14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 17 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ HABER ABD başkan adayı Joe Biden’ın, Erdoğan’a yönelik sözleri 8 ay sonra gündeme geldi Biden’a tepki yağdı ABD’de Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden’ın, 8 ay önceki bir röportajda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin, “Onu darbeyle değil seçimle devireceğim” sözlerine iktidar ve muhalefet temsilcilerinden tepkiler yağdı. ABD’de Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden’ın, 8 ay önceki bir röportajında Erdoğan’a ilişkin kullandığı, “Onu darbeyle değil seçimle devireceğim. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım” sözleri yeniden gündeme geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, sosyal medya hesabından İngilizce yaptığı paylaşımda, “Biden’ın Türkiye analizi katıksız cehalet, kibir ve ikiyüzlülüğe dayanıyor. Türkiye’ye emir verme günleri geride kaldı ama hâlâ bunu deneyebileceğinizi düşünüyorsanız, buyurun. Bedelini ödersiniz” dedi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise 12 Eylül darbesine gönderme yaparak, “Biden’lar ‘our boys’ dedikleriyle hiç seçim kazanamamıştır; sadece darbe yaptırmıştır. Bu millet onların ‘our boys’ dediklerine de en son 15 Temmuz’da gereken cevabı vermiştir, icabı halinde tekrar hak ettikleri cevabı verir” dedi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve Adalet Bakanı TBMM Başkanı Şentop “Biden’lar ‘our boys’ dedikleriyle hiç seçim kazanamamıştır; sadece darbe yaptırmıştır” dedi. Bahçeli ise muhalefetin tepkisini yetersiz buldu. Davutoğlu, konuşmanın 8 ay sonra gündeme getirildiğine dikkat çekti, iktidara yüklendi. Abdulhamit Gül de Biden’a tepki gösterdi. Muharrem İnce ise sosyal medya hesabından, İngilizce ve Türkçe, “Atatürk’ün de söylediği gibi bağımsızlık karakterimizdir! Türkiye’de hükümet değiştirmek sizin işiniz değil, milletin işi” mesajını paylaştı. Bahçeli: Düşmanlık MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yaptığı yazılı açıklamada, “bugüne kadar darbelerin, krizlerin ve terör eylemlerinin gerisinde kimlerin olduğunun tescillendiğini” söyledi. Bahçeli, “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı devirmeyi hedeflemesi, bunu darbeyle değil de muhalefeti destekleyip, seçim yoluyla yapılması gerektiğine vurgu yapması alçak bir plandır. Türkiye’nin ne kadar büyük ve derin bir beka sorununa maruz kaldığı iyice netleşmiştir. Dış mihrak tanımlamasının hayali değil hakiki ve sahici bir tespit olduğu somut şekilde tevsik ve teyit edilmiştir. Muhalefete açık destek vermekten bahseden Biden’nin kimler le, hangi zeminlerde kapalı devre irtibat ve ilişki halinde olduğu geldiğimiz bu aşamada gün yüzüne çıkarılmalıdır. Biden ve içimizdeki ortaklarıyla bağlantıları mutlak sürette tartışılmalı, vatan hainleri deşifre edilmelidir. Muhalefet partilerinin eften püften tepkileri, yasak savan açıklamaları, kuşkulu, kuruntulu ve karışık değerlendirmeleri tehdidin büyüklüğü göz önüne alındığında yetersiz niteliktedir” dedi. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun, Biden’ın aday olmadan önce yaptığı konuşmanın zamanlamasını sorgulamasını “kötü niyet” olarak nitelendirdi. Bahçeli, “Kürt kökenli kardeşlerimizin de ABD’nin tuzak ve tahriklerine asla itibar etmeyecekleri tartışmasız inancımızdır” ifadelerini kullandı. ‘İktidar bayram ediyor’ Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Joe Biden’a yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunarak, “Cumhurbaşkanı, Trump’ın mektubunda olduğu gibi sessiz kalmamalı ve en sert tepkiyi açıkça vermelidir. Bunun yanı sıra bütün partiler ortak bir açıklama yapmalı ve demokrasimize sahip çıkmalıdırlar” dedi. Gelecek Partisi İstanbul İl Başkanlığı 1. Olağan İl Kongresi’nde konuşan Davutoğlu, “ABD eski başkan yardımcısı, şimdi de başkan adayı Joe Biden’ın, sekiz ay önce söylediği, ne hikmetse dün (önceki gün) birden keşfedilen sözlerini duydunuz değil mi? Onca yıl en üst düzey görevler yaptı, yıllarca Türkiye’ye defalarca geldi gitti, Türkiye’ye dair analiz düzeyine bakar mısınız? Biden’ın aptalca yorumlarını Türkiye’de bir Allah’ın kulu ciddiye almaz. İşte muhalefeti dünden beri duydunuz, herkes bu deli saçması yorumları kınadı. Amerikalılar kendi dertlerine düşsünler, ellerini sürdükleri her şeyi berbat etmekte mahirler. Biden da bu kafayla nasıl başkan olacağının derdine düşsün. Ona Türkiye’den ekmek çıkmaz. İktidar bu türden açıklamaları çok seviyor. Neredeyse bayram ediyorlar. Adam Türkiye’yi tehdit ediyor Türkiye’yi. Bu açıklamayı tam sekiz ay önce yapmış; bugüne kadar neredeydiniz, niye görmediniz, nasıl görmezden geldiniz?” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Avukatların, kaba davranan polisler için başvurdukları Ombudsman’dan İçişleri’ne uyarı geldi: Polis, nezaket ilkesine uymalı TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık), Ankara’da bir eylemde gö zaltına alınan müvekkiliyle emniyette gö rüşmesi geciktirilen avukatın başvurusun da, İçişleri Bakanlığı’na tavsiyede bulunul masına karar verdi. Kamu Başdenetçisi Şe ref Malkoç’un imzasını taşı yan kararda, soruşturma aşa masında, “adli kolluk görevli lerinin, müdafinin varlığını öğ ALICAN ULUDAĞ rendiği ve herhangi bir güvenlik zafiyeti teşkil etmeyecek her halde, şüpheliden gerekli te yidi alarak, müdafinin soruşturmanın her aşamasında yer almasını ve müvekkilleriy le görüşmesini sağlamak amacıyla gerek li dikkat ve özeni göstererek, mevzuata uy gun hareket etmesi gerektiğine” işaret etti. Kararda, polise, “nezaket ilkelerine uygun davranma” uyarısında da bulunuldu. Avukat Deniz Can Aydın, 3 Şubat’ta Kızılay’da yapılan bir eylemde gözaltına alınan 19 kişiyle görüşmek üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne gitti. Ancak polisler, gözaltındakilerin üst ara masının yapıldığını belirterek, görüşmeye izin vermedi. Avukat Aydın ise yasa gereği üst ara ması sırasında da müvekkillerinin yanında bu lunabileceklerini kaydetti. Ancak görüşme, sa atler sonra gerçekleşti. “Bekletildikleri süre boyunca kolluk personeli tarafından kendi lerine karşı kaba tutum ve davranış sergi lendiğini ve sandalye dahi olmayan bir yer de ayakta bekletildiklerini, bunların yanın da rızaları dışında bu sürecin kolluk perso neli tarafından kamera ile kayıt altına alın dığını” belirten Aydın, daha sonra Kamu De netçiliği Kurumu’na başvurdu. Konuyu ince leyen ve tarafları dinleyen Kamu Başdenet çisi Şeref Malkoç, başvuruyu kabul ederek, İçişleri Bakanlığı’na “tavsiyede bulunulma sına” karar verdi. Tavsiye kararları şöyle: ‘Uygun hareket edin’ n Soruşturmaya ilişkin işlemleri cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda yürütmekle görevli olan adli kolluk görevlilerinin, yetkilerini kullanırken tabi olduğu mevzuata uygun hareket ederek, görevin gerektirdiği soğukkanlılık ve nezaket ilkeleri çerçevesinde davranmasının önem arz ettiği, bir kamu görevlisinden beklenen özen ve nezakette olması gerektiği değerlendirildiğinden, kolluk görevlilerine görevlerinin gerektirdiği davranış ilkelerinin hatırlatılması. n Savunma makamının temsilcisi olan avukatların görevlerini yerine getirirken gerekli imkân ve kolaylığın sağlanması adına kendilerine bekleyebilecekleri uygun bir yerin gösterilmesi ve bu konuda gerekli tedbirlerin alınması. n Başvuran ve çalışma arkadaşının içinde bulunduğu sürece ilişkin kamera kayıtlarının kişisel verilerin korunması mevzuatı çerçevesinde amacına uygun olarak kullanılması. Anayasanın 36. maddesindeki “savunma hakkına” da işaret edilen kararda, “Savunma hakkı, temel insan hakları arasında yer alan hak arama özgürlüğünün etkin bir şekilde kullanılması için vazgeçilmez olup, adil yargılanma hakkının olmazsa olmaz unsurlarından biridir. Savunma hakkının hukuka aykırı bir şekilde kısıtlanması durumunda ise adil yargılanma hakkının ihlali söz konusu olacaktır” denildi. l ANKARA Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayder Yaylası’nda incelemelerde bulundu, kaçak yapıların yıkılacağını söyledi. GÜNEYSU’DA YURTTAŞ ERDOĞAN’A SESLENDİ: Üç istedin yaptım, bana yardım et Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün 3 günlük Rize programının son gününde Çamlıhemşin ilçesinin Ayder Yaylası’na çıktı. Burada incelemelerde bulunan Erdoğan, yayladaki kaçak yapıların yıkılacağını söyledi. Ayder Yaylası’nda gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Yeni Ayder bizim için özellikle turizmde çok ciddi bir çekim alanı olacak. Kayak turizmiyle ilgili de çalışmalar devam ediyor ve bütün bunlarla beraber bir kolektif anlayışı kılacağız. Uzungöl de özellikle Trabzon bölge sinde ciddi bir çekim alanımız, orada da şu anda çalışmalar başladı, devam ediyor” dedi. Yaylalarda bulunan kaçak yapılaşmalara ilişkin Erdoğan, “Bu kaçak yapıların ötesinde tamamiyle işgal. Kimse kusura bakmasın bunların yıkımı muhakkak olacak. Bu yıkımlarla beraber kimseyi mağdur etmeden buralardaki hak sahiplerine bu inşaatların yapımı ile birlikte konutsa konut, mağaza ise mağaza ne ise bunların haklarını da teslim etmekte hiçbir zaman tereddüdümüz olmayacak” diye konuştu. Erdo ğan, Türkiye’nin deniz dolgusuna inşa edilecek ikinci havalimanı olan RizeArtvin Havalimanı’ndaki çalışmaları da denetledi. Bu arada, Güneysu ilçesinde toplanan yurttaşlarla selamlaşan Erdoğan’a bir kadın, “Oğlumun ismini Tayyip verdim. Üç tane istedin, üç tane yaptım. Eşim felç geçirdi ne olur bana yardım et” diye seslendi. Erdoğan, sabahın erken saatlerinden beri alanda olduğunu ifade eden kadına selam vererek kendisini bekleyen otobüse bindi. l İç Politika EYLEM HAZIRLIĞINDAKI PKK’YE OPERASYON Murat Kalko etkisiz hale getirildi Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), terör örgütü PKK’nin silahlı eylemlere başlamasının yıldönümü 15 Ağustos’ta sansasyonel eylem hazırlığı içinde olan örgüt üyelerini etkisiz hale getirdi. Etkisiz hale getirilenler arasında kırmızı kategoride aranan PKK’nin sözde Hakurk Eyalet sorumlusu “Agit Garzan” kod adlı Murat Kalko da yer aldı. MİT sahadan yürüttüğü yerel istihbari çalışmalarda, “15 Ağustos’un yıldönümünde 3 farklı PKK hücresinin Türkiye’de sansasyonel eylemler planladığı” bilgisini aldı. Sözde PKK Başkanlık Konseyi üyesi ve örgütün Silahlı Kanat Sorumlusu Murat Karayılan’ın bizzat eylem talimatı verdiği örgütün kritik yapılan Murat Kalko malarına mensup teröristler, sahadaki MİT ajanlarının yakın takibine alındı. Düzenlenen operasyonla Murat Kalko etkisiz hale getirildi. Kalko’nun örgüte 1993’te katıldığı ve pek çok silahlı saldırı ile öldürme olayının faili olduğu gerekçesiyle Terörden Arananlar Listesi’nde “kırmızı” kategoride yer aldığı belirtil di. Kalko’nun ayrıca Karayılan’ın güvendiği üst düzey bir kadro olduğu ve özellikle Hakurk sorumluluğuna getirildiği öğrenildi. Öte yandan 2 farklı operasyonda, üst düzey 6 “PKK özel güç ve istihbarat mensubu” daha etkisiz hale getirildi. MSB’den yapılan açıklamada ise “Zeytin Dalı bölgesinde 8 PKK/YPG’li terörist daha hain planlarını gerçekleştiremeden gözaltına alındı” denildi. Şırnak’ta ise 5 terör örgütü mensubunun güvenlik güçlerine teslim olduğu, bu kişilerin Suriye ve Irak’ta faaliyet gösterdiklerinin belirlendiği bildirildi. 1 Ocak’tan itibaren ikna yoluyla teslim olan terörist sayısının 136’ya yükseldiği belirtildi. Liderbaşkan yönetici... Aslında üç ayrı niteliktir, çoğu kez karıştırılır. Lider; öncüdür, kurtarıcıdır, kurucudur. Yaratıcı zekâdır, idealleri vardır, heyecan yaratır, kitleyi sürükler. Başkan, seçilmiştir. Seçenlere sorumludur. Konumunu kabul ettirmek, uğraşısının odağıdır. Önünü ardını hesap ederek çalışır. Yönetici, işini en iyi biçimde yürütmeye çalışır. İşini planlayıp programlamak yükümlü olduğu konudur. Uygulayıcı zekâsıyla yaptığı işi başarmak çalışma amacıdır. İnsanın zekâ tipi, iradesini kullanma gücü, yetişme tarzı, içinde olduğu koşullar, onu, bu özelliklerden birine yerleştirir. Çok ender olarak bu üç özellik aynı kişide birleşir. O zaman da kaçınılmaz olarak o kişi tarihin altın sayfalarında yer alan bir örnek olur. Örnekler mi? Atatürk ve İnönü... Bizim için en yakın örnek Atatürk ve İsmet İnönü’dür. Atatürk, eşi olmayan bir liderdir. Öncüdür, kurtarıcıdır, kurucudur. İsmet İnönü, tam bir yöneticidir. Planlar, program yapar, uygular, sonuçlarını değerlendirir. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü çok akıllı bir kombinasyondur. Atatürk projeler yapmış, İsmet Paşa tam bir kurmay titizliği ile uygulamaya koymuştur. Atatürk her zaman İsmet İnönü’nün eleştirilerini dinlemiş, uygulamalarını kabul etmiştir. Bu iki büyük kişiliğin birlikte çalışması rastlantı değil, dâhiyane bir seçimdir. Bu seçimin büyük payı da Atatürk’ündür. Seçmiş, güvenmiş, desteklemiştir. Atatürk’ün aramızdan ayrılışından sonra İsmet İnönü’nün duraksaması normaldir. Çünkü “o”, bir lider değildir, yöneticidir. Siyasal tarihimiz bu açıdan incelendiğinde ilginç örnekler bulunur. Bülent Ecevit lider özellikleri taşır. Yenilikçidir, projeleri vardır, kitleye ulaşır, heyecan yaratır. Bu özellikleriyle de kazanmıştır. Süleyman Demirel lider özellikleri taşır. Birçok etkeni buluşturup Adalet Partisi’nin başkanlığına gelmiş, yönetici özellikleriyle de iktidarını sürdürmüştür. Karşısına çıkan Sadettin Bilgiç’in hiç şansı olmamıştır. Recep Tayyip Erdoğan lider özelliklerine sahiptir. Bu özellikleriyle başkan seçilmiştir. Ancak duygularını kontrol etmekte zorlandığı için yöneticilik yanı güçlü değildir. Hem bu nedenle hem de önyargıları nedeniyle yönetici kadrolarında sık değişiklik yapmaktadır. Liyakat yerine sadakati öncelemesi de başarısını engellemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk gibi eşsiz bir lider tarafından kurulmuştur. Ancak, Atatürk ve Bülent Ecevit dışında bir lidere kavuşamamıştır. Deniz Baykal, içinde tutamadığı hırsıyla, aşamadığı klikçiliği ile partisine liderlik yapamamıştır. Kemal Kılıçdaroğlu lider değil, yöneticidir. Doğru sözler söyleyen, içtenlikli, politikanın elverdiği ölçüde çalkantıya yer vermeyen yönetimiyle başkanlığını sürdürmektedir. Ancak kitlede heyecan yaratmamakta, buna da gönüllü olmamaktadır. Muharrem İnce de bu nedenle ısrarla başkanlığa talip olmaktadır. Ama neden olamadığını, neden başaramadığını Muharrem İnce’nin daha iyi analiz etmesi gerekiyor. Son çıkışında M. İnce partisine karşı çıkarak, eksen sapmasına karşı bir hareket başlattı: 1000 Günde Memleket Hareketi. Muharrem İnce liderlik özellikleri taşımaktadır ancak bunları nasıl kullandığı tartışmalıdır. İnce, güzel konuşur, kitleye heyecan verir, coşkuludur amma öfkesini kontrolde zorlanmaktadır, amaç seçimi çıkışını zayıflatmaktadır. Muharrem İnce’nin “hareketi”, onu Cumhurbaşkanı adaylığına taşımak üzerine kurulmaktadır. Bu kurgu, “4 Eylül’de Sivas’ta” adımını zedelemektedir. Çünkü Atatürk’ün Sivas Kongresi bir kişinin bir yere gelmesi için değil, vatanın kurtuluşu için yapılmıştır. Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı adaylığını nereden beklemektedir? Şiddetle haksızca eleştirdiği CHP, herhalde onu aday göstermeyecektir. CHP’ye yaptığı haksızlık, Cumhurbaşkanı seçiminde aldığı yüzde 31 oyu “kendisinin aldığı”, partisinin onu desteklemediği, hatta kazanmaması için çalıştığı savıdır. O seçimde aldığı oy, kendisinin değil, CHPİYİ Parti ve HDP ile desteklenen bir ittifakın oyudur. CHP örgütleri her yerde kendisi için çalışmıştır. Ben, CHP muhalefetini eleştiren birisi olarak Muharrem İnce’nin çıkışını olumlu bulamıyorum. Bir hareket, haklı görünen nedenlere dayansa da sonuçta kimin işine yaradığına bakılır. Bu hareket kimin işine yarıyor Muharrem İnce? İşte, lider olmakla lider görünmenin farkı buradadır. Liderlik başkadır, başkanlık başkadır, yöneticilik başkadır. Önemli olansa bunları görebilmek...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear