22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 19 AĞUSTOS 2020 ÇARŞAMBA HABER ‘100 milyon TL’lik MAHMUT LICALI Ayasofya yetmedi, Biden ortaya atıldı Ayasofya’yı gündemde tutmak istediler. Siyasal İslam, iktidarını sürdürmek, tabanını pekiştirmek için sürekli olarak küçük zaferler sunmak, tüm olumsuzluklara rağmen mevzi genişlettiği mesajını vermek zorunda. Ancak daha önce de yazdım. Bu yeterli değil. Bir yandan bu tür hamleler hareketi sadece siyasal İslamcı tabana doğru daraltma riski taşıyor; diğer yandan da AKP ile MHP tabanı arasındaki oy geçişkenliğini artırırken ittifak dışından destek kazandırmada aynı etkiyi sağlamıyor. Tam da bu yüzden iktidar, siyasal İslamcı gündemini, toplumun geneline daha yüksek oranda hâkim olan milli, milliyetçi duygulara seslenecek şekilde takviye etmeye çalışıyor. Dış politikada yapılanlar bununla ilgili. “Dış düşmanlar” karşısında “dik duran” bir iktidar algısı, eldeki büyük propaganda makinesi eşliğinde bu yüzden yaygınlaştırılıyor. İçeride iktisadi kaynakları tükenen iktidarın bir yandan savunma endüstrisini ve ona bağlı sektörleri canlandırarak diğer yandan da dışarıda doğal kaynak elde etme rekabetine yönelerek, ülkede kurduğu yeni otoriter düzeni kalıcılaştırma arayışına, kimisi gerçekten “milli” hamleler yapıldığını düşündüğü için kimisi de mahalle baskısından çekinerek “bir şey dersek bizi gayri milli ilan ederler” tutukluğuyla itirazsızca katılıyor. İktidarın iştahını kabartan zemin de burası ve Ayasofya yetmemiş olacak ki 7 ay sonra ABD başkan adayı Joe Biden’ın sözlerini belli ki bu yüzden gündeme taşıdılar. Çünkü Ayasofya’nın rüzgârı iç cephede siyasal İslamcı hatla sınırlı; oysa Biden’ın açıklaması üzerinden daha geniş bir milli cephe hayaline oynamak mümkün. Öyle ya Ayasofya’da Atatürk’e lanet okuyanlara sessiz kalanlar; şimdi Biden’ın açıklaması üstünden Atatürkçüleri milli cepheye çağırıyor. İslamcı, Milliyetçi, Atatürkçü Tuhaf zamanlar. Milli bağımsızlıkçı ve emperyalizm karşıtı Atatürkçüler bu ülkede on yıllardır onca bedel ödememiş gibi! Hapse atılmamış, saldırıya uğramamış, can vermemiş gibi. Siyasal İslam, Amerikan emperyalizminin güdümünde, Sovyet tehdidi bahanesiyle, Yeşil Kuşak projeleriyle halkçı, aydınlanmacı, sol hareketlere karşı büyütülmemiş gibi. 12 Eylül darbesiyle önü açılmamış gibi. AKP 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında ABD’nin ılımlı İslam projesine uygun olarak iktidara hazırlanmamış gibi. Rahip Brunson için Suriye’deki operasyonlar için Trump açıktan hakaret, tehdit mesajları, mektupları yayımlamamış ve bunlar cevapsız bırakılmamış gibi. Atatürk döneminde kurulan fabrikalar, çiftlikler, işlikler talan edilmemiş, memleket ekonomisi Katar şirketine çevrilmemiş gibi. Kurtuluş Savaşı’nı siyasi birleştiriciliğiyle kazandıran Meclis, yeniden Saray lehine tarumar edilmemiş gibi. İktidardaki Trump’ın hakaret ve tehditlerine karşı birleştirin önce. Siyasal İslamcı özgüveniyle, “ekonomi dışında konuşursak iktidarın oyununa geliriz” diyen muhalefetin çekingenliği birbirini tamamlayınca tablo böyle oluyor, şaşırmamak gerek. Mustafa Kemal, işgal altındaki İstanbul’da Milli Mücadele’nin hazırlığını Samsun’a geçmeden önce 6 ayda tamamladı. Bizim yeni “milli bağımsızlıkçılar” ise Biden’ın küstah açıklamasını 7 ayda fark etti. Neyse ki Kurtuluş Savaşı’nı siyasal İslamcıların önderliğinde vermedik. Her şey için çok geç olurdu. Diyebilirsiniz; “hiç mi dış tehdit yok, tamamen mi iç siyasete yönelik?” Derim ki soru yanlış. Var da nasıl bu noktaya geldik? Bugün Türkiye’nin dış politikada, jeopolitik sahada içine düştüğü durum, iç politikada yapılan yanlışlardan bağımsız değil ki! İktidar 18 yıldır ülkeyi yönetiyor. Dış dünyadan yalıtılmamızın, Doğu Akdeniz jeopolitiğinden dışlanmamızın, yanı başımıza Amerikan ordusunun yerleşmesinin, bir Amerika’ya bir Rusya’ya selam yollamamızın, büyük güçlerin her fırsatta ülkemize karşı ekonomi kozunu öne çıkarmasının arkasında iktidarın büyük yanlışlarının payı yok mu? Ama ne yapıyor iktidar? Kendi yanlışlarının üstünü örtüyor; sonra bu hataları düzelteceğim diye sefere çıkıyor, bunu da “dışarıdan gelen tehditlere karşı milli önderlik” kılıfıyla sunarak bir milliyetçi cephe seferberliği yaratmaya çalışıyor. İç politika yanlışları giderilmeden, ekonomi dış saldırılara karşı güçlendirilmeden çıkılan “dış” seferlerin bedelini de işçi Ahmet, memur Fatma, iş bulamayan yeni mezun Büşra, emekli İsmet Amca, esnaf Hasan ve elbette Mehmetçik ödüyor. Azap: Kontrolsüz yayılma başladı Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, koronavirüs ile ilgili dikkat çekici uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Alpay Azap, “Olgu sayıları binin altına çok düşmese de virüsün kontrolsüz şekilde yayıldığı dönemi bitirmiştik. Şimdi kontrolsüz bir şekilde yayılmaya başladığını görüyoruz” dedi. Azap, Ankara için “34 haftadır oldukça yoğunuz” açıklamasını yaptı. Yoğun bakımlar hakkında da bilgi veren Azap, “Doluluk oranımız hafta hafta artıyor. Henüz yerimiz var ama açıkçası bu artış bizi endişelendiriyor” dedi. l Haber Merkezi Konya ve Tunceli’de 65 yaş üstü kişilere kısıtlama Koronavirüs vakalarının en çok görüldüğü iller arasında yer alan Konya ve Tunceli’de, İl Hıfzıssıhha Kurulu’nca 65 yaş ve üstü ile kronik hastalığı bulunan yurttaşlar için sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Dün alınan kararla 65 yaş ve üstü ile kronik hastalığı bulunan yurttaşların her gün saat 10.00 ile 20.00 arasında sokağa çıkabilecekleri, diğer saatlerde ise sokağa çıkma kısıtlaması getirilmesine karar verildi. l Haber Merkezi zarar olabilir’ CHP’liMurat Emir’den “yerli test kiti” iddiası: 9 TL’lik kite 60 TL mi verildi? CHPAnkara Milletvekili Murat Emir, yerli Covid19 test kitlerine ilişkin tartışmaların yaşandığı dönemde kitlerin bakanlığa 4 ay arayla 6 kat fiyat farkıyla satıldığını iddia ederek “Sağlık Bakanı, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ihalesiyle alınan kitlerin fiyatını açıklıyor ama mart ayında USHAŞ’tan alınan aynı kitin fiyatından bahsetmiyor. 9 TL’lik kitin 9 dolara yani o dönemki kurla yaklaşık 60 TL’den alındığını duyuyoruz. Bu iddia doğruysa devletin 100 milyon TL’ye yakın zararı olabilir” dedi. ‘Yanıt yok’ Emir, test kitinin alım sürecine yönelik iddiaların halen yanıtsız kaldığını ve bu konuda defalarca soru önergesi vermiş olmasına karşın, bakanlığın ısrarla bu konuda yanıt vermediğine dikkat çekti. Pandemi sürecinin başında Türkiye’nin Çin’den test kiti ithal ettiğini, daha sonra Bioeksen firmasının ürettiği test kitlerinin kullanılmaya başlandığını anımsatan Emir, şunları dile getirdi: 67 KAT FIYAT FARKI Sağlık Bakanı’nın test kitlerinin tanesinin 9.8 TL’den alındığını açıkladığını anımsatan Emir, ancak bunun temmuz ayında 2 milyon kit alımı için yapılan DMO’nun ihale fiyatı olduğuna dikkat çekti. Emir, “Biz de zaten bunu soruyoruz. Temmuz ayında tanesine 9.8 TL verdiğiniz aynı kiti bundan dört ay önce USHAŞ’tan neden çok daha pahalıya aldınız. 9 TL’lik kitin o dönem yaklaşık 9 dolardan yani o günkü kurla 60 TL’den alındığını duyuyoruz. Bu iddia doğruysa 2 milyonun üzerinde kitin yaklaşık 67 katlık bir fiyat farkıyla alınmış olduğu ve devletin burada 100 milyon TL’ye kadar zarara uğramış olabileceği ortaya çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu. “Bioeksen firmasının üretmiş olduğu Biospeedy Covid19 PCR tanı kiti, USHAŞ aracılığıyla Sağlık Bakanlığı’na satılmış ancak o dönem kitin kaç paradan alındığı açıklanmamıştı. Biz de neden tek bir firmada ısrar edildiğini, USHAŞ’ın Bioeksen’den kitin tanesini kaç paraya aldığını ve bakanlığa kaç paraya sattığını sormuştuk.” l ANKARA ‘AKP’LILERE HER HAFTA COVID19 TESTI’ AKP Genel Merkezi’nin partililere her hafta koronavirüs testi yaptırma talimatı verdiği ve bunu zorunlu kıldığı iddia edildi. Burdur Belediyesi CHP’li meclis üyesi Nihat Ülkü, AKP İl Genel Meclisi Başkanı Murat Akbıyık’ın yapılan bir toplantıya geç kaldığı sırada bu uygulamayı itiraf ettiğini söyledi. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in de bulunduğu toplantıda AKP’li Akbıyık’ın, Ercengiz’in “Geçmiş olsun, bir belirti mi var” sorusuna “AK Parti Genel Merkezi’nin talimatıyla AK Partililer her hafta Covid19 testi yapmak zorunda” cevabını verdiği iddia edildi. Yol TV’ye konuşan Nihat Ül kü “Rutin bir kontrol denildi, bizler şaşırdık. ‘Sizinki can da bizimki patlıcan mı?’ diye sorduk, gülüştüler” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın günlük olarak açıkladığı test sayısının AKP’liler için sağlandığı iddia edilen bu “zorunlu testleri” de kapsayıp kapsamadığı merak konusu oldu. l Haber Merkezi Pandemi hastaneleri yeniden açılmalı Dr.Demir ve Dr. Kılıç: Eğer pandemi SIBEL BAHÇETEPE döneminde kamu özelüniversite tüm hastanelerin içine düştükleri finansal zorluklar çözülmez ise sadece yoğun bakımlar değil, tüm servislerde sorun yaşanacağı aşikârdır. Türkiye’de 24 bin 965’i erişkin olmak üzere 18 AĞUSTOS SALI toplam 39 bin 279 yoğun bakım yatağı bulunuyor. 82 BIN 318 20 Yoğun bakım yataklarının yüzde 42.9’u Sağlık Bakanlığı, yüzde 41.3’ü özel 1263 942 hastaneler, yüzde 15.6’sı üniversite hastanelerinde yer alıyor. Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, bi 5 MILYON 882 BIN 406 6016 251 BIN 805 703 limsel gerekçelere dayan dırılamayan erken açılma kararları nedeniyle özel %7.5 232 BIN 913 likle 1 Haziran sonrasın da hem olgu sayılarında hem de yoğun bakımda tedavi gören, solunum desteğine gereksinim duyan hasta sayılarında artışın yaşandığını anımsatarak “Nitelikli, kamusal kaynaklı sağlık hizmet sunumuna her zamankinden daha fazla gereksinim duyulacaktır. İhtiyaç duyulan illerde pandemi hastaneleri tekrar faaliyete geçmeli ve özelkamuüniversite tüm yoğun bakım servislerinde Sağlık Bakanlığı koordinasyonu ile hizmet sunumu yapılmalıdır. Eğer pandemi döneminde kamuözelüniversite tüm hastanelerin içine düştükleri finansal zorluklar çözülmez ise sadece yo ğun bakımlar değil tüm servislerde sorun yaşanacağı aşikârdır” dedi. ‘Akılcı kullanılmıyor’ Sağlık Bakanı’nın, koronavirüs tablosunda yaptığı değişiklik ile yoğun bakım ve entübe hasta sayısını tablodan kaldırdığını ancak bunun bazı illerde hastalara yoğun bakım servislerinde yatak bulunmaması sorununu ortadan kaldırmadığını belirten Demir ve Kılıç “Bugün birçok ilde yoğun bakım servislerinde boş yatak bulunamamasının temel nedenleri arasında hastane işletmelerinin yoğun bakım yataklarını en çok para kazandıran hizmet olarak görmesi, yoğun bakım servislerine endikasyonsuz hasta yatışları ve yoğun bakım yataklarının akılcı kullanılmaması, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 29 Haziran 2020 tarihinden itibaren özel hastanelere Covid19 tedavisi gören hastalar için yoğun bakım pandemi bakım ücreti ödemesini iptal etmesi yer almaktadır” değerlendirmesini yaptı. Demir ve Kılıç, “Özelkamuüniversite tüm yoğun bakım servislerinde Sağlık Bakanlığı koordinasyonu ile hizmet sunumu yapılmalıdır” dedi. KORONA AMA HÂLÂ SOKAKTA Sivas’ta polisin rutin denetim sırasında durdurduğu kişinin sistem kayıtlarında koronavirüs testinin po zitif olduğu görüldü. Caddede önlem alan ve çevredekileri uyaran polis, hastayı hastaneye sevk etti. Mahalleli olayı balkonlardan izledi. ‘TOPLU TAŞIMA EN ÖNEMLI BULAŞMA YERI’ Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs salgını ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Toplu taşıma araçlarındaki kalabalıklaşma ve sosyal mesafenin bozulması dolayısıyla mesailerin kademelendirilmesine de değinen Ceyhan, “Bulaşların nasıl olduğuna bakmak lazım. En önemli kaynaklardan birisi toplu taşıma araçları. Oradaki kalabalıklaşma, sosyal mesafenin bozulması orada ciddi bir virüs bulaşına neden oluyor. Bunun çaresi mesaileri kademelendirmek. İnsanların hepsinin aynı anda mesaiye gidip aynı anda eve dönmemesi gerek” ifadelerini kullandı. Virüsün yayılmasında dördüncü problemin belirtisiz olup virüslü olan kişilerin hesaba katılmaması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “83 milyonu tarayıp bunları bulmak mümkün değil; ancak belli meslek grupları var ki bunlarda virüs var sa çok sayıda insanla temas ettikleri için daha çok risk taşıyorlar. Sağlık personeli ilk sırada, hizmet sektörü, gişe memurları, danışma memurları, şoförler, garsonlar, uçaklardaki kabin görevlileri gibi görevlerde çalışan insanlara aralıklı tarama testi yapmalıyız” diye konuştu. l DHA Önkibar Önkibar: Durumum iyi değil Gazeteci Sabahattin Önkibar koronavirüse yakalandı. Gazeteci Sabahattin Önkibar, koronavirüse yakalandı. Önkibar, sağlık durumunun kötü olduğunu söyledi. Önkibar, paylaşımında, “Coronaya yakalandım. Durumum kritik, telefonla aramayın, açacak halde değilim. Hepinizden dua bekliyorum” ifadelerini kullandı. Önkibar’a sosyal medya üzerinden birçok geçmiş olsun mesajı da geldi. l Haber Merkezi Yücel Başkanlar virüse yakalandı Antalya’nın Alanya Belediye Başkanı MHP’li Adem Murat Yücel, dün sosyal medyadan koronavirüs pozitif çıktığını duyurdu. Antalya Büyük şehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de koronavirüse yakalanmıştı. Yücel’in babası Mehmet Yücel’in de önce ki gün testi pozitif çıkmıştı. Osmaniye’nin CHP’li Düziçi ilçesi Belediye Başka nı Dr. Alper Öner, babası İsmail Hakkı Öner ile birlikte dün testlerinin pozitif çıktığını duyurdu. Başkan Öner’in yaptığı açıklamada, “Hemşehrilerimi sosyal mesafeye, maske kullanımına, hijyen kurallarına uymaya ve mümkün olduğunca evde kalma ya davet ediyorum” dedi. Elazığ’ın Keban ilçesi bağımsız belediye başkanı Fethiye Atlı’nın da korona testi pozitif çıktı. Atlı, evinde 23 gün karantinada ola cağını duyurdu. l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear