25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 26 NİSAN 2020 PAZAR 92 yaşında yenmişti Çanakkale’nin Çan ilçesinde koronavirüs hastalığını yenen ve Alzheimer ile hipertansiyon rahatsızlığı bulunan 92 yaşındaki Bahriye Kaya, çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Kaya, koronavirüsü yenerek 13 Nisan Salı günü taburcu edilmişti. l İHA 180/6 0 230/1 3 0 160/5 0 210/6 0 200/3 0 200/3 0 70/2 0 180/2 0 230/1 1 0 180/1 0 0 180/6 0 210/110 TARİHTE BUGÜN 160/70 1937: Guernica İspanya 180/130 iç savaşı sırasında bom 210/100 balandı. 80/30 1986: Rusya’daki Çerno 220/110 bil Nükleer Santralı’nda 230/1 1 0 140/5 0 200/1 1 0 140/7 0 patlama oldu. 7 milyon kişinin zarar gördüğü patlama nedeniyle ortaya çıkan radyoaktif bulutlardan Türkiye de etkilendi. 210/7 0 Cerrahpaşa uyardı: Tedbirleri gevşetmeyin, sosyal izolasyonu bırakmayın en Başa döneriz İstanbul ÜniversitesiCerrahpaşa (İÜC) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen, hastanelerinde ilk zamanlarda yoğunluk olduğunu ancak son on gündür bir plato çizdiğini ve stabilleş menin olduğunu belirterek “Hatta aşağı doğru evrildiğini görüyoruz. Servislerde ve yoğun bakımlarda ilk başlarda 220’lerde olan hasta sayısibel sı 136’ya indi, bunların 24’ü bahçetepe yoğun bakımda. Şimdiye dek hekim, hemşire, asistan, güvenlik personeli, hasta bakıcı gibi toplam 77 personelimizde virüs tespit edildi, durumu ciddi olan yok. 12 bin testi de hastane bünyemizde yaptık” dedi. “Sosyal izolasyonu yine de elden bırakmamak” gerek diyen Prof. Gönen, “Hastalığın bilinen bir tedavisi ve aşısı yok. En erken 6 ay, bir yıl sonra olur. Onun için herkesin sosyal izolasyona uyması gerekir. 10 Mart öncesine dönmemiz o kadar kolay değil, o konuda kimsenin aceleci olmaması gerekir. Bir süre daha dikkat edeceğiz, tedbirleri gevşetirsek tekrar başa dönme ihtimali var. 10 Mart öncesine dönebilmenin yolu aşı ve tedavinin bulunması ile olur. Hastalığın ikinci bir atak yapmasına müsaade etmememiz lazım, onun için de sosyal izolasyona uymalıyız. Hastalık plato çiziyor, bunun aşağı inişe geçmesi lazım, sonlanması mümkün değil, daha aşağı gidip biraz tedbirlerin gevşemesi bile en az 23 ay sonra olur diye tahmin ediyorum” uyarısında bulundu. ‘Genç hastalar da var’ Hastalığın ilk günlerinde daha çok ileri yaş vakaların geldiğini ancak 65 yaşa getirilen sokağa çıkma yasağından sonra yaş ortalamasının düştüğünü anlatan Gönen “Orta yaş ve genç yaşlarda da müracaat ve yatan hastalarımız var. Hastalarımızdan 52’si vefat etti. 3040’lı yaşlarında hastalarımız da var, bunlardan da hayatını kaybeden ne yazık ki oldu” dedi. Acil ameliyatlar dışında bütün ameliyatları ve poliklinikte acil olmayan randevuları bu süreçte ertelediklerini kaydeden Gönen “Bu stabillik devam ederse yine biraz daha poliklinikteki hastalarımıza yavaş yavaş bakmaya, diğer ameliyatları da yapmaya başlayacağız gibi görünüyor. Ama buna da önümüzdeki hafta bilim kurulunda tekrar ele alıp, değerlendirdikten sonra karar vereceğiz” diye konuştu. l İSTANBUL BÜYÜK SAVAŞI ANLATTI Prof. Gönen, “Pandeminin başlangıcından bugüne ka redeki yurtlarda, konukevlerinde, otellerde kamuya dar hocalarımız, uzmanlarımız, ait yerlerde 300’ün üze asistanlarımız, hemşirelerimiz, rinde personelimiz konak hasta bakıcılarımız, temizlik lamakta. Personele teşek personelimiz, güvenlik elemanı kür ediyorum, şükranları mız ön cephede büyük bir daya mı sunuyorum, mücadele nışma içinde mücadele verdiler. Prof. Dr. Gönen de onların payı çok büyük, Belki 45 gündür evine gideme taşın altına herkes eli yenler var, çocuğunu göreme ni soktu. 77 personelimiz yenler var, ailesinden ayrı kalan var. içinde ağır olan yok. Pandemi müca Kolay bir mücadele değil. Sağlık mü delesi topyekun birlikte verilecek mü dürlüğü ve valiliğin desteği oldu, çev cadeledir” dedi. YATAY SEYİR SÜRERSE AMELİYAT BAŞLAYABİLİR Tıp fakültesinde görevli sağlıkçı ve diğer hastane personelinin 77’sinin Covid19 teşhisi aldığını anımsatan Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen “Bunlardan 7’si hocalarımızdı. 77 personelimizin 30’u iyileşti ve görevine geri döndü” dedi. Gönen “Bu stabillik devam ederse yine biraz daha poliklinikteki hastalarımıza yavaş yavaş bakmaya, diğer ameliyatları da yapmaya başlayacağız gibi görünüyor. Ama buna da önümüzdeki hafta bilim kurulunda tekrar ele alacağız” diye konuştu. Sağlık çalışanlarına her gün yemek yapıp götürüyorlar Anne elindenİstanbul’da Samatya’da yaşayan Suzan Öcal (76) ve oğlu Victor Öcal, evinin mutfağını sağlıkçılara açtı. Pişirdikleri yemekleri her gün Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki sağlık çalışan larına götüren Victor Öcal, “Herşey annemin kete yapmasıyla başladı. Bu zamanla küçük bir hareketlilik yarattı. Yaklaşık 2 haftadır Cerrahpaşa’ya ha zırladığımız yiyecekleri götürüyorum. ilayda kaya Evde otursak da sağlık çalışanlarına destek olabileceğimizi göstermek is tedik” dedi. Victor Öcal, “Bir sabah annemle te levizyon izlerken sağlıkçı arkadaş larımı kastederek ‘Senin arkadaşla rın çözüm bulamı yorlar mı? İnsanlar ölüyor’ diye sitem etti. Ben de ‘Pe ki sen napıyorsun’ Victor Öcal dedim. Annem de ‘Ben ne yapabilirim ki’ diye sorunca ‘En azından kete, börek yap götüre yim. Söylediklerini de ileteyim’ dedim. Dışarı çıkıp eve döndüğümde ise an nem 8090 tane kete yapmıştı”dedi. Hazırladıkları yiyecekleri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne götürdüğünü anlatan Öcal, “Yemekleri acil servise götürdü ğümde yoğun bakımda çalışanların dı şarı çıkamadığını ve bırakmamı söyle diler. Ben de sağlık çalışanlarına ye mekleri bıraktım. Şimdi ise yaklaşık 2 haftadır düzenli olarak evde hazırladı ğımız yiyeceklerden götürüyorum” di ye konuştu. PAYLAŞTIKÇA İYİLİK YAYILDI Prof. Dr. Tevfik Özlü: Gevşemeyin tekrarlar Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Öz lü, Türkiye’de koronavi rüs salgında iniş süreci nin başladığını belirterek “Salgında iniş dönemi ne girildi. Tabii tek günlük veriyle değerlendir Prof. Dr. Özlü me yapmak yanıltıcı ola bilir. Önümüzdeki sürece bakmak gereki yor” dedi. Türkiye’nin virüsle mücadelesinde gel diği noktayı NTV’de değerlendiren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özlü “Tek gün lük veriyle değerlendirme yapmak yanıltıcı olabilir. Ama genel itibarıyla piki (zirve) ta mamlamış gibi duruyoruz. 11 Nisan itibarıy la en yüksek vaka sayımızı 5 bini aşan va ka sayısıyla gördük. Ondan sonra da bir du rağanlaşma ardından da iniş göründü. Bu sevindirici, Avrupa ülkelerinin trendi yaka lamaları 12 hafta sürdü. Bizde 56 haftada bunu yakalamış görünüyoruz. Umarım bu gevşemeye neden olmaz. Tedbirlerde gev şeme olursa bu eğri yukarıya doğru devam da edebilir. Fevkalade tedbirli olmamız ge rekiyor, salgın tamamen kontrol altına alı nana kadar.” l Haber Merkezi Kız kardeşinin önerisi ile hazırlanan yiyecekleri sosyal medyadan paylaştıklarını ve arkadaşlarından da yardım etmek için talep geldiğini kaydeden Victor Öcal, “Fotoğrafların ardından arkadaşlarım benimle iletişime geçti. Onlar da evlerinde hazırladıkları yiyecekleri bize teslim ettiler. Bazı arkadaşlarım ise evde yemek yapamayacaklarını ve gıda malzemesi için destek olabileceklerini söyledi. Onların da verdiği destekle iyilik büyüyerek yayıldı” ifadelerini kullandı. Öcal, “Beni tanıdıkları için yiyecekler konusunda çekince yaşamıyorlar. Onlar hayatlarını ortaya koyarken küçük de olsa yardım etmek hem bizi hem de onları mutlu ediyor” dedi. Ferrari’sine 1000 liralık yardıma başvurdu kıyamayan bilge Ferrari’nin eski modelleri bile küçük bir servet ediyor. CEMİL CİĞERİM Samsun’da üzerine kayıtlı 1.5 milyon TL değerinde Ferrari marka otomobil bulunan bir kişi, İlkadım Sosyal Yardımlaşma Vakfı’na başvurarak bin liralık yardım istedi. Koronavirüs önlemleri kapsamında mağdur olan ihtiyaç sahipleri için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı İlkadım Sosyal Yardımlaşma Vakfı’na yapılan bir başvuru pes dedirtti. Bin liralık yardım için başvuru yapan kişinin üzerinde 1.5 milyon liralık Ferrari araba olduğu ortaya çıktı. Kişinin müracaatı edevlet üzerinden yaptığını, aracı kullanmadığını, sadece üzerine kayıtlı olup arkadaşına ait olduğunu söylediği öğrenildi. l SAMSUN Lösemiyi de yeneceğim Eskişehir’de özel bir şirkette satış temsilcisi olarak çalışan Necdet Çelen (37), mart ayının son günlerinde yüksek ateş şikâyetiyle hastaneye gitti. Çelen’e lösemi teşhisi konuldu. Covid19 testi de pozitif çıkan Çelen, iyileşerek taburcu edildi. Lösemi tedavisi süren Çelen, “Covid 19’u yendim, lösemiyi de yeneceğim” dedi. l DHA KORONA KİMSESİZLERİ Kocaeli Darıca Farabi Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Güneş, koronavirüs tedavisi gören anne babalarıyla ilgilenmeyen ve tedavilerinin ardından hastanede kalmalarını isteyen çocuklarına tepki gösterdi. Güneş, “Bunlar parmak sayısı kadar ama üzüntü verici. Sizi buradan ifşa etmemi ister misiniz” dedi. l Haber Merkezi 65 yaş üstüne nefes planı AKP hükümeti, koronavirüsle mücadele kapsamında aldığı kararları MYK’de gözden geçiriyor. Gözden geçirilen kararlar arasında 65 yaş üstü kimselerin hafta sonu 3 saatliğine, kurallara uyarak sokağa çıkma izni de yer aldı. Konu, 21 Mart’tan bu yana sokağa çıkamayan 7.5 milyon kişiyi ilgilendiriyor. Koronavirüs önlemleri kapsamında ilk karar 65 yaş üstü kimselerin sokağa çıkmasının yasaklanması yönünde olmuştu. AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MYK) alınan kararları gözden geçirmeye karar verdi. Maske satışının yasaklanması, meydanların sıkı denetimi gibi birçok konu masaya yatırılırken üzerinde en çok durulan konu, 65 yaş üstü kimselerin hafta sonu sokağa çıkabilmeleri oldu. Hürriyet’in haberine göre; AKP MYK, 65 yaş üstününü kısmen rahatlatmak ve sürekli evde kalmanın yarattığı psikolojik sıkıntıları azaltmak için yöntem geliştiriyor. 65 yaş üstüne, sokağa çıkma yasağı uygulanan hafta sonları izin verilmesi planlanıyor. Bu plan, sokağa çıkmanın günde 3 saat olması, maske takılması, sosyal mesafenin korunması koşuluyla hayata geçirilecek. l Haber Merkezi İşleyen yara Kardeşim kadar yakındı. Benden 10 yaş kadar küçüktü. İyi öğrenim görmüştü. Zengin bir kızla aşk usulüyle evlenmişti. Geleceği olan çok iyi bir işi vardı. Karısı ona delice âşıktı. Mutlu olması gerekirdi ama mutlu değildi. Çok para kazanarak dokunulmaz olmak istiyordu. Yoksul bir aileden geldiğini söylerdi. Ama babasının bir işi, daha önemlisi geçerli bir mesleği vardı. Bir gün bile aç kalmamıştı; soğuk bir odada uyumak zorunda kalmamıştı; kıçı yamalı bir pantolon, tersine çevirilmiş bir ceket, altı delik ayakkabı giymemişti. Çok para kazanmak istiyordu. Kazanıyordu. Makam arabası bile vardı. Bir gün, lüks bir lokantada yemek yiyorduk Boğaz’da, ailecek; nedense birden “Öz, bir daha asla dolmuşa binmeyeceğim!” dedi. (Çok yakınlarım bana “Öz” derler). “Elbette binmeyeceksin” dedim. Bir gün dolmuşa binmesi olanaksızdı. Dolmuşa binmenin onursuzluk olduğunu düşünecek kadar ıssızlaşmamıştı ama korkuyordu. Korktuğunu elbette biliyordum. Ama “bir daha dolmuşa binmemek” için her şeyi yapabileceğini düşünmek beni son derece üzüyordu. Ne yazık ki “bir daha dolmuşa binmemek” için giderek çoğalan bazı şeyleri yaptığını gördüm. İlişkiyi kestim. Kestik. Razı olup yapmadığı şey kaldı mı acaba?.. HHH Yazımın tam burasında aklıma birden Paul Nizan’dan çevirdiğim Fesat (*) (La Conspiration) adlı roman geldi. 1974 yılının martnisan aylarından birinde Attilâ İlhan telefon etmişti. O sıralar Ankara’da Bilgi Yayınları’nda editörlük yapıyordu. Ben de TRT televizyonunda çalışıyordum. Hoşbeşten sonra, “Senden bir kitap çevirmeni istiyorum, tam senlik. Bana vaktin olmadığını söyleme. Kitap bizim Paul Nizan’ın” dedi. “Sakın La Conspiration olmasın” dedim. “Evet!” dedi. Attilâ İlhan, Türkiye’de 70’lerin devrimci hareketi içinde, Fesat’ın anlattığı hikâyeyi görüyordu: İkinci Dünya Savaşı öncesinde “İç Savaş” adlı devrimci bir dergi çıkaran yüksek öğretmen okulu öğrencilerinin öyküsü: İşçi sınıfı kökenli bir küçük burjuva dışında tamamı burjuva sınıfından gençler. Bir süre sonra hepsi devrime ihanet ederler: Büyük burjuvalar ailelerinin bağrına dönerler, işçi kökenli küçük burjuva polise ajan olur. HHH Attilâ İlhan’ın tahmin ettiği gibi 1970 ve 80’lerin işçi, köylü, küçük burjuva kökenli devrimcileri idam edilirken, işkencelerden geçip hapislerde yatarken acilci burjuva aydınları bir yolunu bulup yakayı kurtardılar ya da yurtdışına kaçtılar. Günümüzün AKP ile işbirliği yapan liberal solcuları ve İkinci Cumhuriyetçileri Acilci Burjuva Aydınlar arasından çıktı. Kitaba yazdığım önsözden iki alıntı yapacağım: “Komiser Massart küçük burjuva Pluvinage’la konuşurken ‘Canlarının istediği zaman sınıflarının bağrına kolayca dönebilme şansına sahip olan banker ve sanayici oğulları için hiçbir önemli etkisi olmayan bu tür eğlencelerin, serveti ve desteği olmayan küçük burjuva için tehlikeli sonuçlar doğuracağı’nı söyler. Ama kitabın başka bir yerinde yer alan şu cümle çok daha önemlidir: ‘Ürünü oldukları burjuvaziyi kıyıcı ve tehlikeli olduğundan çok budala buluyorlardı. Bu sınıfın ortadan kalkacağından kuşkuları yoktu. Ama işçiler uğruna savaşmak akıllarının ucundan bile geçmiyordu. İşçilerin de böyle bir şey bekledikleri yoktu zaten, onlar kendileri için savaşacaklardı’.” HHH “Sınıf değiştirmek çok sancılı iştir, koronavirüsü yutmaya benzer. ‘Paul Nizan, Intellectuel communiste, 19261940’(**) adlı kitabın son sayfasına şu notu yazmışım: ‘Çocuklukta yaşanan bir bozgunun bedelini daha sonra kazanılan hiçbir zafer ödeyemez!’ Paul Nizan’dan ilham aldığım ve kendi hayatımdan çıkardığım bir cümle. Başta Kikladlar olmak üzere Yunan adalarına Fesat’ı okuduktan sonra sık sık gittim. Ve şu cümlesini hep tekrarladım: ‘Bir erkek, kendisine bir kadınla başlar tekrar. Ya da savaşla, devrimle. Kitaplar yazalım’.” HHH Karantinalı bir pazar günü, kendimle hesaplaşıyorum. Efendi ve köle olmayı kabul etmeyen, kimsenin müridi olmayan, şeyh olmayı asla düşünmeyen, kendisiyle barışık bir ihtiyar olduğumu düşünüyorum. New York’ta görevli olduğu üniversitenin hastanesinde, hastalardan kaptığı Covid19’u yenen oğlumla iftihar ediyorum. Vaktiniz olursa Fesat’ı okuyun, hayal kırıklığına uğramazsınız. (*) Fesat, Yordam Yayınları (**) Ed. François Maspero, Paris 1970
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear