştı. Öte yandan Modi yönetimi, 5 Ağustos 2019’da, nüfusunun çoğunlu Müslüman olan Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırmıştı. Belarus’tan sınır seferberliği hamlesi Belarus ile Rusya arasında Wagner gerginliği büyüyor. Belarus Savunma Bakanlığı Sözcüsü Natalya Gavrusik, ülkenin kuzeyinde yer alan Vitebsk bölgesinde 11 Ağustos’tan itibaren “yedek askeri personel bilgi tazeleme eğitimleri” için seferberlik başlatılacağını belirtti. Sputnik’e demeç veren Gavrusik, seferberlik çağrı kağıdının mutlaka eğitime katılma anlamına gelmediğini, belgelerin ve askeri açıdan sorumlu kişilerle ilgili verilerin güncellenmesinin askerlik şubelerinin olağan çalışması olduğunu belirtti. Belarus’ta devlet başkan lığı seçimleri 9 Ağustos’ta yapılacak. Önde gelen iki muhalif aday Viktor Babariko ve Valeri Tsepkalo’nun seçime girmelerinin yasaklanması, protesto gösterilerini beraberinde getirmişti. Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, 26 yıldır koltukta oturuyor. Seçimi kazanması halinde üst üste altıncı kez devlet başkanlığına hak kazanacak. Belarus, 30 Temmuz’da gözaltına aldığı ve Rus özel güvenlik şirketi Wagner için çalışmakla suçladığı 33 kişinin “terör eylemi” hazırlığında olduğunu açıklamıştı. Rusya, iddiaları yalanlamıştı. Salgına karşı sosyal mesafe uyarısına karşın dünyanın pek çok yerinde kural uygulanmıyor. Belçika’da kalabalık bir grup nehir gezisinde görüntülendi. Venezüellalı sağlıkçılara Peru’dan yeşil ışık Dünyayı sarsan yeni tip koronavirüs salgınında dün itibarıyla vaka sayısı 18 milyonu aşarken 705 bin 23 kişi yaşamını yitirdi. Peru’nun, ülkelerinden kaçan binlerce Venezüellalı sağlık çalışanının sağlık sistemine katılmasına izin verdiği haberi de gündeme yansıdı. BBC’nin haberine göre vaka sayısı 439 bin 890 olan ülkede Devlet Başkanı Martin Vizcarra, bu kapsamdaki kararnameyi önceki gün imzaladı. İran’da salgında önceki gün, son 24 saatte 185 kişinin daha yaşamını yitirdiği, 2 bin 697 yeni vaka tespit edildiği belirtildi. Avustralya’da ise Victoria eyaletinde bir günde 15 kişinin yaşamını yitirdiği, 725 yeni vakanın bulunduğu kaydedildi. Liman bölgesindeki depoda patlamanın nedeni olarak gösterilen 2 bin 750 ton amonyum nitratın yaklaşık 6 yıldır bu alanda tutulduğu belirtiliyor. Liman görevlilerinin birden fazla kez yetkilileri uyardığı ancak sonuç alamadığı savunuluyor. Yönetim karşıtı protestolar, koronavirüs salgını ve ABD’nin Suriye’ye yönelik yeni yaptırımlarıyla birlikte ekonomik krizin daha da derinleştiği Lübnan, ülkeyi sarsan devasa patlamanın neden olduğu acı ve yıkımla karşı karşıya. Başkent Beyrut’un limanında bulunan bir depoda önceki gün meydana gelen patlamada yaşamını yitirenlerin sayısı en az 135 olarak açıklanırken aralarında 6 Türk vatandaşının da bulunduğu en az 5 bin kişi yaralandı. 100’den fazla kişinin kayıp olduğu belirtildi. Yetkililer, yaralı sayısının yüksek olması nedeniyle can kaybının daha da yükselebileceği endişesini dile getirirken gözler olayın sebeplerine çevrildi. Uzun süredir patlayıcı materyallerin stoklandığı depoya ilişkin ihmal iddiaları, tartışmaların merkezinde. 6 Türk yaralı Patlama Beyrut Limanı’nın amonyum nitrat bulunan depolarından birinde oldu. Lübnan basınına göre, kapıya kaynak yapılırken sıçrayan kıvılcım, aynı depoda tutulan fişekleri ateşledi ve ardından miktarı 2 bin 750 ton olan amonyumu patlattı. Beyrut’ta 4.5 büyüklüğünde bir deprem etkisi yaratan patlama, limanın yakınlarında bulunan yerleşim bölgelerinde onlarca apartmanın yıkılmasına neden oldu. Enkaz altında kalanları bulmak için çalışmalar dün gün boyunca sürdü. Üç günlük yas ilan edildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 5’i hafif 6 Türk vatandaşı TRUMP: SALDIRI GİBİ... Patlamaya ilişkin ilk veriler depoda tutulan amonyum nitratı işaret ederken yetkililer soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğünü belirtiyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın ise basın toplantısında bir soru üzerine “Bu, korkunç bir saldırı gibi görünüyor” ifadesi tartışma yarattı. Trump, “Generallerimizin bazıları ile görüştüm. Bunun bir saldırı olduğunu düşünüyor gibilerdi” dedi. nın yaralandığını açıkladı. Maddi hasar 35 milyar dolar Beyrut Belediye Başkanı Jamal Itani, kentteki yıkımı “savaş alanı gibi” sözleriyle değerlendirdi. Vali Marvah Abud da kentin yarısının hasar gördüğünü, 300 bin kişinin evsiz kaldığını söyledi. Valinin tahminlerine göre, maddi hasar 3 ila 5 milyar dolar arasında. Patlamada Hollanda’nın Beyrut Büyükelçisi’nin eşinin de yaralandığı kaydedildi. BM’nin barış misyonu UNIFIL’e bağlı bir geminin de zarar gördüğü, yaralananlar olduğu belirtildi. Gözler, patlamaya ilişkin soruşturmadayken füze ve gübre üretiminde kullanılan ve aşırı sıcaklığa ulaştığında patlama riski bulunan amonyum nitratın ne zaman depoya alındığı ve neden başkentin en yoğun yerleşim bölgelerinin yanında tutulduğu sorularıyla ihmal iddiaları gündeme geldi. El Cezire’nin haberine göre, 2 bin 750 tonluk amonyum nitrat 2013 yılında Gürcistan’dan Afrika ülkesi Mozambik’e gitmekte olan Moldova bandıralı bir gemide bulunuyordu. Arıza meydana gelince gemi Lübnan limanına terk edildi. Yetkililer bir süre sonra gemideki mallara el koydu ve amonyum limandaki 12 numaralı depoya taşındı. Habere göre, 6 yıldır burada depolanan materyallerin teşkil ettiği tehlikeye ilişkin liman görevlileri yetkililere en az 5 mektup yazdı ancak yanıt alamadı. Dün ise liman müdürü, depodan sorumlu yetkililere bir an önce bu maddeyi bölgeden boşaltma ya da ihraç talimatı verildiğini ama bunun uygulanmadığını savundu. Lübnan Sendikalar Federasyonu da açıklamasında felakete “2014’teki hükümetin ihmallerinin sebep olduğuna” işaret etti. “Sorumlular hesabını vermelidir” dedi. Lübnan’da Necip Mikati, 20112014 yılları arasında başbakan olarak görev yaptı. 2014 mayısında koltuğa Tamam Selam oturdu. Ardından 2016’da Hariri başbakan oldu. SORUMLU Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aun, ARAYIŞI! amonyum nitratın söz konusu depoda 6 yılı aşkın süredir “güvenlik önlemleri olmadan” depolandığını, bunun “kabul edilemez” olduğunu söyledi. Savunma Bakanı Zeyne Aker ise “Bu büyük ihmalin üzerinden 6 yıl geçti, sorumlular cezalandırılacak” ifadelerini kullandı. Başbakanı Hasan Diyab önceki gün, “tüm sorumluların bedel ödeyeceklerini” söylemişti. Dün kabineden ise soruşturma bitene kadar liman yetkililerinin ev hapsinde tutulması kararı çıktı. Aun, dün liman bölgesinde incelemelerde bulundu. ‘Bir aylık buğday stoku kaldı’ Patlamada, halihazırda ekonomik krizin pençesindeki ülkenin buğday stoklamak için kullandığı ana silonun yerlebir olduğu belirtildi. Lübnan Maliye Bakanı Raoul Nehme, ülkenin bir aydan kısa bir süre için yeterli buğdayı olduğunu söyle se de, un krizi beklemediklerini savundu. “Lübnan’ın ihtiyacını karşılayacak gemiler yolda” dedi. Türkiye’den yardım Öte yandan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Lübnan’a ilaç ve tıbbi malzeme dahil, acil insani yardım gönderileceğini açıkladı. “AFAD ve Kızılay bölgeye arama kurtarma ekibi ve acil sağlık personeli sevk etmekte, sahra hastanesi kurulumu planlanmakta” ifadelerini kullandı. T.C. DÖŞEMEALTI BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NDAN İLAN OLUNUR 1 Yukarıdaki listede bulunan Mülkiyeti Döşemealtı Belediyesine ait taşınmazların 2886 Devlet İhale Kanunu 45. maddesi gereğince Açık teklif usulü ile belirtilen tarih ve saatte Belediye toplantı Salonunda toplanacak komisyon tarafından SATIŞ, son 4 sırada yer alan taşınmazların ise Beş yıllığına KİRALAMA ihalesi yapılacaktır. 2 İhaleye girecekler ihale saatinden önce Banka Teminat Mektubu veya geçici teminat miktarını Belediyemiz veznesine yatırmış olması ve ihaleye girecek şahsın şahsen veya vekaleten katılması gerekmektedir. 3 İhaleye İştirak etmek isteyenler; a) Katılacakları ihalenin yukarıda belirtilen geçici teminatını Belediye veznesine yatırılacaktır. b) Özel kişilerin; Nüfus Cüzdanı Fotokopisi ve aslı İkametgah senedi (yerleşim yeri belgesi), c) Tüzel kişiler adına ihaleye gireceklerin; 2020 yılı tasdikli yetki belgesini, imza sirkülerini, tüzel kişiliğe ait 2020 yılında alınmış ticaret ve sanayi odası belgesini, imza sirküleri ç) Vekaleten ihaleye gireceklerin 2020 yılı noter tasdikli vekaletname örneğini ve imza sirkülerini ihale saatine kadar Belediye İhale Birimine vermeleri zorunludur. 4 Posta ile yapılacak müracaatlardan doğacak gecikmeden dolayı itiraz kabul olunmaz. 5 Belediyemiz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 6 Taşınmazlar Üzerinde Banka İpotek şerhi ile, Antalya İcra dairelerinin icrai haczi olup, alıcı tarafından ödeme yapılmasına müteakip Tapu devri yapılacak, şerh ve icralar daha sonra kaldırılacaktır. Taşınmazın Mevcut durumu yukarıda belirtilmiş, diğer hususlar ihale şartnamesinde belirtilmiştir. İhaleye Katılacakların ihale günü olumsuzluk yaşamaması adına en az bir gün önceden evraklarını Emlak ve İstimlak Müdürlüğüne Kontrol ettirmeleri ve İhale Şartnamesini incelemeleri gerekmektedir. 7 İhale şartnamesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğünden mesai saatleri içerisinde ücretsiz olarak görülebilir. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1196246) Lübnan sanıldığı kadar zayıf değil Hayat pahalılığının yol açtığı karışıklıklar, çok etnisiteli/dinli/mezhepli olmanın getirdiği siyasi istikrarsızlık, İsrail başta olmak üzere komşu ülkelerin egemenlik savaşlarında ele geçirilecek mevzi olmak Lübnan’ın bölgenin en kırılgan ülkesi gibi görülmesine yol açıyor.197590 arası süren, 150 bin kişinin yaşamına mal olan iç savaşın travmasını halen yaşayan ülkede çok sayıda can kaybına yol açan şu mühimmat deposu patlaması iç savaş başlıyor endişesini uyandırdı haklı olarak. Patlamanın nedeni kaza mı saldırı mı yakında anlayacağız. Ama bu vesileyle Lübnan’ın onca politik karışıklığa, mezhep kaynaklı gerilimlere rağmen hâlâ varlığını sürdürüyor oluşunun nedenlerini anımsatmanın tam sırası. İktidar uzlaşısı Lübnan’ı ayakta tutan önemli kolonlardan biri 1989 Taif Anlaşması. Bu anlaşma sayesinde ülkedeki güçler iktidarı paylaşma konusunda uzlaşabildiler. 1958 ile 1975’teki iç savaşların Maronitlerin dev MUSTAFA K. letteki hâkimiyetlerine karşı bir iti ERDEMOL raz olduğu anımsanırsa bu anlaşmanın önemi ortaya çıkar. Ülkenin en önemli siyasi gücü Hizbullah, başta Sünni örgütlenmeler olmak üzere diğer siyasi gruplara karşı öylesine büyük bir silahlı avantaja sahip ki, bu durum söz konusu grupların sorunları silahla çözmelerini engellemiş oluyor. Şim di gruplar arası çekişmeler tamamen siyasi arenaya taşınmış durumda. Ülkeye ilgileri çoğu zaman müdahale biçiminde sürüyor olan İran ile Suudi Arabistan’ın, Suriye ile Yemen’de sürdürdükleri vekâlet savaşları nedeniyle Lübnan siyasetine etkileri eskisi gibi değil. Çünkü iki ülkenin de öncelikleri artık başka. Taif Anlaşması uyarınca Sünniler Başbakanlık gibi bir pozisyona da sahipler ülkede. Bunu tersine çevirecek girişimler Suudi Arabistan’ın da işine gelmez. Taif Anlaşması sonlandırılırsa bundan Hizbullah’ın kazançlı çıkacağını bilen Suudi Krallığı temkini elden bırakmıyor uzun süredir. Politik yapı berbat ama Lübnan ordusu ile iç güvenlik güçleri eskisinden daha düzenli ve de etkili. Lübnan ordusu 2007’de Fethül İslam adlı önemli bir örgütü alt edebilmişti. ABD ile Avrupa ülkelerinden gelişimi konusunda çeşitli dönemlerde destek almıştı Lübnan. Ordu, kapsayıcılığıyla, Sünni topluluğundaki bazı gerginliklere rağmen, tüm ulusal yapıların ortak noktası haline geldiği için siyasi yapıya etki etme gücüne de sahip. Diasporanın desteği var Çok büyük bir mülteci akınına uğramasına rağmen (1 milyonu kayıtlı olmak üzere 4 milyon mülteci var ülkede) ciddi bir ekonomik çöküş yaşamadı Lübnan ve ekonomisi iyi kötü ayakta kalabildi. Nedeni diasporadan hayli fazla döviz girdisinin olması, bundan önemlisi de ülkede güçlü bir bankacılık sektörünün varlığı. Tüm bu gerekçelerle Lübnan devlet olarak varlığını onca badireye rağmen sürdürüyor. Tabii ki siyasi/idari sistem dökülüyor. Silahlı gruplar ülkenin çeşitli bölgelerinde eylemler yapıyorlar zaman zaman. Bekaa’nın sınır kasabası Arsal’da Suriye kökenli cihatçı gruplar hayli güçlü. Ekonomideki yavaş büyüme işsizliğe, göçe yol açmakta. Buna rağmen Lübnan ayakta kalmaya devam ediyor, edecek de. Ama Suriye’de ve Yemen’de vekâlet savaşını sürdürüp de Lübnan’da şimdilik sakin duran İran ve Suudi Arabistan vekâlet savaşını Lübnan’a taşırlarsa durum değişebilir. Böyle bir durumda zayıf düşmüş ülkeye İsrail de açık saldırı gerçekleştirebilir. İddia edildiği gibi bu korkunç patlama gerçekten bir kazaysa, ekonomik anlamda ciddi bir yük de bindirse Lübnan’ı parçalamayacak. Ama eğer varsa ihmalin siyasi sonuçları elbette ağır olacak. Bu yeni gerilimlere yol açarsa, örneğin depoların sahibi Hizbullah kazadan dolaylı olarak sorumlu tutulursa kaos ciddi olarak kapıda demektir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear