22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr AVRO STERLIN FAİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA 9 28 MAYIS 2020 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.7770 3.9 kuruş 7.4590 3.1 kuruş 8.3190 0.2 kuruş 9.07 Sabit 104.953 1929 puan 2496.30 63.95 lira 370.42 9.49 lira Gıda harcaması bir ayda yüzde 3 yükseldi, açlık sınırı bir ayda 64, yoksulluk sınırı da 210 lira arttı Emekçi hızla yoksullaştı Çalışanların yoksulluğu salgın dinlemedi. Ücretsiz izin ve işsizlik riskiyle karşı karşıya kalan emekçinin mutfağına düşen ateş de büyüdü. Türkİş, 2020 Mayıs ayı sonucuna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı olan açlık sınırını 2 bin 438 lira olarak hesapladı. Gıda harcaması ile birlikte giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı da 7 bin 942 lira olarak belirlendi. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti Türkİş araştırmasına göre, dört kişilik bir işçi ailesinin yoksulluk sınırı 8 bine yaklaşırken açlık sınırı asgari ücreti de aşarak 2 bin 438 lira oldu. nin ise aylık 2 bin 961 lira olduğu belirtildi. Böylece asgari ücretle çalışan bir işçi, mayısta karnını doyuramaz hale geldi. Verilere göre, nisanda marta göre 29 lira artan açlık sınırı mayısta da 64 lira artarak 2 bin 374 liradan 2 bin 438 liraya yükseldi. Yoksul luk sınırı da 210 lira artarak, 7 bin 732 TL’den 7 bin 942 lira oldu. Yani üç asgari ücret alan bir işçi, ülkede artan fiyatlar karşısında yoksul... Türk İş’ten yapılan açıklamada, dört kişilik bir ailenin aylık mutfak masrafı tutarının yılın ilk beş ayında önceki yıl sonuna gö re 276 lira, temel ihtiyaçlar için yapılması gereken toplam harcamanın da 898 lira daha fazla olduğu ifade edilerek son bir yıl itibarıyla bakıldığında, ortaya çıkan ek harcama gereği gıda için 314 lira, toplam hane halkı harcaması için 1023 TL olduğu kaydedildi. Açıklamada, “Bu harcamaları karşılayabilecek gelirin elde edilmesi toplumun çoğunluğu için mümkün değildir” ifadelerine yer verildi. Kısa çalışmanın uzatılmasını isteyen MESS, güvenlik için uygulama geliştirdi İzole üretim protestosu İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu, koronavirüs sürecinde MESS ve MÜSİAD tarafından gündeme getirilen izole üretim tesisleri ve elektronik kelepçe uygulamasına ilişkin açıklama yaptı. İİSŞP, “Patronlar ve iktidar sahipleri, bilimi, aklı ve halk sağlığını önemsemek yerine ‘Çarklar dönecek’ ısrarı ile kârlarını daha çok düşündüler. Sermaye örgütleri, sömürüyü ve baskıyı daha da artırmak üzere çeşitli uygulamaları hayata geçirmeye hazırlanıyor” dedi. Açıklamada, MÜSİAD’ın sömürüyü ve denetimi yoğunlaştırmak üzere “çalışma kampları” projesi hazırladığı belirtilerek “1000 ailenin ve yaklaşık 4 bin 500 kişinin yaşayabileceği şekilde tasarlanan izole üretim üslerinde, hayattan izole üretim gerçekleştirilecek ve üretim alanı ‘gerektiğinde’ dış dünyaya tamamen kapatılacak. MÜSİAD’ın projesi modern toplama kamplarını andırıyor” ifadelerini kullandı. Şantiyede salgın eylemi Tüm Çalışanlar İçin Sağlık Platformu, Ümraniye’deki finans merkezi şantiyesinde 22 Mayıs günü çıkan yangında 1 işçinin yaşamını yitirmesi ve 33 işçinin de koronavirüs testinin pozitif çıkmasına rağmen çalıştırılmalarını protesto etti. Yapılan açıklamada, “Çalışırken iş cinayetinden, salgından ya da işimizden olarak açlıktan ölmek istemiyoruz. Emeğimizle ve insanca koşullarda yaşamak istiyoruz” denildi. l Haber Merkezi ÜRETIM SÜRSÜN DIYE Salgının etkilerinin azalmaya başlamasıyla tüm dünyada “güvenli yeniden üretimin sağlanması” üzerine çalışmalar da hız kazandı. Küresel sendikaların özellikle otomotiv başta olmak üzere çeşitli iş alanlarında yaptığı çalışmalar ve raporlamalar söz konusu. Sanayi içinde önemli bir yere sahip metal işkolunda neler olduğunu hem sendikalar hem de işveren örgütüne sorduk. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol’un verdiği bilgiler özetle şöyle: 4 Kısa çalışma ödeneği, istihdamın korunmasına katkı sağladı. Covid19 sürecinde 241 MESS üyesinin 185’i kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için başvurdu. 4 Başvuranların yüzde 75’i yaklaşık 135 bin çalışan kısa çalışma ödeneğinden yararlandı. Bu sayede üye işyerlerimiz, böylesine zorlu bir dönemi 200 bine yaklaşan istihdamlarını koruyarak geçiriyor. Yeni uygulama 4 Normalleşme yolunda ilk adımların atıldığı bugünlerde ise istihdamın korunması gündemimizin üst sıralarına yerleşti. 4 Kısa çalışma 2020’nin sonuna dek uzatılmalı. 4 MESS olarak 60 yıllık deneyimi, Co vid19 pandemisi sonrası dönemde yeni çalışma düzeninin inşa edilmesi için seferber ettik. 4 MESS SAFE adıy Özgür Burak Akkol la bir teknolo Pevrul Kavlak, güvenli üretimle ilgili işyerlerini incelediklerini belirtti. Gerekirse işi durdururuz Yeni normalin bir parçalası olarak güvenli çalışmanın mutlaka sağlanması gerektiğinin altını çizen Türk Metal Başkanı ve Türkİş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, “Anlaşmamız gereği işlerinde her türlü önlem alındı. İşyerlerinde her aşamayı dikkatle takip ediyoruz. Örgütlü olduğumuz işyerleri bu açıdan örnek gösterilebilir” dedi. Koşulların uygun olma ması halinde ve gereken önlemlerin ısrarla alınmaması ya da tehlikeli bir durumun ortaya çıkması durumunda, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesinin kendilerine verdiği hakkı kesin olarak kullanmaya, gerekli durumda işi durdurmaya kararlı olduklarının altını çizen Kavlak, büyük sorunların sendikasız işyerlerinde yaşandığını dile getirdi. Çalışmaya, üretmeye, ül ke ekonomisine katkı vermeye devam edeceklerini ifade eden Kavlak, “Ancak bu virüs salgınının ve ardından gelecek krizin bedelinin emekçilere ödetilmesine de izin vermeyeceğiz. 1 Haziran günü, konusunda uzman bilim insanlarıyla bir kapalı oturum yapacağız. Bu tartışmaları da en kısa zamanda kamuoyuyla ve üyelerimizle paylaşacağız” değerlendirmesini yaptı. ji hareketi başlattık. MESS SAFE’nin ilk ürünü olan “giyilebilir çözüm ve mobil uygulama” ile işyerlerindeki birinci öncelik olan sosyal mesafenin korunmasını sağlayacağız. 4 Sosyal mesafeyi koruma amaçlı geliştirilen ürün, giyilebilir çözüm mobil uygulama olarak da kul lanılabiliyor. Giyilebilir çözümü çalışanlar giysilerine takabiliyor, mobil uygulamasını telefonlarına indirebiliyor. 4 Bu uygulama ile iki çalışan arasında sosyal mesafenin ihlal edilmesi halinde çalışanlar bir donanım üzerinden görsel ve işitsel olarak uyarılıyor. 4 Uygulamamızın çalışanları işyeri içinde veya dışında takip etme gibi bir özelliği bulunmadığının da altını çizmek isteriz. Uygulamanın sadece sosyal mesafe takip özelliği bulunuyor. Burada amacımız sadece ve sadece çalışanın ve işyeri ortamının güvenliğini muhafaza etmek. Vergi indirimine ‘borç’ şartı 10 maddede yeni dönemde uçuş Koronavirüs salgını kapsamında alınan tedbirler aşamalı olarak gevşetilirken uçak yolculuklarında da yeni bir dönem başlıyor. Bu değişikliklerden bazıları şöyle: n Daha az bagajla seyahat edilecek. n Uçak bileti, biniş kartı (boarding pass) ve bagaj etiketi artık mobil cihazlarda olacak. Uçağa biniş, bagaj işlemleri checkin esnasında yapılacak yüz tanıma eşleştirmesiyle de yapılabilecek. n Uğurlamakarşılama, vale olmayacak. n Havalimanlarının girişlerinde yolcuların bagajlarıyla beraber geçebilecekleri sterilizasyon tünelleri olacak. n Elle güvenlik araması tarih olacak. n Koltuk araları açılabilir. Ancak bunun bilet maliyetlerini artıracağı konuşuluyor. n Dergiler kalkacak. n Artık ekonomi sınıfındaki ikramlar tercihli ve ücretli olarak uçağa yüklenecek. n Uçaklardaki tuvalet sayıları artacak. n Bilet fiyatları yüksek, uçuş ağı az olacak. l Ekonomi Servisi Gelir İdaresi Başkanlığı, dün Resmi Gazete iki gelir vergisi tebliği yayımlayarak 2019 sonunda TBMM’den geçen torba yasadaki düzenlemelere açıklık getirdi: 4 Finans ve sigorta sektörü hariç vergisini zamanında yatıran gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yüzde 5 indirim yapılacak. Bu mükellefler için indirimin hesaplanacağı beyannamenin Son iki yıllık vergisini zamanında ödeyen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yüzde 5 indirim yapılacak. ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki 2 yıla ait beyannameleri yasal süresi içerisinde vermiş olmaları ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesi şartı aranacak. Önceki düzenlemede kanuni sürede ödenmiş olma şartı vardı. Uygulama 1 Ocak itibarıy la başladı. 4 2019 gelir vergisi be yannameleri, yeni eklenen yüzde 40’lık dilim dahil düzenlenecek. Ressam ve hakem 4 Ressam, besteci, bilgisayar programcısı gibi eser sahipleri ile hakem ve sporcuların, kazançlarının, gelir vergisi tarifesinin dördüncü diliminde yer alan tutarı (bu yıl için 600 bin lira) aşması halinde beyanname vermesi gerekecek. 4 İşverenler tarafından çalışanlara verilen toplu taşıma kartı, bileti veya benzeri ödemeler, 2020 yılı için günlük 12 lira olmak üzere ücret istisnası kapsamında olacak. l Ekonomi Servisi Enerji yatırımları düşecek Türkiye yüzde 3 küçülecek Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayımladığı Küresel Enerji Yatırımları 2020 Raporu’na göre, Covid19 krizi küresel enerji yatırımında tarihteki yıllık en büyük düşüşü tetikledi. Enerji harcamalarının 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında düşerek 1.5 trilyon dolara inmesi bekleniyor. Kriz öncesinde yatırımların yüzde 2 artması öngörülüyordu. 2019’da dünya genelinde 1.9 trilyon dolar enerji yatırımı yapılmıştı. l Ekonomi Servisi Esnaf yardım bekliyor Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK), salgından etkilenen esnaf ve sanatkârlar için il ve bölgelere göre sorun haritası çıkararak hazırlanan çözüm listesini Cumhurbaşkanlığı’na sundu. İşyerlerini kapatanlara nakdi yardım, faturaların 3 ay süreyle vade farksız ertelenmesi talep edildi. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Covid19’un ekonomik etkilerinin derinleşmeye devam ettiğini belirterek bu yıl için küresel ekonomiyle ilgili küçülme tahminini yüzde 3.9’dan yüzde 4.6’ya revize etti. 2021’de ise küresel ekonominin yüzde 5.1 büyümesi bekleniyor. Güncellenen “Küresel Ekonomik Görünüm Raporu”nu “Koronavirüs Şoku Genişliyor” başlığıyla yayımlayan kuruluş, bu kapsamda Türkiye ekonomisinin de 2020’de yüzde 3 küçüleceğini tahmin etti. Önceki küçülme tahmini yüzde 2 idi. Öte yandan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) verilerine göre, üye ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) bu yılın ilk çeyreğinde ortalama olarak yüzde 1.8 küçüldü. Böylece bu ülkelere büyük finansal krizin yaşandığı 2009 yılından bu yana en büyük düşüşü gördü. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde ise “Euro Bölgesi bu yıl yüzde 8 ila 12 daralacak” dedi. Normalleşmek istemiyorum! Covid19 salgını zamanın “normal” akışını kırdı, günlük yaşamı allak bullak etti. Covid19 toplumun tüm ekonomik ve kültürel çelişkilerini keskinleştirdi. Tarihin en büyük ekonomik buhranı dendi. Her gün haber bültenlerinde, günlük hasta, ölü sayıları yeni zamanın sıradan parçaları oldu. İnsanlar (kimileri bağlı bahçelimanzaralı balkonlu, kimileri nohut oda bakla sofa) evlerine kapandılar, sosyal mesafe kuralına uymaya çalıştılar, sevdiklerini kaybettiler, hastalanıp ölürken yanlarında olamamanın acısını yaşadılar, evlerinde can sıkıntısından bunaldılar. Kadınlar ve çocuklar, bu bunaltının ağırlaştırdığı erkek tacizinden daha fazla acı çektiler. İşçiler işlerini, esnaf işletmesini kaybetti ya da kaybetme noktasına geldi. Açlıktan, utançtan ölenler oldu. Şimdi haklı olarak insanlar, zamanın “normal” akışına dönmesini istiyorlar. Ben, bir yanlış nostalji (geri dönme arzusunun gerçekleşememesinden kaynaklanan keder) olarak kalmaya mahkum duyguyu paylaşmıyorum, normalleşmek, Covid19 salgını öncesindeki zamanın o “normal” akışına dönmek istemiyorum. Normalleşme mi dediniz? O “normal” aslında kapitalizmin kötü normallerinden biriydi. Bu normalin iki bileşeni giderek derinleşen bir iklim krizi ve gittikçe sıklaşan virüs salgını krizleri, doğanın metalaştırılarak sermayenin tüketimine açılmasının, tüketimin atıklarının doğaya boşaltılmasının yarattığı yıkımın ürünüydüler. Hayvan ve bitki türleri hızla yok oluyordu. Dinozorları yok eden meteorun etkisini anımsatıyordu (Salvage, Mayıs, 2020) “kâr makinesinin” 500 yıldır her yere yapışmaya çalışan “organları”. Sermayenin temsilcileri, on yıllardır sağlık sisteminin, kamu hizmeti veren kurumların içini boşaltıyor, yaşamın krizlere dayanma gücünü zayıflatıyordu. Kapitalizm kendi zeminini çürüten bir üretim tarzıydı artık! Gelir dağılımı verileri müstehcen görüntüler sergiliyordu. Savaşlar, açlık ve göçmen dalgaları da bu normale aitti. Liste daha da uzun: Büyük güçler arasında sertleşen rekabet, yükselen milliyetçi, ırkçı, dinci eğilimlerin etkisiyle hızla “Yeni Faşizme” dönüşen popülizm. Emperyalist sistem içinde, bağımlı ülkelerin, hangi büyük güce tapacakların şaşırmış entelijansiyası; simgesel dünyasında, otokratları mehdi düzeyine çıkaran, çaresizlik ve cahillik... Bu sırada kültür endüstrisi, haz saplantılı bir bireyciliği, “özne olma arzusunu” çürüten bir ironiyi (bir davaya hakikate sadakat korkusunu) biteviye üretiyor, insanları, hatta sanatçıyı pasifleştiriyor, bu zeminde kapitalist tarihinin canavarları yine başlarını kaldırıyorlardı. Bu “normal” içinde, hızla gelen bir kamyonun farlarının ışığında donup kalmış bir geyik gibiydik... Bir başka ‘normal’ mümkündür Ben o kötü normale dönmek istemiyorum. Ben, zamanın o “normal” akışının kırılmasının, günlük yaşamın olasılıklar yelpazesi içinde yarattıklarından yararlanarak başka bir zamana ve bir iyi normale gitmek istiyorum. Zamanın “normal” akışı, birbirinden farksız birimlerin, bir zincirin halkaları gibi birbirini izlemesiyle ilerler. Sonra bu “akışın” içinde olmayan bir şey olur (Gezi olayı, Marmara depremi, örneğin), zincir kopar. Artık zaman adeta nereye gideceği belirsiz devinimlerin sonu gelmez karmaşasıdır. Bu karmaşa türlü yeni olasılıklar yaratır. Şimdi insan eylemi bu yeni olasılıkları kullanarak zamanın zincirini yeniden yapabilecektir. Artık eski normale geri dönüş söz konusu değil. Ancak yeni bir normal olasılığı var. Bu da zinciri kimin yeniden yapacağına bağlı. Ya önceki normalin egemen güçleri bunun bir benzerini kendi arzuları doğrultusunda yeniden kuracaklardır. Ya da bu güçlerin karşısındakiler yeni normale damgalarını vuracaklar, en azından (!) arzularının bir kısmını, hatta daha fazlasını bu yeniden yapılanmada gerçekleştirebilecekler. Covid19 salgını zamanın normal akışını kırdığında, ölümden, yıkımdan, acılardan başka şeyler de oldu: İnsanlar güçlerini, kaynaklarını birleştirmeye, dayanışma grupları kurmaya, hastalara, yaşlılara, yalnızlara yardım etmeye metalaşma zincirinin dışına çıkmaya başladılar. Sendikaların pazarlık, medyanın eleştirel gücü yeniden artmaya, yeni bir toplum, bir “iyi” normal arzusu da yeşermeye başladı. Ben bu yeni “iyi” normale gitmek istiyorum... AB kesenin ağzını açtı Avrupa Birliği Başkanı Ursula von der Leyen Avrupa’nın yeni tip koronavirüs sonrası toparlanmasına katkı amacıyla 750 milyar Avro’luk bir fon oluşturulmasını önerdi. Kabul edilmesi halinde öneri AB tarihinin en büyük teşvik paketi olacak. AB Ekonomik İşler Komiseri Paolo Gentiloni’nin, “benzeri görülmemiş bir krizle mücadele edecek bir Avrupa atılımı” olarak nitelediği fondan öncelikle krizden en çok etkilenen İtalya ve İspanya yararlanacak. Üye devletler anlaşmayı kabul ettikleri takdirde, İtalya önümüzdeki üç yıl boyunca 81.8 milyar, İspanya ise 77.3 milyar Avro alacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear