25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET 5 4 MAYIS 2020 PAZARTESİ OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı birinci sayfada İnsanlık tarihi gösteriyor ki otoriter leşmeye gidiş, siyasi iktidarlar için hiçbir zaman yararlı sonuçlar getirmez. Çoğu zaman siyasi liderleri halktan uzaklaştıran önlemler almaya, onun yanında çalışan ancak yasal sorumluluğu olmayan danışmanlar yönlendirirler. Bu, tarih boyunca böyle olmuştur. Kimi zaman kimi danışmanlar kendilerini o derece önemserler ki şişen egoları ile siyasi liderlere hatalar yaptırırlar. Halktan kopmalara neden olurlar. Gereksiz yere basın özgürlüğünün zedelenmesine ortam hazırlarlar, danışmanlık yaptıkları liderin, tüm dünyada eleştiri oklarına hedef olmasına neden olurlar… Öngörülü olan siyasi lider, “evet efendimci” ya da “yasaklar öneren” danışmanlar yerine özgürlüklere ve demokrasi ilkelerine saygılı danışmanlarla çalışır. Böylece, kamuoyunda daha az eleştiri alırlar, halkın desteğini toplarlar… 250 yıllık demokrasi tarihi böyle gösteriyor… Ölüm orucundaki Ebru Timtik’in teyzesinden Adalet Bakanı Gül’e mektup: Neden duymuyorsunuz Cezaevinde 3 Şubat’ta başlattıkları açlık grevini, 5 Nisan’da ölüm orucuna çeviren avukat Ebru Timtik’in teyzesi Sultan Kaya, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e mektup yazdı. Sultan Kaya, mektupta, yeğeni Ebru Timtik ve avukat Aytaç Ünsal’ın ölüm orucunda oldukları nı belirterek, “Çocuklarımız kat istemiyor, yat istemiyor sadece adalet istiyor; adil yargılanmak istiyor” dedi. Kaya, şunları kaydetti: “Yalancı, bir iftiracı yüzünden halkın avukatları toplam 159 yıl ceza aldı. Halkın avukatları sadece kendi işlerini yaptıkları için yaklaşık 3 yıldır ce zaevinde. Bir doktorun önüne hangi hastası gelirse bakmaz mı? Avukatlık da böyle bir şey. Soma işçilerini savundukları için, işten atılan insanları savundukları için, haksızlığa uğrayan herkesi savundukları için suçlu mu oluyorlar? Size ve vicdanınıza sesleniyorum, çocukla rımız adalet için ölüm orucundalar. Çocuklarımız ölmek istemiyor açlığı ile sesini duyurmaya çalışıyor. Neden duymuyorsunuz çocuklarımızın sesini? Biraz empati kurabilirseniz bizim neler çektiğimizi, çektiğimiz acıları anlarsınız.” l ANKARA / Cumhuriyet Mahkeme ihraç edilen danışmanın ‘PKK, FETÖ, DHKP/C ve MKP’ üyeliği tutarsızlığına dikkat çekti ADALET: 4 ÖRGÜT OLMAZ ALİCAN ULUDAĞ Ankara 19. İdare Mahkemesi; Türkiye İş Kurumu’nda çalışırken 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ihraç edilen Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi Volkan Ayhan’ın, “isimsiz ve imzasız ihbar mektuplarıyla PKK, FETÖ, DHKP/C ve MKP terör örgütleriyle irtibatlı gösterilerek işe iade edilmemesiyle” ilgili yaptığı başvuruyu karara bağladı. OHAL İnceleme Komisyonu işleminin iptaline ve Ayhan’ın kamudaki işine iadesine karar veren mahkeme, gerekçesinde, “davacının terör örgütleri ile irtibatını veya iltisakını gösterir somut herhangi bir veriye rastlanılmadığını, dosyadaki bilgilerin tutarsız olduğunu” bildirdi. Türkiye İş Kurumu’nda İş ve Meslek Danışmanı olarak görev yapan Volkan Ayhan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla meslekten ihraç edildi. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, “isimsiz ve imzasız yapılan PKK yandaşıdır” şeklindeki ihbar üzerine, Ayhan hakkında, “FETÖ üyesi olmak” suçundan soruşturma başlattı. 5 Eylül 2017’de tamamlanan soruşturmada, kamu davası açılmasına yeterli şüphe oluşturacak nitelikte delil elde edilmediği gerekçesiyle “takipsizlik” kararı verildi. Örgüt sayısı arttı Ayhan, bu süreçte OHAL Komisyonu’na başvurarak, işe iadesini istedi. Ancak OHAL İnceleme Komisyonu, 13 Haziran 2018’de, Ayhan’ın başvurusunu reddetti. Kararda, “davacının DHKP/CHÖC içerisinde faaliyet gösterdiği, MKP ve PKK terör örgütleri sempatizanı olduğu, eylem ve etkinliklerine katıldığı” öne sürüldü. İhbar mektupları gerekçe gösterildi. Ayhan adına BES, avukat Duygu Demirel aracılığıyla OHAL Komisyonu’nun kararının iptali istemiyle dava açtı. Ankara 19. İdare Mahkemesi, komisyonun ret işleminin iptaline karar vererek, Volkan’ın işe iadesine hükmetti. Kararda, “işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük ve parasal hakların hakediş tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi” istendi. Kararın gerekçesinde de “Ayhan’ın ihbar mektupları üzerinden PKK, FETÖ, DHKP/C, MKP ve diğer sol terör örgütleri ile suçlandığı” belirtilerek, “davacı hakkındaki ihbar dilekçeleri ile hakkındaki soruşturma dosyası ve komisyon kararı arasında bir tutarsızlık olduğu” ifade edildi. l ANKARA KOCAELİ BAŞİSKELE BELEDİYESİ AKP’li belediyeye lüks otomobil bağışı AKP’li Kocaeli Başiskele Belediyesi’ne bazı özel firmalar, 371 bin lira değerinde olan lüks marka ciplerin de bulunduğu 11 adet lüks taşıtı belediyeye bağışladı. Sözcü’nün haberine göre; 1 milyon 288 bin TL değerinde olan araçların yanı sıra belediye, 338 bin 557 TL değerinde 6 adet de makam aracı satın aldı. Sayıştay, raporunda “Satın alma veya bağış yoluyla taşıt edinilmesinde belediye meclis kararı alınması gerekir. Hibe dahil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek taşıt alınamaz” denildi. Bağışlanan araçların arasında lüks cipler de bulunuyor. l İç Politika İMAMOĞLU, İNCELEMELERDE BULUNDU Ekrem İmamoğlu Hayatı en çok değiştirecek şey kreşler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ile ilçede son aşamalarına gelinen Cemevi ve Yaşam Bahçesi ile yapımı tamamlanan “Yuvamız İstanbul” kreşinde incelemelerde bulundu. İmamoğlu ve Çalık’a CHP İstanbul Milletvekilleri Turan Aydoğan ve Özgür Karabat da eşlik etti. “Yuvamız İs tanbul” projesi kapsamında yapılan kreşe ilişkin İmamoğlu, “Şu kreş meselesi, bu şehrin ve bu ülkenin çocuklarının hayatını en fazla değiştirecek olan şey. Bu yatırım, ümit ediyorum ki, İstanbul’a ve ülkemize belki de en büyük katkıyı sunacak proje. Onun için tüm samimiyetimle ifade ediyorum, benim adıma en önemli proje” dedi. Yapımında son aşamala ra gelinen Beylikdüzü Cemevi ve Kültür Evi’ni de gezen İmamoğlu, “İnanç tevazusunu taşıyan ama bütün eksiklerini de çözmüş makul bir alana yayılan, doğayla iç içe bir cemevi yansıması” diye konuştu. Kısa sürede hayata geçirilmesi beklenen Yaşam Bahçesi’ni de ziyaret eden İmamoğlu’na, alanla ilgili Çalık bilgi verdi. l İç Politika FİNLANDİYA DÖNÜŞÜ, KYK YURDUNDA KALAN ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ Karantinada tacize uğradı Finlandiya’dan dönüşte Bursa’daki KYK yurdunda karantinaya alınan ODTÜ Araştırma Görevlisi olan Ayşegül Aksoy, karşı odasında karantinada olan bir erkeğin tacizine uğradı. İddiaya göre Aksoy, yaşadıklarını polislere anlattı. Ancak binaya girmek istemeyen polislerin telefonla aradıkları Aksoy’a, “Şikâyetinizi almayıp, odanızı mı değiştirsek” teklifinde bulundukları iddia edildi. ODTÜ Beden Eğitimi ve Spor Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olan Aksoy, 12 Mart’ta ders vermek için git tiği Finlandiya’dan 24 Nisan’da geri döndü. Bursa’daki Emirsultan Erkek Öğrenci Yurdu’nda karantinaya alınan Aksoy, bulunduğu odanın karşısında kalan bir erkeğin tacizine uğradığını söyledi. Durumu yurt sorumlularına aktardığını belirten Aksoy, “Şikâyetimi polise de yapmak istedim. Polis binaların içerisine girmek istemedi. Yurt personeli durumu polise iletti. Beni telefonla bir polis aradı. Şikâyetinizi almayıp ‘odanızı mı değiştirsek’ teklifinde bulundu. Israr etmem üzerine tutanak tutuldu” dedi. Polis tutanağında Aksoy’un şikâyetinin karantina süreci bittikten sonra alınacağı ifade edildi. Tutanakta, “Günün nöbetçisi savcısından müracaatçının şikâyetini karantina süresi bitiminde kolluk birimlerine veya cumhuriyet başsavcılığına yapabileceği konusunda bilgilendirilmesi konusunda talimat alındığı tarafımızdan söylenmesi üzerine Ayşegül Aksoy tekrar aranarak konu ile ilgili şikâyetini karantina süresi bitiminde yapabileceği bilgilendirilmiştir” ifadelerine yer verildi. Aksoy’u taciz eden şahsın ise odası değiştirildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Dilmener ve Döngeloğlu tedavi görüyordu ‘YOKSUL DOKTORU’ YAŞAMINI YITIRDI İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin duayen öğ retim üyelerinden Prof. Dr. Murat Dilmener (78) koronavirüsten hayatını kaybetti. Yaklaşık bir aydır yo ğun bakımda tedavi gören Prof. Dr. Dilmener’in ölü Dilmener münü, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Bir değer li hocamızı daha koronavirüs infeksiyonu nedeni ile kaybettik” ifadeleriyle duyurdu. Prof. Dr. Murat Dilmener, yoksul hasta ları ücretsiz tedavi ettiği için kamuoyunda “Yoksul doktoru” olarak biliniyordu. İlahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu da (52), salgın nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. İftar ve sahur programlarıyla tanınan ilahiyatDöngeloğlu çı Döngeloğlu’nun ölüm haberini ilahiyatçı Mustafa Karataş sosyal medya hesabından duyurdu. Döngeloğlu’nun naaşı dün Edirnekapı 15 Temmuz Şehitliği’nde defnedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Döngeloğlu’nun vefatı nedeniyle oğlu Muhammed Döngeloğlu ile telefonda görüşerek taziyelerini iletti. Girişçıkış yasağına bir günlük uzatma İçişleri Bakanlığı, 31 ilde 18 Nisan’dan itibaren uygulanan şehir girişçıkış kısıtlaması tedbirini, bugün saat 24.00’e kadar uzattı. Cumhurbaşkanı başkanlığında bugün yapılacak kabine toplantısının ardından tedbirin kapsamı da belli olacak. Bakanlık ayrıca, 247 yerleşim yerinde karantinanın kaldırıldığını, 133 yerleşim yerinde ise sürdüğünü duyurdu. l ANKARA ‘İyileşen sayısı ilk kez hastaları geçti’ Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs verilerine ilişkin Twitter hesabından açıklama yaptı. Koca “11 Mart’tan bu yana ilk kez bugün (dün) iyileşen hasta sayımız mevcut koronavirüs hasta sayımızı geçti. Tedbirlere uyuldukça sonuç çok daha iyi olacak” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet ER UĞUR KANTAR’IN ÖLÜMÜ İşkenceden ölüme 9 yıl sonra dava ALİCAN ULUDAĞ KKTC’de askerlik görevini yaptığı sırada “disko” diye nitelendirilen disiplin koğuşunda gördüğü işkence sonucu yaşamını yitiren er Uğur Kantar’ın ölümüne ilişkin savcılık, iki sanık hakkında, “işkence sonucu ölüme neden olma” suçundan dava açtı. Bu iddianame, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence” suçundan süren ana dava dosyası ile birleştirildi. Bu arada savcılığın talebi üzerine tutuksuz sanıklardan Fırat Keser, İstanbul’da yakalanarak, tutuklandı. Diğer sanık hakkında yakalama kararı bulunan sanık Ayhan Arslan ise halen firari. Kantar, 2011’de aldığı disiplin cezası nedeniyle, “disko” diye tabir edilen disiplin koğuşuna konuldu. Kantar, burada kaldığı 1625 Temmuz günleri arasında “tekme, tokat, yumruk, sandalyeye kelepçeli olarak güneşin altında bırakma” şeklinde işkence gördü. Bunun sonucunda fenalaşan Kantar, sevk edildiği Ankara GATA’da, 12 Ekim 2011’de, yaşamını yitirdi. Girne Askeri Mahkemesi, sanıklar Ayhan Arslan ve Fırat Keser’i, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence” suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Cezalar, “iyi halden” müebbete çevrildi. Ancak Yargıtay, sanığın dava sürerken öldüğüne dikkat çekerek, yargılamanın “işkence sonucu ölüme neden olma” suçundan yapılması gerektiğine hükmederek, kararı bozdu. Bu arada dava dosyası, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri mahkemelerin kapatılması üzerine Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredildi. Cumhuriyet savcısı Özcan Ersayin, 6 Nisan’da, sanıklar Arslan ve Keser hakkında, “işkence sonucu ölüme neden olma” ve “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame düzenledi. l ANKARA CHP’Lİ FETHİ AÇIKEL: AKP medyanın yüzde 95’ini kontrol ediyor CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında AKP iktidarı döneminde 54 sıra gerilediğine dikkat çekerek, “Medyanın yüzde 95’ine yakınını, kendisine yakın sermaye grupları vasıtasıyla kontrol altında tutan AKP’nin adım adım inşa ettiği medya düzeninde tek boyut, tek ses, tek renk prensibi işletilmekte ve iktidar görüşü dışında hiçbir görüşün toplumsallaşmasına izin verilmemektedir” dedi. CHP’li Açıkel, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, AKP’nin neden olduğu büyük gerileme nedeniyle artık bağımsız uluslararası kuruluşların yaptığı sınıflandırmalarda, demokratik olmayan ya da otoriter hibrit rejimler başlığı altında yer aldığına dikkat çekti. Açıkel, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün hazırladığı rapora göre basın özgürlüğü konusunda Türkiye’nin 2002’de 100. sıradayken, 2020’de 154. sıraya gerilediğine dikkat çekti. Açıkel, gerilemenin başlıca nedeninin tutuklu gazeteciler, hüküm olmaksızın cezalandırma ve sansür politikaları olduğunu belirterek, gazetecilerin, basın kartı alabilmesi ya da kartlarının iptal edilebilmesinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı üzerinden “doğrudan sarayın kontrolüne bırakıldığına” vurgu yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet ACIPAYAM İLÇE MILLI EĞITIM Şube müdüründen homofobik paylaşım Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın salgınları eş cinsellik ve nikâhsız yaşamaya bağlamasının ardından Denizli Acıpayam’da İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Adem Soysal da sosyal medya hesabından homofobik ifadeler kullandı. Erbaş’a tepki gösteren Ankara Barosu’nun açıklamasını alıntılayan Soysal, tepkiler üzerine mesajını sildi ve sosyal medya hesaplarını temizledi. Eğitim Sen Denizli Şubesi, “İktidarın dini kullanan söylemlerinin ardından giden bir müdür daha yaşam hakkına saldırı ve hakaret içeren açıklamalarıyla çağdışı yaklaşımlarının sonsuz örneklerinden birini daha göstermiştir” dedi. l Haber Merkez ANMA CUMOK emekçisi TÜRKÂN ERKIN’I özlemle anıyoruz, ÇOCUKLARI VE 0498 YAŞ ARKADAŞLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear