26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 5 30 MAYIS 2020 CUMARTESİ Mafya sevdalısı Kuzu Cumhuriyet’in Zindaşti’yle ilişkilerini ortaya çıkardığı Burhan Kuzu, “Hanım Ağa” lakabıyla tanınan Güniz Akkuş’u makamında ağırlayıp fotoğraflar çektirmiş Cumhuriyet’in İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti ile ilişkilerini fotoğraf ve HTS kayıtlarıyla ortaya koyduğu eski AKP milletvekili Prof. Burhan Kuzu’nun yeraltı dünyası ile ilişkisinin Zindaşti ile sınırlı olmadığı öğrenildi. Kuzu’nun kendisini “Hanım Ağa” olarak ta nıtan ve son dönemde mafya babası Sedat Peker’i tehdit etmesiyle gündeme geSEYHAN len Güniz Akkuş’u AVŞAR Meclis’te Anayasa Komisyonu Başkanlığı yaptığı dönemde makamında ağırladığı ortaya çıktı. Telefonla ulaştığımız Kuzu, Akkuş’un AKP’den milletvekili aday adayı olduğu dönemde kendisinden destek istemek için Meclis’e geldiğini öne sürerken Akkuş ise tüm bakanlarla yakın ilişkisi olduğunu söyledi. Katıldığı bir canlı yayında, “Benim baronla filan işim olmaz. Bulunduğum konum buna müsait değil, mizacım müsait değil. Sigara bile bilmem, beni bilen bilir” şeklinde açıklamalarda bulunan eski AKP milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun suç örgütü lideri Sedat Peker’i tehdit eden, Hanım Ağa lakaplı mafya Güniz Akkuş’u TBBM’deki makamında ağırladığı ortaya çıktı. Akkuş, o dönem Kuzu’ya ait olan makam odasında Kuzu’nun koltuğunda oturdu. Ayrıca Kuzu’ya tahsis edilen makam aracına da bindi. Odada ve makam aracında çektiği fotoğraf NE OLMUŞTU? 6Nisan 2018’de düzenlenen ya göre eski AKP milletvekili Bur İYI PARTI’DEN KUZU’YA: operasyonda gözaltına alınan han Kuzu, Zindaşti’nin tahliye Namusun İranlı uyuşturucu baronu Naci si için hâkimlere baskı yapmıştı. Zindaşti, 3 adamıyla “adam öldür Cumhuriyet’in ısrarlı haberciliğiy varsa açıkla mek”, “cinayete azmettirmek” ve le Zindaşti ile olan ilişkilerini, fo “FETÖ üyeliği” suçlarından tutuk toğraf ve HTS kayıtlarıyla belgelanmıştı. 6 ay tutuklu kalan Zin lediği Burhan Kuzu hakkında baş T daşti, gece yarısı kararıyla tahli latılan soruşturma, iki önce ay ta ye edilmişti. Savcılık tahliyeye iti mamlandı ve Kuzu hakkında, “nü BMM’de basın toplantısı düzenyelen İYİ Par raz etse de Zindaşti ve adamları fuz ticareti” suçundan 5 yıla ka ti Grup Başkanvekili Müsa na bir daha ulaşılamamıştı. İddia dar hapis istemiyle dava açıldı. vat Dervişoğlu, AKP’li Bur han Kuzu’nun, katıldığı bir televizyon programında, uyuştucuru baronu İranlı Zindaşti’nin tahliye edilme siyle ilgili “Türkiye’de yargı yı arayan ne ilk ne de son si yasetçi benim, bunlar do ğal şeyler” sözlerine tep ki gösterdi. Dervişoğlu, şun ları söyledi: “Demek ki ken di işledikleri suça yasal dü zenleme yaparak bir kılıf ha zırlamışlar. Beni ilgilendiren şu: ‘Bu kabil yargılamalarda arayan ne ilk siyasetçiyim ne de sonum’ diyor. Bur han Kuzu’ya eğer fikir namu su var ise kendisi siyasetçi Akkuş, Burhan Kuzu’nun makam odasında Kuzu ile birlik kimliğin ötesinde de akade te fotoğraf çektirmiş ve makam aracını kullanmış. misyen, bilimsel bir namu ları ise sosyal medya hesabından paylaştı. Kuzu, Güniz Akkuş’un AKP’den milletvekili aday adayı olduğu dönemde kendisinden bile seviyor beni. Benim tüm bakanlarla resmim var. Kuzu’nun makam aracına bindim. Milletvekili aday adayı olunca görüşmele sa sahipse kendinden önce arayanları ve kendinden sonra da aramaya devam edenleri açıklamalıdır.” l ANKARA/ Cumhuriyet destek istemek için Meclis’e gel re vs. gidiyoruz. Makam aracına diğini savundu. tabii bineriz. Burhan Hocam ba Güniz Akkuş ise gazetemize na şaka yapardı. Ben karate Tür Hakkında “çete kurmak”, “ha yaptığı açıklamada, söz konusu kiye şampiyonuyum. O da Anaya raç almak” gibi çeşitli suçlar fotoğrafların Burhan Kuzu’yu zi sa Komisyonu Başkanı’ydı. Bur dan verilen 22 yıl hapis cezasının yaret ettiği sırada çekildiğini söy han Hocam derdi ki, ‘Senle kuru ne aşamada olduğunu sorduğu ledi. Akkuş, “Ben 3 dönem millet la girelim, beni kızdıranlara tek muz Akkuş, “Yargıtay hapis ce vekili aday adayıydım. Bütün ba me at.’ Düşmanlarım, Sedat Pe zasını bozdu. Beraat ettim. Zaten kanlar ve milletvekilleriyle otu ker yanlıları bana çamur atıyor. FETÖ’nün hazırladığı bir dosyay rup kalktım. İçişleri Bakanımız Ben mafya değilim” dedi. dı” diye yanıt verdi. l İSTANBUL Rakel Dink’e ve avukata ölüm tehdidi Gazeteci Hrant Dink’in katledilmesinin ardından kurulan Uluslararası Hrant Dink Vakfı, 2728 Mayıs’ta ölüm tehdidi içeren epostalar aldıklarını açıkladı. Vakıftan yapılan açıklamada, “Bir gece ansızın gelebiliriz” denilen mesajda, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve vakıf avukatının ölümle tehdit edildiği, vakıf yetkililerinin de ülkeyi terk etmesinin istendiği belirtildi. Şişli Emniyeti ve İstanbul Valiliği’nin yazılı olarak bilgilendirildiği belirtilen açıklamada, “Marifet sayarak kimi çevrelerce sıkça tekrarlanan ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ sloganını da içeren tehdit, Hrant Dink Vakfı’nı ‘kardeş masalları’ anlatmakla itham ediyor. Son dönemde yükseltilmesinde sakınca görülmeyen ırkçı, ayrımcı, nefret dili ancak bu tür korkunç yaklaşımları azmettirir. Her vatandaşın eşit ve özgür yaşaması için çalışmak, siyaset yapan tüm kesimlerin görev ve sorumluluğudur” ifadeleri kullanıldı. Soruşturma başlatıldı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili resen soruşturma başlatıldığını açıkladı. Başsavcılık, Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne talimat yazısı gönderdi. l Haber Merkezi Özdemir tahliye edildi İzmir’de camilerde “Çav Bella”nın çalınmasının ardından görüntüleri sosyal medya hesabından paylaştığı için tutukla Özdemir nan CHP üyesi Banu Özdemir tahliye kararı verildi. Kararı, Twitter hesabından duyuran Özdemir’in avukatı Süleyman Karadağ, “Türkiye’de hâkimler var!” dedi. Eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş da sosyal medyadan “Darısı, Eren Yıldırım ve diğer tutukluların başına...” diye yazdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özdemir’i arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiği bildirildi. l Haber Merkezi AKP’ye yakın şirketin patronunun oğlu Riva’da havuzlu villa yaptı Doğa harikasında beton skandalı HAZAL OCAK AKP’ye yakınlığıyla bilinen Kuzu Grup inşaat şirketinin yönetim kurulu başkanı Gökçen Kuzu’nun oğlu Yusuf Kuzu’nun doğa harikası Riva’da kıyı şeridine havuzlu villa yaptığı ortaya çıktı. Sahile kadar kat kat beton bloklardan duvar ören Kuzu, yan parseldeki yeşil alanı çevirerek duvar inşa etti. Bölge sakinlerinin arsadaki çalışmaları, ilgili kurumlara şikâyet etmesi üzerine duvar yıkıldı. Beykoz Belediyesi yetkilileri, villanın yapı kayıt belgesi olduğuna dikkat çekti. Ulaştığımız Gökçen Kuzu tüm işlemlerin yasal olduğunu söyledi, havuzu sorduğumuzda ise “Havuzu kapatmak kolay, üzerine 3 tahta çakarız” yanıtını verdi. Beykoz Riva’da, Millet Caddesi’ne komşu kıyı şeridindeki Yusuf Kuzu’ya ait parselde günlerdir hummalı bir çalışma sürüyor. Parselde yapılan geniş camlı villanın dışı taşlarla kaplandı, havuz, beton blok duvarlar ve beton merdivenler yapıldı. Parselin yan arazisi ise ortak yeşil alan. İnşaat yan parsele de metrelerce taştı ve metrelerce duvar örüldü. Arazinin 2018 hava fotoğrafları incelendiğinde arazide sadece küçük ahşap bir ev görünüyor. ‘50 metre terk edilmedi’ Bölge sakinleri, mahallede çivi bile çakamadıklarını belirterek inşaattaki çalışmaları ilgili kurumlara şikâyet etti. Dilekçede, kıyı kenar çizgisinden ilk 50 metre mesafenin bırakılması gerektiği, bu arazide mesafenin bırakılmadığına dikkat çekildi. Sahillerin halka ait olduğu belirtilen dilekçede, “Bu büyüklükteki bir yerleşim yerinde inşaatların yapımını otorite disiplinli bir şekilde denetlemez ve gereğini yapmazsa dejenere yapılaş 2018 2018 yılındaki uydu görüntüleri ve Kuzu’nun yaptırdığı inşaatın bugünkü hali. YAPI KAYIT BELGESI NEDIR? Yapı kayıt belgesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kuruluşlara 31 Aralık 2018’e kadar başvurulması ve gerek li şartların yerine getirilmesi halinde imar mevzuatına aykırı inşa edilen yapıların kayıt altına alınması için verilen bir belgedir. ma başlar ve devam eder. Müşterek sahalar, yeşil alanlar vs. korunması bizler tarafından yapılmış, işgaller önlenmiş, birçok olaya rağmen başarılı bir şekilde bugünlere getirilmiştir” denildi. “Kıyı kenar çizgisinden sonra birinci 50 metrelik bölümü terk edilmeden işlemler pervasızca devam ediyor” ifadeleri kullanılan dilekçede arazideki bu işlemlerin önlenmesi istendi. ‘Yapı kayıt belgesi var’ Ulaştığımız Beykoz Belediyesi yetkilileri ise yaptıkları yazılı açıklamada, belediyeye gelen şikâyetler üzerine bölgede denetleme yapıldığını belirterek “Yapılar için ilgilisi yapı kayıt belgesini ibraz etmiştir” ifadelerini kullandı. Yan parseldeki yeşil alana yapılan duvarların yıkıldığı ifade edilen açıklamada “Yapı kayıt belgesi bulunan yapı için mevzuat gereği herhangi bir cezai işlem ya da yıkım uygulanmamıştır” denildi. Belediye yapı kayıt belgesi başvurusunun incelenmesi ve onaylanmasının ilçe belediyelerin yetki alanında olmadığına dikkat çekti. ‘İnekler ağaçları yemesin diye...’ Sorularımızı yanıtlayan Gökçen Kuzu da “Biz oraya sadece güzellik kattık. Ben oraya 450 bin liralık ağaç diktirdim. Benim bina 75 metre yukarıda. Duvarları toprak kaymasın diye yaptık” dedi. Kuzu’ya “Havuz toprak kaymasın diye mi yapıldı” sorusunu yöneltince “Toprak kaymasın diye yapılmış duvarlar. Dik yamaç. Toprağı yaparken havuzu da yapmış olduk. Havuz çok önemli değil, havuzun üstü de kapanır. 3 tane tahta çakılır kapanır” diye yanıtladı. Arazideki eski evle villa arasında sadece çatının değiştiğini öne süren Kuzu, “Aynı yapıyı yaptık. Orada hiçbir şey değişmiyor. Bir tek çatı değişiyor. 1 metre benim ihlalim yok. Yasal yaptım” dedi. Kuzu, yan parseldeki yeşil alana ilişkin ise özetle şöyle konuştu: “Benim arsamın bitişiği 157 dönüm 65 kişi ortak. Ben de ortağım oraya. Ortak olan yere bir tane duvar çekmiştim. Ağaçları inekler yemesin diye. Ona da karşı çıktılar. Yıktırdım.” Darbelerden darbe beğen Rahmetli dedem, yani babamın babası, fanatik bir CHP’liydi. 1950’lerde kaydolduğu CHP’nin kimlik kartı, ondan kalan diğer emanatlerle birlikte hâlâ bende. CHP fanatikliğinin yanında bazen ölçüyü de kaçıran muzipliği ile bilinirdi. Bu özelliği bazen yanlış anlamalara da yol açardı. Babaannemin iki kız, üç erkek kardeşi vardı. Bu erkek kardeşlerinden en küçüğü olan Mustafa Dayı’yı üniversiteye gidene kadar hiç bizim evde görmedim. Zira dedemle küslerdi. Sorduğum zaman “Hiç, parti davası” deyip geçiştirirlerdi. Mustafa Dayı, 25 yıl süre ile ablası olan babaannemi ve yeğenlerini bile görmeye gelmedi. Onu ancak diğer akrabalarımızın evinde görmek mümkün oldu. Meğer dedemle küslüklerinin nedeni 27 Mayıs ihtilaline dayanıyormuş. Adnan Menderes idam edildiğinde dedem kayınbiraderine başsağlığı mektubu mu, telgrafı mı ne göndermiş. Mustafa Dayı da bunu “Vay benim acımla dalga geçiyor” diye yorumlayıp küsmüş. Ta ki aileyi yasa boğan bir ölümün ardından barıştılar. Babaannem de bu sayede yıllarca görmediği kardeşine sarılıp koklama şansına erişti. Dedeme bir gün sordum: Dede ya; Menderes’i taparcasına seven, salonunda Menderes’in çerçeveli resmini ölene kadar asılı tutan Mustafa Dayı’ya neden o telgrafı çektin? Hiç hoş olmamış... Dedem: De buyur? Adamın adı çıkacağına canı çıksın diye boşuna dememiş eskiler. Ben dalga geçmek için değil, Menderes’i çok sevdiği için başsağlığı dilemek istedim, ama o yanlış anladı. Amaan o da inatçı keçinin tekiydi. Ben onunla dalga geçecek biri olsam benim iş ortağım Hayri Doğan DP milletvekili Hüseyin Doğan’ın oğlu; o benimle küserdi, diyerek savunmuştu kendini. 27 Mayıs darbesi, sözüm ona toplumu kutuplaştıran DP iktidarının bu politikalarına karşı yapılmıştı. Ama bırakın kutuplaşmayı ortadan kaldırmayı, anlattığım aile öyküsünden de anlaşılacağı üzere aileleri bile ayrıştırmış. 27 Mayıs darbesi ilk olması nedeniyle, darbenin ne menem bir şey olduğu ilk başta çok da anlaşılmadığından DP’nin istibdat yönetiminden bunalmış halkın bir kesiminde sevinçle karşılandığı doğrudur. Ancak çok geçmeden, özellikle de Yassıada yargılamaları sırasında yaşanan kepazelikler, idamlar, siyasi yasaklar, üniversiteden solcu öğretim üyelerinin de aralarında bulunduğu 147 akademisyenin üniversiteden ihracı, basına uygulanan baskı ve sansürler, 27 Mayıs sabahı “Yaşasın Hürriyet” diye bağıranların da vicdanlarını kanatmıştır. O günden beri siyasette de bitmeyen rövanşist politikaların önünü açmıştır. Altun gibi operasyon Darbeden sonra oluşturulan 1961 Anayasası’nda devrim niteliğinde özgürlükçü pek çok madde ilk kez yer almıştır. Ancak bu özgürlükçü maddelerin getirilmesinin yanında MGK kurulunun kurulması, DP’lilere siyaset yasağı getirilmesi ve senatoda Tabii Senatörlük gibi kendilerine kontenjan ayrılması da tam darbecilere özgü bir mantığın ürünüdür. Özgürlükçü anayasa maddelerinin yüzü su yu hürmetine bu yasakçı ve vesayetçi maddeleri gözrmezden gelemeyiz. DP yöneticilerinin hukuk iğfal edilerek yargılanmaları ve idam edilmeleri nedeniyle DP dönemindeki hukuksuzlukları, baskıları görmezden gelemeyeceğimiz gibi... Bu yıl 27 Mayıs nedeniyle iktidar cenahında ve medyasında bir vaveyladır koptu. Sanki 27 Mayıs dün olmuş ya da yeni duymuşlar gibi. 27 Mayıs’ın 100. yıldönümü ya da 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi yılı olsa anlaşılabilir bir durum. Geçen yıl, ondan önceki yıl böyle bir toplu refleks olmamış. Hayra alamet bir durum değil. Havuz medyasındaki yazıların içeriği de neredeyse bire bir aynı. Darbeyi CHP ve Cumhuriyet gazetesi ile ilişkilendirmek için bir çaba bir çaba... Zaten bir süredir bir “darbe” pandomimi başlamıştı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Allah var iyi çalışıyor. Aldığı çifte maaşları hak ediyor. Ama bu kadar toplu refleks ve aynı tezleri kullanma, operasyonu açık ediyor. Biraz daha dikkat... Söyleyene bak Darbeyi yapan “On Dörtler”den Numan Esin, Muzaffer Özdağ, Rıfat Baykal, Ahmet Er ve Dündar Taşer siyasete atılınca CHP’ye mi girdiler? Bu ihtilalci subayların hepsi sonradan adını MHP olarak değiştiren CKMP’ye Alparsan Türkeş’le birlikte katılmadılar mı? MHP darbeci gelenekten gelmiyor CHP geliyor he mi?.. DP’nin devamı olarak kurulan AP, 27 Mayıs’ın aktörlerinden Cevdet Sunay’ın görev süresini uzatırken, 12 Mart’ta İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olan ve Ziverbey’de solcuları işkenceden geçiren Faik Türün’ü, Ankara Sıkıyönetim Komutanı Ali Elverdi’yi, Deniz’lerin idamını isteyen Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi Savcısı Baki Tuğ’u milletvekili yaparken darbeci değil ama CHP? Hayran oldukları 12 Eylül darbe hükümetinin başbakan yardımcısı Özal darbeci değil; 12 Eylül’de CHP yerine kurulan SODEP seçime sokulmuyor ama CHP darbeci. Sıkı yönetim ilan ettirmek için 12 Eylül’ün en önemli kilometre taşı olan Maraş ve Çorum katliamı tertipleyenler darbeci değil ama CHP darbeci. FETÖ’nün darbe yapmak için ilmek ilmek ördüğü kumpas davalarıyla ordudaki tasfiye hareketine destek veren AKP, köşelerinde alkışlayan, ekranlarda savunurken kendinden geçenler, Hocaefendi’ye ve Zekeriya Öz’e hayranlıklarını ölçüsüzce dile getirenler darbeci değil, 1960 Anayasası’nda özgürlükçü maddelere atıf yapanlar darbeci. “Ama biz 17/26 Aralık’tan sonra bıraktık onları canım?” demek sizleri kurtarıyor ama 60 ihtilaline desteklemese bile kuvvetli itiraz etmeyen CHP, o tarihten beri darbelere karşı duruşuna rağmen yine de darbeci? Sahi, bir ülkede darbe yapılınca ne oluyor? Tane tane anlatalım... Anayasa rafa kaldırılıyor ve darbeciler kendi hukuklarını uyguluyorlar. Meclis, ya kapatılıyor ya işlevini yapamaz hale getiriliyor. Peki, DP döneminde ve bugün AKP döneminde olan ne? Millet iradesiyle gelmek, hukuku kendine göre tahrif etmeye, parlamentoyu dekor olarak kullanmaya, basına ve muhalefete terörist muamelesi yapmaya cevaz mı veriyor? “Sevdiklerinizi eğitim bursuyla yaşatın!” CUMHURİYET’TEN YENİ BİR ATILIM... Cumhuriyet Vakfı’nda eğitim bursu için fon oluşturduk. CUMHURİYET GELECEĞİN ÖNCÜSÜ GENÇLERE DESTEK OLUYOR. Gazeteniz Cumhuriyet’te yayınlanan vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin %20’sini Atatürk Cumhuriyeti’nin ilerici gençleri için Cumhuriyet Vakfı tarafından oluşturulan eğitim fonuna aktarıyoruz. Başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlerimizin eğitim masraflarına destek olmanız acınızın bir parça dinmesine ve sevdiğinizin adının yaşamasına yardımcı olacaktır. C ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear